Tag Archives: blog

Edebiyat alanında son zamanlarda ‘dijitalleşme’ adına sevindirici gelişmeler yaşanıyor. Geniş ve güçlü yazar kadrosuyla internette yayın yapan kolektif bloglar, matbu dergiciliği dijital mecraya taşıyor… Günümüz dünyasında dijital mecra ile edebiyat dünyası gittikçe iç içe bir hâl alıyor. Önce Twitter’dan, katılımcı sözlüklerden ve bloglardan gün yüzüne çıkan yazarlar kitaplarını çıkarttı; ardından yazarlar ve şairler sosyal medyada yer alarak kendi güçlü konumlarını daha da sağlamlaştırdılar. Tüm bu bağlamda bizler de edebiyatımızda son zamanlarda dijitalleşme adına sevindirici gelişmeler yaşanıyor diyebiliriz. Geniş ve güçlü yazar kadrosuyla internette yayın yapan kolektif bloglar, matbu dergiciliği dijital mecraya taşıyor. Kolektif bloglar demek artık bir anlamda günümüzün dergiciliği demek oldu. Edebiyatı, dergilerden takip ederek ‘okuyan – yazan’ insanlar, artık kolektif bloglardan takip ediyor edebiyatı. Buna bir örnek de kendi ‘Kaknüs’ felsefesiyle kendi akımını oluşturmuş olan Son Kaknüsler… Okurlarını “Puro içen şair gangster olur mu?” sorusu ile karşılayan Son Kaknüsler; edebiyatımızın genç, dinamik ve kaliteli kalemlerini bir araya getiren kolektif …

Dünya genelinde büyük bir heyecan ile beklenen .BLOG Domain uzantının satışına, WordPress.com‘un ana şirketi olan Automattic tarafından ilk olarak marka sahipleri için 18 Ağustos 2016 tarihinde başlamıştı. Geçen süreçte, .blog domain uzantısının genel kayda açılmasına bugün itibariyle 4 gün kaldı ve 21 Kasım 2016 akşam 18:00 itibariyle de herkes kayıt işlemi yapabiliyor olacak. Özellikle blog yazarları (blogger) tarafından uzun süredir beklenen ve yeni domain uzantıları arasında büyük bir ilgi uyandıran .BLOG için artık geri sayım başladı. .BLOG domain  uzantısının “Ön Kayıt Satışı” da şu anda ilk kez ve sadece Natro üzerinden gerçekleştiriliyor. Üstelik alan adı kayıt ücreti dışında herhangi bir ek ücret ödemenize gerek yok. Şu anda binlerce jenerik domain kaydetme imkanı sunan .BLOG, domain yatırımcıları için kısa vadede büyük getiri sağlayacak yatırım yapma imkanı sunuyor. .BLOG Domain uzantısının genel kayda açılmasına henüz 12 gün varken en jenerik domainleri herkesten önce sorgulayıp, ön kayıt talebinde bulunarak, ilgili domaine sahip olma şansınızı 4 kat arttırabilirsiniz. .BLOG Domain Ön Kayıt …

İnternet dünyasının eski trendlerine dönüp bir baktığımızda ne kadar da çok trendi arkamızda bıraktığımızı görürüz. Düşünün ki bundan 10 sene kadar önce hangimiz MSN’in yerini Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların alabileceğini düşünürdü ki? Yada YouTube’un her geçen gün televizyonun yerini almaya bir adım daha yaklaşmasına ne demeli? Ha, bir de unutmadan tabi kişisel blog gibi bir internet kavramımız vardı ne oldu ona? Kişisel Bloglar Ölüyor Mu? Eski internet düzeninde bir kişi içerikleri oluşturuyor bir kitleyse içerikleri kullanıyordu. Zamanın değişmesi ve yeni sosyal medya kanallarının da ortaya çıkmasıyla birlikte kişisel bloglar ölmedi ama biraz geride kaldıklarını söyleyebilmemiz mümkün. Artık herkes sosyal hesapları sayesinde kendince kısa veya uzun içerikler üretiyor ve bunları en yakın çevrelerinden tutun da milyonlara kadar yayınlayabiliyor. Yine de her ne kadar sosyal medya hesaplarınızı kullanırsanız kullanın kişisel bloglar her zaman bir adım daha çok öne çıkmayı başarıyor. 2000’li yıllarla birlikte hayatımıza giriş yapan kişisel blog kavramı kısa süre …

