https://juragankomik.com

Dijital Dönüşümler…

Dijital bir çağda daha doğrusu dijital bir devrimin tam merkezinde yaşıyoruz. Organizasyonların, iş yapış şekillerinin, iletişimin birçok şeyin değişim dönüşümüne şahitlik ediyoruz. Bu açıdan bakınca da eski dünyanın sadece iş birimlerine destek veren teknoloji birimleri de kendilerini bizzat iş birimleri olarak –böyle değilse olmalı- konumlandırıyor. Bu yazıda, teknoloji dünyasında bahsi çok geçen dijital dönüşümlerden bahsedeceğiz. Bu konuyu birçok başlık altında derinlemesine paylaşmayı düşünüyorum.
Kullanıcı davranışları, iş süreçleri, mevzuatlar, bankalar ve dolayısı ile büyük firmalar yani piyasada söz sahibi olan büyük oyuncular, dijital dönüşümlerini yol haritalarına koydular bile artık büyük küçük herkes bu dönüşümü ya bugün ya da yarın yaşamak zorunda da peki de nasıl? Birkaç madde de olsa işinize yarayacaktır diye umuyorum.
Yukarıda bir cümle ile bahsettim artık teknoloji birimleri bilakis iş birimleridir. Yani kurumunuzun CEO’sunun“benim bilgisayar bozuldu CIO’yu çağırın” feryadından “büyük bir yatırım anlaşması üzerindeyiz CIO’yu da çağırın” iş ilişkisine dönüşmesi elzem olacaktır. Çünkü teknoloji birimlerinin en önemli faydaları doğru bilgiye ulaşma, doğru ürünü doğru yöntemle sunma ve tabi ki en isabetli kararları alabilmek için gerekli teknolojiye sahip olmalarıdır. Sonuç; dijital bir dönüşüm yaşayacaksanız bu aşağıdan yukarıya olmaz, tam aksine yukarıdan aşağıya olur. İlk kural herkesin bildiği gibi üst yönetim desteği ve hatta ötesinde talebi olmalıdır.
Dijital dönüşüm ihtiyacı, sektörünüz, alt yapınız, hedefiniz gibi birçok faktöre göre değişebilir.Dijital dönüşüme, bir kullanıcı deneyimi projesi mi, operasyonel süreçlerin iyileştirilmesi ve maliyet, zaman performansının geliştirilmesi mi, yoksa tüm iş birimlerini ve iş süreçlerini etkileyecek devasa bir dönüşüm olarak mı bakıyorsunuz? Her ne ise, bilmelisiniz ki birçok kişinin hayatını değiştirecek bir işe giriyorsunuz. Bazı sancılarınız olacak, para harcayacaksınız ve belki dönüşüm projesinin büyüklüğüne göre organizasyonuz bile değişebilecek. Kimsenin aklında soru kalmaması için, tüm ekiplerin kendilerini çölde kaybolmuş gibi hissetmemeleri için, gerçekten iyi tanımlanmış çok çalışılmış bir dönüşüm stratejisine sahip olmalısınız.
Dedim ya öyle bir çağda yaşıyoruz ki; isteklerimiz, arzularımız, taleplerimiz bitmiyor, tükenmiyor. Neyse konumuz dijital dönüşüm ve dijital dönüşüm insanları ve firmaları tarihte hiç görülmemiş şekilde iç içe getiriyor. Yani büyük tehlike şu ki; müşterileri tarafından yönetilir bir firma haline gelebilirsiniz. Çözüm mü ne? Müşterinin bir adım önünde olmak. Nasıl mı? Müşterilerinizi tanımalısınız, çevrenizi tanımalısınız, rakiplerinizi tanımalısınız ve bunlar için gerekli teknolojileri tanımalısınız –bu teknolojilerden daha sonra bahsedeceğiz- yani tanımalısınız ne gerekli ise. Bu bilgiler elinizde var ise dijital dönüşümde en çok ihtiyacınız olan şeye yani iş süreçlerinin haritasını çıkarmaya hazırsınız demektir. Zira iş süreçlerinin müşterilerin dijital davranış şekillerine göre hazırlanması ya da tekrar tanımlanması kural üçtür.
Bana göre hangi çağda yaşarsak yaşayalım, insan kaynağı en önemli gereksinim olma özelliğini hep koruyacaktır. İyi bir çalışma ortamı, iyi bir organizasyon kültürü ve tabii ki kesinlikle yetenekli, eğitimli, iş yapmaya yoğunlaşmış çalışanları bulmak ve onları tutabilmek sizi farklılaştırır. Biraz iddialı ama bence insan kaynakları birimleri start-up bile olsa ilk kurulacak ve üzerinde düşünülecek birimlerdir. Unutmamak lazım ki; dışarıda insanlar sizden harika bir şeyler bekliyor ise bunu ancak harika insanlarla yapabilirsiniz.

Hakkında Bülent Bedir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir