Hep ilgimi çekmiştir mübadele öyküleri… Topraklarından koparılan onca insanın zorunlu ‘tayini’. Büyük hesaplar içinde yitip giden sıradan hayatlar… “Memleket” özellikle bu topraklarda önemlidir. “Hemşeri” nin başka dillerde karşılığı var mıdır, varsa dahi bu kadar anlamlı mıdır acaba? İnsanlar nerede ölürlerse ölsünler “kendi topraklarına” gömülürler buralarda. İşte mübadele bu kopuşu, köklerinden ayrılmış bir fidanın tutunma çabasını ve derin bir özlemi barındırdığı için kıymetlidir gözümde. Çağan Irmak’da son filminde bu mübadele yıllarına değinmiş. Girit’ten İzmir’e göç ettirilen bir ailenin ve üç neslin hikayesi kısaca. Kimileri eleştiriyor Irmak’ı, sinemasında sürekli kendini tekrar ettiği, “ağlak” filmler yaptığı yönünde. Belki bu sözlerde haklılık payı var ve belki de öngörülebilir bir matematiğe sahip Çağan Irmak sineması, evet, ama hala bizlerin gözyaşı bezlerine dokunmayı başarıyorsa bu formül henüz eskimedi ve başarılı demektir. Irmak yine bildiğini anlatıyor (belki de böylece daha iyi anlatabiliyor) ve sımsıcak bir ege kasabasından, çağıl çağıl ve tatlı bir şiveyle alıp götürüyor bizleri insanların …
Devamı »