https://juragankomik.com
Cuma , 13 Aralık 2024

A’dan Z’ye Felsefik, Özlü Sözler ve Bilgelik Ansiklopedisi

ACI
Acıların en acısı kendi kendimize çektirdiğimizdir.
Sophokles

Acılar gece çözülür
Ahmet Haşim

İnsanlar akılsızlıkları yüzünden “alınlarında yazılı olmadan” daha çok acı çekerler.
Eflatun

Deniz kıyısında midyeler sayısız,
Sevgide sonsuz, tükenmez acılar.
Ovidius

Büyük saadetler, büyük acıların yanı başındadır.
H.Erhan Bener

Ölümlüler arasında acı gören bir sen değilsin.
Sophokles

Talihsiz ölümlülere Tanrı şu kaderi dokudu:
Yaşayacak insanlar acı içinde.
Homeros

Saraybosna’dan söz ederken, Bosna’nın bütünüyle iyinin ve kötünün mücadele alanı olduğunu söylemiştim. Dünya, Saraybosna’ yı her ne kadar ben bu kentin, direnişin sembolü olarak hatırlanmasını tercih etsem de acının sembolü olarak hatırlayacak.
Aliya İzzetbegoviç

Acını tazelemekle hafifleteceğini mi sanıyorsun?.
Euripides, Herakles

Kimse açı çektiği yere dönmez seve seve.
Phaidros

Matemin gözyaşları ve feryatları rahatlatır acısı olanları.
Euripides, Troades

Neşeniz de sınırlı olmalı, acınız yakınmanız da sakin. Çünkü bütün hayatınız boyunca karışacaktır neşeyle acı.
Phaidros

Baskı altındaki acı asla bitmez. Acı, en yüksek noktasında özgürleştirici bir kayıtsızlık getirir. Aşağılayıcı mutlulukla, yüceltici acı çekme arasında seçim yapmalısın. Eğer yeterince güçlüysen, alçakgönüllülükle arkanı dön, kargaşadan uzaklaş ve önemsiz şeyler söyle ıssızlığa yüksek sesle.
Miro Gavran, Clara

ACIMA
Zarardır etse zahm-dara merhamet cerrah.
Beliğ

Karnı açlardan ziyade kalbi açlara acırım.
Cenap Şehabettin

Talihsiz insanın haline vah çekmeğe hazır;lakin o acınışlar kimsenin ta bağrından kopup gelmiş değildir.
Aeschylus

Merhamet de bir menfaat hissidir ya! “Allah’ın hoşuna gider de beni kayırır” düşüncesi!
Refik Halit Karay

AÇ GÖZLÜLÜK
Sahip olmadığı şeyler için üzülen değil, fakat sahip oldukları için sevinen insan aç gözlü değildir.
Demokritos, [Anthologia Stobaiou)

Kendi yurtlarını beğenmeyip de başka illere (ülkelere) gidenler, yabancıdır diye oralarda beğenilmez, kendi yurttaşlarını hor gördükleri için bir daha onlar da aralarına almaz.
Aisopos

Lüzumsuz şeylerden hiçbirine ihtiyaç duymamak, gerekli olan hiçbir şeyden ise yoksun olmamak ne güzeldir.
Plutarkhos, Moralia

Akıllı insanlar için, gerekli olan şeyler yeterlidir.
Euripides, Phoinissai

Çok şeye sahip olma isteği, var olanları da mahveder…
Demokritos, (Anthologia Stobaioü)

Hayatımız kısadır. Bu yüzden, çok şeyi arzu eden kişi sahip olduklarının da tadını çıkaramaz.
Euripides, Bakkhai

Azla yetinmek bütün bilgeliklerin hocasıdır ve bizim için en güzel düşünceleri yaratır.
Sophokles, (Anthologia Stobaiou)

Kazanmayı iste, ama her zaman tanrıyla birlikte.
Sophokles, Aias

Malını yitirmeyi hak eder başkasının malına göz diken.
Phaidros

Yoksul, zengin gibi olayım derken telef olur
Phaidros

Hepimiz mutlu olup yetinelim… yaşayalım alnımıza yazılmış yılları. Elde etmeye çalışmayalım ölümlüye kaderin bağışladığından daha çoğunu.
Phaidros, Appendix Perottina

Aç gözlülük, ahlâka aykırı ve haksız bir davranıştır.
Platon, Gorgias

Aç gözlüye bir mal emanet edersin de sonra o maldan hayır mı kalır?
Aisopos

Amphiaraos uzun zaman karısı Eriphyle ile yaşamıştı. Bir sürü çocukları olmuştu. Bu kadar mutlu bir aile hiçbir yerde görülmemişti. Bu kadına pahalı bir gerdanlık sunuldu; ne kadın kaldı, ne ana.
Epiktetos

Bir çocuk; dar ağızlı ve içinde fındık, incir bulunan bir kaba elini sokar, avucunu alabildiği kadar doldurur ve bu kadar şişince, elini dışarıya çıkaramayarak ağlamaya başlar. Yavrum onun yansını bırak Elini yine oldukça dolu dışarıya çıkarabilirsin… Sen işte bu çocuksun! Çok istiyorsun ve hepsini elde edemiyorsun. Daha az iste, o zaman istediğin senin olur.
Epiktetos

AÇLIK
Tok olan cümle cihanı yok sanır,
Aç olan alemde ekmek yok sanır.
Sabayi

Yoksulun zengin açar malinden,
Tok olan bilmez açın halinden.
Şinasi

Açlık hep işsiz kişinin yoldaşıdır.
Hesiodos

Ne bilsin tok olanlar aç halin.
Şeyhi

AD
Herkesin kendi gider namı kalır dünyada
Ratip Paşa

Emsaliyle konuşmayan ademin,
Altın ismi olur pul yavaş yavaş
Seyrani

Er malına kıymayınca adı çıkmaz.
Dede Korkut

Adım ne idi unuttum
Sorulmayı,sorulmayı.
Karacaoğlan

İnsan olana, öldükten sonra bir güzel ad bırakmak belki hiç ölmemekten hayırlıdır.
Namık Kemal

Abdülhak, adem ol da bırak nam dünyada,
Alemde nam kalır nice adem gelir gider.
Abdülhak Molla

Hakiki bahtiyar ancak o ademdir ki, dünyadan
Giderken mamelek namıyla terk büyük bir nam
Mehmet Akif Ersoy

ADALET
Kaadıy ola da’vacı ve muhzır dahi şahid
Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet.
Ziya Paşa

Zayıf daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir.
Aristoteles

Adaletin içinde erdemin her çeşidi mevcuttur.
Theognis, (Aristoteles, Ethika Nikomakheia)

Adaleti hem sözlerinle hem de yaptıklarınla uygula.
Pythagoras, Khrysa Epe

Adaletten ve diğer erdemlerden kopmuş olan her bilgi, bilgelik değil kurnazlıktır.
Platon, Meneksenos

Adalet erdem ve bilgeliktir, adaletsizlik ise, kötülük ve cahilliktir.
Platon, Politeia

Her iki tarafı da dinlemedikçe, hiçbir şey hakkında yargıya varma.
Phokylides, Gnomai

Adalet ruh için en büyük nimettir.
Platon, Politeia

Adil insan sadece haksızlık yapmayan değil, buna imkânı olduğu halde yapmayan kişidir.
Philemon, [Anthologia Stobaiou)

Adalet gerekenleri yapmamızdır, adaletsizlik ise, gerekenleri yapmamamız ve doğru yoldan çıkmamızdır.
Demokritos, [Anthologia Stobaiou)

Eğer birisinin yaptığı şeyler kendi başına gelirse, işte bu gerçek adalettir.
Aristoteles, Ethika Nikomakheia

Eğer bir hata yapacaksak, bir suçluyu serbest bırakmak, birisini haksız yere mahvetmekten daha iyidir; çünkü birincisi sadece bir hatadır, ancak birini haksız yere mahvetmek ise dine ve toplumsal değerlere karşı büyük bir saygısızlıktır
Antiphon, (Anthologia Stobaiou)

Cahil insanların yargıda bulunmalarına asla izin verme.
Phokylides, Gnomai

Haklı olduğum zaman senin tehditlerinden korkmam.
Sophokles, Philoktetes

Adil insanı sadece zaman yüceltir.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Bir insanın, haksızlık yapabilmek için büyük imkânları olduğu halde yaşamını adil bir şekilde geçirmesi zordur ve övgüye değerdir.
Platon, Gorgias

İnsanın haklılığını dile getirmesi gerekir ama bunu yaparken ağzından acı ve haset dolu sözler dökülmemelidir.
Sophokles, Philoktetes

Haklı veya haksız olduğu kesinleşmeden önemli bir şey söylemeye çekinirim.
Pindaros, Nemeonikai

Çıkarı değil, haklı olmayı iste.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Hukukun karşısında ne çocuklarını, ne yaşamını, ne de başka bir şeyi üstün tutma.
Platon, Kriton

Hem dostlara hem de yabancılara karşı adil ol.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Hakkımı savunmak boynumun borcudur.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

AF
Kerim odur ki mücazat-ı afv ede hasma
Felek müsaade-i intikam verdikçe
Nahifi

Affetmek, intikam almaktan daha iyidir.
Pittacus

AĞAÇ
İyi ağaçtan talihli dal çıkar.
Mevlana

Ağaçların çiçekler gözü,kuşlar dilidir.
Cenap Şehabettin

Kavak ağacını beğenen ve seven pek az kişi gördüm, çünkü dosdoğrudur.
Cenap Şehabettin

Ağlamak kadının tuzağıdır.
Mevlana

Otelin kapısındaki lamba sık yapraklı ağaçların dallarını aydınlatıyordu ve onlar; oradaki küçük bahçenin tümü açmış sayısız çiçekleri olan ve güzel kokularını zaptedilmeyen, delice bir müsrüflükle yayan eski ıhlamur ağaçlarından oluştuğunu anladılar.
Konstantin Konstantinov, Bir Gece

Bu güzellik baki kalmaz sevdiğim,
Aşıkı ağlatan gülmez sevdiğim.
Katibi

Fena değil sevişip ağlamak, fakat heyhat, bükaye değse hayat.
Tevfik Fikret

Dil benim, dide benim, eşk benim
Neden ağır geliyor ağlayışım ağyare.
Muallim Feyzi

Ne hikmettir şu dünyaya
Gelen ağlar,giden ağlar.
Seyrani

Dünyaya geleni ölmez belleme,
Her dem ağlayanı gülmez belleme.
Ruhsati

Ağlayanlar bir gün güler
Gamlanma gönül,gamlanma.
Karacaoğlan

AHLAK
Ahlak insanın kendi kendini mağlup etmesidir.
Cemil Sena Ongun

AİLE
Ölümlülerin en büyüğü de en küçüğü de çocuklarını sever. Aralarındaki zenginlik, fakirlik farkına rağmen insanoğlu çocuklarına düşkündür.
Euripides, Herakies

İnsanın soyu çürük bir temele dayanırsa, o soydan gelenlerin hepsi de felaketlere hazır olmalıdırlar.
Euripides, Herakles

Ben niye böyle bir ana ile böyle bir babadan doğdum? Ey benim zavallı dostum… Doğumun uğursuz oldu ise bunu erdem ile düzeltmek senin elinde değil midir?.
Epiktetos

Kardeşler arasındaki geçimsizlik, onların kendi evlerine karşı olan fazla sevgilerinden veya hırslarından doğar. Ben, birbirine acı veren böyle akrabalıklardan nefret ederim.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Acı bir şey varsa o da çocuklarından mahrum olmaktır.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi,

Ana babana layık olduğunu göster.
Korinthöslu Periandros

Ebeveynlerine karşı, çocuklarının sana nasıl davranmalarını arzu ediyorsan aynı şekilde davran.
Isokrates, Pros Demonikon

AKIL
İdrak-ı maali bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazu o kadar sıkleti çekmez.
Ziya Paşa

Zahida aklına ehl-i hikemin olma hasud
Vermeyince sana Ma’bud ne yapsın Mahmud.
Şinasi

Akıl noksanlığı iki türlü olur: Biri delilikten, öbürü cahillikten.
Eflatun

Uranosla toprağın oğullan Titanlar. Boşuna yatıştırmaya uğraşıp durdum, gururlarına kapılıp uzlaşmayı küçümsediler, gücün hakkından güçle geliriz sandılar. Oysa bana anam, Themis ya da Gaia, türlü türlü adları olan anam kaç kez öngörüsüyle söylemişti bana; nasıl kazanılır gelecek zamanlar, güçle zorla değil, akılla kazanılır demişti.
Aiskhyios, Prometheus Desmotes

Olmayacak dertler açtı başına aklın, yolunu şaşırttı sana: şimdi hasta düşmüş bir hekim gibi kendi derdine deva bulamıyorsun.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

Bir şeyi iki kere düşünmek en akıllıca davranıştır.
Euripides, Hippolytos

Ben kendimi kuvvetli buluyorum, çünkü hayatıma düzen veren aklımdır.
Platon, Epistolai

Aklını kullanan bir adama akıllıca olmayan şey kadar katlanılmayacak dert yoktur.
Epiktetos

Her şeyi yoluna koyacak olan akıl sapıtırsa onu yoluna kim koyacak?
Epiktetos

Ötede kovuklardan mercan balıkları çıkıyor, fenerlerden birine hücum ediyor, budalaca yakalanıyorlardı. Gözleri büyümüş bir halde yukarıya çıkarlarken dönüp tekrar aşağıya kadar geliyor, yukarıki dünyayı görmeye bir türlü karar veremiyorlardı. Sinağrit babaya büyüyen gözleriyle “bizi kurtar şu lanetlemeden,” der gibi bakıyorlardı. Sinağrit baba düşünüyordu. Gidip o yakamoz yapan ipe bir diş vurdu mu idi, tamamdı. Ama hiçbirini kurtaramıyor, hareketsiz duruyordu. Sinağrit baba onları kurtarmanın bu kadar kolay olduğunu biliyordu ama, bildiği bir şey daha vardı. O da ister su, ister kara, ister hava, ister boşluk, ister hayvan, ister nebat aleminde olsun bir kişinin aklı ile hiçbir şeyin halledilemiyeceğini bilmesidir. Ancak bütün balıklar oltaya tutulan hemcinslerini kurtarmanın tek çaresinin koşup o yakamoz yapan ipi koparmak olduğunu akıl ettikleri zaman bu hareketin bir neticesi ve faydalı olabilirdi. Yoksa, gidip Sinağrit baba oltayı kesmiş, biraz sonra Sinağrit baba tutulduğu zaman kim kesecek? Kim akıl edecek yakamozu dişlemeği?…
Sait Faik Abasıyanık, Sinağrit Baba

ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK
Bahr isen de katre-i naçiz göster kendini.
Şeyhülislam Yahya

Sirler pençe-i zur-aver ile ram olmaz
Sayd-ı insana tevazu gibi bir dam olmaz.
Mahmut Nedim Paşa

Ragıba düşmanın aldanma tevazularına,
Selö divarın ayağın öperek hedmeyler.
Ragıp Paşa

Arkadaşlar; sizin gibi bir milletin aciz bir ferdi olduğumdan dolayı ne kadar mesut olduğumu düşünemezsiniz. Kendimi tebrik ediyorum. Çünkü size mensubum.
Mustafa Kemal Atatürk, 1925

ALDATMA
İnsan başkalarını aldatmak idmanın önce kendinde yapar.
Refik Halid Karay

İnan Haluk, ezeli bir şifadır aldanmak.
Tevfik Fikret

Eğer erkekler karılarını aldatmanın yolunu bilmeseydiler, dünyada verem olmadık kadın kalmazdı.
Hüseyin Rahmi Gürpınar
İnsan başkasından ziyade kendisini aldatmağa uğraşan bir mahluktur; herkes önce nefsine karşı yalan söylemekle vaktini geçirir.
Refik Halit Karay

Düşmanlarını aldatmayanlar, dostlarını aldatmayanlardan daha çoktur.
Cenap Şehabettin

ALIŞKANLIK
Alışkanlıklara zıt alışkanlıklarla hakim olunur.
Epiktetos

Hayli müşkildir kişi terkeylemek mu’tadını.
Hayali

İlk gördüğümüz zaman korktuğumuz nice şeyler vardır ki zamanla alışır, hiç aldırmaz oluruz.
Aisopos

Alışkanlıktan daha büyük bir şey yoktur.
Ovidius

ALINYAZISI
Artik sadece kaçınılmaz alınyazısı ile başbaşa kalır. Zaman geçtikçe olgunlaşan ve tanımlanan alınyazısıyla, o zalim ve insafsız alınyazısıyla.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

ALKOL
Onlar hayat yerine, bu geçici dünyada, en kısa ve en aldatıcı hayalleri yaratan alkolü seçmişlerdi. Alkol için yaşıyorlar ve kendilerini mahvediyorlardı.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

ALTIN
Eline zer alub varsan “efendi gel,buyur!” derler,
Eğer destin tehi varsan, Efendiyi “uyur”derler.
Andelibi

Altın : bu bir kraldır! Kendine çok fazla hizmet ettirir.
Mor Jokai

Altun ile farza ki beraber çekile seng,
Vezn içre bir olmak ile kıymetde bir olmaz.
İbn-i Kemal

Altının önünde demirin de beli bükülür.
Mikszath

Deryadan ab istemiş olsam seraab olur,
Ger altuna yapışsam o saat türab olur.
Zati

Altına düşman olan var mıdır?
Mevlana

Altını kör bile tanır
Mor Jokai

Kötü cevherli taş altın kaseyi kırınca ne taşın değeri artar, ne de altının değeri eksilir.
Sadi

Ne kurt kemirebilir altını, ne güve;
İnsan yüreğinden çok daha dayanıklı
Sappho

İnsanların bütün felaketleri, geçimsizlikler, savaşlar, tuzaklar, kan dökmeler hep altını elde etmek arzusundan doğar.
Lukianos

Altından kendini gözet: zehiri hiçbir zaman teneke kupa içinde sunmazlar.
Cenap Şehabettin

Eline geçeni harcama bol bol
Beyhude sarfolan altın tunç olur.
Aşık Veysel

Dehrin ne safa var acaba sim üzerinde
İnsan bırakır hepsini hin-i seferinde
Ziya Paşa

Düşmen ne denlü saht ise şad ol ey Nedim
Seng üzre gösterir zer-i kamil iyarını.
Nedim

Şimdi altınla biterken her iş
Akçe eyler mi duayı derviş
Şinasi

Altun ile mizanda bi gelse dahi seng
Sıklette olmak ile kıymette bir olmaz.
Kemal Paşazade

Yunan şehirlerini, Filip değil, Filip’in altını fethetti.
Plutarkhos

ANNE BABA
Kadının en büyük vazifesi analıktır.
M.Kemal Atatürk

Validelik en safalı gailedir.
Tevfik Fikret

Annemle babamın çoktan ölmüş olmalarına rağmen onlara olan sevgimin hala neden bu kadar yoğun olduğunu anlamış değilim. Aslında ölümlerinden sonra onları daha güçlü bir şekilde sevmeye başladım. Neden acaba? Yıllar geçip yaşım ilerledikçe, annemle babamın çok değerli olduklarını; kendilerinden vaz geçme pahasına benim için yaptıkları fedakarlıkları keşfediyorum.
Nikolay Haytov, Hayatta Oldukları Sürece

ANILAR
Yaşlı insan, hatıralarını geviş getirerek, hali güçlükle hazmetmeğe çalışan bir mahluktur.
Refik Halit Karay

Kamildir o insan ki yaşar hatıralarla;
Bir başka kerem beklemez artık gelecekten.
Yahya Kemal Beyatlı

Bana hatırlatma sanatını değil,unutma sanatını öğret,çünkü ben hatırlamak istemediklerimi hatırlıyorum ve unutmak istediklerimi hatırlıyorum.
Themistocles

Her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada,
Hatıralar bile
Bedri Rahmi Eyüboğlu

Peki o zaman suçlu kimdi? Çocukluk anılarımın dünyasına ne olmuştu? Ova, su değirmeni, tavan ve tren, hepsi aynıydı fakat benim gözlerim değişmiş ve bir zamanlar parladığı ışığı kaybetmişti.
Nikolay Haytov, Çocuk Gözleri

APTALLIK
Bir aptalın aptal olduğunu kanıtlamak tehlikelidir.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

ARAŞTIRMA
Ilim tercüme ile olmaz, tetkikle olur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1932

ARI
Arının evini yıkan, balın tatlılığıdır.
Nizami

Bal yiyen, arısından gocunmaz.
Mevlana

Balı yapanda arıdır, insanı sokan da.
Halide Edip Adıvar

Ben arıyım dersin, balın var mıdır?
Pir Sultan Abdal

Peteksiz arının balı yalandır.
Aşık Veysel

Ben arıya arı demem,
Arının balı olmalı.
Bedri Rahmi Eyüboğlu

ARKADAŞLIK
Ratko Bogdanoviç, bana arkadaşlığın yeterli olmadığını öğretmiştir, çünkü arkadaşlık bencilliğe dönüşebilir.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

O, senin hayatına fark edilmeden girecek. İkiniz anlaşmalar yapacaksınız ve arkadaşlığınızdaki her şey kararlaştırılmış ve önceden biliniyor olacak. Acı çektiğin bir zamanda onunla tesadüfen tanışacaksın. Varlığıyla sana yardımcı olacak.
Miro Gavran, Clara

ARZU
Arzularını ve korkularını oradan kaldır. Artık senin için hiçbir zalim kalmaz.
Epiktetos

Bu dünya tuzaktır, tanesi de istek.
Mevlana

İnsanlar arzularına son olmadığı için, bu arzuları tatmin edecek vasıtalara da son olmamasını isterler.
Aristoteles

Arzu öyle bir şeydir ki hiç doymak bilmez, bir çok insanların hayatı arzuları doyurma yollarını aramakla geçer.
Aristoteles

Arzuladıkça kulunum
Arzuladıkça kölen
Bedri Rahmi Eyüboğlu

ASKERLİK
Asker, nerede bir bozguna uğrarsa, iki üç karı tabiatlı adamın yüzünden uğrar.
Mevlana

Savaş her şeyin babasıdır ve her şeyin kralıdır. Bazılarını tanrılaştırır, bazılarını sıradan insan yapar; bazılarını köleleştirir, bazılarını ise özgür kılar.
Herakleitos

Savaşta ölenler hem tanrılar hem de insanlar tarafından onurlandırılırlar.
Herakleitos

Askerin nöbet tutması, dostlarının mallarına el sürmemesi ve surat asmadan düşmanın üstüne yürümesi isteniyorsa, düşmandan çok kendi generalinden korkmalıdır.
Ksenophon, Anabasis

Dövüşmek gerekiyorsa çarpışmaya elden geldiğince iyi hazırlanmanız gerekir… Dağın ıssız yerlerinden birini gizlice ele geçirmemiz, ya da becerebilirsek düşmandan önce davranarak almamız, müstahkem mevzilere ve direnmeğe hazır insanlara saldırmamızdan daha iyi olur. Gerçekten çarpışmaksızın sarp bir yere tırmanmak, her yönde düşmanla dolu düz bir arazide ilerlemekten çok daha kolaydır. Çarpışılmayan bir gecede insan ayağını nereye bastığını, gündüz savaşırken olduğundan çok daha iyi görür; çarpışmadan yürürken ayaklara sert gelen yol, insanın kafasına taş ve ok yağarken yürüdüğü düzgün yoldan daha yumuşaktır.
Ksenophon, Anabasis

Bugün iyice karnımızı doyurmuşken savaşmak, yarın aç açına savaşmaktan iyidir.
Ksenophon, Anabasis

Düşman karşısında gerilemenin hiçbir onurlu yanı olmadığını, ama düşmanı kovalamanın en korkakları bile cesaret
lendirdiğini bilirsiniz elbet. Ben birliklerimizin yarısıyla saldırmayı, iki kat çoğuyla geri çekilmeye tercih ederim. Saldırırsak düşmanın karşımızda duramayacağından eminim; sizin de kuşkunuz yoktur bundan, ama geri çekilirsek bizi kovalamaya cesaret edeceklerini hepimiz biliriz.
Ksenophon, Anabasis

İşi gücü olmayan bir ordu kötü ve çirkin dedikodulardan hoşlanır.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Savaşta zaferi kazandıran şeyin ne sayı üstünlüğü ne de güç olduğunu bilirsiniz; düşmanın üzerine tanrıların yardımıyla en kararlı yürüyenler, karşılarında kendilerine kafa tutan bir düşmana pek ender rastlarlar. Baylar! Çarpışmalarda her çareye başvurarak canlarını korumak isteyenlerin hemen her zaman korkakça öldüklerini, tersine ölümün kaçınılmaz ve her insanın başına gelen bir şey olduğuna inanan ve onurlu bir biçimde ölmek için çarpışanlannsa yaşlılığa, çoğunlukla ötekilerden daha çok ulaştıklarını ve ömürlerinin geri kalan kısmını daha mutlu geçirdiklerini görmüşümdür. Bu ilkelere inanan bizlerin, böylesine güç ve tehlikeli bir durumda cesaret gösterip başkalarını da cesaretlendirmemiz gerekir.
Ksenophon, Anabasis