Bazen, dijital dünya’nın bize neler kaybettirdiğini düşünürüm. Biz, en fazla 12-13 senelik gazete geçmişini görebiliyoruz internette. Sebebi ise, internet sitelerinin 99-98′den öncesine ulaşamaması. Mesela, edebiyatçıların 1970′li yıllarda yayınlanmış köşe yazılarını dijital dünyaya mahkum olan bizler asla okuyamayacağız. Çünkü hiçbirimiz rahat koltuklarımızı bırakıp saatlerce arşiv araması yapacak insanlar değilizdir. Ya, arşivcilik noktasında “sıyırmış” derecede başarılı olanların yazdıklarına mahkum olacağız ya da o hazineden mahrum kalacağız. İşte bu doğrultuda, geçenlerde bir vesile ile bir blogda okuduğum bir yazıdan sizlere bahsetmek istiyorum. Tarık Buğra’yı hepimiz biliyoruz. Edebiyatımızın usta kalemlerinden Tarık Buğra’nın, 1975 yılında bir gazetede yayınladığı “Her yazara bir yasa” başlıklı yazısını -ya da blog yazısına göre yazı dizisini- haddimi aşarak, hakkım olmayarak sizlere farklı bir biçimde sunmak istiyorum: Her Blogcuya Bir Yasa Blogcular… Yeni Medya Yeni Edebiyat’ı vücuda getirebilecek mi? Blogculuk, mikroblogların sosyal medyayı istilasına rağmen hala revaçta olan bir uğraşı. Genelde, “tuzu kuru”, vakti bol tiki kızların meşhur olduğu bir uğraşı …

İnternete veya akıllı aletlere ulaşımın olmadığı bir hayat düşünün… Facebook yok, bloglar yok, Instagram yok, bilgiye ve ağlara erişim kolay değil… Teknolojik olarak bu kadar ilerlediğimiz bir zamanda bu saydıklarımız kulağa biraz garip geliyor değil mi? Şimdi, her sabah uyandığımızda hepimizin en temel ihtiyacı olan temiz ve güvenle içilebilir suların olmadığı bir yer düşünün. Bu daha zalimce bir gerçek… Dünyada yaklaşık 800 milyon insan temiz su olmadan hayatını sürdürüyor. Her yıl, milyonlarca kişi kirli sular yüzünden ölümcül hastalıklara yakalanıyor. Yalnızca bu hafta 30.000 kişi bu sebepten dolayı hayatını kaybedecek. Hayatta kalan şanslılar ise ailelerine kirli suları götürmek için saatlerce uğraşacak. charity: water bunu değiştirmeye çalışıyor. Onlar, gelişmekte olan ülkelere temiz ve güvenle içilebilir suları götürmeye çalışan ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon. charity: water, dünyada su krizi ile ilgili farkındalığı arttırmak ve diğer insanları misyonlarına katılmak adına davet etmek için çalışan bir kuruluş. Siz de katılabilirsiniz! charity: water, dünya çapındaki …

‘’Kurumsal Bloglar markanın sosyal medya ve tüketiciye bakan sosyal yönüdür’’ Bu şekilde daha net anlaşılacağı için zihninizde bir karakter canlandırmanızı istiyorum. ’’ Selçuk Bey  ‘’ Üst düzey yönetici olan  bu kişiyi anlatmak istiyorum size; İş yerinde her zaman güzel giyinir ve başarılı işlere imza atar.Onu çoğu zaman odasında bulmak zordur. çünkü sürekli aktiftir.İşi yoğundur  ve kusursuzluğa inanır.Başarı odaklı olduğunu herkes bilir.Rakiplerini ise sürekli takip eder. Onu tanımayanlar  farklı profiller çizer hakkında. Seveni olduğu kadar pek hoşlanmayanlar da vardır ondan. Kimi duruşunu sevmez,kimi ondan daha başarılı olduğuna inanır. Selçuk Bey’in iş yoğunluğunun yanında bir de sosyal hayatı vardır tabi .Anlattığı kadarıyla birlikte süregelen bu iki hayatı birbirinden şeffaf çizgilerle ayrıştırır.Temposunun yanı sıra golf oynar,sinemaya gider,sergi ve konserlere katılır. iş arkadaşlarının haricinde sergi ve etkinliklerde tanıştığı insanlarla sohbet eder,Kart alışverişinde bulunur ve iş ortaklıklarını bu tip aktivitelerde tanıştığı kişilerle pekiştirir.Onun bu sosyal yönü, çevresini başarıyla genişletir ve daha da sevilmesini sağlar.’’Neticede kimse …

