Herkesin farklı anlama methodları olduğu gibi, farklı anlatma methodları da olabilir.Ben mesela çocukluğumdan beri öğrenmem gereken şeyleri farklı olaylarla bağ kurarak hatırlamaya çalışırım.Öyle ki ,en alakasız şeyleri bile birleştirebiliyorum bugün: )
şimdi size fışkıran bir Cola ve sosyal medya kriz yönetimi arasındaki bağı kendimce anlatmak istiyorum;
Düşleyelim;
Arkadaşlarınızla yemek yiyorsunuz,o sırada çatal almaya giden en yakın arkadaşınızdan ‘gelirken bir kutu Cola’ getirmesini istediniz.
uzaktan yaklaşıyor işte : )
Masadan bir kişi uyarıyor ”elinde sallaya sallaya geliyor, aman ha” diye
”sallama yahu ”dediniz elle kolla. ama o duyana kadar iş işten geçti ve Cola o şekilde masanıza geldi.
siz bir markasınız ve o elinde Cola’yı sallayan en yakın dostunuz da ne yazık kı sosyal medya ekibiniz yada ‘uzmanınız’ masada diğer oturanlar sizi bu mecra’da takip eden tüketicileriniz,sevenleriniz.
şimdi yemeğinizi taçlandırmak istiyorsunuz ama köpürmesinden korkuyorsunuz,açmasanız kuru bir yemek yemekten korkuyorsunuz : / ”masada herkes kendi halinde zaten”diyip, dayanamayıp açıyorsunuz
işte ‘Risk’ burada devreye giriyor! eğer ufacıkta olsa bir kuşkunuz varsa, aşk’la şevk’le yapmak istediğiniz bu girişimin sonuçlarını tekrar tekrar düşünmelisiniz.İçmemek ,yeni bir tane sipariş etmek yada biraz beklemek gibi seçenekleri düşünmüyor’ acele giden yol alır’ diyorsunuz ama ‘acele giden ecele’ lafını unutmuşsunuz.
Evet açtınız ve Cola fışkırmaya, köpürmeye başladı. Ağzını kapatmak kâr etmez çünkü masanız da gömleğinizde batmış durumda : /
Kriz çıktı, yaptığınız iyi niyetli ve heyecanlı bir girişim, hoş tepkiler almadı. ‘Masadakiler kendi halinde nasılsa’ demiştiniz ama hepsi söylenmeye başladı ve bunu geri alma şansınız yok.
ilk önce ne yaparsınız? bu durumda önce arkadaşınıza ” niye salladın ??” diye kızacaksınız o da size ”açmasaydın ben söylemiştim” diyecek : )
1_ Dürüst olun ! ”evet bir an sonuçlarını düşünmeden yaptım” diyin. ‘amacınızın bu olmadığını ne yapmak istediğinizi söyleyin’ Böylece olayları uzatmamış olursunuz.Sakın suçlamaya başlayıp, hala etrafınızda oturanları temelli gitmeye zorlamayın.
yani yaptığınız hatayı söylemekten korkmayın.
elleriniz yapış yapış oldu. Bir mendil ister silersiniz herhalde ?
işte bu ‘‘ silmek ” gelen yazıları silip örtmek değildir.Yüzünüze bakarak konuşan arkadaşınızı görmezden gelmek kadar kırıcı bir şey var mı?
aman ha! Sorunumuz ”diyalog” istediğiniz mendil de ”iletişim”
2-Dinleyin ! Gerçekten neyin sorun çıkarttığını anlayın. Aksi halde olayları daha da alevlendirirsiniz, üstelik umursamaz gözükürsünüz.
şimdi Cola’nın bir kısmı hala kutu da. Onu temiz bir bardağa dökmek gerek: )öyle ya ,pislendi yapış yapış oldu…
bu bardak ise ‘‘ telafi” dediğimiz şey.
3- Kendinizi affettirin ! zaten ukalalık yapmadınız ,kabul ettiniz, iyi niyetinizi belirttiniz. ortalığı silip ,yarım Cola’yı bardağa döktünüz.
bir kaç tane daha yeni Cola alıp arkadaşlarınıza ısmarlayın. Onların yemeği de kısa süreli bir telef yaşadı sonuçta (genelde böyle olur)
diğeri laf söylemeye devam etse bile onun bir yanındaki ”ya tamam uzatma kabul etti,özür diledi ve affettirmeye çalışıyor işte” diyecektir.
sonra sakince yemeğinizi yemeye ,abartmamaya çalışın.
4- Zamana bırakın ! ama göz ucuyla ruh hallerini incelemeye devam edin..
”onlar zaten sizin arkadaşınız olduğu için masanızda” unutmayın ..
bir daha da Cola’yı açarken dikkat edin: )
çünkü bir daha olursa ”aynı hatayı geçen sefer de yaptın, sen bunu hep yapıyorsun! hiç dikkat etmiyorsun” diyecekleri kesin.
işte temel hatlarıyla benim için kriz yönetimi : )
Bunun elbette bu kadar basit bir süreç olmadığını biliyoruz, farklı senaryolar türetmekte özgürüz: )