O zaman Sulla attan indi, eline bir bayrak alarak kaçan (askerlerinin) arasından düşmanlara doğru ilerledi ve şöyle bağırdı: ‘Ey Romalılar, burada ölmek benim için onurlu bir şey; siz de komutanınızı nerede bıraktınız diye soranlara Orkhomenos’ta demeyi unutmayın. Bu sözler askerlerinin duygujarını değiştirdi ve sağ yandaki kohort’lardan ikisi Sulla’nın yardımına koştu
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Sulla)

Bir savaşçı için… asıl yiğitlik vazifesinin başında, metanetle yerinde kalmak, gözünü bile kırpmadan bütün bir… ordunun üzerine saldırdığını görmektir.
Euripides, Herakles

Zırhlı savaşçı zırhının kölesidir; kendi sırasında yüreksiz arkadaşları varsa yanındakilerin korkaklığına kurban olur, ezilir gider. Mızrağı kırıldı mı, artık ölümden kurtulamaz, çünkü kendini koruyacak başka silahı yoktur. Halbuki kolu ok atmakta usta olanın, ötekileri ölümden korumak için de binlerce ok atmak gibi eşsiz bir üstünlüğü vardır; uzakta durarak, kör okların mutlaka kendilerini yaralayacağını gören düşmanları püskürtür; vücudunu düşmana karşı hiç tehlikeye atmaz, emniyette kalır.
Euripides, Herakles

Savaşta kendini emniyete alıp düşmana zarar vermek de en büyük ustalıktır…
Edripides, Herakles

Dostu da, düşmanı da aynı rahat gözlerle süzüyor, onu uzaktan, yakından her görene: Bu adama çatılmaz, yaman korur kendini dedirtiyordu. Böylelikle o da, yanındaki de rahatça geri çekildiler. Savaşta böyle davrananlara kimse saldırmaz, yel yepelek kaçanların ise peşine düşerler.
Platon, Symposion

Komutanlar iş bilir insanlar değilse, asker çok olmuş neye yarar?
Aisopos

Her orduda en gerekli şey dilek ve düşünce birliğidir, üstünlüğü sağlayıp düşmanı yenecek olan ancak budur.
Aisopos

Düşmanın kendisini küçük göstermesine kanmayın, sizi pusuya düşürüp kolayca yenmek içindir.
Aisopos

Kazanması elinde olmayan bir savaşa girmezsen yenilmezsin.
Epiktetos

Sevgili Askerler,
Sizlere ” sayın subaylar” şeklinde hitap etmem yönünde bir tavsiye aldım; ama ben, sizlere sevgili askerler diye hitap etmeyi tercih ediyorum. Umarım sizing için bir sakıncası yoktur. Bughün, en büyük onur halkımızın askeri olmaktır.
Aliya İzzetbegoviç

ASLAN
Köpeklerin artığını aslan yemez.
Mevlana

Yeni doğan aslan bir kediye bile yenilir.
Mevlana

AŞIK
Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur.
Mevlana

Sürdü Mecnun nevbetin şimdi benem rüsva-yı aşk
Doğru derler her zaman bir aşıkın devranıdır.
Fuzuli

Aşık, yüz bulmayan adamdır.
Ahmet Haşim

Bende Mecnun’dan füzun aşıklık isti’dadı var
Aşık-ı sadık benem Mecnun’un ancak adı var.
Fuzuli

Aşık, elinde ne yoksa onu ister, elinde olanı istemez.
Plautus

Aşk meyinden içen aşık ayılmaz.
Aşık Veysel

Aşık dediğin mecnun misali kör.
Cahit Sıtkı Tarancı

Aşık olmayan adem benzer yemişsiz ağaca.
Yunus Emre

AŞK
Fanika ve Evgenija Gojmerac, bana müziğin ve aşkın mikrobunu bulaştırmışlardır; müzik ve aşk el ele tutuşmuş ikizler gibidir. Biri Chopin’ den bir polonez çalar, diğeri de şiirleri ve mektuplarıyla içimdeki kutsal aşk ateşini körükler. Çünkü önce aşk vardı.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Güzelliğin on para etmez
Bu bendeki aşk olmasa.
Aşık Veysel

Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır.
Mevlana

Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide: Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!
Mevlana

Türlü türlü cefanın
Adını aşk koymuşler.
Yunus Emre

İlk aşk, ihtilalden farksızdır, hiç değişiklik olmadan sürüp giden hayat bir anda darmadağın oluverir.
Turgunyev.

Aşk bulunamadığı yere, evlilikten sonra gelir; bulunduğu yerdense, duman olup uçar.
E.Szigligeti

Aşk öyle bir saltanattır ki, zevali yoktur.
Mevlana

Aşk zalim bir sultandır.
Lukionas

Aşk, hiçbir afetten öğüt almaz.
Mevlana

Aşk güneş gibidir, kör bile hisseder.
K.Kisfaludy

Aşk aleyhine bin şey söylenir, fakat insanlar gene sevmeğe devam ederler.
Peyami Safa

Her zaman derler ki bana,
Sevmek için pek küçüğüm.
Gülerim ben onlara.
Bilmezler ki küçük güğüm,
Çabuk kaynar.Hem ne fayda
Küçük büyük demez sevda.
E. Szigligeti

Aşk, bir çeşit savaştır.
Ovidius

Karşılıklı aşk gibi mutluluk yoktur.
George Granville

Fakirlik kapıdan girince, aşk pencereden çıkar gider.
Thomas Fuller

Aşktan daha güçlü hiçbir şey yoktur.
Menandros, (Anthologia Stobaiou)

Manevi aşk, bedensel aşktan çok daha üstündür.
Ksenophon, Symposion

Her kim Eros’ubüyük bir tanrı, hatta diğer bütün tanrıların en üstünü saymıyorsa, ya zalim bir insandır, ya da aşktan anlamadığından insanların en büyük tanrısını tanımamaktadır.
Euripides, (Anthologia Stobaiou)
Kyrene’li filozof Aristippos, kendisine aşkın, bedensel birleşmenin sayesinde doğup doğmadığı sorulduğunda, ‘Ne onun sayesinde ama ne de onsuz’ yanıtını vermiş.
Aristippos, (Anthologia Stobaiou)

Aşkta hünerli olanlar, bir şey elde etmedikçe, sonundan emin olmadıkça sevgililerini övmezler.
Platon, Lysis, O

Kontrolsüz ve ahlâk dışı olan hiçbir şey gerçek aşka yaklaşamaz…
Platon, Politeia

Sonsuza dek sevmeyen aşık değildir.
Euripides, Troades

Güzel yaşamak isteyenleri ömürleri boyunca nedir güzel yaşatan? Akrabalar mı? Hayır. Şanlar şerefler mi? Hayır. Zenginlik mi? Hayır. Ne şu ne bu, hiçbir şey insanı sevgi kadar güzel yaşatamaz.
Platon, Symposion

Seven adam, sevdiğinin gözü önünde silahlarını bırakıp kaçmaktansa, bütün orduya rezil olmayı, hatta ölmeyi bile hoş görür… sevgilisini yalnız bırakmak, tehlikedeyken yardımına koşmamak en korkak adamın bile yapacağı iş değildir… İşte budur sevginin sevenlere verdiği güç.
Platon, Symposion

Kimse sevgiye karşı koymasın. Ona karşı koyan, tanrıları düşman eder kendine…
Platon, Symposion

Düşkün dediğimiz, orta malı sevgiye düşen, candan çok bedeni seven adamdır. Bu sevgi uzun sürmez, çünkü sevilen şey sürekli değildir. Asıl sevdiği şey, sevgilinin bedeni, bir çiçek gibi solar solmaz, sözler, yeminlerle birlikte sevgi de uçar gider. Bir insanı içi güzel diye seven ise ömür boyu sever, çünkü sürekli bir şeye bağlanmıştır…
Platon, Symposion

Kötü gördüğümüz başka bir şey de para ya da mevki uğruna kendini vermektir… Kötü görürüz çünkü, bunların sağlam ve sürekli bir tarafı yoktur, üstelik güzel sevgi de doğmaz bunlardan…
Platon, Symposion

Ateşin sıcaklığında tat almak için kendini alev korkusundan kurtarmalısın. Bedenine izin verme, aklının onaylamadıklarını bedenin yapmasın. Aklının bedenini terk etmesine izin verme.
Miro Gavran, Clara

ATEŞ
Cehennem dediğin dal odun yoktur,
Herkes ateşini kendi götürür.
Pir Sultan Abdal

Dervişlik baştadır, tacda değildir,
Kızdırmak oddadır, saçta değildir.
Yunus Emre

Ateşsiz duman olmaz.
Plautus

AV
Bir defa olsun kuş canlanarak: “Niye nurdun?”, diye sormamıştır. Ve hiçbir zaman kendi kendime “niye vurdun?” Diye sorduğum, vicdan azabı veya ona benzer bir şey çektiğim olmamıştır. Aksine –böyle anlarda insan bambaşka bir dalgınlığa düşer, ki düşüncesi dahi alıp gider.Av esnasında düşüncenin hareket etmesi gerekmiyor zaten, av esnasında avcının hafızasız olduğu söylenebilir,, orada sadece ihtiraslar ve dünyanın hükümranı, bütün hazinelerinin sahibi olma ebedi özentisi onu ayakta tutar.
Yordan Radiçkov, İbis Kuşu

AYDIN
Siyasi cidallerin çoğu basittir. Fakat içtimai mesai her vakit için müsmirdir. Bizim münevverlerimiz buna çalışmalı. Neden Anadolu’ya gelip uğraşmazlar? Neden milletle doğrudan doğruya temasta bulunmazlar? Memleketi gezmeli, milleti tanımalı, eksiği nedir görüp göstermeli, milleti sevmek böyle olur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919

Türkiye’de aydın geçinenler Doğu’ya doğru seyreden bir geminin güvertesinde Batı yönünde koşturarak Batılılaştıklarını sanırlar.
Sakallı Celal

AYNA
Aynaya baktığın zaman yüzün kızarmasın.
G.Gardony

Ayna, kendilerine güvenemeyen kadınlar içindir.
Plautus
Güzel yüz aynaya aşıktır.
Mevlana

AYRILIK
Çeken bilir ayrılığın derdinden.
Karacaoğlan

BAĞIMSIZLIK
“Ülkemiz kristal bir küredir. Ben Josip Broz Tito, bu küreyi ellerimle tutarak değil alttan nefesimle üfleyerek havada tutuyorum. Umarım benim nefesim tükendiğinde birisi bu görevi devralır. Yoksa kristal küre yere düşer ve tuz buz olur…İste o zaman dünyanın kaderinin korunması başka bağımsız ülkelere kalır. Nasır, benim dostumdur ancak ondan önce dünyanın geleceğinin korunması Anadolu’ya düşer. Anadolu’da Kemalistler tarafından kurulan devletin temeli bağımsızlıktır. Bu yüzden Anadolu, dünyanın kaderini kurtarma görevini omuzlarına alır.”
Tito, 12 Mart 1978, Tito’nun Yugoslavya’nın Kuruluş Yıldönümünde yaptığı konuşmadan

BAHT AÇIKLIĞI
İkbalde iken de insan feleğin sillesi olacağını hatırdan çıkarmamalı.
Sophokles

BAKIŞ
Albay öfkeli, siyah bakışlarıyla kısaca onları süzdü. Ağır ödevler yüklenmiş, büyük tehlikelerle karşılaşan bir adamın keskin ve öfkeli bakışlarıydı bunlar.Başka türlü bakmasını bilmediği hemen anlaşılabiliyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

BAL
Bal, her ağızda tatlıdır.
Mevlana

Tatlı bal, en keskin zehiri gizler.
Ovidius

BALIK
Balıktan başka her şey suda kandı.
Mevlana

Balığa denizden başkası azaptır.
Mevlana

BALKANLAR
Osmanlı ordusu harekete geçmiş, ortalığı yalan yanlış bir sürü söylenti sarmıştı. Öte yandan insanların kafasını Osmanlı ordusundan daha fazla kurcalayan bir şey vardı. Ki, o da Balkanlar ve Balkanlı sözcükleriydi. Türkler yöreye daha ayak basmadan yarımadayı ve sakinlerini bu sözcüklerle vaftiz etmişlerdi. , öyle ki bu sözcük onların sırtına sonunda, yaşlı bir sürüngenin gövdesine yapışan yeni pullar gibi yapışıp kalmıştı. Yörenini yerli halkı işin içinden çıkamıyordu. Bu sözcükten kurtulmak için debelenip duruyorlardı, ne var ki sonuç tam tersi oluyordu., Balkanlı sözcüğü sırtlarına , kendi derilerinin yerini almak istermişçesine giderek daha sıkı yapışıyordu.Ve şimdi, bölük pörçük parçalanmış durumda, bir şeyin daha farkına varıyorlardı: üzerinde yaşadıkları yarımadaya şimdiye kadar bir ad vermemişlerdi. İçlerinden bazıları ona “İllyricum” adını vermeye kalkmış, ne var ki başkaları “Yeni Bizans” adını yerleştirmek için hemen ayağa kalkmıştı, daha sonra başkaları , Arnavutluk Alpleri’nden dolayı buraya “Alpania“ adını vermek istemiş, daha daha başkaalrı da Slav sözcüğünden türetilmiş Büyük Slavonya adını yerleştirmek istemişti. Vb. Ne var ki bunu düşünmek için artık çok geçti ve yöreyi savunacak olanlar, şimdi olduğu biçimiyle, ortak bir adları olmaksızın, hatta düşmanın onlara dayattığı adla savaşa girecek, yenilgiyi tadacaklardı.
İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt

BARIŞ
Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömer.
Krezüs

Sevgili Dostlar, Derin inancıma gore, dünyayı yıkımdan nkurtarıp tüm uluslarla insanlara toplumsal ilerleme ve mutlu bir gelecek sağlamak için, bizler, varolan sorunları yalnızca barış ile eşit haklar sağlanmış uluslararası işbirliği çerçevesinde, daha doğrusu etkin bir barış içinde birlikte yaşama ilkesine dayanarak çözümleyebiliriz. Bu gibi ereklerin gerçekleştirilmesi için tüm barışçıl ülkelerin etkinliği ile birliğe gereksinim duyulmaktadır.

Josip Broz Tito

BAŞARI
Ölümlü insanlar mutluluk saydıkları başarıya doymazlar.
Aeschylus

Yendiğin kişiye elini uzat ve ona teşekkür et. Onsuz hiçbir zaman “galip” olamazdın. Başarının tadını, o seni zehirlemeden önce tükür. Her başarıdaki tuzaklardan alçakgönüllülükle kurtul.
Miro Gavran, Clara

Ben bir işte nasıl muvaffak olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.
Mustafa Kemal Atatürk,

BAŞLANGIÇLAR
Bir işte, başlangıç her şeyden önemlidir.
Platon, Politeia

İnsan bir işe iyi bir başlangıç yaparsa onu iyi bir şekilde bitirmesi çok doğaldır.
Sophokles, (Plutarkhos, Ethika, A)

Kötü başlangıçtan kötü sonuç doğar.
Euripides, (Anthologia Stobaiou)

Başlangıç işin yarısıdır… ve güzel bir başlangıcı hepimiz her zaman överiz.
Platon, Nomoi

Bir çember üzerinde başlangıç da bitiş de aynı yerdedir.
Herakleitos

Bir işe düşünüp taşınmadan atılanlar yalnız o işi başaramamakla kalmaz, üstelik herkesi kendilerine güldürürler.
Aisopos

BATI
BatıTürklerin asırlardan beri takip ettiği hareket devamlı bir istikamet muhafaza etti. Biz daima şarktan garba yürüdük.
Mustafa Kemal Atatürk, 1924

BİLGİ
Hocalarım Milan Resetar, Jozef Jirecek, Wilhelm Jeruzalem, Oskar Evald, Jozef Klem, bana bilginiN her şey olduğunu ve cahilliğin bağnazlığı ve düşünce karanlığını doğurduğunu öğrettiler.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Midhat Samiç, kaynaklarımı anlatırken, yaratım gücü eksikliğinden değil de engin bilgiden söz etmiştir.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer de ilgisizdir.
Sakallı Celal

Sual de bilgiden doğar, cevap da..
Mevlana

İlim, kendin bilmektir.
Yunus Emre

Hiç birşey bilmediğimi biliyorum.
Socrates

BİLGİN
Kanunlar bilgiler için konmuştur, ama haksızlık etmesinler diye değil, haksızlığı uğramasınlar diye.
Epikuros

Nice bilgin vardır ki hakiki bilgiden, hakiki irfandan nasipleri yoktur. Bu çeşit bilgin, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil!
Mevlana

Bahtlıdır bilimle uğraşan, kendini yoran, araştıran. Düşünmez yurttaşlara zarar vermeyi, haksızlığa varmaz asla eli. Doğanın bitimsiz düzenine bakar, gözünü ayırmaz bu evren nereden nasıl doğmuştur, bunu sorar. Temizdir, lekesizdir böyle bir kişi, kötülükten, şüpheden uzaktır her işi.
Euripides, Fragman

Sahip olduklarımız arasında sadece bilgi ölümsüzdür ve kutsaldır.
Plutarkhos, Ethika, E

Tüm insanlar doğaları gereği bilmeyi arzu ederler.
Aristoteles, Metaphysika I

Görmeyenler için körlük hasıl kötü birşeyse, eğitimsizler için de bilgisizlik o kadar kötüdür.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros)

Bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir.
Sokrates (Platon, Apologia, B)

BİLGELİK
Tüm yaşamı boyunca bilgelikle dolu iki ya da üç insanla karşılaşmıştı. Diğerleri insanların çoğunluğu gibiydi; dar ufuklu ve bencil; hiçbir güzellik kavramı olmayan, başkalarına karşı anlayışlı olmayan, bilgiden yoksun, iç güdüleri ve hırsları tarafından yalnızca aşka ve yemeğe, geçici şan ve şöhrete doğru yönlendirilen insanlar. Yaşantısına her girişlerinde arkalarında kargaşa bırakmışlardı, tıpkı bir ordunun bir kenti işgal etmesi gibi.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

BİRLİKTE YAŞAMAK
Bosna kesinliği kaldırmaz. Böyle her nasılsa, çok milliyetli ve çok dinli, bu rengarenkliğin ona engel olmadığı birilerini arıyor. Bize ne kiliseler, ne de katedraller engel değildir. Bizler, değişik biçimde düşünen ve hisseden insanlarla birlikte yaşamayı öğrendik ve bunu kendi üstünlüğümüz sayıyoruz.
Aliya İzzetbegoviç

BENCİLLİK
Saadet insanı bencil yapar.
F.Herczeg

Bizim en büyük hastalığımız bencilliğimizdir.
D. Szabo

BORÇ
Birinin bana borcu varsa, bunu gayet iyi hatırlarım, ama benim birine borcum olursa, ne yazık ki fazlasıyla unutkan olurum.
Aristophanes

Bin kaygu bir borç ödemez.
Karacaoğlan

BÜLBÜL
Ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır?
Pir Sultan Abdal

CAHİLLİK
Cahiller kamile sen bilmen deyip
Anın için kaybettiler irfanı
Pir Sultan Abdal

CEHALET
Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.
Sakallı Celal

CEHENNEM
O gün Biz cehenneme, “ doldun mu?” diye soracağız. Cehennem de, “Daha var mı?” diye cevap verecek?
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

CENNET
Üzüntüyü bırakıp, size vaad edilen cennete sevinin.
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

CESARET
Erkek cesaretini emretmekle, kadın itaat etmekle gösterir.
Aristoteles

Cesaret, kuvvetle birleşince büsbütün artar.
Aristoteles

Cesaretli insan her işte daha başarılı olur.
Menandros, [Anthologia Stobaiou)

Pek çok cesurca davranış zorunluluktan doğar.
Bir tragedia yazan» fragman

Yerinde ve zamanında gösterilen cesarete tanrı da yardım eder.
Menandros, (Anthologia Stobaiou)

Ama size hatırlatmak isterim ki cesaretiniz ve kararlılığınızla İyonya’ yı, Hellespont’ u, (Çanakkale Boğazı), Frigya’ yı, Pamfilya’yı, Finike’ yi ve Mısır’ ı Libya’ nın Yunan kısmını ele geçirdiniz. Ve yine Arabistan’ ın büyük bir bölümünü, Suriye’ yi Mezopotamya’ yı, Babil’ i ve Susa’ yı; Pers diyarını ve Medya’ yı, daha önce onlar tarafından kontrol edilen ya da edilmeyen tüm toprakları ele geçirdiniz. Hazar kapılarının ardındaki toprakların, Kafkasların, Tanais’ in Hyrcanian’ın (Hazar ve Hazar Denizi’ nin) efendileri oldunuz; İskitleri çöle sürdük. İnduslar ve Hydaspes (Hindistan’ da bir bölge) Acesines ve Hydraotes (Pakistan’ da bir bölge), önümüzde artık bizim topraklarımız olarak uzanıyorlar.
Büyük İskender

Cesaretle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.Hiç korkmadıklarını söyleyen insanlar yalan söylüyorlar. Eğer biri korkmuyorsa, bu, onun normal olmadığına işaret eder. Hepimiz, normal insanlardan müteşekkil bir orduyu oluşturuyoruz. Cesaret, hemen hemen herkeste olduğu gibi, hiç korkmadığımız anlamına gelmez. Cesaret, güdülerinizi korkularınızdan daha kuvvetli hale getiren şeydir.
Aliya İzzetbegoviç

CEZA
Allah, yapılan bütün kötülükler için ceza verseydi, yeryüzünde bir tek canlı yaratık kalmazdı.
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

CİMRİLİK
Sana ideyim buhl ne idüğün
Kendisi sakınır kendi yidiğün.
Yunus Emre

Nekeslikten kimse bezirgan olmaz.
Karacaoğlan

CÖMERTLİK
Tuzağa saçtığın taneler, cömertlikten sayılmaz ki.
Mevlana

ÇALIŞMA
Dıbak ve Korçan yakında bu yel değirmeni inşaatından herkesin vazgeçecekleri düşüncesine rağmen çalışmaya devam ediyorlardı. Köyde bütün gün boyunca onların keskin baltalarının hamleleri ve keserlerinin tam vuruşları duyuluyordu. Bu büüyk eserin düşüncesine kendilerini tamamen kaptırdılar, emeklerine acımadılar, yorgunlukhissetmediler, dinlenmediler. Onlar sabahtan akşama kadar uzun yaz günlerinde, yüzlerindeki terleri kurutan yakıcıgüneşin ışınları altında gömleklerini çıkarıp, ellerindeki araç gereçleri bırakmadan çalıştılar. Kendilerini işe vermiş, hatta konuşmuyorlardı bile.
Elin Pelin, Yel Değirmeni

Güzel olan hiçbir şey zahmetsiz elde edilmez.
Sophokleş, Elektra

Açlık işsiz insanlara yoldaştır, tanrılar da insanlar da kızar o kimseye ki hiçbir işe yaramadan yaşar; bal yapmaz yaban arılarına benzer, işten kaçıp başka arıların balını yer.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

İşsiz güçsüzlük çok üzücü bir şeydir.
Miletos’lu Thales

Nice insanlar görürsünüz, zahmeti başkaları çeker, yorgunluğu onlara düşer.
Aisopos

Çalışanların sürüleri de olur, altınları da; çalışmakla sevdirirler kendilerini tanrılara. Çalışmak değil, çalışmamaktır ayıp olan.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Çevrende olan birçok olaya gözünü çevirip de bakarsan, çabayla zahmetin ne kadar etkili olduğunu anlarsın. Bu tıpkı su damlacıklarının zamanla ve yavaş yavaş kayaları oymasına benzer.
Plutarkhos, Moralia

Sürekli ve istikrarlı çalışmayla her şey başarılır.
Menandros, (Anthologia Stobaiou)

Hep aynı kişiler için çalışmak ve onlara itaat etmek insana bıkkınlık verir.
Herakleitos

Hareketsizlikten ve tembellikten korkaklık, zahmetten ve emekten ise cesaret doğar.
Hippokrates, Peri Aeron Hydaton Topon

Bir insanın kendi gücünü aşan işleri yapması büsbütün saçma bir şeydir.
Sophokles, Antigone