“Tarih + Mimari + fotoğraf +video ”  ile atıfta bulunan  betticket alışılagelmişin dışında,seyri istanbul ikonik dili ile taptaze bir website olarak gözümüze çarpmakta ! betticket sitesi ruhunu, görsel zenginlik ile dile getirmiş İstanbul’un güzelliklerini heyecanını en güzel şekilde istanbul severlere aktaran faydalı bir blog. Okurlar, Seyri İstanbul blogunda İstanbul’u en eski haliyle görme fırsatı bulacak. İstanbul’da yaşayın ya da yaşamayın, bu siteye mutlaka göz atın. Seyri İstanbul, özellikle İstanbul’da yaşayan okurlar için çok önemli bir site. Yaşadığı yeri, her gün gelip gittiği yerleri gören okurlar, Seyri İstanbul blogunda en eski haliyle görme fırsatı bulacak. Tarihi İstanbul’un en eski hallerinin fotoğraflarının bulunduğu Seyri İstanbul blogu, resimlere bakarken arka planda çok hoş da bir müzik çalıyor. İstanbul’da yaşayın ya da yaşamayın, bu siteye mutlaka göz atın.  

Çok sevdiğiniz bir fotoğrafa baktığınızda bile  bir süre sonra artık size sıkıcı ve eski gelecektir. Blogunuzda da durumlar bir süre sonra okuyucularınızın gözünde de öyle olacaktır. Bir zamanlar tasarım ve  içerik olarak orijinal olan yapı,  zaman geçtikçe hızla gelişen internet, teknoloji ve tasarım trendlerinin gerisinde kalacaktır. Yeni yıla girdiğimiz şu günlerde kendinize dair yaptığınız yenilikleri ve  aldığınız yeni kararları blogunuza da eklemenin tam zamanı . O halde, blogunuza makyaj yapmadan önce blogunuza eleştirel gözlerle bakalım. Tasarımınızı temizleyin! Blogunuzu ilk açtığınızda sizde nasıl bir izlenim bırakıyor? Yoksa blogunuzda algınızı dağıtacak bir çok öğe mi sizi karşılıyor? O halde, gereksiz videolardan, çok sayıdaki reklam ve fotoğraftan kurtulma vakti geldi. Çünkü bu şekildeki tasarlanmış bir site okuyucularınızın gözünde amatör bir tablodan başka bir şey yaratmayacaktır.  “Hakkımda” sayfanızı güncelleyin! “Hakkımda” bölümünüzde  yazdığınız  her şey blogunuz, yazım diliniz değindiğiniz konu veya insanların sizden nasıl faydalanabileceğini gösterir. Hakkımda sayfanızı yazarken dikkat etmeniz gereken bazı şeyler; Onlara …

Parfüm reklamlarında neden çekiciliği ön plana çıkardıklarını şimdi daha iyi anladım. Çünkü kadınların birçoğu erkeğin cazibesini parfümüne bağlıyor.

Pazarlama uzmanları, son zamanlarda çoklu mecra kanallarını kullanarak markalarının gücüne güç katıyor. E-mail marketing, sosyal medya kanalları ile birlikte kullanıldığında, tüketicinin mesaja erişimi ve farkındalık yaratması açısından etkili oluyor. Bu sebeple, e-mail marketing ve sosyal medya kanallarının birlikte kullanıldığı kampanyalar, pazarlama planlarında sıkça yerini almaya başlıyor. Dijital pazarlama uzmanları, hazırlanan içerikleri Facebook ve Twitter gibi sosyal medya kanallarındaki şirketlerin kurumsal sayfalarına yerleştiriyor. eMarketer’ın yaptığı bir araştırmaya göre, Amerika’da e-mail pazarlama uzmanlarının yüzde 81’i e-mail marketing ile içerik gönderimleri yaparken sosyal medyanın gücü onlara yeni pazarlara daha hızlı erişim sağlama olanağı veriyor. Yüzde 78’i ise bu iki kanalın birlikte kullanılmasının, marka farkındalığını yükselttiğini düşünüyor. Sosyal medya ile e-mail pazarlama kullanımının e-mail programlarının geridönüşümünü yükselttiğini düşünenler ise yüzde 53’ü buluyor. Ankete katılanların yüzde 47’si şirketlerin veritabanlarını genişletmek için sosyal medya kanalının gücü olduğunu düşünüyor. Yüzde 31’i ise sosyal medya kullanımı ile daha kaliteli potansiyel müşterileri yaratılabileceğini savunuyor. Facebook ve Twitter kullanımı geçtiğimiz …