Sanıyor musun ki bütün gecelerini okuyup yazmakla, çalışmakla ve incelemekle geçirirsen; sana idealist diyeceğim. Elbette hayır. Her şeyden önce bu incelemeleri ve çalışmaları ne için yaptığını öğrenmek isterim. Bütün gece metresini görebilmek için uyanık kalan adama idealist demem, aşık derim. Şöhret için uyanık kalırsan, sana gözüdoymaz derim.
Para için uyanık kalırsan, sana çıkarına düşkün cimri derim. Ama aklını geliştirmek, olgunlaştırmak, tabiata uymaya çalışmak ve ödevlerini yerine getirmek için uyanık kalırsan ancak o zaman sana idealist derim. Çünkü insana yaraşır tek
ideal budur.
Epiktetos

ÇİÇEK
Solar, düşer gününde koparılmayan çiçek.
Ovidius

En güzel çiçeklerin arasında yılan bulunur.
Namık Kemal

ÇOBAN
Çoban uyudu mu kurt emin olur.
Mevlana

Sıska koyuna sıska çoban
Mikszath

Stefan çobandı. Bir zamanki püsküllü çantalı uzun gegeli çobanlardandı. Sürüleri alanlığa doluştuğu zamanlar etrafı sanki siyah duman kaplıyordu. Artık böyle çoban kalmadı. Stefan levent olduğundan başka hiç kimse onunla boy ölçüşemezdi. Kavak çalması ise, herkesi hayrette bırakıyordu. Kavalı dudağına bir götürdü mü, Oreşada çamaşır yıkayan genç gelin ve kızların giysileri ellerinde kalıyordu. Yolcular, arabalarından ve atlarından geçiyor, kendilerini kavalın sesine kaptırıyorlardı.
Yordan Yovkov, Çoban Hikayesi

ÇOCUK
İşte bu benim çocuk dünyamdı – korkuların ve mucizelerin dünyası, gizemli bir o kadar da çekici…Ve bu dünya seneler sonra beni ikna edip, yeniden köyüme götürdü.
Nikolay Haytov, Çocuk Gözleri

ÇOCUKLUK
Ve hepimiz tecrübelerimiz doğrultusunda neticelere ulaşırız. Kşisel olarak ben, çocukluğumuzun hayatımızın en önemli dönemi olduğunu düşünüyorum. İnsan hayatında nereye gelirse, yetiştiği dönemdeki şartlardan ve çocukluğundaki durumundan, buna dair bir açıklama bulabilir…Çocukluk, insanoğlunun yeşerdiği tohumdur..Çocuklarla birlikte dünya da yetişiyor. ..
Aliya İzzetbegoviç

Başka bir Dünya’ ya geçmek için bu Dünya’yı terk ettikten sonra, geri dönmeyi isteme; çünkü bu, Dünya yasalarına aykırıdır. Ancak olgunlaşmamış bir insan çocukların sevinç anlarını kıskanır; çünkü onların da endişe taşıdığını unutmuştur.
Miro Gavran, Clara

ÇALIŞMA
Dıbak ve Korçan yakında bu yel değirmeni inşaatından herkesin vazgeçecekleri düşüncesine rağmen çalışmaya devam ediyorlardı. Köyde bütün gün boyunca onların keskin baltalarının hamleleri ve keserlerinin tam vuruşları duyuluyordu. Bu büüyk eserin düşüncesine kendilerini tamamen kaptırdılar, emeklerine acımadılar, yorgunlukhissetmediler, dinlenmediler. Onlar sabahtan akşama kadar uzun yaz günlerinde, yüzlerindeki terleri kurutan yakıcıgüneşin ışınları altında gömleklerini çıkarıp, ellerindeki araç gereçleri bırakmadan çalıştılar. Kendilerini işe vermiş, hatta konuşmuyorlardı bile.
Elin Pelin, Yel Değirmeni

Güzel olan hiçbir şey zahmetsiz elde edilmez.
Sophokleş, Elektra

Açlık işsiz insanlara yoldaştır, tanrılar da insanlar da kızar o kimseye ki hiçbir işe yaramadan yaşar; bal yapmaz yaban arılarına benzer, işten kaçıp başka arıların balını yer.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

İşsiz güçsüzlük çok üzücü bir şeydir.
Miletos’lu Thales

Nice insanlar görürsünüz, zahmeti başkaları çeker, yorgunluğu onlara düşer.
Aisopos

Çalışanların sürüleri de olur, altınları da; çalışmakla sevdirirler kendilerini tanrılara. Çalışmak değil, çalışmamaktır ayıp olan.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Çevrende olan birçok olaya gözünü çevirip de bakarsan, çabayla zahmetin ne kadar etkili olduğunu anlarsın. Bu tıpkı su damlacıklarının zamanla ve yavaş yavaş kayaları oymasına benzer.
Plutarkhos, Moralia

Sürekli ve istikrarlı çalışmayla her şey başarılır.
Menandros, (Anthologia Stobaiou)

Hep aynı kişiler için çalışmak ve onlara itaat etmek insana bıkkınlık verir.
Herakleitos

Hareketsizlikten ve tembellikten korkaklık, zahmetten ve emekten ise cesaret doğar.
Hippokrates, Peri Aeron Hydaton Topon

Bir insanın kendi gücünü aşan işleri yapması büsbütün saçma bir şeydir.
Sophokles, Antigone

Sanıyor musun ki bütün gecelerini okuyup yazmakla, çalışmakla ve incelemekle geçirirsen; sana idealist diyeceğim. Elbette hayır. Her şeyden önce bu incelemeleri ve çalışmaları ne için yaptığını öğrenmek isterim. Bütün gece metresini görebilmek için uyanık kalan adama idealist demem, aşık derim. Şöhret için uyanık kalırsan, sana gözüdoymaz derim.
Para için uyanık kalırsan, sana çıkarına düşkün cimri derim. Ama aklını geliştirmek, olgunlaştırmak, tabiata uymaya çalışmak ve ödevlerini yerine getirmek için uyanık kalırsan ancak o zaman sana idealist derim. Çünkü insana yaraşır tek
ideal budur.
Epiktetos

ÇİÇEK
Solar, düşer gününde koparılmayan çiçek.
Ovidius

En güzel çiçeklerin arasında yılan bulunur.
Namık Kemal

ÇOBAN
Çoban uyudu mu kurt emin olur.
Mevlana

Sıska koyuna sıska çoban
Mikszath

Stefan çobandı. Bir zamanki püsküllü çantalı uzun gegeli çobanlardandı. Sürüleri alanlığa doluştuğu zamanlar etrafı sanki siyah duman kaplıyordu. Artık böyle çoban kalmadı. Stefan levent olduğundan başka hiç kimse onunla boy ölçüşemezdi. Kavak çalması ise, herkesi hayrette bırakıyordu. Kavalı dudağına bir götürdü mü, Oreşada çamaşır yıkayan genç gelin ve kızların giysileri ellerinde kalıyordu. Yolcular, arabalarından ve atlarından geçiyor, kendilerini kavalın sesine kaptırıyorlardı.
Yordan Yovkov, Çoban Hikayesi

ÇOCUK
İşte bu benim çocuk dünyamdı – korkuların ve mucizelerin dünyası, gizemli bir o kadar da çekici…Ve bu dünya seneler sonra beni ikna edip, yeniden köyüme götürdü.
Nikolay Haytov, Çocuk Gözleri

ÇOCUKLUK
Ve hepimiz tecrübelerimiz doğrultusunda neticelere ulaşırız. Kşisel olarak ben, çocukluğumuzun hayatımızın en önemli dönemi olduğunu düşünüyorum. İnsan hayatında nereye gelirse, yetiştiği dönemdeki şartlardan ve çocukluğundaki durumundan, buna dair bir açıklama bulabilir…Çocukluk, insanoğlunun yeşerdiği tohumdur..Çocuklarla birlikte dünya da yetişiyor. ..
Aliya İzzetbegoviç

Başka bir Dünya’ ya geçmek için bu Dünya’yı terk ettikten sonra, geri dönmeyi isteme; çünkü bu, Dünya yasalarına aykırıdır. Ancak olgunlaşmamış bir insan çocukların sevinç anlarını kıskanır; çünkü onların da endişe taşıdığını unutmuştur.
Miro Gavran, Clara

DAĞ
Yüce dağlar şöhret bulur karınan.
Aşık Veysel

Bilemedim ana baba kıymetin,
Arkamızda karlıca bir dağ imiş.
Karacaoğlan

DALKAVUKLUK
Dalkavukları, düşmanlardan daha tehlikeli oldukları için yanından uzaklaştırmalısın.
Pythagoras, [Anthologia Stobaiou)

Herkes kendisinin ilk ve en büyük dalkavuğudur.
Plutarkhos, Moralia

Dalkavukların arasına düşmektense kargaların arasında olmak daha iyidir; çünkü kargalar ölülerin leşlerini yerler, dalkavuklar ise insanların ruhlarını canlıyken mahvederler.
Anthistenes, (Anthologia Stobaiou)

DAVRANIŞLAR
Benim istemediğim kadar yumuşak davranma bana.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

Size başkaları yapınca kizdığınız şeyleri siz de başkalarına yapmayın.
Isokrates, Pros Nikoklea

Adil insanlar hoşgörülüdürler.
Platon, Gorgias

Bazı insanlar vardır, kendilerini pek beğenir, övünür, kendilerinden çok daha güçlüleri yermeğe kalkarlar, bir de onların kımıldandığını gördüler mi, bakarsınız hemen gerisin geriye dönerler.
Aisopos

Yüksek konumlar insanın davranışlarını değiştirir, bunlara erişen kimse ölçüsüz ve kendini beğenmiş olur, insanlığını unutur… Bu durum olayların yol açtığı bir kişilik bozulması mıdır, yoksa içte saklı olan kötülüğün olanak bulunca dışarı çıkması mıdır?
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros-Sulla)

Kendini bil ve yeni olaylara uyarak yeni davranışlar bulmaya çalış
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

Cahillere güzel vecizeler sayıp dökme. İyice hazmetmişsen bunları hareketlerinle göster. Zira koyunlar ne kadar yem yemiş olduklarını gidip çobanlarına göstermezler, fakat yedikleri yemi iyice hazmettikten sonra süt ve yün yaparlar.
Epiktetos

Terbiyesiz insandan daha vahşi bir hayvan belki de yoktur.
Diphilos, [Anthologia Stobaiou)

Yüzleri gülmeyen ve hazin bir yüz ifadesi taşıyanlar için hayat, gerçek bir hayat değil, bir felakettir.
Euripides, Alkestis

Adettir, hor görülen insan aynen karşılığını yapar.
Phaidros

Kusurlarımızı görmeyiz ama suç işlemeye görsün başkaları hele, ahlâk hocası kesiliveririz birdenbire.
Phaidros

İnsan bağışlamalı rastlantıyla suç işleyen kimseyi. Ama bile bile zarar vereni de, her türlü cezaya çarptırmalı bence.
Phaidros

Felaket gelip çattıktan sonra ben ne ettim diye dövünmek bir şeye yaramaz.
Aisopos

Elinin altındaki insanlara yumuşak davrananlara tanrılar uzaktan iyilikle bakarlar…
Aiskhylos, Agamemnon

Gücünü (Şan rolü üzerine alırsan, bu rolü iyi oynayamadığın gibi yapabileceğin rolü de bırakmış olursun.
Epiktetos

İnsan kendinden güçlüsüne bakıp da dövüneceğine kendinden güçsüzüne bakıp avunsun, daha iyi
Aisopos

Bir kere sınırı aşan için artık sınır yoktur…
Epiktetos

Gülecek bir şey olmadığında sadece bir budala güler.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Güçlülere, büyüklere öyküneyim dediniz mi… hem emekleriniz boşa gider, hem de herkesi kendinize güldürürsünüz.
Aisopos

Kıskanç kişi kendi kendisinin düşmanıdır; çünkü sürekli olarak kendi yarattığı üzüntülerin etkisinde kalır
Menandros, Fragman

Nice insanlar vardır, giriştikleri işi beceriksizlikler yüzünden başaramadılar mı, hemen o işi kötülemeye kalkar.
Aisopos

Kendi işinle ilgilen ve başkalarının yaptıklarıyla uğraşma.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Seni seveni çağır sofrana, sevmeyeni değil. Çağırdığın daha çok komşuların olsun… Başına bir şey gelecek olursa komşuların hemen yardımına koşar.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Seni seveni sev, sana gelene git; verene ver, vermeyene verme.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Dostum niye bir baston yutmuş gibi yürüyorsun? -Sokakta rastladıklarımın hepsi tarafından imrenilmek ve sağdan soldan: “İşte büyük bir filozof” sözünü duymak için böyle davranıyorum.- İmrenmelerini istediğin kimlerdir? Onlar senin deli dediğin kimseler değiller mi? Delilerin sana imrenmelerini mi istiyorsun? Ah Ey koca deli!.
Epiktetos

DAVUL
Davul sesinden tilkiler korkar, fakat akıllı kişi onu öyle döver ki deme gitsin.
Mevlana

DEFİNE
Hiçbir viraneyi definesiz bilme
Mevlana

Altın definesini bilinmeyen viraneye gizlerler.
Mevlana

DEĞİRMEN
Buğdayı olmaksızın değirmene gidenin ancak, saçı, sakalı ağarır, başka bir şey elde edemez.
Mevlana

Gönül dediğin değirmen
Ufalanır, irilenir.
Karacaoğlan

DEHŞET
Babamin, son torununa kendi adının verilmesine karşı çıkmasını da kaydetmişler. Bu vesileyle gururunu okşamak, ona sevgimizi göstermek istemiştik. Ama o homurdanmakla kalmıştı.; ben de bir sene sonar, artık sonunun geldiğini anladığında, gözlük camlarının ardında parıltısına tanık olacağım o dehşet duygusununo an uzaklara gidercesine gözlerinden geçtiğini görmüştüm.. Ameliyatından bir-iki gün once, hastanenin merdiveninde, babamın benden ayrılırkenki bakışını anlatacak gücüm de yok; bu bakışta aynı zamanda hem bütün bir hayat, hem de ölümün, bilincine varıştaki dehşet okunuyordu.

Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

DENEY
Her şeyde en iyi mihenk taşı tecrübedir.
Eflatun

DENİZ
Hayatinda ilk kez 25 yaşındayken, Velebit dağının tepesinden 28 Nisan 1935’de gördüğü deniz, tıpkı bir açımlanma, daha kırk sene aynı yoğunlukta, etkin sinde kalacağı bir düş, bir sır, insanın kendine sakladığı bir hayal gibi belleğinde yer edecek. İlerde, aradan geçenonca yıldan sonar, aslında kendisi de hatırlamayacak ogün gerçekten denizi mi,yoksa ufuk çizgisini mi gördüğünü, ve gerçek deniz babam için hep coğrafya haritalarındaki,derin yerlerde daha koyu, kıyı kenarlarında daha açık renk olan o mavi olarak kalacak.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılır mı hiç.
Lukianos

Deniz kadın gibidir: Hiç güvenmek olmaz ha!
Tevfik Fikret

Köpeklerin dudaklarıyla deniz kirlenmez.
Mevlana

DERTLER
Güneşin gördüğü bütün insanlar dertlidir.
Solon

Aradım cihanı derdsiz yoğ imiş.
Karacaoğlan

Dünyada dertsiz baş olmaz.
Derd’olanın ahı dinmez.
Yunus Emre

Derdim yüreğimde eller ne bilsin.
Aşık Veysel

Dert daima insana yol gösterir.
Mevlana

Bir değil, beş değil, dert kucak kucak.
Aşık Veysel

Anlatamam derdimi dertsiz insana
Dert çekmeyen dert kıymetin bilmez.
Aşık Veysel

Üç derdim var, birbirinden seçilmez.
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.
Karacaoğlan

Niçin atmıyorum kendimi bu kayadan? Bir düşer kurtulurum bütün dertlerden. Her gün korkakça acı çekmektense bir anda ölüp gitmek daha iyi.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

İstenerek katlanılan sıkıntılar istenmeden gelen sıkıntılara dayanmayı kolaylaştırır.
Demokritos

Bugüne kadar hiç kimse dertsiz doğmamıştır.
Euripides, Iphigeneia he enAulidi

İnsanlar için üzüntüden daha beter bir kötülük yoktur.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

İnsanın üzüntü yerine hastalıktan acı çekmesi daha iyidir.
Philemon, Fragman

Üzüntülüyken de düşünmekten vazgeçmiyorum. Beni hayatta tutan ve insan yapan da bu.
Philemon, (Anthologia Stobaiou)

Keder, doğası itibariyle birçok kötülüğün sebebidir. Çünkü deliliğin ve çoğu insanda tedavi edilemeyen hastalıkların
sebebi üzüntüdür.
Philemon, (Anthologia Stobaiou)

Kederin tek ilacı mantıktır.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Bile bile sebebiyet verilen başka felaketler de göreceğiz; ama en acı ızdıraplar, kendi kendimize verdiğimiz ızdıraplardır.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Sokrates’e, insan hayatını hiç üzülmeden nasıl geçirebilir diye sorulduğunda; ‘Bu imkânsızdır, çünkü bir evde veya
şehirde yaşayıp insanlarla görüşen birisinin üzülmemesi mümkün değildir diye cevap vermiş.
Sokrates, (Anthologia Stobaiou)

Tatlı söz üzüntüye derman olur.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Dayan yüreğim, unutma ki çok daha alçakça şeylere katlanmıştın.
Homeros, Odysseia

DEVLET
Korkuya yer vermiyen bir devlette, kanunlar hiçbir zaman gerekli saygıyı görmezler.
Sophokles

DEVLET YÖNETİMİ
İnsan doğası gereği devlet kurmaya elverişli bir yapıya sahiptir.
Aristoteles, Politika

Sen tapın, yalvar, yaltaklan günün efendisine… Hiç ama hiç umurumda değil benim. Elindeyken, ne isterse yapsın, assın kessin: Uzun sürmeyecek çünkü… saltanatı
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

Anlaşmazlık dönemlerinde yönetimin başına en kötü adam bile geçer.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Sulla ile Lysandros’un Karşılaştırılması)

Bu kadar kötü durumda olan bir devlette baş olmak en iyi olmak anlamını taşımaz.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Sulla ile Lysandros’un Karşılaştırılması)

Nice devletler vardır, akıllı uslu adamlar arkada kalır da bakarsınız en kötüler, budalalar öne geçiverir.
Aisopos

Avcının köpeğin doğurduğunu değil, köpeğin kendisini; atlara ilgi duyanın atın doğurduğunu değil, atın kendisini aradığı gibi (çünkü ya attan katır doğarsa…), devleti yönetecek adamın kim olduğuna bakmayıp kimin oğlu olduğuna bakan devlet adamı hiçbir başarı elde edemez.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Sulla ile Lysandros’un Karşılaştırılması), XXL

Nasıl ki tragedyalarda oyuncular arasında bazen bir haberci veya bir uşak rolünü oynayan oyuncu önem kazanıp oyunun kahramanı oluverince, taç giyen, asa taşıyan asıl oyuncunun sesi bile dinlenmez ya, aynı şekilde hükümdarlığın bütün görkemi kralın danışmanındaydı. Krala da hiçbir güce sahip olmaksızın sadece unvan bırakılıyordu.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros),

Kentin (devletin) mutluluğu ve erdemin uygulanması için gerekli olan en önemli, en vazgeçilmez yöntemlerin kökleşip sarsılmaz hale gelmesi, bunların yurttaşlara verilen eğitim yoluyla törelere işlemesine bağlıdır; zor kullanarak elde edilen sonuç bundan sağlam olmaz. Çünkü yasacının kurduğu düzeni herkese aşılayan eğitim yoluyla, gençler her şeyi bilinçli bir istekle yapacaklardır.
Plutarkhos, Lykurgos

Halklar kendilerini yönetmesini beceremeyen insanları kolay kolay dinlemezler: Buyruk dinleme buyruk verenin değerine bağlıdır; iyi yol gösteren kendini daha iyi izletir. Binicilik sanatı nasıl atı dizgine rahatça uyar duruma getirmekse krallık sanatı da insanları buyruğuna sokmasını bilmektir.
Plutarkhos, Lykurgos

Kendini uygunsuzluğa, kötü öğütlere kaptıran bir devlette bilgelik de kalmaz.
Euripides, Herakles

Yurttaşlar bir efendinin buyruğu altında istekli davranmazlar; çünkü bir efendi için çalışmaktadırlar. Oysa özgür
oldukları zaman artık kendi öz çıkarları haline gelmiş olan şeyi canla başla savunurlar.
Herodotos, Historiai

Ahlâk sahibi insanların onurlandırıldığı, kötülerin ise uzaklaştırıldığı kent (devlet) mükemmel yönetilir…
Solon, [Anthologia Stobaiou)

Sokrates’e hangi kentin en mükemmel yönetildiği sorulduğunda, ‘Varlığı kanunun varlığıyla eş anlamlı olan ve onu ihlal edenleri cezalandıran kenttir’ cevabını vermiş.
Sokrates, (Anthologia Stobaiou)

Erdem olmaksızın ne surların, ne savaş gemilerinin, ne deniz üslerinin, ne çok sayıda vatandaşın ne de yüzölçümlerinin büyük olmasının devletlerin mutluluğu için bir önemi yoktur.
Platon, Alkibiades

Devlet gerektiği gibi doğru yolda yürür de kendini ilgilendiren bir nokta üzerinde öğüt isterse, aklı başında bir adam bu öğüdü verir; fakat doğru yoldan tamamıyle uzaklaşan, bunun izinden bile gitmek istemeyen, kendine öğüt verenleri ölümle korkutarak idare düzenini olduğu gibi bırakmalarını, hiçbir şeye dokunmamalarını söyleyen devletlere gelince; bu devletler, kendilerine öğüt verenlerin, hırs ve isteklerine boyun eğmelerini, bunları her zaman en kolay, en çabuk bir şekilde tatmin için çareler bulmalarını isterlerse, onlara bu yolda öğüt veren kimseler bence birer alçaktan başka bir şey değildirler; bu isteklerine boyun eğmiyen kimseleri de cesur sayarım.
Platon, Epistolai

Bir devlet, mutlak hükümdarlara değil, kanunlara boyun eğmelidir. Böyle olmazsa, bu, ne isteklerine herkesin boyun eğmesini isteyenler, ne de boyun eğenler veya çocukları, veya çocuklarının çocukları için iyi olur… Böyle kazançlar elde etmek isteyenler, adi, bayağı ruhlardır.
Platon, Epistolai

Kendisi ve memleketi için en güzel olacak şeyi araştıran kimse, bu yüzden acılara da uğrasa, doğru ve güzel bir sona erer. Hiçbirimiz ölümsüz değiliz.
Platon, Epistolai

Tanrının lûtfu ile doğru kanaatten azıcık olsun pay almış bir kimse şunu anlamalıdır ki, ihtilallerin sebep olduğu belaları önlemek, ancak kazananların, cenklerle, sürgün ve öldürmelerle kötüyü kötü ile karşılamamaları, düşmanlarından öç alma yoluna gitmemeleri ile mümkündür; bunlar kendilerine hakim olmalı, kendilerini de yenilenleri de tatmin edecek eş kanunlar koymalı; yenilenlerin bu kanunları saymaları için iki zorlama çaresine başvurmalıdırlar; saygı ve korku. Yenilenleri, onlardan üstün oldukları için, kanunları zorla saydırabileceklerini göstererek korkutmak; istediklerinin ölçülü olduğunu, kanunlara kendilerinin de boyun eğmek istek ve yetisinde bulunduklarını göstererek kendilerini onlara saydırmalıdırlar. Yoksa, ikiye ayrılmış bir devletin uğrayacağı belaların sonu gelmez.
Platon, Epistolai

Varlığımızın bir parçası yurdumuzun; bir parçası ana babamızın; bir başka parçası da dostlanmızındır… Yurdumuz, bizi devlet idaresi işlerine çağırırsa, bunu reddetmek yakışık alır mı? Hem zaten böyle bir şey yaparsak, yerimizi, devlet işlerine girdikleri zaman iyiyi hiç düşünmeyen değersiz kimselere bırakmış oluruz.
Platon, Epistolai

Devletler önemli kişileri önemsizlerden ayırt edemedikleri zaman felaketlere sürüklenirler.
Antisthenes, (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Philosophon, VI, )

Antisthenes, kişinin devlet işlerinde nasıl davranması gerektiği sorusuna Tıpkı ateşle nasıl olması gerekiyorsa öyle.
Yani, ne çok yanına yaklaş, yanlamak için, ne de çok uzağında kal, donmamak için cevabını vermiş.
Antisthenes, (Anthologia Stobaiou)

Sadece zenginliğin ve fakirliğin olmadığı bir toplumda asil karakterler var olabilir.
Platon, Nomoi

İdarecilerin karakteri idare edilenlerinkiyle aynıdır.
Isokrates, Pros Nikoklea

Anarşiden daha büyük bir kötülük yoktur. Bu hem devletleri hem de evleri altüst eder.
Sophokles, Antigone

İktidar ya halkın sevgisiyle, ya da parayla elde edilir.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Sokrates’e hangi kentin yasa dışı idare edildiği sorulduğunda, İdarecilerin belli gruplardan seçildiği kent cevabını vermiş.
Sokrates, (Anthologia Stobaiou)

Devlet işlerinden daha zengin olarak değil, daha büyük bir şöhretle ayrılmalısın. Çünkü halkın övgüsü paradan çok daha değerlidir.
Isokrates, Pros Demonikon

Ancak yönetilmeyi öğrendiğin zaman yönetmeye muktedir olabilirsin.
Solon, (Anthologia Stobaiou)

Kültürsüz halk çoğu zaman bir tiranın boyunduruğu altına girer.
Solon, Fragman

Bir iktidar değişikliğinde fukara halk çoğu defa, efendi değiştirir sadece.
Phaidros, I

Halk kütlesi korkunç bir beladır.
Euripides, Iphigeneia he enAulidi

Çok başlılık iyi değildir, bir kişi efendi olmalıdır.
Homeros, Ilias

Belli bir kesimin hizmetinde olanlar yurttaş değil, partizandır ve bunların adaletine adalet demek de boşunadır.
Platon, Nomoi

İnsan soyu, başına çöken belalardan ancak tam ve gerçek filozofların iktidarı ele alması ile veya devletin başında olanların, Tanrının lûtfu sayesinde, gerçekten filozof olmaları ile kurtulabilir.
Platon, Epistolai
Yurttaşlar, her şeylerini çılgınca sarf etmek gerektiğini düşünür, bütün gayretlerini aşk cümbüşlerine vererek yiyip içmekten başka bir şeyle uğraşmamak gerektiğini sanırlarsa, hiçbir kanun, ne kadar iyi olursa olsun, bir devleti rahata kavuşturamaz.
Platon, Epistolai

Lykurgos hemen düzeni toptan değiştirecek bir anayasa hazırlama işine girişti, yepyeni bir rejim kurma gereğine inanıyordu: Tıpkı türlü hastalıklara tutulmuş bozuk bir bedenin durumunu toptan değiştirmek için, kötü sıvıları dışarı atacak sert ilaçlar ve müshiller kullanmak gibi…
Plutarkhos, Lykurgos

Lykurgos… hayasızlığı, kıskançlığı, cimriliği, gösterişi ve bunlardan daha köklü ve daha yıkıcı olan toplum hastalıklarını, yani zenginliği ve yoksulluğu söküp atmak için, bütün memleketin orta malı olması, toprakların yeniden bölüşülmesi gereğine yurttaşlarını inandırdı. Herkes geçim bakımından eşit olacak, kimsenin erdemden başka üstünlüğü olmayacaktı… Çünkü aslında insanlar arasında ayrılık ve eşitsizlik yoktu. Ayrılık ve eşitsizlik olsa olsa kötü davranışlarla iyi davranışlar arasında olabilirdi…
Plutarkhos, Lykurgos

Haz ve tutkuya düşkün olan ve bunlara aç gözlülükle saldıran bir insan ya da bir oligarşi ya da bir demokrasi, iyileşmez ve sonu gelmez bir hastalığa yakalanarak hiçbir şeyi tutamayan bir ruhla kenti ya da bireyi yönetecek olursa, yasaları hiçe sayacaktır ve bu durumda… hiçbir kurtuluş yolu yoktur.
Platon, Nomoi

DEVRİM
Anadolu’da Kemalist Devrimle kurulan devlet, emperyalizme karşı direnip, dünyanın kurtuluşuna omuz verecektir.
Tito, 1978

DIŞ GÖRÜNÜM
Bir kimseyi dış görünümüyle sevmemiz ya da ondan nefret etmemiz anlamsızdır; onu yaptığı işlerle değerlendirmeliyiz.
Lysias, Hyper Mantitheou

Vücut güzelliği bir hayvanın güzelliğine benzerdi, eğer akıl olmasaydı.
Demokritos, Fragman

Hiç kimse doğuştan çirkin olanları suçlayamaz, ama herkes idman eksikliği yüzünden vücutları çirkinleşenleri suçlayabilir.
Aristoteles, Ethika Nikomakheia

DİKEN
Gül gider, diken durur.
Ovidius

Her diken gül vermez.
Mevlana

Gülün dostu dikendir.
Mevlana

DİKTATÖRLÜK
Ferdin saltanatı ve onun temsil ettiği meşum bir idare şekline çevrilen bir silah mukaddestir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919

Harbin ciddiyetini nazar-ı dikkate almayan bazı gayri samimi önderler taaruzun vasıtaları, ajanları olmuşlardır. Kontrolleri altındaki milletlere milliyetçiliği ve ananeyi yanlış bi rşekilde göstererek ve suistimal ederek aldatmışlardır. Bu buhranlı saatlerde herc-ü merce mani olmak için kütlelerin kendileri karar vermeleri ve mesuliyet mevkiini yüksek karakterli ve yüksek moralli, vicdanlı insanların eline tevdi etmeleri zamanı gelmiştir.

Bu, gecikmeden yapılmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1930

DİL
Alem çiçek olsa, arı ben olsam
Dost dilinden tatlı bal bulamadım.
Pir Sultan Abdal

Dediklerine bakılırsa yeryüzünde aramışlar aramışlar, bir tek dilsiz kadın bulamamışlar.
Plautus

Milliyetin çok belirgin vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.
Mustafa Kemal Atatürk

Biz Balkanları niçin kaybettik biliyor musunuz? Bunun tek bir sebebi vardır; bu da İslâv araştırma cemiyetlerinin kurduğu dil kurumlarıdır. Bizim içimizdeki insanların millî bilinçlerini uyandırdığı zaman, biz Balkanlarda Trakya hudutlarına çekildik.
Mustafa Kemal Atatürk

DİLENCİ
Dilenci dilenciyi kıskanır, aşık aşığı.
Hesiodos

DİN ADAMI
Sınır boyuna yayılmış olan bir cemaati tam elli yıldır sukunetle, başarıyla idare diyordu. Sanki hayatın normal üzüntülerinden başka üzüntü ve keder görmemiş gibi, bu ruhani reiste bir hizmetkar vefası ve bir prens vekarı vardı. Müslümanlara, amirlerine ve bütün halka adil ve eşit davranıyordu. Ne ondan önce, ne de ondan sonra gelenlerden hiç kimse onun kadar saygı ve sevgi görmemiştir. Hiçbir çevrede, hiçbir din adamına böylesine itibar gösterilmemiştir. Yaşı, dini cinsiyeti ne olursa olsun herkes onu sayıyor, seviyor, “büyük baba” diye çağırıyordu. Bütün kasaba ve çevresi için o, Sırp kilisesini temsil ediyordu. Üstelik de onu, rahiplik ve şefliğin en güzel örneği olarak görüyorlardı. Uzun boylu, çok güçlü bir adamdı. Fazla kültürlü olmamakla birlikte, büyük bir kalbi, duru bir muhakemesi, yiğit bir ruhu vardı. Gülümseyişi, karşısındakini hemen yumuşatır, ona sükun ve hayat verir idi.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

DİNLENME
Hakikatte ise hiç kimse, istirahatin tadını Salih Yaşar kadar hissetmezdi. Evine varır varmaz dışarıdaki peykeye oturur, gözlerini karşıki ovaya dikerek kahvesini içer, sigara üstüne sigara yakar, dinlenirdi. Yorgunluk hoş bir titreme ile vücudundan süzülürken hiçbir şey düşünmeden, sadece gözlerinin önünde duran manzaraya sevinirdi.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

DOĞRULUK
Cümleler doğrudur sen doğru isen,
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.
Yunus Emre

Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma,
Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma.
Tevfik Fikret

DOĞU
Türkiye’ninnin bugünkü mücadelesinin yalnız Türkiye’ye ait olmadığını, bütün arkadaşlarımız ifade etmiş iseler de bunu bir defa daha teyid etmek lüzumunu hissediyorum. Türkiye’nin bugünkü mücadelesiyalnız kendi nam ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi.Türkiye azim ve mühim bir gayret sarfediyor. Çünkü müdafaa ettiğibütün mazlum milletlerin, bütün şarkın davasıdır ve bunu nihayete getirinceye kadarTürkiye, kendisinle beraber olan şark milletlerinin beraber yürüyeceğinden emindir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922

DOĞU-BATI
Asırlardır büyük sınırda, dünyaların kesişme noktasında yaşayan her ikisine de aynı zamanda aidiyet hisseden;akıl ve düşünce olarak Batılı, ruh ve duygu olarak Doğulu halkımın bir ferdi olarak doğdum. Bundan dolayı inancım odur ki, İslam ve Müslümanlara hizmet ederken, aynı zamanda, tüm sağduyulu insanların hizmetinde bulunuyorum.
Aliya İzzetbegoviç

DOSTLUK
Yeryüzünde, yalnızca, herkesin kendi hesabını ödediği meyhane dostluğundan başka dostluk yok mu yani? İnsan alırken de, verirken de karşılıklı olarak aynı sevinci duymaz mı? “Peki neden acaba adamın birine, hiç tanımadığımız birine hatta kimi zaman kafaca uyuşmadığımız bir yabancıya tutuluruz? Neden onsuz yaşayamayacak kadar sevmeye başlarız bu insanı?, gözlerine bakarsınız, sizinkilerin aynısıdır ve orda kendi arzularınızın sonsuzluğunu görürsünüz. Alev alev yanan yüzünü ellerinin arasına alıp uzun uzun bağrınıza basmak istersiniz. Ve sevimli bir köpeğin kocaman patileri gibi masa üstünde yatan ellerine kimi zaman yanağınızı, kimi zaman ateş gibi yanan alnınızı dayamamak için kendinizi güç tutarsınız., çünkü sevginin bu türlüsü, yaşamın bütün fırtınalarına kafa tutan, Tanrı’ nın hiçbir kötülük düşünmeden yarattığı yağla beslenen sönmez bir meşaledir.
Panait Istrati, Mihail (Arkadaş)

Dost dost diye nicesine sarıldım.
Benim sadık yarim kara topraktır.
Aşık Veysel

Dosttur. Çöp değildir, onu kırma.
Mevlana

Dostlara acılarını paylaştığını göstermek birlikte yas tutmakla değil, onlara elbirliğiyle yardım etmekle olur.
Epikuros

Ne garip!
En iyi davrandıklarım
Bugün en çok incitenler beni.
Sappho

İyiliklerde olduğu gibi, kötü günlerimizi de bizimle paylaşacak bir dost bulabilmek nadir bir talihtir.
Euripides

Çok dostu olan adam bizce kötü kadın gibi, kocasının üstüne adam seven kadın gibi bir şeydir; dostluk o kadar çok bölünmeye gelmez, kuvvetini kaybeder.
Lukianos

Dost, hem iyi görünen, hem iyi olan insandır.
Eflatun

Gel, yalvarırım gel, acılarımı paylaş benimle. Bela rüzgârı kimseleri ayırt etmez dört bir yana eserken, bir seni vurur bir beni.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

Bir düşman tarafından aldatılmış olsam utanırdım; ama bence dostlar arasında aldatmak aldatılmaktan çok daha utanç verici bir şeydir.
Ksenophon, Anabasis

Koynunda bir yılan beslemişsin.
Theoglis, O

Kendini bil. Dostların ziyafetlerine yavaş git, felaketlerine ise koşa koşa.
Sparta’lı Khilon

Dostlarına karşı şanslı günlerinde nasılsan şanssız zamanlarında da öyle kal.
Korinthos’lu Periandros

Dostlarınıza bir yardım edecekseniz vaktinde edin, işleri büsbütün bozulduktan sonra siz öğüt vermeye kalkmışsınız,
neye yarar?
Aisopos

Düşünce birliği dostluk yaratır.
Demokritos

İnsanlardan sadece erdemli olanları dost edinin…
Pythagoras, Khrysa Epe

Dostlarını korumak için haklı bir öfkeyle heyecanlanmak ancak gerçek dostlara yaraşır…
Euripides, Herakles

Şanssız adamın dostu kalır mı?
Euripides, Herakles

Talihsiz insanın haline herkes vah çekmeye hazırdır, ama o acınışlar kimsenin bağrından kopup gelmez. Sevincine ortaklık göstermek için ise çoğu kişi… gerçek olmayan bir yüzle, yüzüne güler.
Aiskhylos, Agamemnon

Demek sen de göründüğün kadar dost değilmişsin.
Euripides, Herakles

Ben minnettarlıkları azalan, iyi günlerinizin tadını sizinle beraber çıkarıp, başınıza bir felaket geldiğinde geminizi terk eden dostlardan nefret ederim.
Euripides, Herakles

Sana hizmet etmek isteyen dosta elini uzat.
Euripides, Herakles

Sadık bir dostu zenginliğe veya kuvvete değişmek, ne büyük bir budalalık.
Euripides, Herakles

Çok düşman edinen kişiler, başları sıkıya geldi mi hiçbir dost bulamazlar.
Aisopos

Yüksek mevkide bulunan iyi bir adamın tavırlarını değiştirmemesi, bilakis refah içinde olduğundan, dostlarına yardım edebileceği zaman onlara karşı daha fazla sadakatle hareket etmesi gerekir.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Zor bir sorunda sadık bir insan değerlidir altınla gümüş kadar.
Theognis

Bir kimse ile dost olacağız, onunla birleşeceğiz dedik mi, tehlike zamanında bize bir yardımı olabilir mi olamaz mı, onu bir düşünmeliyiz.
Aisopos

Dostlar arasında ayrı gayrı yoktur derler. Sizin de dost olduğunuz doğru ise, zenginlikte farkınız yok demektir.
Platon, Lysis

Bilgili bir insan olursan bütün insanlar dostun ve yakının olur; çünkü faydalı ve iyi bir insan olursun. Yoksa kimse sana dost olmaz. Ne baban, ne anan, ne de yakınların.
Platon, Lysis

Herkes bir şeye tutkundur: Kimi ata, kimi köpeğe, kimi paraya yahut şana şerefe. Bütün bunlar benim umurumda değil; Ben dost edinmeye meraklıyım… Bende bu dostluk merakı oldukça Dareios’un bütün hazinelerini, kör olayım, bir dosta değişmem.
Platon, Lysis

Bir düşmandan kendini korumak bir dosttan korumaktan daha kolaydır.
Alkmeon

Dürüst ve iyi arkadaş, edinilen bütün mülklerin en iyisidir.
Ksenophon, Apomnemoneumata

Sadece erdemli kişilerin dostlukları sahtekârlıktan uzaktır.
Aristoteles, Ethika Nikomakheia

Mutlu olan dostlarını kıskanmaksızın takdir etmek az sayıda insanın doğasında vardır.
Aiskhylos, Agamemnon

Dostlarına mutlu olduklarından, çok mutsuz zamanlarında daha çabuk git.
Sparta’h Khilon (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Philosophon, I, )

Bir kimsenin iyi bir dostunu yitirmesini, aynı derecede sevdiği kendi yaşamını yitirmesiyle eşdeğer sayarım.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Dost gibi görünen bir çok kişi dost değildir, dost olduklarını göstermeyenler ise dost olabilir.
Demokritos, Fragman

Beğenmediğimiz nice dostlar vardır ki gelip bizi tehlikeden kurtarır da asıl güvendiklerimiz bizi ele verir.
Aisopos

Nice insanlar vardır, kendilerini düşmanlarından korurlar ama hiç farkına varmadan, düşmandan da daha tehlikeli dostların eline düşerler.
Aisopos

Dostlarının alayları senin yaşayışını değiştirmene engel olmasın. Rezalet içinde olup onlara yaranmayı mı, ya da erdemli olarak onların gözünden düşmeyi mi üstün tutarsın?
Epiktetos

Kötü insanlar dostlarına sadece beraber oldukları zaman itibar gösterirler, buna karşılık erdemli kişiler, dostları uzakta olsalar da onları severler; yine kötülerin dostluk ilişkilerini bozmak için az bir zaman yeterlidir, erdemli kişilerin dostluklarını silmeye ise bütün bir yaşam yetmez.
Isokrates, Pros Demonikon

Zenon’a dostluğun ne olduğunu sordular, o da ‘ikinci kendimiz’ yanıtını verdi.
Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Philosophon

Dostları yaşamın talihsizliklerinde ve ortak felaketlerde dene. Çünkü, nasıl ki altının saflığını ateşle anlıyorsak, dostları da üzücü olaylarda tanırız.
Isokrates, Pros Demonikon

İyi dostlar felaketlerde kendilerini gösterirler; zenginlik ise sadece sözde dostlar getirir.
Euripides, Hekabe

Sadece felaketlerine üzülenlerin değil, mutluluğunu kıskanmayanlann gerçekten dost olduklarını düşünün.
Isokrates, Pros Demonikon,

Dostlarını imtihan etmemeyi dile!. Aksi halde bir gölgeden başka bir şey olmadıklarını göreceksin.
Philemon, (Anthologia Stobaiou)

Dion’a ihanet etmekle birçok zenginlikler, şerefli mevkiler elde edebileceği halde bunu yapmayan da bir Atinalı idi.
Çünkü bu iki insanı bağlıyan, bayağı bir arkadaşlık değil, eş bir eğitimden gelen bir dostluktu. Akıllı bir adam ruh ve vü
cut yakınlıklarına değil, yalnız bu çeşitten dostluğa güvenmelidir.
Platon, Epistolai

Bir gün bahtın değiştiğini görünce yanında benim gibi bir adam bulunmasını isteyeceksin.
Platon, EpistolaU Od

Daha yeni tanıdığın bir adam sana, kırk yıllık arkadaşlarından çok dostluk gösteriyorsa, sakın kanma onun sevgisine. Bil ki arkadaşlığınız ilerleyince o başkalarıyla tanışırsa bu sefer de seni bırakır, onların yüzüne güler.
Aisopos

Dostluğa hainlik ettiniz mi, oyun ettiğiniz kimselerin öç almaya güçleri yetmez diye güvenmeyin; onların elinden bir şey gelmese bile, tanrılar o kötülüğü sizin yanınıza komazlar.
Aisopos

DUVAR
Yalnız taşla duvar olmaz.
Karacaoğlan

DUYGU
Bizi ister genlerimiz, ister şeytan, ister Tanrı yönlendirsin, en hayati kararlarda etkin olan şey irademiz değil, bizi esas sürükleyen şey duygularımızdır. Nasıl ki bir adama olanca gücüyle yüzer fakay kıyıdan hiç mi hiç uzaklaşmaz, üstelik aşmaya çabaladığı akıntı da onu, doğal olarak, ters yöne atar. Şükürler olsun güçlü duygular da, acılar da sonsuza dek sürmez, bitkiler ve hayvanalr da böyledir.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

DÜNYA
Bu dünyaya gelen gider.
Yunus Emre

Dünya bir yol, geda gider, han gider.
Karacaoğlan

Dünya kehruba gibidir; bütün samanları çeker, ancak özlü buğday, kehrubanın çekişinden kurtulmuştur.
Mevlana

Şu yalan dünyanın sonu hiç imiş
Akşam gelüb konan sabah göç imiş.
Pir Sultan Abdal

Bu kadar adam gördüm, içlerinden hiçbiri dünyadan hoşnut değil, hiçbiri de dünyadan gitmek istemez.
Namık Kemal

DÜRÜSTLÜK
Son kez söylüyorum. Eğer, dürüst olan ile kabiliyetli olan arasında bir tercih yapmak durumunda kalırsanız, dürüst olanı seçiniz.
Aliya İzzetbegoviç

DÜŞMANLIK
Barış umutlarının ardından birdenbire düşmanlıkların patlak vermesi büyük yarımadada alışılageldik bir şeydi.
İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt

DÜŞMEK
Düşmek, etrafı görmemektendir.
Tevfik Fikret

Koşan elbet varır, düşen kalkar.
Tevfik Fikret

Yıkılıp düşene gülme sakın sen
Yiğit düşüp kalkmayınca belli olmaz.
Karacaoğlan

DÜŞÜNCE
İnsanın, düşünceleriyle davranışlarının kesin doğruluğuna inanması güzel. Kendisini her şey için bir ölçüt olarak görmesi. Bilinmeyen ve kendisinden farklı olan hiçbir şeye değer vermemesi. Ama beyni sıkıştıran ve boğazı kurutan derin kuşkular olmaksızın, kendini bir şey sanan önemsiz varlıklar olmaktan öteye gidemeyiz. Uzak durduğumuz kutsal düşüncenin ise hiç önemi yok.
Miro Gavran, Clara

EDEBİYAT
Hayatta hiçbir şey kolay değildir, o halde edebiyat nasıl kolay olabilir? Kitaplar, okurların düşlerle ve anlık hazlarla oyalanmaları için yazılmaz. Romanda anlatılan konuyu, okurun dlkkatini çekmek, kitabın taşıdığı anlama ilgi duymasını sağlamak için kurkamtayız; okuru yüzeysel meselelerle uyutmamız günah olmaz mı?
Meşa Selimoviç

EFSANE
Efsaneleri halk dokur.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

EĞİTİM
Efendiler;yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine, ananat-I miiliyesine düşman olan bütün anasırla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922

Mektebin vereceği ilim ve fen sayesindedir ki Türk milleti, Türk sanatı, iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı, bütün bedayiiyle inkişaf eder.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922

Cehalet, ne acı bir felaket
Sophokles, [Anthologia Stobaiou)

Eğitilmişlerin ümitleri hiçbir şey öğrenmemişlerin zenginliğinden daha kuvvetlidir.
Demokritos

Gençlerin akıllı, yaşlıların akılsız olması da mümkündür; düşünceli olmayı öğreten zaman değil, zamanındaki eğitim ve yaratılıştır.
Demokritos

Eğitimin özü, oyun çağındaki çocuğun ruhunu, yetişkinliğinde mükemmel bir insan olması için… heveslendiren doğru yönlendirmedir.
Platon, Nomoi

Tembel çocukları ayıplamayın, kabahat hep analarında babalanndadır; çocuklarını boş oturmaya alıştırmasınlar.
Aisopos

Bilgisizlik, insanlığın başına çöken bütün belaların kök tutmasını sağlayan… tohumlarını atanlara en acı meyveleri yetiştiren o bilgisizlik, her şeyi yıktı, yok etti.
Platon, Epistolai

Ruhsal eğitim onu elde edenler için ikinci bir güneştir.
Herakleitos, Fragman

Lykurgos, kanun koyucunun en büyük ve en güzel eserinin eğitim olduğu düşüncesine sahipti.
Plutarkhos, Bioi ParalleloU (Lykurgos)

Arıların nasıl ki bütün bitkilerde durduklarını ve her birinden en iyi olanı aldıklarını görüyorsak, kendilerini yetiştirme isteği içinde olanlar da bütün bilgilerden yararlanmalı ama hepsinden faydalı olanları seçmelidirler.
Isokrates, Pros Demonikon

Aristoteles’e eğitimli ve eğitimsiz insan arasındaki fark nedir diye sorulduğunda, ‘canlılar ve ölüler arasındaki farkın aynısıdır diye cevap vermiş. O, bilginin mutlu anlarda bir süs, hüzünlü zamanlarda ise bir sığınak olduğunu söylüyor.
Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Phitosophon

Mantık olmayınca bilgi hiçbir şeydir.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Eğitim bütün insanlar için bir sığınaktır.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

İnsanları eğitim uygarlaştırır.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Eğitimsiz insanlar vahşi hayvanlardan sadece görünüm bakımından farklıdırlar.
Kleanthes, [Anthologia Stobaiou)

Eğitimin üç şeye ihtiyacı vardır: Doğal yetenek, araştırma ve uygulama.
Aristoteles, (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Philosophon

Erdemin temelleri insanın doğasında vardır; ancak onun işlenmesi eğitimin işidir. Eğitimsiz mizaç kördür.
Plutarkhos, Ethika, A, B

Eğitimlerini ihmal edenler bunun sonucunun, doğru biçimde düşünememek olduğunu anlayamazlar.
Isokrates, Peri Eirenes

Cahil kalmaktansa ilerlemiş yaşında öğrenmiş ol çok daha iyi.
Kleobulos, [Anthologia Stobaiou)

Sadece bir iyilik vardır: Doğru bilgi. Ve sadece bir kötülük vardır, o da cahillik.
Sokrates, (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Philosophon, E,)

Öğrenmeyi ihmal ettiğin şeyleri öğretmeyi istemen, delilikten başka bir şey değildir.
Platon, Alkibiades

Bir şey bilenler, başka birini kendileri kadar bilgili kılarlarsa, bu, onlarda gerçekten bilgi olduğunu gösterir.
Platon, Alkibiades