Sosyal medya firmaların büyük ilgisini çekiyor, buna kuşku yok; çünkü çok ucuza çok etkili reklam olanağı sunan başka bir yer yok. Bununla ilgili olarak yurtdışında yapılan araştırmalar çok ilgi çekici (bir ara blogcuları ilgilendirenlerine değinelim). Zaten, altı üstü piksellerden oluşan internet sitelerinin milyon dolarlık gelirler elde etmesinin başka bir izahı da olamaz. Durum böyleyken dünyayı –dolayısıyla piyasaları da– değiştiren internetin ne anlama geldiğini hâlâ doğru anlamayan, anlayamayan firma sayısı binleri, onbinleri, yüzbinleri geçmiş durumda. İşin şaşırtıcı bir tarafı ise, adı bile duyulmamış yeni yetme firmaların parmak ısırtan sosyal medya çalışmalarının yanında, bazı milyar dolarlık firmaların internet reklamcılığı konusunda zaman zaman acemiden de acemi davranabilmeleri. İştah kabartan sosyal medya imkânlarından yararlanayım derken hatalı tercihler yapan firmalara tekrar dönmeden önce, firmalarca yapılan yanlışların temel sebebinden bahsedeyim biraz. İnternet, Şirketleri Şeffaf Olmaya Zorluyor İnterneti ne için kullanıyorsunuz bilmem fakat farkında olmadan özgür dolaşan yayınlardan yararlanıyorsunuz; zaman zaman Wikipedia’da özgür dolaşan bilgiyi, zaman zaman …

Fen-Edebiyat Üniversitelerinin yıllardan beri gelen uygulaması şudur ki; 4 yıllık eğitimin ardından artı 1 yıl pedagojik eğitim verilir ve öğrenci kadrolu olarak öğretmenlik yapma hakkını kazanırdı. Bunu yapması içinse “Ales” denilen ölçme sınavından belli bir not elde etmesi gerekirdi. Bu sistem 2010 yılının içerisinde kaldırılıverdi. Böyle bakıldığında durumda bir anormallik yok gibi görünse de , eğitimine devam ettiği yıl içerisinde bunu öğrenen öğrencilerin nasıl da büyük bir haksızlığa uğradığı hep gözden kaçırıldı. O öğrenciler üniversiteye girdikleri yıl “Ales” dene bu sınava girip formasyonlarını bu yolla alacakları sanıyorlarken, birden önlerine konulan 2,50 engeliyle karşılaştılar. Elbette ki kendilerini ve ortalamalarını buna göre hazırlamışlarken birden karşılaştıkları bu durum yüzünden inanılmaz bir mağduriyete uğradılar. Dönem ortasında 2,50 üzerindeki arkadaşları formasyon alırken onlar öylece kaldılar. Sene sonu ortalamaları 2,50 ve üzeri yapıp formasyon almayı ümit ederlerken, sadece 22 kişilik bir kontenjanla karşılaştı Türk Dili ve Edebiyatı mezunları.. Ve biliyoruz ki diğer bölümler de aynı durumdaydı.Liste …

Farklı sosyal ağlardaki hesaplarınızı bir araya getirip kolaylıkla sosyal web sayfanızı oluşturabileceğiniz bir sosyal ağ oluşumu. Henüz beta aşamasında olduğunu hatırlatmak da yarar var. Kendilerini şöyle tanımlıyorlar: İnternette profilinizi tanımlayın. Sosyal ağlardaki hesaplarınızı ve blogunuzu bir adresten arkadaşlarınıza iletmek ister misiniz? Sosyal ağların da etkisiyle giderek artan internet kullanımı, son yıllarda farklı bir boyut kazandı. Sadece eğlence ya da arkadaş ekleme amaçlı olan ağların yanı sıra, iş hayatına yönelik de bazı portalların varlığı, giderek artan bir “hesaplar listesi” oluşmasına yol açtı. İnternet kullanıcıları, kişisel deneyimlerini ve herhangi bir konuda görüşlerini aktardıkları blogları ile seslerini duyurur oldular. Kimdir.com, internet kullanıcılarının kendilerini bir noktadan ifade edebilmeleri adına geliştirilen bir site olarak 2011 yılında faaliyete başladı. Facebook, Twitter, LinkedIn gibi sosyal ağ hesaplarınız ile blogunuzu, kişisel web sitenizi tanımlayarak arkadaşlarınıza tek bir hesaptan bu linkleri iletmenize imkan sağlar. Kimdir.com ile dijital profilinizi kolayca oluşturun! http://kimdir.com/