Her konuda bilgisiz birisi olmamak için her şeyi bilmeye uğraşma.
Demokritos, Fragman

Bilgisizlerin durumu ve karakteri: İyiliği ve kötülüğü kendisinden beklemez, hep başkalarından bekler. Filozofun durumu ve karakteri: Başına gelecek bütün iyiliği ve kötülüğü kendisinden bekler.
Epiktetos

Bir hekim bir hastaya gider ve ona şunu söyler: ‘Sıtmanız var. Bugün hiçbir şey yemeyiniz, yalnız su içiniz’. Hasta ona inanır, teşekkür eder ve ücretini verir. Filozof da bir kültürsüze şöyle der: ‘Azgın isteklerinizin sonu yok. Kaygılarınız bayağıdır. İnançlarınız sahtedir, yanlıştır’. Kültürsüz öfkelenerek çıkıp gider ve alçaltıldığını söyler. Bu ayrılık nereden geliyor? Çünkü hasta ağrısını duyar, ama bilgisiz bu acıyı duymaz…
Epiktetos

Ben öğrenmekten utanmam, araştırırım, sorduklarıma cevap verenlere minnet duyarım; hiç kimseye karşı nankörlük etmemişimdir; bana bir şeyler öğretmiş olana borçlu olduğumu her zaman kabul etmişimdir; öğrendiklerimi kendim bulduğumu hiçbir zaman ileri sürmemişimdir. Bana ders vereni, bilmediğimi öğreteni her zaman över, ondan bilgili bir adam diye söz eder, öğrendiklerimi dört bir tarafa yayarım.
Platon, Hippias Elatton

EĞLENCE
Dinlenme ve eğlence yaşamın zorunlu ihtiyaçlarındandır.
Aristoteles, Ethika Nikhomakheia

Eğlenme iyilikle birlikte olduğunda çok güzel, ama onsuz çok zarar vericidir.
Isokrates, Pros Demonikon

Bütün yaşamımız dinlenmeye ve çalışmaya ayrılmıştır. Dinlenmek tüm emeklerimizin çeşnisidir.
Plutarkhos, Ethika

Eğlencesiz yaşam hansız uzun bir yola benzer.
Demokritos, (Anthologia Stobaiou)

Çabuk kırılır hep gerilmiş duran yay… gereğinde iyi düşünebilmesi için ruha biraz da eğlence gerek.
Phaidros

EKONOMİ
Tarihi bu kadar yüksek bir idealin esas temel taşı, yalnız geçici politika esaslarında kalmaz. Bunun esas temel taşları lazımdır ki, kültür ve ekonomi cevheriyle dolu olsun. Çünkü kültür ve ekonomi her türlü siyasete istikamet veren bazlardır. Mustafa Kemal Atatürk 27 Şubat 1938

EL
Hiç el, gönülden gizli bir iş yapabilir mi?
Mevlana

ELBİSE
Hoş gelir ehline alayiş-i çirk-i dünya
Came-alüdeliği ziynetidir bakkalın.
Sabit

ELEŞTİRİ
Theopompos’un kötülemelerinden çok beğenilerine inanmak gerekir; çünkü o, beğenmekten çok, kötülemekten hoşlanır.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi (Lysandros-Sulla)

İlle kınamak isteyen, her işin bir eksiğini bulur.
Aisopos

EMİR
Verdiğiniz emrin yapılmasından emin olmak istiyorsanız ta en son gerçekleşme ucuna kadar kendiniz onun başında bulunmalısınız.
Mustafa Kemal Atatürk, 1918

ERDEM
Erdem uzaklarda, ta uzaklardadır; onu götüren yol uzundur, diktir, çetindir: kan ter içinde kalmadan çıkılmaz o yokuş
Hesiodos

Fazileti olmayan insan, hayvanların en kirlisi, en vahşisi, en muhteris ve en doymak bilmez olanıdır.
Aristoteles

Erdem, iyiyi elde etmek gücüdür.
Eflatun

Faziletsiz saadet olmaz.
Aristoteles

Hayatta göreceğiniz iş ne olursa olsun, erdem olmayınca, elde edeceğiniz her şeyin, yapacağınız her iş sonunda, utanç ve kötülük vardır.
Eflatun

Kendi kendini yenmek zaferlerin en başta geleni ve güzelidir, kendine yenilmek ise bütün bozgunların en çirkini ve en kötüsüdür.
Platon, Nomoi

Ne ölümlülerin ümitsiz hayatlarında pek bulamadıkları o parlak altınlar; ne mücevherler, ne insanların o kadar değer verdikleri gümüş döşekler; ne de engin ovalarda ağır başakların kendi kendine bittiği tarlalar; erdemli kimselerin düşünceleri kadar parlak olamazlar.
Platon, Epistolai

Başkaları, cesurluk, hız veya kuvvetleri ile kendilerini gösterebilirler; fakat, hakikat, doğruluk ve ruh yüksekliğine ve bu erdemlerle beraber giden seçkinliğe gelince, kimse bunlara saygı duyanların üstünlüğünü inkâr edemez.
Platon, Epistolai

Bana deli desinler razıyım: İyilik uğruna deli sayılmak güzel şey.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

İmkân ve kuvvet elde olunca iyilik etmek kadar güzel bir şey var mı?
Sophokles, Oidipoûs Tyrannosm

Bana iyilik ya da kötülük yapanlara aynı biçimde ve daha fazlasıyla karşılık verecek kadar uzun yaşayabilsem.
Ksenophon, Anabasis

Kötülükten çok iyiliği hatırlamak güzeldir, doğrudur, kutsal ve tatlı bir görevdir.
Ksenophon, Anabasis

İnsanın erkekçe ve güzel bir şey söyleyip yaparak, kendisini hatırlamalarını istediği kimselerin gönlünde yaşaması ne güzel şeydir.
Ksenophon, Anabasis

Yükselme hırsı, ona kendini kaptıranlar için yok edici, uğursuz bir şeytandır.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Sulla)

Kötülük soylu bir kişide de hoşa gitmez, erdemin ise soylu bir kişinin özelliği olduğu için değil, başlı başına bir değer olduğu için övülmesi gerekir.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Sulla ile Lysandros’un Karşılaştırılması)

Bazı kimseler evde aslan, dışarda tilkidir.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Sulla ile Lysandros’un Karşılaştırılması)

Gerçekten iyi olan tek bir kişi benim için on bin kişiye bedeldir.
Herakleitos, Fragman D

Yoksula hemen bağışta bulun, yarın gelmesini söyleme… Yoksul insana karşı asla insafsız olma.
Phokylides, Gnotnai

Babadan kötü şeyleri kapma.
Acınmaktan çok kıskanıl
Miletos’lu Thales

Başkasında hoş görmediğini kendin yapma.
Bahtsızları ayıplama; çünkü tanrıların gazabına uğramışlardır.
Affetmek öcalmaktan daha güçlüdür.
Lesbos’lu Pittakos

İşe yavaş giriş, başladığına da sıkı sarıl… İkna ederek al, zorlayarak değil.
Priene’li Bias

Dinginlik güzel bir şeydir, atılganlık aldatıcı.
Şanslılıkta ölçülü ol, şanssızlıkta düşünceli.
Korinthos’lu Periandros

Kendini asla büyük görme, ama asla da küçümseme…
Phaborinos, (Anthologia Stobaiou), KB

Gururdan zalim insan doğar, İfrat ve çılgınlıklarla beslenen bir gurur, kendini yükseklerde görür. Fakat akıbeti sonsuz bir uçuruma yuvarlanmaktır.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

En iyi yaşam şekli, adalet ve diğer erdemler üzerinde uğraş vermektir.
Platon, Gorgias

Kötü düşünceli olmamak: İşte tanrının en büyük armağanı.
Aiskhylos, Agamemnon,
İnsanlara başkalarının felaketlerine gülmek değil, acımak yakışır.
Yakınlarının bile felaketlerinden mutluluk duyanlar kaderde herkesin ortak olduğunu anlamadıkları gibi evlerinde neşe de bulamazlar.
Demokritos

Ne hiçbir başa bağlı olmayan hayatı ne de zor altındaki uşaklığı öv.
Aiskhylos, Eumenides

Doğuştan asil olanlar çocuklarının ayıplanyla acı duyarlar.
Euripides, Herakles

İnsan bir kere haksızlıktan hoşlaşıp yasayı hiçe saymasın; artık geleceğin neler getireceğini kimse kestiremez. Böyle birisi kendi talih arabasını kendi eliyle parçalamış demektir.
Euripides, Herakles

Güzelliği seveceğiz ama çapkın olmayacağız; bilgeliği seveceğiz ama gevşek olmayacağız.
Thukydides, Historia

Erdemin yolu uzundur, sarptır; zor çıkılır tepesine, ama bir de çıktın mı, ne kadar zor da olsa, kolaylaşır her şey.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Erdeme giden yolu zorluklarla aşarız.
Euripides, Herakleidai

Toprağın üzerinde ve altında bulunan altının hepsi bile erdemin sahip olduğu değere sahip değildir
Platon, Nomoi

Sadece erdemle elde edilenler saygındır.
Sophokles, [Anthologia Stobaiou)

Erdem, ruhun sağlıklı hali, güzelliği ve gücü; kötülük ise, hastalığı, çirkinliği ve zayıflığıdır.
Platon, Politeia

Erdemin ödülü iyilere verilen şeref payıdır.
Aristoteles, Ethika Nikhomakheia

Erdem sadece kuramsal değil, aynı zamanda deneysel bir bilimdir. Ve erdemli olmak isteyen kişinin yalnızca kendisini erdeme yönelten dersleri iyi şekilde öğrenmesi değil, çalışkanlık ve özsaygı üzerine de uygulama yapması zorunludur.
Mousonios, (Anthologia Stobaiou)

Ağaç nasıl temiz havayla, serin rüzgârlarla büyürse, erdem de aynı şekilde bilge ve adil insanlarla gelişir.
Pindaros, Nemeonikai

Kötü insandan bütün hayatın boyunca uzak dur.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Ne yalnızken, ne de başka birisiyle, hiçbir zaman çirkin bir şey yapma. Herkesten daha çok kendinden utan.
Pythagoras, Khrysa Epe

Sadece lafta değil, işte de çalışkan olmalısın.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Sadece nasıl yaşayacağımıza değil, nasıl onurlu yaşayacağımıza da özen göstermeliyiz.
Platon, Kriton, B

Tanrının sana verdiklerinden, sen de ihtiyacı olan insanlara ver.
Phokylides, Gnomai

Hayatta doğru yerine yalan tercih edildiği zaman, insanların yaşamı sefalet ve acı içinde geçer.
Aisopos

Bütün hayatın boyunca gerçeğe o kadar saygı duy ki, sözlerin bütün diğer insanların yeminlerinden daha inandırıcı olsun.
Isokrates, Pros Nikoklea

Gerçek her zaman güvenilirdir.
Sophokles, Antigone

Herkesin fikri değil, beni sadece gerçek ilgilendiriyor.
Astydamas, Fragman I

Şeref, hayata güzellik verir.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Kötü zevkler kötü insanlara yakışır.
Euripides» Iphigeneia he en Aulidû

Erdem yolunda güçlü bir eğitimci olarak görünecek kimse, doğru yolu gösterme ve sözle inandırma yolunu tutandır, kanun ve zor yolunu değil. Çünkü, kanunun haksızlıktan alıkoyduğu kişi olasılıkla gizlice yanlış yol tutacaktır; erdeme inandırılan kişiden ise ne gizlice, ne de açıkça yanlış bir şey yapması beklenmez.
Demokritos

Erdem, kendisini kazanmış olan kişilere, zenginlikten daha iyi ve asil soydan daha yararlı bir dost olarak yaşlılıklarına kadar eşlik eder.
Isokrates, Pros Demonikon

Erdem, ruhun mantığa aykırı bölümlerinin mantıkla birleşmesidir.
Theages, (Anthologia, Stobaiou)

Biri çıkar da bir kimsenin seni yerdiğini söylerse ileri sürüleni yalanlamaya kalkma. Yalnız şu cevabı ver: Bunu söyleyen hiç şüphesiz başka eksiklerini bilmiyormuş. Bilseydi sadece bunu söylemekle kalmazdı..
Epiktetos

Felsefe yolunda ilerleyen bir adam… sanki en tehlikeli düşmanı olan ve kendisine biteviye tuzak kuran bir adama karşı imiş gibi kendisine karşı uyanıktır.
Epiktetos

Pek çok yiyeceği olduğu halde yiyemediği için sıska, cılız kalan kimselere benzeriz. Güzel ahlâk kurallarımız vardır. Ama bunlar laf etmek içindir, uygulamak için değildir. Davranışlarımız sözlerimizi yalanlar. Adam değiliz. Filozof rolü oynamak isteriz. Yük bizim için çok ağırdır…
Epiktetos

Düşmanın içindeki dostu ara. Nefretten, küçümsemeden ve aşağılamadan kurtul. Acı çektiğin için öfkelenme; acı, seni yaratan şeydir. Bedenini bir an bile düşünmeden Erde ile buluşmaya git. Çelişkilere ve karşıtlıklara gülümse. Diğerlerine, tıpkı kendine olduğun gibi nazik ol. Ölüm seni çağırdığında, erken geldi diye alınma; her şeyin en doğrusu zamanda olduğu gerçeğinin farkında ol. Tek bir pişmanlık dahi duymadan yokluğa ulaş. İşte o zaman, bir sonraki yaşamında daha iyi bir insan olacaksın.
Miro Gavran, Clara

Eğer başkalarından daha iyi olmak istiyorsan, onları düşünme. Hatalarınla yakınmadan mücadele et. Acele etme ve ağırdan alma-adımlarını dünya ile uyumlu at, her hareketinde erdem’i keşfedeceksin.
Miro Gavran, Clara

İnsanlar oldukları gibidirler; Erdem’ den uzak oldukları için böyledirler. Onları değiştirmeye çalışma-değişim içten gelmelidir. Kendi ruhuna bak ve başkalarının yanlışlıklarının nedenlerini orada ara. Eğer sen Erdem’in bir adım yakınına kadar ulaşmışsan, tüm insanlara ulaşmana da iki adım kalmış demektir. Derinlikler nedenleri saklar, yüzey sonuçları açığa çıkarır-madem ki o yolda gitmeye karar verdin, kararlı adımlarla sonuna kadar yürü.
Miro Gavran, Clara

ERTELEME
İnsanlar için düzenden daha yararlı ve daha güzel bir şey yoktur.
Ksenophon, Oikonomikos

İşini tavsatanın ambarı dolmaz, üstüne düşmediğin işten hayır gelmez, işini yarım bırakan bela çeker başına.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Sürekli erteleme işlerimizi sonsuz yapar.
Demokritos, (Anthologia Stobaiou)

Yarın başka türlü bir adam olacağım!. Niye bugünden başlamıyorsun? Bugün, yarın için hazırlanmaya koyul, başka türlü davranırsan yine yarına bırakacaksın.
Epiktetos

EŞİTLİK
Hiç kimse bir diğerinden daha üstün doğmadı.
Sophokles, [Anthologia Stobaiou)

Gökyüzü ve toprak bütün insanlar için ortaktır.
Euripides, Helene

Adalet ve eşitlik herkese hakim olduğu zaman yaşam bizim için mutluluk verici olacaktır.
Solon, (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Philosophon, I, )

Eşitliği tercih et ve aç gözlülükten kaçın.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Eşitlik sadece insanlara özgüdür.
Euripides, Phoinissai

EVLİLİK
Dengin dengini bulmasıdır en büyük mutluluk dünyada, emeğiyle yaşayan insan evlenmeye kalkmayacak paralı soylu kişilerle.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

Sağlam nedenlere dayanarak değil de, tıpkı toy bir delikanlı gibi en aşağılık, en utanmazca duyguları kamçılayan hallere, cilvelere kapılarak evlenmişti.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros-Sulla)

Düğünleri gösterişsiz yapın.
Spartalı Khilon

Damattan yana mutlu çıkan bir oğul bulur, mutsuz çıkan ise kızını da kaybeder.
Demokritos

Şen, o uzun yokluklarımda, hiç kusur etmeden yatağımın şerefini koruyan, cesaretle yuvamın üstüne titreyen kadın.
Eyripides, Herakles

Buluşma zorluğu onları aşırılığa, ölçüsüzlüğe düşmekten korur, bedenleri yaratıcılığını yitirmez, sevgileri her gün yenilenirdi. Engelsiz buluşma özgürlüğünün getirdiği doygunluğa, bıkkınlığa düşmezlerdi. Hep birbirlerine doymadan ayrıldıkları için istekleri, sevgileri daha uzun sürerdi.
Plutarkhos, Lykurgos

Bir aile babası, binbir zahmetle büyüttüğü çocuklarını yabancı evlere verdiği zaman, ayrılık ana babanın kalbini parçalar.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Erkek için en büyük nimet iyi bir karısı olmaktır bu dünyada; en büyük mutsuzluk da kötü bir karısı olmak.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Sevgide özlem olursa, bu bütün duyguları güçlendirir ve onları birbirine bağlar; bıktırıcı ve zamanla özlem yaratmayan bir beraberlik ise, aşırı doygunluk yüzünden uzaklaşmaya neden olur.
Platon, Nomoi

Birleşme durumunda yakalanmış olan bir hovarda, Diogenes’e: ‘Kadınlar orta malıdır. Bu tabiatın kanunudur diyordu. Sofraya konan etler de önce ortaklaşadır. Ama tabaklara dağıtıldıktan sonra komşuna düşeni tabağından almaya kalkarsan, bütün soyluluğunu, utanmanı kaybetmiş olursun. Tiyatro da bütün vatandaşlar için ortaklaşadır. Ama yerler tutulduktan sonra oturmak için komşunu ne yerinden kaldırmaya davranır, ne de kaldırabilirsin. Kadınlar da böyledir. Kanunu yapan onları dağıttıktan ve her biri kocaya gittikten sonra, kendi karını bırakıp komşunun karısını almaya kalkman doğru mudur? Bunu yaparsan sen bir adam değil, bir maymunsun ya da bir canavarsın.
Epiktetos

Bir kadının yüreği için, tanrıların kavgadan sağ esen kurtardıkları kocasına kapıları ardına kadar açmak sevincinden daha parlak ne ışıldayabilir?
Aiskhylos, Agamemnon

FAKİRLİK
Bir öksürük, bir de yoksulluk gizli tutulamaz.
Mikszath

FARKLILIK
Herbir şey bana nasıl görünüyorsa benim için böyledir, sana nasıl görünüyorsa senin için de öyle… üşüyen için rüzgâr soğuk, üşümeyen için soğuk değildir..
Protagoras

FEDAKARLIK
O, ağır yüklerinin ve bütün gönül tokluğunun, biricik avuntu ve mükafatını, ailesinin her ferdinin böyle kalkınıp yükselmesinde buluyordu. Apfelmayer ailesi sosyal bakımdan bir derece bile yükselse, o da onunla birlikte yükseliyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

FELAKET
Felaket bir ona gider, bir buna.
Arkhilokhos

Çok mu na-merdin felaketten selamet bulması
Herkese gitmez bela erbab-ı istihkak arar.
Namık Kemal

Mutsuz insanların felaketi bundan ileri gelir. Parlak ve erişilmez olan şeyler bir an için onlara kolayca erişilecekmiş gibi görünür ve bu istek bir kere içlerine yerleşti mi her şeye rağmen ona el uzatanlara getirecekleri felaketlerle tekrar erişilmez hale gelir.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

Felaketler insanları, akılları başında milletleri daima azimkar, dinç hamlelere sevkeder.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919

Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa o cereyan, felaketlerden ders alan milletin kalp ve dimağından doğmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919

FELSEFE
Felsefe zaruri ve elzem vazifelerde cılızlığımızı anlamakla başlar.
Epiktetos

Felsefe, sanatların en yükseğidir.
Eflatun

FETİH
O halde gelin, Asya’ nın kalanını da, halen sahip olduğunuz topraklara katalım, fetihlerinize küçük bir ek daha yapalım! Eğer bu yaptıklarımızn yeterli olduğunu düşünüp Makedonya’ da refah içinde yaşasak, sadece evlerimiz korusak, Trakyalıların, Tribalyalıların ve hatta rahatımızı kaçıran Yunanların sınırlarımıza yaptığı tecavüzleri engellemenin haricinde bir şeye bulaşmasak, çok görkemli ve asil bir iş mi yapmış olurduk.
Büyük İskender

Dünyada fütuhhatın iki vasıtası vardır. Biri kılıç, diğeri sapan..Zaferinin vasıtası yalnız kılıçtan ibaret kalan bir millet bir gün girdiği yerden kovulur, terzil edilir, sefil ve perişan olur. Onun için hakiki fütuhat yalnız kılıçla değil, sapanla yapılandır. ..Kılıç ve sapani bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup oldu…
Mustafa Kemal Atatürk, 1928

FİKİR
Hiçbir zafer gaye değildir. Zafer ancak kendisinden daha büyük olan bir gayeyi elde etmek için bellibaşlı vasıtadır. Gaye fikirdir. Zafer bir firkin istihsaline hizmet nisbetinde kıymet ifade eder. Bir firkin istihsaline dayanmayan zafer payidar olmaz. O boş bir gayrettir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1933

Bugün dünya milletleri aşağı yukarı akraba olmuşlardır ve olmakla meşguldürler. Bu itibarla insane mensup olduğu milletin varlığını ve saadetini düşündüğü kadar, bütün cihan milletlerinin huzur ve rafahını düşünmeli ve kendi milletinin saadetine ne kadar kıymet veriyorsa, bütün dünya milletlerinin saadetine hadim olmaya elinden geldiği kadar çalışmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937

FIRTINA
Günün güzeli olur da fırtınalısı olmaz mı?
Aisopos

Gece neye gebeyse onu doğurur.
Mevlana

GAZETE
Her yerde, nereye baksan, nereye dönsen, hep o. Kutlama ve fuarlarda, sokaklarda, avlu içlerinde, turistik evlerde,
Süslü alanlar ve soğuk su kaynaklarında kaçınılmaz dekoratif bir motif gibi hep o var. Eski, okunmuş gazete.
O, kırık pencere camlarının, masa örtülerinin, mendillerin, ayakkabı fırçalarının yerini alır. Yırtık ayakkabı altlarında ayakları kuru tutar, sıcak tuğlayı sarar ve ısıtır, bisikletçinin koynuna konulursa onu üşütmekten korur, boş sigara kutuları ile birlikte karıştırılarak sobaya atıldığında sınavları için çalışan üniversite öğrencilerini ısıtır.
Çudomir, Eski Gazete

GECE
Gece neye gebeyse onu doğurur.
Mevlana

Gece, sevgilinin endamını olduğundan daha güzel, düşmanını daha kuvvetli, derdini daha büyük, sevincini daha küçük gösterir.
Mikszath

Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilür
Mübtelay-i gama sor kim geceler kaç saat.
Sabit

Bazı ılık ve yumuşak yaz gecelerinde dolunayın yıldız kümelerinde yüzdüğü, Balkan’ın gümüşi bir tülle sarınıp da bir duvar gibi doğrulduğu, ormanlarınsiyah bir gölge gibi sustuğu anlarda da o, koyunlarını gerilmiş bir yay gibi ardına takarak tepelerin eteklerinden yürüyor, kavalını dile getiriyordu.
Yordan Yovkov, Çoban Hikayesi

Akşam, yerini hızla geceye bıraktı. Herkes, çok şiddetli, olağandışı ışığa boğulmuş bir günün ardından gelen gecenin, beraberinde zifiri karanlıkları getireceğini hissediyordu.
İki kat karanlığa gömülmüş gecede şimdi, rütbelerini kendi elleriyle sökmüş subaylar, askerler, levazımcılar, sakladıkları gizler artık açığa çıkmış sorumlular, mühürdarlar, cinayet işlemeye henüz zaman bulamamış katiller, akıllarını yitirmiş p papazlar, hatta aynı şokun etkisiyle birdenbire aklı başına gelivermiş insanlar dolaşıyordu.
İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt

Ama geceleri, hele geceleri..Gökler tekrar canlanıp tutuştuğu zamandır ki insane, dünyanın o eşsiz gücünü ve sonsuzluğunu daha iyi duyar, kendini bu sonsuzluk içinde kaybeder… Artk ne benliğinin, ne nereye gittiğinin, ne yapacağının ya da ne yapmak istediğinin farkındadır. Ve yalnız orada, uzun zaman huzur içinde, gerçekten huzur içinde yaşanır. Orada ömrünüz boyunca sizi bağlayan…verilmiş ağır sözler yoktur.Öldürücü vaatler, içinden çıkılamayacak durumlar yoktur..Ölümden başka çıkar yolu olmayan kısa vadeli verilmiş sözler, sonunda ya ölüme ya utanca götüren o insafsızca akan zaman yoktur. Evet o..verilen bir sözün bir daha hiç değişmediği gündür..Adsız ve dilsizdir.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

GELECEK
Herhalde beklediğimiz parlak günler, bizlerden dahi uzak değildir. Bizden sonra gelecekler ise tabii o günlerin parlaklığını bahtiyarlıklarla tes’it edeceklerdir. Çankaya köşkünde verilen çay ziyafetinde Balkan gazetecilerinin temennileri üzerine söylenmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk 27 Şubat 1938

GEMİ
Büyük limanlardan yüzlerce ışıklı pencereleri olan, tümü heyecan dolu, gürültülü, müzik ve gülmelerle çınlıyan okyanus gemileri çıkıyor. Üç kez düdük çalarak çıkıyorlar ve okyanuslardan, yeryüzünün uzak ve bilinmeyen sahillerine doğru yola koyularak gecenin içinde kayboluyorlar.
Konstantin Konstantinov, Kasaba

GENÇLİK
Dıbak, kumral bir gençti, sevimli iri mavi gözleri yüzüne farklı bir güzellik veriyordu. O bekardı, sanki evlenmeyi de hiç düşünmüyordu. Köyde insan otuz yaşını aştığında çok zor evlenir. Zamanında iyi çapkınlık yapmış ve imrenilecek hareketli bir delikanlı, horon tepmede de eşsizmiş. Ama on yıl dülgerlerle Vlaşko diyarında dolaşmış para kazandıktan sonra, o, artık sakin ve uslanmış olarak köyüne döndü, babasından kalan tek miras su değirmenini onardı. Artık orada yaşamaya başladı.
Elin Pelin, Yel Değirmeni

Dün gençliğinin son günüydü. Dün son kaygını da yendin. Bundan böyle artık sürprizleri eski tanıdıklar gibi göreceksin.Küçük kusurlar seni öfkelendirmeyecek; çünkü onların mükemmellik için gerekli olduklarını öğreneceksin. Aynı soylulukla mutluluğu da mutsuzluğu da kabulleneceksin.
Miro Gavran, Clara

Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki payansız muhabbetim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ziya serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1918

Bütün ümidim gençliktedir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919

Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Ben bu akşam buraya yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan ve yorulmadan yürüyecektir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937

Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl mukavemet ettiğimiz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten herşey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir!
Mustafa Kemal Atatürk

GERÇEK
Hakikatin ömrü sonsuzdur.
F.Herczeg

İnsanlar hakikate değil, hakikat gibi görünen şeye inanırlar.
Eflatun

Hayatı div-i hakiyle çarpışan kazanır.
Tevfik Fikret

Hakikati konuşmaktan korkmayınız.
Mustafa Kemal Atatürk, 1926

Her şey, sanki birden güneş doğuyormuş gibi aydınlanmıştı.Oyun oynadığı ve kaybettiği acaba rüya mıydı?..Her şey gerçekti.Hem karşılanamıyan, önüne geçilemiyen bir gerçek!…Birşeyler yapmak, inlemek, bağırmak, birini yardıma çağırmak istedi ama, içini çekmeye bile gücü kalmamıştı.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

GERÇEKÇİLİK
Milletimizi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve harekatımla aldatmamış olmakla müfterihim. Yapacağım, yapacağız, yapabiliriz dediğim zaman onların filhakika yapılabileceğine kail ve kani idim.
Mustafa Kemal Atatürk, 1923

GİZEM
Gizem’ i büyük şeylerde arama. O senin hiç dikkat bile etmediğin sıradan şeylerde saklıdır. Belki sıradan bir taştadır. Tüm küçük taşları, Gizem’in her birinin içinde olduğuna inanarak yakından gözlemle.
Miro Gavran, Clara

GİZLİLİK
Yapmak istediğini söyleme; başaramazsan gülerler.
Lesbos’Iu Pittakos

Bir insan sana bir gizlisini söyledi. Sen de gizlini bildirmenin namusluca, doğru ve ince bir davranış olduğunu sanıyorsun. Sen bir hoppa ve bir aptalsın…. Sana sırrını söyleyen çoğunlukla namuslu bir adamın maskesini taşır. Bu güvenmek değildir. Bu, boşboğazlıktır. Senin kulağına söylediği şeyi rastgeldiğine de söyler. , delinmiş bir fıçı gibidir. Kendi gizlisini saklayamadığı gibi senin gizlini de saklayamayacaktır.
Epiktetos

Çevresinde olup biteni ille de öğrenmek isteyen, gözetleyici… bir insan görüyorsun. Onun bir geveze olduğuna, senin gizlini saklayamayacağına inan… En küçük bir otorite ve yer umudu, bir noter kağıdı ile bir mirası ele geçirme tutkusu, buna benzer binlerce şey kolayca, senin gizlini açığa vurmasına yeter.
Epiktetos

Ne fakirlikten, ne sürgünden, ne zindandan, ne de ölümden korkmamak gerekir. Ama korkudan korkulmalıdır.
Epiktetos

Mucizeleri keşfeden yüreğini sımsıkı saran bir korku niçin ara vermeden hep onun çevresinde uçuşur?
Aiskhylos, Ağamemnon

Nice kimseler yiğitiz, gözümüz pektir diye övünürler ama bir deneyin, ne oldukları meydana çıkıverir.
Aisopos

Bazı insanlar vardır uzaktan bir şey sanıp korkarsınız; yanlarına vardınız mı hiçlikleri belli olur.
Aisopos

Yaradılıştan korkak olanlara ne deseniz boştur, yüreklerini pekleştiremezsiniz.
Aisopos

GÖK
Gökyüzü yardımına koşuyor, çatlayarak soğuk çağlayanlarını dağlara boşaltıyordu; büyük yağmur seli taşlara çarparak, önüne çıkan her şeyi yok ederk yamaçlardan aşağı hızla akıyordu. Bir ırmağın gücünün dağdaki kaynaklarından geldiği doğru değil. Bir ırmağın gücü göktedir, kaynakları oradadır. Şimdi gök daha da aşağı inmişti, bütün cehennemini ırmağa boşaltacaktı.
Yordan Radiçkov, Sıcak Öğle

GÖREV
Hak hırkasının astarı vazifedir.
K.Miksath

GÖZ
Gerçi, onu bu insanlara benzeten bir şey vardı. Her demirci gibi o da sağlam ve kuvvetlitdi fakat bununla beraber iyi yürekli, sakin ve basiretli bir adamdı. Az konuşur ama ayan, akıllıca ve ölçüyle konuşurdu. Dinleyenler her vakit onun gözlerinde söylenmeden kalan, saklı bir şeyciğin daha bulunduğunu zannediyorlardı. Sanki Salih Yaşar’ın içinde, yine onun gibi çalışan, yine onun gibi demir döven başka bir demirci gizleniyordu. Bu ikinci adam görünmüyor, bu iç ateşin kıvılcım ve alevi sadece Salih Yaşar’ın düşünceli gözlerinde parıldıyordu.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

Göz açıldıkça ruh perdelenir.
Tevfik Fikret

İnsana kimse gözü gibi lalalık edemez.
Mevlana

Gurbette ölenin gözü yumulmaz.
Karacaoğlan

Göz kapakları yarı kapalı, kaşları çatıktı.Gözleri, gülümser gib iiçinden altın kıvılcımlar saçan bir çizgi haline gelmişti.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

GÖZYAŞI
Aşık Yunus eder ahı
Gözyaşı döker günahı
Yunus Emre

Hepimiz kahkalarımızı göz yaşlarımızla ödüyoruz
Peyami Safa

En çabuk kuruyan şey, gözyaşıdır.
Apollonius

Gözyaşları ile demiri bile eritebilirsiniz.
Ovidius

GURUR
Kend-özün beğenenler asi olur
Asi kullar Çoban’ın nesi olur.
Yunus Emre

Nikoli’nin oltasının yemini kuyruğiyle sarsmakta olan Sinağrit baba, Nikoli’nin bir kusurunu arıyordu. Onda kusur mu yoktu. Evvela sarhoştu. Sonra ahlaksızdı, kendini düşünürdü ama, cesurdu, cömertti, hiç kıskanç değildi. Fıkara idi. Kibirli idi de. Sinağrit baba kibirli fıkarayı severdi ama, Nikoli’nin kibrini beğenmiyordu. İnsan oğlunda o başka bir şey, gurura benziyen şey, yerinde bir gurur, o da değil, insan oğlunun insanlığından, ta saçının dibinden oltasını tutuşundan beliren, istiyerek olmıyan, ama pek istemiyerek de gelmiyen bir gurur isterdi. Öyle bir elin oltasını düzleyemez, misinasını kesemez, bedenini fırdöndüsünden alıp gidemezdi.
Sait Faik Abasıyanık, Sinağrit Baba

Gururu incinmiş bir kadının buz gibi sinirliliği ile konuşuyordu. Birisinin pişmanlığı üzerine, gittikçe alevlenen sinirlilikle.
Azem Şkreli, Havva’nın Gözleri

GÜL
Güle kıymet verilmezdi
Aşık ve maşuk olmasa
Aşık Veysel

Kara çalıda gül bitmez.
Karacaoğlan

GÜLME
Önünden gülmeyen sonra güler mi?
Aşık Veysel

Gülmek çok sağlıklı ve şifalıdır. İçimde herhalde küçük bir şeytan var, okud uğum ya da işittiğim bütün gülünç şeyleri, gülünç fıkraları, esprileri hatırlar ve çok küçük bir gülüşü bahşiş diye kazanmak için bunların birine anlatmaya can atar.
İvo Andriç, Irgat Siman

GÜN
Dönmez bir daha geri, akan, giden sular,
Geri gelmez geçen günler, yaşantılar, gelmez.
Ovidius

Eyi günde yaran, ahbap çok olur
Dar günümde dost bulunmaz, nedendir.
Karacaoğlan

Bu günümüz saadetle geçmedikçe yarın diye bir şey yoktur.
Sophokles

Bütün günler birbirinin aynıdır.
Heraclitus

GÜNEŞ
Doğan gün yalnız senin olmadığı gibi, yalnız benimde değildir.
Sophokles

Balmumundan kanatlara sahip olduğunuz müddetçe güneşten uzaklaşınız.
Epiktetos

Odada ansızın bir aydınlanma oldu. Şafak söküyordu. Ihlamurlar daha güçlü bir biçimde hışırdıyorlardı, sanki uyanmışlardı. Duvarların üzerinde sarımtrak lekeler parladı: Güneş doğmaktaydı. Saçakların altında kırlangıçlar uçuşmaya başladılar. Sabahleyin küçük sokakların bulunduğu taraftan karışık gürültüler geliyordu.
Konstantin Konstantinov, Bir Gece

GÜVEN
Efendiler, zavallı milletimizi esir etmek isteyen düşmanları behemehal mağlup edeceğimize dair olan emniyet ve itimadım, bir dakika olsun sarsılmamıştır. Bu dakikada, bir bir itminanı tamımımı, heyet-I celilenize karşı ve bütün aleme karşı ilan ederim.
Mustafa Kemal Atatürk, 1921

GÜZEL
Kişi kimi seviyorsa odur en güzel.
Sappho

Ne’tmeli güzeli huy olmayınca.
Karacaoğlan

Işıklar söndüğü zaman, bütün kadınlar güzeldir.
Plutarkhos

GÜZELLİK
Ruhun güzelliği, bedenin güzelliği kadar kolaylıkla görülmez.
Aristoteles

Güzellik, Allah’ın armağanıdır.
Aristoteles

Güzellik, tabi bir üstünlüktür.
Eflatun

Saç, güzelleri daha alımlı, çirkinleri de daha korkunç gösterir.
Plutarkhos, BioiParalleloi (Lysandros-Sulla)

Birçok güzel insan bilirim ki, kötülüktü işleri, ama çirkin yüzlü çok kimsenin, altın gibiydi kalbi.
Phaidros

İnsanlar için gerekli olan hiçbir şey çirkin değildir.
Euripides, (Anthologia Stobaiou)

Güzellik ile çirkinlik arasında fark olmadığını ileri sürmek nankör ve toy olmaktır… Bu, eşyanın niteliğini bilmeyen ve bu başkalığı duyarlarsa sürüklenip yıkılacaklarını sanan kimselerin düşüncesidir. Güzelliği yok sayarak ondan kurtulmak mümkün değildir. Onu bilmek ve ona dayanmak gerekir.
Epiktetos

Vergi memuru bıyığını çekiyor, göz kırpıyor ve onu dirseği ile itekleyerek:”Ulan sen de adaş…Şimdi nar gibi ama..Gel beş sene sonra gör, iki üç çocuk doğurduğunda…Meşine benzeyecek..Kadın güzelliği çabuk geçer…”
Konstantin Konstantinov, Kasaba

Tanrının insana gönderdiği mükafatlaraarasında güzelliktene daha büyüğü yoktur.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

HABER
Kötü haber getirenleri hiç kimse sevmez.
Sophokles

İnsan kötü haberleri kolay kolay söyleyemez.
Sophokles

HAK
Arayan hakkı en sonunda bulur.
Tevfik Fikret

Hak kavinin demek şeririndir.
Tevfik Fikret

Ben toprak büyütme meraklısı değilim.Barış bozma alışkanlığım yoktur. Ancak muahedeye dayanan hakkımızın isteyicisiyim.;onu almazsam edemem. Büyük Meclisinkürsüsünden milletime söz verdim; Hatay’I alacağım. Milletim benim dediğime inanır.Sözümü yerine getirmezsem onun huzuruna çıkamam; yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim; yenilmem, yenilirsem bir dakika yaşayamam.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937

Hiç kimseden fazla bir şey istemiyoruz. Dünyanın her milletinin tabiaten malik olduğu şeylerden bizi hamrum etmemelidirler ve haklarımızı teslim etmelidirler.Çünkü hakkımız, tabiidir, meşrudur, makuldür ve bize lazımdır. Biz bu haktan vazgeçmeyeceğiz ve ne kadar haklı isek bu hakkımızı müdafaa ve muhafaza için de memleketimizin, milletimizin kabiliyet ve kudreti o kadardır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1923

HAKİKAT
Issız deniz kenarında insan büyük şehirleri, büyük şehirlerin sobasını, sobasızlığının düşüncelerini düşünüyor, kurumuşa dönüyor. Hakikat çırıl çıplak, avuçlarında zil, ellerinde darbuka sert rüzgârlarıyla geliyor. Bir mavilik, bir açıklık bir hürriyet hasreti kayaları döven dalga gibi kafama doğuyor.
Sait Faik Abasıyanık, Balıkçının Ölümü

HAKSIZLIK
Tanrı sadece haksızlık yapmaktan nefret edeni sever.
Demokritos

Haksızlığa uğrayan kişilere elimizden geldiği kadar yardım etmemiz ve onlara karşı kayıtsız kalmamamız gerekir. Çünkü adil ve güzel olan budur, tersi ise haksızlık ve kötülüktür.
Demokritos, [Anthologia Stobaiou)

Haksızlık yapmam ya da haksızlığa uğramam gerekseydi, haksızlık yapmaktansa haksızlığa uğramayı tercih eder.
dim…
Platon, Gorgias

Sokrates, kendisine davası için hazırlanmasını hatırlatan kişiye: ‘Hiçbir zaman ne kendime, ne de topluma herhangi
bir haksızlık yapmadım demiş.
Epiktetos, Diatribai

Bizimle ilgili olarak halkın değil, adil ve haksız olanları iyi ayırt edebilen bir insanın söyleyecekleriyle daha çok ilgilenmeliyiz…
Platon, Kriton

Bütün kötülüklerin gerçekten en büyüğü ve başta geleni haksızlık yapan birinin cezalandırılmamasıdır.
Platon, Gorgias

Eğer her birimiz, oluşan haksızlıkların aleyhimize döneceğini düşünerek, haksızlık edene karşı istekle mücadele etseydik ve bütün vatandaşlar olarak aramızda sıkı bir işbirliği yapsaydık, art niyetlilerden kaynaklanan kötülük belki bu kadar azgınlaşmazdı…
Menandros, [Anthologia Stobaiou)

HALK
Ben şimdiye kadar millet ve memleket hayrına ne gibihamleler, inkılaplar yapmış isem hep böyle halkımızla temas ederek, onların alaka ve muhabbetlerinden, gösterdikleri samimiyetten kuvvet ve ilham alarak yaptım.
Mustafa Kemal Atatürk, 1925

Halk, güçlülerin, iktidar sahiplerinin, sahte dindarların, hile tehdit ve zulmü yüzegülücükle, vaatler boyaması keyfiyetine alışkındı.

Halk, kime secde ederse onun canını zehirliyor demektir.
Mevlana

Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten.
Namık Kemal

Başıboş bırakılmaz, gemi çok aşırı kasılmazsa halk, önderlerinin ardından güzelce gelir.
Solon

En yola gelmez, iantçı üç hayvan: Baykuş, Yılan ve Halk
Demosthenes

HALK ADAMI
Ben düşündüklerimi sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sırrı kalbinde taşımak iktidarında olmayan bir adamım. Çünkü ben bir halk adamıyım. Ben düşündüklerimi daima halkın huzurunda söylemeliyim. Yanlışım varsa halk beni tekzip eder. Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni tekzip ettiğini görmedim.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937

HASTALIK
Ruhunun hastalığa da ihtiyacı var. Bedeninin seni acıyla doldurmasına izin verme. İyi ile kötü arasındaki çatışmada gereklilik galip gelecektir. Kendini, her sonucu aynı sakinlikle karşılamaya hazırla. Eğer iyileşirsen, kendi gücünle sarhoş olma; çünkü kişisel üstünlüğün önemsizdir.
Miro Gavran, Clara

HATALAR
Allah, bütün insanları mesut olmaları için yaratmıştır; bedbaht oluyorlarsa kendi hataları yüzünden oluyorlar.
Epiktetos

Fırtınalı bir havada denizin dalgaları iyice kabardığında, küçücük bir hata yüzünden kaptanın tayfalara öfkelendiğini bilmez misiniz? Bunun nedeni böyle bir durumda küçük bir kusurun bile her şeyi mahvetmeye yetmesidir.
Ksenophon, Anabasis

En bilge kişi bile hata yapabilir.
Aiskhylos, (Anthologia Stöbaiou)

İki kez aynı hatayı yapmak bilge kişinin özelliği değildir.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Hatalarını sözlerle örtbas etmeye değil, özdenetimle düzeltmeye çalış.
Pythagoras, (Anthologia Stöbaiou)

En vahşi hayvan olan kurt, en sakin hayvan olan köpeğe benzer. Tehlikeden uzak durmak isteyen kişinin bu tür benzerliklere dikkat etmesi gerekir.
Platon, Sophistes

Cesaretini topla! Gerçeği söylersen asla hata yapmazsın.
Sophokles, Fragman

Yanlıştan kurtulmak bir bakıma elde değildir. Ama bu yanlışı yapmamak için sürekli ve ince bir dikkatin uyanık bulunması eldedir. Bu arkası kesilmeyen dikkâtin, yapabileceğin yanlışların sayısını azaltması ve bir parçasını ortadan kaldırması da büyük bir iştir.
Epiktetos

Başkalarınınkinden çok kendi hatalarını denetlemen daha faydalıdır.
Demokritos, (Anthologia Stobaiou)

Tanrıdan korkan, dikkatli ve akıllı bir kimse hainlerin huyunu anlamakta hiçbir zaman tamamen aldanmaz; ama fırtınaları gerektiği gibi sezdiği halde bunların hiç beklemediği büyük şiddetini ölçmediği için sulara gömülmüş usta bir dümencinin akıbetine uğrayabilir.
Platon, Epistolai

Hata yapmak da, bilmediğini bilir sanmak olan bilgisizlikten ileri gelmez mi?
Platon, Alkibiades

HAYAL
Bir gün gelecek, hayal zanettiğiniz bütün bu inkilapları başaarcağım. Mensup olduğum millet bana inanacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1907

HAYAT
Farkında olmadan küçük kasabanın felsefesini de orada öğrenmiş oluyorlardı. Hayat anlaşılmaz bir mucizedir, boyuna harcanır, erir, buna rağmen yine dayanır, sürüp gider. Tıpkı Drina’nın üstündeki köprü gibi.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

Bekleyiş nasıl ki tedirginlik uyandırıyorsa, karar vermek de tedirginlik uyandırmaktadır; dünya ise kapalı bir kutu gibidir ve ancak oyuna girdiğimiz, karşımıza çıkan olasılıkları değerlendirdiğimiz zaman açılmaktadır. Hayatın hiçbir yolu için kılavuz yoktur; hepsi de daha once aşılmamış, bir daha karşımıza çıkması imkansız yollardır…Bu yüzden kendi kendimin kılavuzu, yalnız benim aşabileceğim yolun ilk ve son yolcusu olmalıyım.
Meşa Selimoviç

Fani bile olsa, mevte nisbet
Elbette hayat bir se’adet.
Tevfik Fikret

Hayat işlerinde kadın kalbi, erkek kafasından daha akıllıdır.
G.Gardony

Hake yüz sürmekle kaimse yer üstünde hayat
İhtiyar et altını hakin hayatın rağmına
Namık Kemal

Hayat, bir sürgündür.
Ionesco

Hayat, mutlular için kısa, mutsuzlar için uzundur.
Apollonius

Ne tatlı şeydir uzun uzun yaşamak; cana can katan umutlar içinde, sevinçten pırıl pırıl bir yürekle.
Aıskhyios, trometheus

Hayatta herşey insanların istediği gibi gitmez.
Pausanias, Periegesis tes Hellados, II.