comScore’un yayınladığı son rapora göre Türkiye, blog okumada dünya dördüncüsü oldu. comScore’un yayınladığı son rapora göre dünyada blog okuma oranları söz konusu olduğunda Asya ülkeleri başı çekiyor. Sosyal medyanın gün geçtikçe daha yoğun olarak kullanıldığı Uzak Doğu ülkelerinin dışında Türkiye ve Brezilya’da blog okuma konusunda birçok ülkeyi geride bırakmış durumda. Yüzde 85,5 oran ile dünya üzerinde en çok blog okuyucusu Tayvan’da yer alırken, brezilya %85,2 ile Tayvan’ın hemen arkasında bulunuyor. Türkiye ise yüzde 81.9’luk oranla blog okuyucularının olduğu en yoğun dördüncü ülke olarak dikkat çekiyor. Ziyaretçi başına en çok blog okuması yapılan ülke 52.2 dakika ile Japonya olurken, Güney Kore 49.6 dakika ile Japonya’yı izliyor. Ancak Türk okuyucusu blog okumaya harcadığı süre bakımından başarı gösteremiyor. Kaynak Hürriyet

İngiltere’de Londra ve diğer bazı şehirlerde son birkaç gündür ayaklanmalar oluyor. Yağmalayanların ve ateşe verenlerin büyük çoğunlukla gençler olduğuna ve BlackBerry Messenger hizmetinin (BBM) aktivitelerin organize edilmesinde önemli rol oynadığına inanılıyor. Mesajların herkes tarafından aranabildiği Twitter’dan farklı olarak BBM kapalı bir sistem ve kullanıcılarının kontaklarındaki birden fazla kişiye anında ve ücretsiz gizli olarak mesaj gönderebilmesini sağlıyor. Android ve iPhone akıllı telefonlara kıyasla düşük fiyatı ve BBM teknolojisi BlackBerry’yi ingiliz gençler arasında popüler bir seçim yapmış. Ofcom’a göre ingiliz gençlerin %37’si BlackBerry sahibi. BlackBerry’nin arkasındaki firma RIM Metropolitian polisin araştırmalarında yardımcı olacağını duyurduğunda bunu gençleri memnun etmediği kesin. Bu öğleden sonra BlackBerry’nin resmi blog sitesi hack edilmi ve “TriCk – TeaMp0isoN” tarafından bir mesaj konuldu. RIM çalışanlarının detaylı bilgilerini yayınlamakla tehdit eden mesajın bir kısmı aşağıdaki gibi: Sayın Rim, İngiliz Polisine yardım ETMEYECEKSİN çünkü edersen yanlış zamanda yanlış yerde olup bir blackberry sahibi olan masum insanlarda gereksiz yere suçlanacaklar. Polis utancını …

Sosyal Medya ile bir hayli haşır neşir olan dünyaca ünlü yazar Paulo Coelho, blogu üzerinden düzenlediği video yarışmasını Türk sanatçı Raif Kurt kazandı.   Facebook üzerindeki takipçileri 5 milyonu geçince, Coelho hayranlarına, “Bunu kutlamak için ne yapalım?” diye sormuştu. Önerilerden biri de birlikte bir proje yapmak yönündeydi. Daha sonra yeni romanı Aleph (Elif) için bir video yarışması düzenlemeye karar verdi Coelho. Türkiye’de geçtiğimiz mart ayında yayınlanan kitap henüz birçok ülkede yayınlanmadığı için Coelho, yarışmayı da yayınlanma tarihlerine denk getirmek istediğini yazdı blogunda. Dünyanın farklı noktalarından 100′e yakın yarışmacının katıldığı yarışmanın sonucunu dün açıkladı ve Türk sanatçı Raif Kurt’un videosu birinci seçildi. Aşk, heyecan, yaratıcılık dolu videolar arasından beğendiği 15 tanesini okuyucularıyla paylaşan Coelho, sonunda Raif Kurt’un videosunda karar kıldı.