Hayatta… acıyı düşünmeden sadece her günün arkasından gecenin gelmesine kanarsanız, o size bütün zevkleri verebilir.
Euripides, Herakles

Hiç kimse kesin olarak geleceği bilemez.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Bir gün veya bir saat sonra ne olacağını kimse bilemez; insanlar için ölüm zamanı ve gelecek belirsizdir.
Phokylides, Gnomai

Ölmeden önce hiç kimse hayatinin iyi mi yoksa kötü mü olacağını bilemez.
Simonides, Fragman

En felaketli olaylardan bile iyi sonuçlar doğabilir.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Aranılan bulunur, ihmal edilen elden kaçar.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Hiçbir şey beni yıldıramaz. Tanrının yardımıyla ya kazanırız, ya kaybederiz.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Asılsız da olsa, şüphe insanın içini kemirir.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

İstediğimiz gibi yaşayamıyoruz, imkânlarımızın elverdiği ölçüde yaşıyoruz.
Menandros, Fragman

Eski itibarını yitiren insan eğlencesi olur alçakların bile, kaderin kötü, acılı günlerinde.
Phaidros, I

Ünüm var, sanım var diye övünrnemeli; ünsüz sansız kişilerin daha korkusuz geçer günleri.
Aisopos

İnsanların işleri dönen bir çember gibidir, ama dönerken her zaman aynı şansı getirmez.
Hefodotos, Historia, I

Ölmek isteyen çılgındır. Refah içinde ölmektense sefalet içinde yaşamak çok daha iyidir
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Başına gelen belalar yüzünden başkasını suçlamak bilgisizin yapacağı iştir. Sadece kendini sorumlu bilmek, işte bu, gözü açılmak üzere olan bir adamın işidir.
Epiktetos

Hayatında olup biten şeylerin dilediğin gibi olup bitmesini isteme: Nasıl oluyorlarsa, öyle olmalarını iste. Böylece her zaman mutlu olursun.
Epiktetos

Hatırla ki, uzun ya da kısa bir piyeste rejisörün, sana verdiği rolü oynayacak bir aktörsün. Senin bir dilenci rolü oynamanı uygun görmüşse, elinden geldiği kadar iyi oynaman gerekir. Bir topalın, bir prmsin ya da ayak takımından birinin rolünü oynamanı uygun görürse, yine başka türlü davranacak değilsin. Çünkü verilen rolü iyi oynamak sana düşer. Ama bu rolü seçmek başkasının elindedir.
Epiktetos

Yapacağın her işte, girişmeden önce ne olacağını ve arkasından ne çıkacağını iyice düşün, ondan sonra işe kalk. Bu yolu tutmazsan yapacağın her harekette başlangıçta zevk duyarsın, çünkü arkasından ne çıkacağını tasarlamış değilsindir. Ama sonunda rezalet kendini gösterince utanç içinde kalırsın.
Epiktetos

Denize açılmak istiyorsak, bunun için iyi bir rüzgâr gerekir. Bu rüzgârı üzüntü içinde beklerken çoğu zaman havanın nasıl olduğunu soruştururuz. Ah gene kuzey rüzgârı. İşimize hiç yaramayan bu kuzey rüzgârını ne yapmalı? Ne vakit batıdan esecek? Dostum batı rüzgârı ne vakit isterse o vakit esecek, daha doğrusu ona söz geçiren ne vakit isterse… Biz ancak elimizde olana hakimiz ve bütün diğer şeyleri karşımıza çıktıkları gibi kabullenmeye mecburuz.
Epiktetos

Her an üzüntü içinde yaşarız ve efendimizin adını söylerlerse bitmiş bir insan durumuna düşeriz. Öyleyse efendi nedir? Bu bir adam değildir, çünkü insan insanın efendisi olamaz. Bu; ölüm, yaşama, şehvet, ıstırap, fakirlik ya da paradır… Ama eğer korkmazsam tam özgürüm ve kendimden başka efendim yoktur.
Epiktetos

Biz de hayatın ne kadar değişken olduğuna bakalım da her işimizi başarıyla bitireceğimizi sanmayalım; günün güzeli olur da fırtınalısı olmaz mı?
Aisopos

Bir insan, işleri yolunda gidip de yükseldi mi, ne oldum delisi olmamalı, aslını unutmamalı, çünkü güven olmaz bu
dünyaya.
Aisopos

HAYVANLAR
Bizim oralardaki tepelerde otlayan hayvanların hepsi de küçüktür, büyükleri keçiyollarından yukarı tırmanamazlar. Bizim yetiştirdiğimiz koyunlar, insana bir avuç süt, ilkbahar kırıkımında da bir topak yün verirler. Hayvancıklar bütün gün o yaban ve seyrek otları kemirir durular. Ben bildim bileli bu böyledir. Çift-Leylek2in dediği gibi, burası Almanya değil ya, fil kadar büyük sığırlarımız olsun.
Yordan Radiçkov, Sıcak Öğle

HEDEF
Ordular: İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!
Mustafa Kemal Atatürk, 1922

HIRS
Hırs ve para düşkünlüğü, belki de bütün diğer ihtiraslardan daha fazla suç sebebidir.
Aristoteles

HUZURSUZLUK
Geldiklerinden beri tuhaf bir bitkinlik, b ir garip ikilik – bir taraftan hafif bir duygusuzluk ve aynı zamanda ruhlarında her şeye karşı korkunç bire gerginlik, önüne geçilemiyecek bir med cezir gibi fark edilmeksizin büyüyordu. İlk önce erkek bu iç huzursuzluğu hissetti, ama hemen sakinleşmek istedi; her halde sıcaklardan, yol yorgunluğundan, beklenmedik bir biçimde burada durmamız…
Konstantin Konstantinov, Bir Gece

HÜKÜMET
İyi hükümetler arasında demokrasi en kötüsü, fakat kötülerin en iyisidir.
Aristoteles

Hükümetlerin alın yazısını tayin edenler daima silah taşıyanlardır.
Aristoteles

Ölçülü eşitliğe dayanmayan; herkese kendi hakkını vermeyen hiçbir hükümet sürekli olamaz.
Aristoteles

HÜRRİYET
Ne efsunkar imişsin ah ey didar-ı hürriyet
Esiri aşkın olduk gerçi kurtulamadık esaretten.
Namık Kemal

Kendine yeterliğin en güzel meyvesi hürriyettir.
Epikuros

Yaşar her ferd için, takdis-i hürriyet ibadettir.
Tevfik Fikret

IHLAMUR
Bütün bu karışım kalabalığın monoton gürültüsü ile birlikte ıhlamurların kesif, hoş ve güzel kokusunda zayıflıyordu.
Bu koku kasabanın üzerinde hakimiyetini sürdürüyordu, hafif bir rüzgar esintisi ile zaman zaman daha güçlü geliyor ve derin, heyecan verici bir ürperme gibi ısrarla nüfuz ediyordu.
Konstantin Konstantinov, Bir Gece

ISTIRAP
Istıraptan korkmamanın tek ilacı ıstıraptır. Bu ateşi o ateş söndürür.
Peyami Safa

İÇKİ
Benden öğüt olsun sana içki sofrasında:
Ölçüyü kaçırma, bastığın yeri gör, kendini bil.
Ovidius

İDARE
Yeni devlet iyi bir idare sistemiyle, insanların cebinden Osmanlı idaresinin zorla çektiğini, acısız ve kimseyi sarsmadan çekip alıyordu. O kadar ki halk, ödediği vergilerin, yükümlülüğünün belki farkında bile olmuyordu. Böylece Avusturyalılar Osmanlılar zamanından fazla para çekiyor, ama bunu daha kolay, daha çabuk ve daha emin bir biçimde yapıyorlardı.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

İDEAL
Ve Bosna dediğimiz şey, yalnızca Balkanlarda bir toprak parçasından ibaret değil. Pek çoğumuz için Bosna yalnızca bir anavatan değil. Bosna bir ideal. Bosna farklı dinlere, uluslara ve kültürel geleneklere sahip insanların bir arada yaşayabileceğine olan inancın bir sembolü.
Aliya İzzetbegoviç

İFTİRA
İftira kötü köpek gibidir, kaçanın ardından ürür, pervasızca yüzüne baktın mı sesini keser.
G. Csiky

Bugüne kadar iftiradan daha acı ve çirkin başka bir şey görülmemiştir.
Kleanthes, (Anthologia Stobaiou),

İyi insan ahlâksızlar tarafından iftiraya uğramayı ciddiye bile almaz.
Demokritos, Fragman

Kimi insanlar vardır, iyidir, yumuşaktır, ama bir iftiraya uğradılar mı, öç almak için her kötülüğü yapabilirler
Aisopos

İHTİLAL
Fakirlik ihtilallerin ve suçların anasıdır.
Aristoteles

İHTİYAÇ
İhtiyaç, insana her şeye öğretir.
Mor Jokai

İHTİYARLIK
O, yetmişinde güçlü kuvvetli bir ihtiyardı, başına ak düşmüş, dağlılara benzeyen ifadeli geniş kırmızı yüzü ile etrafa nur saçıyordu. Şakacı, biraz sağır biraz aksak, ağzında her zaman piposu ile ve bağrı açık sesiyle, o herkesten farklıydı. Su değirmeninde yaşıyor, onun önünde bütün gün bir şey yontuyordu, şarkı mırıldanıyor ve yanan piposunu tüttürüyordu. Karısı çoktan ölmüştü, başka köyde evli olan biricik kızı da ölmüştü. Onun kocası da ölmüştü. İhtiyarın yanında yalnız Hristina kalmıştı, onun güzel torunu.
Elin Pelin, Yel Değirmeni

İhtiyarlık kendi kendinden, gençlikten, hayattan, ölümden korkar; anılar yük olmaya başlar, bir zamanların büyüklüğü vicdanın sitemine dönüşür. Kıskanç, hoşgörüsüz, unutkan, gerici olduğu için ihtiyarlık can sıkıcıdır. İnsan, ihtiyar olarak dünyaya gelebilse, gün geçtikçe gençleşebilse, hayatının sonunda da bir çocuk gibi gamsız, bir cenin gibi tertemiz olabilse harika olurdu. Böylece, bir zamanlar insane olan bir şeyin çöküşüne tanık olmazdı hiç değilse.
Meşa Selimoviç

Vücut ihtiyarladıkça kafa da ihtiyarlar.
Aristoteles

Hiç durmadan, öğrene öğrene kocayorum.
Solon

İhtiyarlık, gençlikten daha adildir.
Aeschylus

Yaşlılık, bütün hastalıkların limanıdır.
Bion

Kendinden yaşlı olanlara saygı göster.
Sparta’lı Khilon

Ana babana ne gibi yardımlarda bulunmuşsan ihtiyarlığında kendin de öylelerini bekle.
Miletos’lu Thales

Hafif bir sarsıntı bile yaşlı insanları yatağa düşürür.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

İhtiyarlık hiçbir şey eksilmeden organların kesilmesidir: Her şey vardır ama hepsi muhtaçtır.
Demokritos

Bugün artık gençliğin o mesut çağında değilim.
Euripides, Herakles

Yaşlılar iki misli daha fazla çocuktur.
Aristophanes

Gençlik benim en sevdiğim çağdır, ama ihtiyarlık Aitne’nin sivri tepelerinden daha ağır bir yük gibi omuzlarıma çöküyor, kirpiklerime kalın bir perde çekiyor. Ben ne Asya imparatorluğunun ihtişamını, ne de altın dolu bir sarayı gençliğe değişmezdim. Ama ihtiyarlıktan, insanı öldüren bu korkunç çağdan, nefret ediyorum. Gitsin kendini dalgalara atsın; ah keşke ölümlülerin evlerine, şehirlerine hiç uğraymasaydı, sonsuz bir uçuşla kanatlanıp göklerde kaybolsaydı.
Euripides, Herakles

Sürekli olarak birçok şey öğrenerek yaşlanıyorum…
Solon, Fragman

İmrenmeye layık olan delikanlı değil, hayatını güzel geçirmiş bulunan ihtiyardır; çünkü hayatın doruk noktasına çıkmamış olan insan, birbirine zıt amaçlar akıntısına sürüklenebilir; halbuki artık limana dönmüş demek olan ihtiyar orada…nimetleri önüne serilmiş bulur
Epikuros

Gerçeği öğrenmek isteyen, hiçbir yaşta ihtiyar sayılmaz.
Aiskhylos, Agamemnon

O ihtiyarlık ki az çabuk koşmaz ardımızdan, kaçtıkça kovalar bizi.
Platon, Symposion

Bir canlı… çocukluğundan ihtiyarlığına kadar hep kendi olarak kalıyor deriz, oysa hep aynı adı taşısa da, hiçbir zaman aynı varlık değildir, durmadan saçları, eti, kemiği, kanı, bütün bedeni bir yandan yenilenir, bir yandan ölür. Yalnız beden değil, can da değişir. Tabiat, huy, inanışlar, arzular, zevkler, dertler, kaygılar, bunların hiçbiri kimsede aynı kalmaz, biri ölürken bir yenisi doğar.
Platon, Symposion, Ode

İKİ YÜZLÜLÜK
Fazla değilse bundan 30 yıl once Travnik’te Tahir Paşa adlı bir vezir vardı. Hıristiyandan dönme, münafık, iki yüzlü bir adamdı.Müslümanlığı Kabul etmekle birlikte, kalben eskiden olduğı gibi, Hıristiyan kalmıştı.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

İKTİDAR
Iktidar, Tanrı tarafından gönderilen midir?Değilse eğer, bizi yargılama hakkını nereden alıyor? Gönderilense eğer, nasıl oluyor da hata edebiliyor? Değilse eğer, iktidarı devireceğiz. Tanrı tarafından gönderilmiş değilse, bizi, haksızlıklara tahammüle mecbur eden nedir? Tanrı tarafından gönderildiyse, bu yapılanlar haksızlık mı, yoksa yüce amaçlar uğruna verilen ceza mıdır?
Meşa Selimoviç

İLKBAHAR
Topraktan, sudan yükselen ilkbahar pırıltıları yavaş yavaş bütün benliğini kaplıyor, duygularını ateşliyor, bulandırıyor…Ona adeta bir sarhoşlukla karışık düşünceler veriyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

İLAÇ
İlaç, alemde dertten başka bir şey aramaz.
Mevlana

Nushan maraz-i aşka ilac eylemedi hiç
Ey şeyh-i keramet-furuş ez de suyun iç.
Sabit

Bulunmaz aşkın ilacı
Karacaoğlan

İLİŞKİLER
İnsanlar arasındaki ilişkiler öylesine hissedilmezki, ilk bakışta insanları bağlayan şey daha ince ve daha kalın ipliklerle örülü bir ağ gibidir. Ama bu sadece görünebilen, ağ sadece yüzeyde, kendisi için anlaşılmayan diğeri için tamamen yabancı oloan bir şeyin kapalı yaşadığı yere, içeriye girmiyor.
Konstantin Konstantinov, Bir Gece

İNANÇ
Kutsal Ekselansları! Siz, inananların şehrine ama bir değil dört farklı inancın; Müslüman, Katolik, Ortodoks ve Yahudilerin şehrine geliyorsunuz. Bu durum, az bir mesafetle, biri diğerinin yanıbaşında, içinde cami, katedral, Ortodoks kilisesi ve sinagogun durduğu şehrin panoramasından da pekala görülebilir.
Aliya İzzetbegoviç

Tanrım, onlar inanmıyorlar!
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

İNCİ
Her denizin incisi olmaz.
Mevlana

Her sedefte inci bulunmaz.
Mevlana

İncinin binlerce düşmanı olur.
Mevlana

İNSAN
Olumsuzluklarımızla birlikte benim için asıl önemli olan şunu söyleyebilmek. Bizler insan olmaya ve insan kalmaya çalıştık ve başarılı olduk. Ancak bunu onlardan dolayı yapmadığımızın altını çizmeliyim. Kendimizden dolay insan kalmaya çalıştık, onlardan dolayı değil.
Aliya İzzetbegoviç

Eski Yugoslavya ordusu, kırk yıl boyunca paranoyak bir tutkuyla silah depoladı. Her yıl çok büyük miktarlarda para harcadılar. Son iki yıl içinde, topladıkları her bir demir parçası, bu talihsiz ülkenin tepesine indi.
Olumsuzluklarımızla birlikte, benim için asıl önemli olan şunu söyleyebilmek: Bizler insane olmaya ve insan kalmaya çalıştık ve başarılı olduk. Ancak, bunu onlardan dolayı yapmadığımızın altını çizmeliyim.Kendimizden dolayı insane kalmaya çalıştık, onlardan dolayı değil. Onlara hiçbir şey borçlu değiliz.İnsan olmak ve insan kalmak, Allah’a ve kendimize karşı sorumluluğumuzdur.
Aliya İzzetbegoviç

İnsan, insanın efendisi olamaz.
Epiktetos

Şu dünyada soluk alan, yürüyen yaratıklar arasında insandan daha acınacak bir yaratık yoktur.
Homeros

İnsanlar budala ve meraklıdırlar, daima acı işleri karıştırmak adetleridir.
K. Csatho

Her şeyin en kutsalı, iyi insandır. En kirlisi de kötü adamdır.
Eflatun

Gök ekin misali adem
Onu eken biçer bir gün.
Pir Sultan Abdal

Başlıca üç çeşit insan vardır: Bilgisever, ünsever ve parasever insan.
Eflatun

Her şeyin ölçüsü insandır, var olanların var olduğu, var olmayanların olmadıkları gibi.
Protagoras

Kendini tanı, ne olduğunu bil.
Protagoras

Tanrılar insanlara her şeyi bir arada vermemişlerdir.
Homeros, Ilias

Bazı insanlar vardır, ha olmuşlar, ha olmamışlar, kimseye ne bir hayırları dokunur, ne de bir zararları.
Aisopos

İnsan öteki canlı varlıklardan biricik kavrayan varlık oluşuyla ayrılır, ötekiler algılarlar ise de kavrayamazlar.
Alkmeon

İnsanlığın gerektirdiğini yapabilmek kolay bir iş değildir. İnsan, aklı olan geçici bir hayvandır ve ancak akıl ile hayvanlardan ayrılır. O, akıldan uzaklaştığı, akılsız hareket ettiği zaman insan kaybolur ve hayvan ortaya çıkar.
Epiktetos

İnsanın olmak istediği gibi olabileceğini sanıyor musunuz?
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

İNSANLAR
İnsanlar böyledir. Çok yükselen ve yükseklerde uçanların düşmesinden adeta tad duyarlar.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

Biz bu alemde en karmaşık insanlarız. Tarih, başka hiç kimseyi, bizi alaya aldığı şekilde, alaya almış değildir. Düne kadar, bugün artık olmak istemediğimiz gibiydik. Fakat başka birşey olamadık…Kardeşlerimiz de, gelen göçmenler de bizi hor görüyorlar;biz ise gurur ve nefretle savunuyoruz kendimizi. Kendimizi korumak istemiştik, ama benliğimizi öyle bir yitirdik ki artık ne olduğumuzu bile bilmiyoruz.
Meşa Selimoviç

İnsanlarla her beraberlik bir yenilgi, her başarı yeni bir dert olmuştu.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Deniz kenarından dünyaya bakıyorum. Parmaklarımda pul, avucumda sedef, etrafımda balık kokusu.. Bir adanın arkasında sobasını yakmış bir şehrin dumanı, bir adanın arkasında sobasız bir pencerenin buzunu kazıyorum. Gökyüzü beyazdan, siyahtan sayabildiğim dört kirli renk bulutunu götürüp getiriyor. Nerede insanlar?

Her zaman son sual bu! Nerede insanlar? Balıktalar mı, kahvedeler mi? Sonra bütün dünyaya doğru kayan bu düşünce bulutu iki renkli bir ebem kuşağını ufkun bir ucundan öteki ucuna geriyor. İnsanlar orada.. Biri mesut öteki saadet peşinde, hangi dünya içinde bulunsak bir başka dünyanın var olabileceğini düşünüyoruz. Hepimiz başka türlü. Göğün bir tarafı mavi, mavi.. Bir tarafı simsiyah, ya siyah, ya mavi, ya ölesiye gülerek, ya yaşayasıya üzülerek..
Sait Faik Abasıyanık, Balıkçının Ölümü

İnsanları mesut edecek yegane vasıta onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir. Cihan sulhü içinde beşeriyetin hakiki saadeti, ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ve muvaffak olmasiyle mümkün olacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1931, Balkan Konferansı Üyeleriyle Konuşma

İSTEKLER
Her şey güçleşir, can sıkar, bırakıp da bir kimse kendi yaratılışını, kendine uymayanı isterse.
Sophokles, Philoktetes

Gerçekleştiğinde insanı mutlu kılacak arzuları tatmin edelim, kötü sonuçlar getirecek olanlardan ise kaçınalım.
Platon, Gorgias

Ölçüsüz arzular yetişkin bir insanın değil, aksine bir çocuğun özelliğidir.
Demokritos, Fragman

Unutmamalıdır ki en büyük haksızlıklar aşırı isteklerin sonucunda ortaya çıkar.
Aristoteles, Politika

İŞ
Büyük işlerde herkese yaranmak zordur.
Solon

İşler iş olarak şerefli veya şerefsiz diye ayrılmazlar, yapılışlarındaki maksada göre şerefli veya şerefsiz olurlar.
Aristoteles

Adam gibi adam olan biri için iş, benim inancıma göre, asil sonuçlara varmak için yapılır; işin kendisinden başka bir hedefi yoktur. Buna rağmen, aranızdan bu seferimizin son durağını bilmek isteyenler çıkabilir. O halde biliniz ki, buradan Ganj2 a ve Hint Okyanus’ na kadar uzanan yol, hedefinizin bütüne kıyasla oldukça küçüktür.
Büyük İskender

-Bunun Nemselilerin diniyle bir iilgisi yok, Müderris effendi!..dedi. Bunu çıkarları için yapıyorlar. Onlar, boş yerevakit geçirip eğlenmiyorlar. Uyurken bile hep işlerini düşünüyorlar. Daha göremiyoruz ama yakında göreceğiz. Rahmetli Şemsi Bey, “Nemselinin bombasının fitili uzun olur” derdi. Ne kadar haklıymış.Evleri numaralamaktaki maksatları bence, yeni bir vergi koymak içindir.Ya da asker toplamak niyetindedirler.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

İşimiz bitmemiştir, yeni başlıyoruz. (*)
Mustafa Kemal Atatürk, 1922

(*) Düşman ordularının denize döküldüğünün ertesinde, İzmir’de söylenmiştir.

İşleri iyi gidiyordu. Vaktiyle fakir ve alelade demirci olan Salih Yaşar, şimdi meşhur usta olmuştu. Ona en uzak yerlerden müşteriler geliyordu. Lüzumundan fazla işi vardı.Salih Yaşar kimseyi geri çevirmek istemiyordu. Zaten işinin fazla ve acele olduğu zamanlarda çok dah aiyi çalışıyordu. İçi kuvvetle doluydu, canlanıyor heves ve ihtirasla çalışıyor;eli daha emin, bakışı daha keskin oluyordu. Ve o zaman demir parçaları çekicinin darbeleri altında öyle mükemmel şekillere giriyor ki, bazen ne kadar yavaş ve dikkatli çalışacak da olsa, bunun benzerini yapamıyordu. Salih Yaşar da zaten ancak böyle işi seviyordu. Hakiki birer harika olan arabaalr böyle bir çalışma neticesinde meydana geliyordu. Kendiliğinden hareket ediverecek gibi, hafif, kanatları çiçekle gelin gibisüslü arabalardı bunlar.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

İTİMAT
Büyük Türk Millet, on beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde milletimin, hakkımdak, itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.
Mustafa Kemal Atatürk, 1933

İYİ YÜREKLİLİK
Molla İbrahim cömertliğiyle, iyi yürekliliğiyle çevresinde ün salmıştı.Her halinde bir yumuşaklık, derin bir huzur ve sükun sezilirdi.Onunla tanıştınız mı, kekemeliğini de, dış görünüşünü de unuturdunuz. Hasta, dertli ve yoksulları kendine çekerdi. En uzak köylerden bile ona akıl danışmaya gelirlerdi.Evinin öünüde onu bekleyenler hiç eksik olmuyordu. Ona akıl danışmak isteyen kadınlarla erkekler sıkk sık yolunu keserlerdi. Kimseyi boş çevirmezdi. Öteki hocalar gibi pahalı muskalar, dualar satmazdı.Biriyle konuşacağı zaman, karşısına çıkan ilk taşa, bir gölge yere oturur, adamın yavaş sesle ona derdini anlatmasını beklerdi. Molla İbrahim büyük bir dikkat ve merhametle onu dinler, sonunda ona birkaç tatlı söz söyler ve daima en uygun çözüm yolunu bulurdu. Bazen elini cübbesinin cebine sokar ve kimsenin görmemesine dikkat ederek adamın avucuna birkaç para sıkıştırırdı…Daima başkalarının derdi ile uğraştığından kendini düşünmeye vakit bulamazdı. Onun için yüzyıla yaklaşan yaşamının hep sağlık, mutluluk ve refah içinde geçtiğine inanırdı.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

İYİLİK
Ljubomir Popoviç, bana iyiliği öğretmiştir, çünkü iyi kalpli olmak yetmez, iyilik de alfabe gibi öğrenilir.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Kimsenin lutfuna olma talib
Bedeli cevher-i hürriyettir.
Namık Kemal

Yine ben bir öğüt aldım pirimden
İyilik ettiğinden sakın kendünü.
Köroğlan

Lütuf çoğalırsa değeri azalır.
Eflatun

İnsan iyi kimselere iyilik edince, bundan duyduğu ferahlıkla mukabele görmüş olur.
Plautus

İYİ İLE KÖTÜ
Olayların, gerçekten, iyinin ve kötünün zorlu bir mücadelesi olduğundan söz ettim. Bosna bana inanılmaz bir zıtlıklar arenası gibi görünüyor. Burada iyi ile kötü, en açık ve yoğunlaştırılmış biçimleriyle karşı karşıyalar. Bosna’nın ahlaki bir meseleye, belki de günümüz dünyasının can alıcı bir ahlaki ikilemine dönüşmenin nedeni budur. Bu iki yıllık süre zarfında ve savaş devam ederken dünya yavaş yavaş Bosna’ ya karşı olanlar ve Bosna’ nın yanında olanlar diye taraflara ayrıldı. Kimse tarafsız değil böylesi bir durumdaki kimse tarafsız da olamaz. Ya Bosna’ nın yanındalar ya da karşısında. Hiç kimse bu tarafları ortadan kaldıramaz. Safların belirginleşmesi aşamasını ele aldığınızda göreceksiniz, dünyada iyi olan ne varsa, Allah’ a şükürler olsun ki bizim yanımızda.
Aliya İzzetbegoviç

KADER
Merhametsiz olan kaderdir; insanlar değil.
K. Csatho
Hiç yazılan yazı karalanır mı?
Karacaoğlan

Tıpkı çakıl taşlarının bir nehrin çamurlarında gömülü olması gibi, insanların talih ve amaçları da kader tarafından örtülmüştür.
Pausanias, Periegesis tes Helladost

İnsan alın yazısından kaçamaz.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros-Sulla)

İnsan kaderin esiridir. Buna karşı gelinmez. En iyisi kadere razı olmaktır.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Yiğitlik kaderin darbelerini azaltır.
Demokritos

Hayatta tecrübeli olan ve tarih bilen kişiler, bu kadına bu kadar adi ve dar bir çalışma alanı vermekle kaderin ona karşı insafsız davrandığını sık sık düşünürlerdi.Eğer böyle bir yere düşmemiş ve böyle bir iş başında olmamış olsaydı, bir taşra otelini idare ederek zenginlerin, sefahat düşkünlerinin ceplerini o kadar kurnazlıkla boşaltan, haris olduğu kadar fedakar, güzel ve çekici olduğu kadar da namuslu ve soğuk olan bu kadın, neler yapmazdı! Kimbilir, belki de büyük ailelerin, sarayların, devletlerin kaderini idare eden ve her işi daima en iyiye doğru sürükleyen, tarihin o ünlü kadınlarından biri olurdu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