blog yazarları ile alakalı dünkü yazımdan sonra sevgili bekir arslan’ın yorumundan hareketle bir ikinci bölüm hazırladım nacizane. dünkü yazı daha ziyade başlangıç seviyesi için öneriler içeriyordu, bugün biraz daha incelikli br konulara temas edelim. 9. site haritası: dün de bahsettiğim etiketleme ve kendinizin hazırlayacağı bir iki ayrı sayfadan müteşekkil olur genelde bloglarınız. insanlar yazılarınızı okumadan önce buna değip değmeyeceğini bilmek isterler. bunun için genelde sağ(sol da olabilir) kolonunuzda site haritası oluşturmanız yararınıza olacaktır. bu sayede düzenli okurlarınız ve arkadaşlıklarınız olur. 10. tanıdık blog yazarları: tecrübe iyidir. blogu ve çevresi olan arkadaşlarınızın blogroll’unda yer almak güzeldir. bunun yarı sıra, bloxoo.com gibi sitelerden fazla takip edilen bloglara ulaşabilir ve yazarlarıyla iletişime geçebilirsiniz. isterseniz ilgili olduğunuz alanların kategorilerine yönelin. ekşi, ihl, itü sözlüklerde beğenilen ama takipçi sayısı az bloglara da ulaşabilirsiniz. 11. tema/şablon: popülerleşen blog servisleriyle beraber bu servislerin sunduğu temalar yetersiz kaldı. bir çok web tasarımcı yeni temalar hazırladılar bloglar için. gene …

sosyal medya, eskiden boşa kürek çekiyor gibi görünen blog yazarlarının daha fazla ve farklı kitlelere ulaşmasını sağladı. burada blog yazarlarının işine yarayacak bir kaç ipucu paylaşmak istiyorum. 1. etiketleme: hemen hemen tüm ücretsiz blog servisleri artık bu uygulamaya yer açmış durumdalar. etiketleme, arama motorlarının sizin sitenizdeki yazıları indekslemesinde, çok kullandığınız etiketlerde ise ön sıralarda çıkmanıza olanak sağlıyor. yazıyla alakalı vereceğiniz etiketler ya da hikaye öykü vb. türde yazıyorsanız deneysel türlerin adlarını etiket kısmına yazmanız, yazınızın ön sıralarda çıkmasını sağlayacaktır. burada fazlaca etiket doldurmak ise okurlara hoş bir davranış olarak gelmeyecektir, belirtelim. 2. statcounter.com: ücretsiz trafik izlemek için kullanacağınız bir site. sitenin arayüzü kolay. burada, tekil ziyaretçi sayısı, ilk defa gelen ziyaretçi sayısı, ziyaretçilerin hangi siteler üzerinden geldiği gibi istatistik kategorileri var. bu sayede sitenizin eksik görüldüğü alanları daha kolay ve çabuk kapatablirsiniz. 3. başlıklar: orjinal ve daha önce kullanılmamış başlıklar hem okuyucularınızın hem de sitenizin url’sini hatırlamayan okurlar için kolaylık …

TÜHÖP (Türkiye Halkla İlişkiler Öğrenci Platformu) 13-31 Mayıs tarihleri arasında “En Güzel Blog” benim yarışmasını düzenliyor. Bu yarışmaya başvuru yapabilmek için blogunuzu en iyi anlatan görsel, video, fotoğraf ya da yazınızı blogunuzda yer vermeniz yeterli. Başvurularınızı TÜHÖP İletişim Formundan http://www.facebook.com/tuhop?sk=app_190322544333196 yapabilirsiniz. En güzel blog sahibine TÜHÖP arşivinden kitap hediye edilecek. Tamamen profesyonellerden oluşan jüri önümüzdeki hafta içerisinde açıklanacak.    

  Sosyal mikroblog sitesi Twitter’ın iki kurucusundan biri olan, aynı zamanda firmanın genel müdürlüğünü yürüten Evan Williams, “artık kazanç formüllerine odaklanacağım” diyerek koltuğunu arkadaşına bıraktı. Twitter blogunda bir açıklama yayımlayan Williams, hızla büyüyerek büyük bir kazanç potansiyeline sahip olan Twitter’ın ‘artık kar etmesi gerektiğini’ yazdı. Üye sayısını sadece iki yılda 3 milyondan 160 milyona çıkarmayı başaran sosyal ağın, banner reklam yayınlanmadığı için neredeyse hiç geliri bulunmuyor. Sitede görünen ilan türü, ‘promoted tweets’ denilen sponsorlu mesajlardan ve linklerden ibaret. Twitter’ın yeni CEO’su, firmanın operasyondan sorumlu genel müdür yardımcısı Dick Costolo oldu.