KADIN
Uzun tüylü bir köpeği andırıyordu. Gözlerinin üstüne düşen saçlarını sürekli geriye itiyor, kırıtarak başını arkaya atıyor, bunu yaparken de yanaklarının gevşek derisi titriyordu. Kırışıklıklarının acınası halinin yanı sıra yüzünde yalancı ve gülünç bir gençlik maskesi taşıyan ve bir türlü yaşlanmayı bilmeyen kadınlardandı.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Siyasi ve sosyal hakların kadın tarafından kullanımlasının beşeriyetin saadeti ve prestij açısından gerekli olduğuna eminim.
Mustafa Kemal Atatürk,

Daha değerli bir şey bulamaz erkek kadının iyisinden,
Beterdir kötü kadın her şeyin kötüsünden.
Hesiodos

Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer.
Tevfik Fikret

Çiçek koku vermek, ateş ısınmak, kadın da mesut etmek için yaratılmıştır.
G.Gardony

Kadının nefes aldığı yerde hava bozulur.
K. Kisfaludy

Kadından azgın hayvan, kadından azgın ateş yoktur.
Aristophanes

İnsana arzu ile birlikte saygı uyandıramayan kadın ne zavallıdır.
K. Kisfaludy

Kadınlar, kendilerine aşık olan kimselere asla gülmezler; bilhassa bu aşk, onlara taparcasına bir saygı ile sunulduğu zaman.
K. Csatho

Kadının sevdiği kimse Yarı-Tanrı’dır.
Mor Jokai

Genç kadın uyuyordu. Canlı dudakları renksizleşmişti ve çocuksu bir biçimde yarı açıktı. Erkek dirseğini dayayarak uzun zaman ona baktı. Şimdi gün ışığında uyuyan, uzak bir aleme dalmış, bilinmeyen, nüfuz edilemeyen kendi yaşamını yaşayan bu kadın tamamen yabancı bir insandı.
Konstantin Konstantinov, Bir Gece

Kadınlar konuşurken tırnaklarına bakıyorlarsa, düşündükleri gibi konuşmuyorlar demektir.
Azem Şkreli, Havva’nın Gözleri

Ve Zeus… böylesine güzel bir belayı yaratınca ……ölümsüz tanrılar ve ölümlü insanlar şaşakaldılar görünce bu aldatıcı güzelliği, İnsanları baştan çıkaracak olan Bu derin, bu sonsuz büyü kaynağını. Çünkü bu kaynaktan çıkmıştır aslında O kadın dediklerimizin belalı soyu, O ölümlü insanların baş belası. Fukaralığa bir türlü alışamaz kadınlar. Hep bolluktur onların özledikleri. Nasıl ki arı oğullarının sığındığı yerde Hep beslerse verimli bal arılan İşi gücü kötülük olan yaban arılarını. Bal arıları her gün güneş batıncaya dek Bembeyaz petekleri öredururken Ötekiler sığınıp kovanlann içine Başkalarının emeğiyle beslenirler. İşte bunun gibi bulutlarda gümbürdeyen Yarattı baş belası olarak Kadınlar soyunu ölümlü insanlara, O kadınlar ki kötülüktür işleri güçleri, iyiliğe karşı kötülük sağladı onlarla. Her kim ki sakınır evlenmekten Kadın derdi sarmamak için başına, Olmaz olası ihtiyarlık bir geldi mi Desteksiz kalır yaşlı günlerinde; Yaşadıkça ekmeksiz kalmaz gerçi, Ama ölünce vannı yoğunu yakınları bölüşür. Buna karşılık bahtında evlenme olan da
Aklı başında iyi bir kadına düşse bile, İyi şeyler kadar kötü şeyler de gelir başına; Hele üstelik çılgının biriyse karısı
Ömrü boyunca kahır çekip canından bezer, Devasız dertlere düşmüş gibi olur.
Hesiodos, Theogonia

Böyle parlak işleri kadınlardan nasıl beklersin? Akıllı kişilerin işleri bunlar. Bizim işimiz gücümüz boya sürünmek, takıp takıştırmak, sarı fistan, süslü pabuç edinmek.
Aristophanes, Lysistrata

Kadın kısmı, erkek kadar acısını gizlemesini bilemez.
Euripides, Herakles

Kadın kötü düşünceler için erkekten çok daha ateşlidir Az konuşmak kadının süsüdür.
Demokritos

Kadınlar kendilerini beğenmiş mahluklardır.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Takıp takıştırıp… aklını çelmesin kadının biri. Gözü ambarındadır diller dökerken sana, ha kadına güvenmişsin, ha bir hırsıza.
Hesiodos, Erga kai HemeraU

Kadınlar yolarlar erkekleri, ne türlü yoldan olursa olsun, ister sevsinler, ister sevilsinler.
Phaidros, H

Sadece kadınların yürekleri çabucak inanıp heyecana kapılabilir.
Aiskhylos, Agamemnon

KAHRAMAN
Sözünü ettiğimiz, atölyelerinde iyi işçiler, bürolarında iyi memurlar ya da iyi ebeveynler olmalarından daha fazlasını beklemediğimiz bu sıradan insanların kahraman olmalarıdır. Rahmetli Ramiz Salçin’i, Safet Zayko’yu ya da başka birçoklarını hatırlayın. Bu savaş, sıradan insanların gerçek büyüklüklerini bize gösterdi.
Aliya İzzetbegoviç

KALP
Gönül Çalab’ın tahtı Çalab gönüle bahtı
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise.
Yunus Emre

Bir gönüle bin yol bulunur.
Ovidius

Kalp ağrıları uzun sürmeyen talihli bahtsızlar vardır.
Mor Jokai

Eğer bir müminin kalbin kırarsan
Hak’ka eylediğin secde değildir.
Yunus Emre

Kuvvetli, yüksek kalpli, hem kendisi, hem çevresiyle barış içinde yaşayan bir insanın o anlaşılmaz tebessümüydü bu! İri yeşil gözleri bazen kısılır, altın kıvılcımlar saçan bir çizgi haline gelirdi. İhtiyarlığında bile böyle kalmıştı. Tilki derisinden uzun bir kürk giyiyordu. Yüzü, yılların pek az ağarttığı, göğsüne kadar inen kızıl bir sakalla çevrilmişti. Başındaki yüksek rahip şapkasının altından kocaman bir topuz görünüyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

KANAAT
Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.
Mevlana

Kime yeteri kadar az gelirse, ona hiçbir şey yetmez.
Epikuros

KANUNLAR
Bir devlette yasa güçsüzse, çiğneniyorsa, bence yıkılış çok yakındır; ama yasa, yöneticilerin üstündeyse ve yöneticiler onun kölesi ise, devlet kurtuluşa ve tanrıların… verdiği bütün nimetlere kavuşur…
Platon, Nomoi

Uygun şartlar altında mükemmel olarak yeniden düzenlenmezse, kanunların iyileşmesine hemen hemen hiç imkân yoktur.
Platon, Epistolai

Aklı başında kimselerin kanunu Tanrı, akılsız kimselerin kanunu zevk ve sefadır.
Platon, Epistolai

Ey yabancı! Lakedaimonia’lılara, onların kanunlarına itaat ederek burada yattığımızı haber ver.
Simonides, (Herodotos, Historiai, VH,)

Devletleri ayakta tutan şey kanunlara karşı gösterilen saygıdır.
Euripides, Hiketides

Tutkularına hakim ol, yasalara uy.
Spartalı Khilon

Yasaların eski, yemeğin taze olsun.
Korinthos’lu Periandros

Adalet, bir kimsenin yurttaşı olduğu devletin kanunlarını ayaklar altına almamasıdır.
Antiphon

Biri diğerine zarar vermese, kötülük yapmasa kanunlar herkesin dilediği gibi yaşamasına engel olmazlardı.
Demokritos

Kanunlar akıllılar için yapılır; haksızlık yapmasınlar diye değil, haksızlıklara uğramasınlar diye.
Epikuros

Saygıdan ve hukuktan payı olmayan kişi devlet yararına bir salgın hastalık gibi yok edilmelidir…
Protagoras

Her kim adaletli davranırsa tanrılar onun dostu olurlar.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Kanunlar sizden dolayı, siz de kanunlardan dolayı güçlüsünüz. O halde siz sanki kendiniz haksızlığa uğramış gibi kanunlara yardım etmelisiniz. Kanunlara karşı yapılan haksızlıkları da kendinize karşı yapılmış olarak görmelisiniz.
Demosthenes, Kata Meidia

Kanunlar devletin ruhudur. Tıpkı vücudun ruhtan yoksun kaldığında ölmesi gibi, devlet de kanunlar uygulanmazsa felakete sürüklenir.
Demosthenes, [Anthologia Stobaiou)

Hiç haksızlık etmeyen birisinin kanuna ihtiyacı yoktur.
Antiphanes, Fragman

Herkes kanun sayesinde eşitliğe saygı duymak zorunda kalır.
Platon, Politikos

Kanun her bireyin hakkına saygılı olmaktır.
Herakleitos

Halkın, kent duvarları için olduğu kadar kanunları için de savaşması gerekir.
Herakleitos

Yasanın zorla değil, gönülden boyun eğenleri yönetmesi doğaya uygundur.
Platon, Nomoi

Hiçbir insan hiçbir şeyi yasayla düzenlemiyor, tersine her şeyi düzenleyen, çeşitli biçimlerde başımıza gelen olaylar ve felaketlerdir.
Platon, Nomoi

Hakka adalete uygun dediğimiz kanunları yasaları çıkaranların çoğu, o yasalara kendileri uymaz.
Aisopos

Bir devlette adalet olur da yargılar hakka uyarsa, büyükler gibi küçükler de rahat yaşar.
Aisopos

Kanun bütün insanların kralıdır.
Pindaros, Fragman

KARANLIK
Kulaklari uykunu kurşunuyla, karanlığın tutkalıyla tıkalı, sağır, hareketsiz yatıyorlardı;varlıklarının karanlıklarına dalmış yatıyorlardı; uyuyan yüreklerini taşa çevirmiş, soluklarıyla ciğerlerinin hareketini durdurmuş, damarlarındaki kanın gür akışını dondurmuş olan zamana, sonrasızlığın karanlığına yuvarlanmışlardı.

KARDEŞ
Allahım! Sen ve kardeşimden başka kimsem yoktur benim.
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

KARI
Karınızın sevgiliniz olması, sevgilinizin karınız olmasından daha iyidir.
F.Herczeg

KARINCA
Karınca, güzelim harmanları görmez de bir tanecik buğdayın üstünü örter.
Mevlana

KARIŞIM
“Ben, ölmüş Avusturya-Macaristan monarşisinini örnek bir karışımıyım;hem Macar, hem Hırvat, hem Slav, hem Alman, hem Çek olmamın yanı sıra, soyağacımı karıştırmaya başlar ve kanımı inceletirsem bir ırmağın yatağında olduğu gibi Romen, Ermeni ve hatta Çingene ve Yahudi kanından bile izler bulabilirim.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

KASABA
Dimitrije Mitrinoviç, şu zavallı kasabaların dışında daha iyi ve daha mutlu dünyaların bulunduğunu bana göstermiştir.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

KEDER
Yolda karşılaştığı insanlar onu saygıyla selamladıktan sonra, yüzüne şaşkın şaşkın bakıyor ve Salih Yaşar’ın kalbini bir keder kurcaladığını, bu anda acele acele evine gidiyorsa, dinlenmek için değil de, kendisiyle ve düşünceleriyle baş başa kalmak için istediğini zannediyorlardı.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

KEDİ
Kedi, rüyasında yağlı kuyruk görür.
Mevlana

KELİME
ümkün olduğu kadar sus yahut zaruri, elzem olan sözleri söyle ve az kelimeyle söyle.
Epiktetos

KENDİNİ BEĞENMİŞLİK
Kendini beğenmiş biri ihtiyar kız gibi boş, kuru ve verimsiz kalmıştı.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

Tule kendini beğenmişin biriydi. Erkeklere bıyık altından gülmeyi ve onların kendisine layık olmadıklarını düşünmeyi alışkanlık haline getirmişti.Bu düşünceden doğan gururun içinde yanan arzuyla mücadele ettiğinde, Tule daha bir güzel görünüyordu. Erkeklerin iltifatları karşısında yüzünün al al olması hoşuna gidiyordu. Onları yerlerde süründürür, birer solucan gibi görürdü- heyecandan titrerlerdi karşısında. Bütün bunlardan sonra, onlara, başkabir kızın gözüne girebilmelerini öğütlerdi. Ayrıca, hayranlık duydukları kadınların karşısında yerlere kadar eğilmemelerini, çünkü kadınların, aşktan bedbaht olanlara karşı acımasız olduklarını söylerdi.
Azem Şkreli, Havva’nın Gözleri

KENDİNDEN MEMNUN
Kraçakal gururlu ve kendinden memnun bir eda ile yanlarından geçerdi. Alaca gözü ile kin gütmeyen şekilde gülerdi. Damarlarındaki fazla güçten, yüreğini sıkan ağrıdan, onların- hepsinin!- o kadar zayıf ve korkak, korumasız ve aciz olmalarından o mu suçluydu!
Georgi Rayçev, Karaçakal

KENDİNİ HERŞEYE HAZIRLA
Tüm büyük zaferler yenilgiyle başlar. Bunu bilen kişi kederlenmez. Bunu bilen kişi mutluluk duymaz. Bunu bilen kişi tüm koşullarda sakin bir yaşam sürer. Kendini her şeye hazırla. Böylece her şeyde Erdem olabileceğini keşfedeceksin.
Miro Gavran, Clara

KEŞİF
Mutluluğun ardından neyin geldiğini keşfettiğinde artık mutluluğa özlem duymazsın. Yanlışlık yapanları bağışla, eğer bu yanlış kasıtlı değilse, eğer bu yanlış kasıtlı değilse, eğer bu yanlış onların suçu değilse, ama eğer kasıtlıysa, doğal değildir ve acımayı hak eder. Uzun uzun düşünerek bedenine ve zor fiziksel çabalarla zihnine işkence etme. Geçmişini küçümseme, hataların gerekliydiler.
Miro Gavran, Clara

KILIÇ
Kılıca kesmekten utanç gelmez.
Mevlana

Kılıç, boynu olanın boynunu keser.
Mevlana

Kılıç, iki el ile kullanılmaz
Namık Kemal

KISKANÇLIK
Pek az kişi vardır ki, iyi talihli bir dostun başarılarını kıskançlık duymadan kutlayabilsin.
Aeschylus
Kıskanılmayan, imrenilecek bir erdemi olmayandır.
Aeschlyus

Çömlekçi, çömlekçiye gıpta eder, dülger dülgere,
Dilenci dilenciye hasetle bakar, şair şaire
Hesiodos

Ne kutludur o kişi ki yoldaşı, haset değildir.
Mevlana

Kıskançlık, bir yılan gibi mevki sahibine sokulur.
Sophokles

Hayattayken ünlü bir adamı kıskanmakta, öldükten sonra da onu övmekle ustayızdır.
Mimnermus

KIŞ
Kişi Kapiya’da, çoğu zaman saatlerce taban tepmekle, geceleri ise soğuğun taşı bile çatlattığı, kasabanın üstünde gök kubbenin solduğu, yıldızların küçük mumlar kadar parıldadığı açık havalı gecelerin ayazında soğuktan donan ellerini üflemekle geçirmişti.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

KİŞİ
Mümkün olduğu kadar kişioğlunun değişik yazgısına inmek, kişioğlunun ruhunu hareket halinde ama yüce bir sevgiyle, görülür bir aydınlıkla anlatmak gerekir.
İvo Andriç, Irgat Siman

KİTAP
Her zaman, ilk çocukluk yıllarımdan beri, çok okurdum; lisenin alt sınıflarından itibaren ise, okumak bitmez tükenmez bir ihtiyaç halini aldı; derslerime az çalışıyor, az uyuyor, az yiyordum;kitaplar, dünyada en güzel en gerekli şeylerdi artık benim için. Kitapla sabahlar, okula uykulu giderdim.
Meşa Selimoviç

Jaromir Studniçki, Saraybosna’ daki kitapçı ve kitap koleksiyoncusu, bana kitaplarda bulunan “kozmik ışıktan” söz etmiştir.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Yaşama sanatını kitapları okuyarak öğrenemezsin. Yaşam kontrol edilemeyen bir akıştır: her emre direnir. Kitapları okuyarak gerçeğe ulaşamazsın. Yazılmış her şey yapaydır, gerçek, sözcüklere boyun eğmez. Kitapları okuyarak mutlu ya da mutsuz olamazsın, yine de tüm bunları anlamak için kitap okumalısın.
Miro Gavran, Clara

KOCA
Her koca, eşinin iyi bir kadın olup olmadığını gösteren evlilik belgesini yüzünde taşır.
G.Gardony

KOMŞU
Senin bardağını kırdıkları vakit de komşunu bardağı kırıldığı zamanki kadar sakin olmalısın.
Epiktetos

Hayatta, komşunun haber alacağından korkacağın hiçbir şey yapma.
Epikuros

KONUK
İşbu söze Hak tanıktır, bu can bu gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi.
Yunus Emre

Herkes, küçük büyük
Mihmanıdır ribat-ı hayatın
Tevfik Fikret

KONUŞMA
Konuşmasını öğreninceye kadar susmak güç değildir.
Mikszath

İyi adam, dili dönmediği zaman bile ne güzel söz söylemesini bilir.
Euripides, Herakles

Uygun zamanda sessiz kalmak, konuşmaktan daha bilgecedir ve yararlıdır.
Plutarkhos, Moralia

Susmayı becerememek tamamen eğitimsiz insanların özelliğidir.
Apollonios, (Anthologia Stobaiou)

Sessizlikte pek çok güzellik gizlidir.
Sophokles, Aleadai, (Anthologia Stobaiou)

Yanılmamak için çabuk konuşmaktan nefret et; ardından pişmanlık gelir.
Priene’li Bias

Yaptığını düşün. Çok dinle, yerinde konuş.
Priene’li Bias

Bir toplantıda, iyi ve güzel bir söylev verme ve dinleyicileri inandırabilme yeteneği, armağanların en küçüğü değil, en yücesidir ve de kişinin kendisinin, varlığının ve dostlarının kurtuluşunu sağlayan çok değerli bir şeydir.
Platon, Hippias Meizon

İnsanı aldatan güzel sözlerden daha kötü bir şey yoktur.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

En çirkin şeyleri yapmış olan kişilerin çoğu genelde güzel konuşmayı iyi bilir.
Demokritos, Fragman
Güzel söz söyleyen kötü insanlardan nefret ederim.
Menandros, Fragman

Konuşman gerektiğinde düşündüğün şeyi söylememek bir kölenin özelliğidir.
Mousonios, (Anthologia Stobaiou)

Dilini tutmayanlar birçok felakete maruz kalırlar.
Euripides, Âigeus, Fragman

Çocukların az ve öz konuşmaları, ustaca karşılık verebilmeleri için, uzun uzun susmasını bilmeleri gerekiyordu. Sevişmede aşırılığa gidenlerin tohumlan nasıl çok kez kısır ve güçsüz olursa, kpnuşmada ölçüsüzlüğe kaçanların sözleri de boş ve anlamsız olur.
Plutarkhos, Lykurgos

Konuşmasını bilen, ne zaman konuşması gerektiğini de bilir.
Plutarkhos, Lykurgos

Gençlere, konuşmak yerine susmak daha çok yakışır.
Menandros, Gnomai Mönostikhoi,

Haksız olduğu halde bilgece sözler söyleme yeteneğine sahip olan kişi en büyük cezaya layıktır. Çünkü güzel sözlerle haksızlığı kolayca örtbas edeceğine inandığı için her zaman alçakça işler yapmaya cüret gösterecektir…
Euripides, Medeia

Seyircileri ikna eden konuşmacının sözleri değil, karakteridir…
Menandros, (Plutarkhos, Ethika, c)

Fena ruhlu adamların dokunaklı dili ne kadar nefret uyandırır..
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Büyük söz söyleme asla. Çünkü bilemez insanlardan hiçbiri ne getirir gün ve gece insana…
Theognis

Olabildiği kadar sus ya da kaçınılmaz sözleri söyle ve az kelimeyle söyle. Ara sıra konuşman gerekir. Bu durumda bayağı konulardan söz açma… Özellikle yerme, övme ve karşılaştırma için tanıdığın kişileri ele alma. Becerebilirsen dostlarının konuşmalarını sözlerinle düzelt ve ahlâka uygun konulara çevir. Eğer yabancılar arasında isen hiç ağzını açma.
Epiktetos

Konuşmalarda damdan düşer gibi ve uzun uzadıya; katıldığın savaşlardan ve karşılaştığın tehlikelerden söz açma. Sen bunları anlatmakla çok zevk duyuyorsan da, başkaları dinlemekten pek o kadar zevk duymayabilirler…
Epiktetos

Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.
Epiktetos

KORKU
Testi, taştan korkar.
Mevlana

Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtları dikmemişlerdir.
Eflatun

Korku, gelecek bir kötülüğü beklemedir.
Eflatun

Korku nedir, utanma nedir bilen bir adam için daima bir kurtuluş yolu vardır.
Sophokles

Bir insan korkak mı, namuslu adam olamaz.
D.Szabo

Kim etrafa korku salarsa, kendisi de korkusuz değildir.
Epikuros

Korkak insanlar, başaklı buğday sapını bile yılan sanır.
G.Gardony

Bazen korku veren şey de iyidir, yürekte gözcü olarak oturup beklemesi gerekir; yararlıdır zor durumda düşünceli olmak.
Aiskhylos, Eumenides

İnsanın korkusunu mantığıyla kontrol etmesi gerekir.
Euripides, Troades

Başkalarından korkan kişi farkında olmadan köle olur…
Antisthenes, (Anthologia Stobaiou)

Hiçbir şeyden korkma… O zaman bir atın bir ata, bir arının bir arıya karşı korkunç ve ezici bir silahı olmadığı gibi, hiç kimsenin de sana karşı korkunç ve ezici bir silahı olamaz. İsteklerinin ve korkularının, seni esir etmek için… tıpkı bir kalede olduğu gibi, efendilerinin senin gönlünde besledikleri silahlı bir ordu olduğunun farkında değil misin? Bu askeri kov! Kaleni elinde tut, özgürlüğün yerine gelmiştir…
Epiktetos

Böyledir işte; ilk gördüğümüz zaman korktuğumuz nice şeyler vardır ki zamanla alışır, hiç aldırmaz oluruz.
Aisopos

Dünya’dan korkma- hatta seni yok ettiğinde, kendi içine çektiğinde bile. İnsanlardan korkma-hatta sana kötü niyetle yaklaştıklarında bile, onlar da bu Dünya’nın bir parçasıdır. her şeyin içinde her şeyi keşfet, her şey her şeyin içinde barınır. Kötü ve iyi tek başlarına var olmazlar. Yaşamınla koşulsuz olarak barışık ol.
Miro Gavran, Clara

Böylece beş yüzden fazla insan, bir tren dolusu yolcu, oğlanı sudan çıkarmak için hiçbir şey yapamadan köprünün altına, üstüne, ırmağın iki kıyısına toplanmıştı. Boynuna kadar suyum içinde, mosmor kesilmiş oğlan, korku ve kaygıyla köprüyü ve kıyıları doldurmuş büyük kalabalığa bakıyordu.

Yanında insanlar bile olsa, korku korkudur.

Harman yerinden gelmiş çiftlik işçisi, koltuk altına kadar suyun içinde, oğlanın yanındaydı, dipteki taş yığınına karşın iki koluyla onu göğsünün altında tutuyordu. Hüzünlenmesin, korkusunu düşünmesin diye, adam konuşmak için elinden geleni yapıyordu. Ne söylediği önemli değildi, önemli olan konuşmak, aklına geleni söylemek, ne olursa olsun susmamaktı: Bir saniye bile, çünkü çocuk hemen ağlamaya başlayacaktı.
Yordan Radiçkov, Sıcak Öğle

Ölülerin dışında herkes bu lanetli ovayı terk etmek için acele ediyordu.
İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt

Korku üzerine hakimiyet bina edilmez.Toplara istinat eden hakimiyet payidar olmaz. Böyle bir hakimiyet ve hatta diktatörlük, ancak ihtilal zuhurunda muvakkat bir zaman için lazım olur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1930

Genç Haham öylesine korkuyordu ki, sigarasının dumanını bile uzağa üfleyecek gücü kendinde bulamıyor, beyaz dumanlar gelip bıyıklarına, sakalına takılıp kalıyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

KÖPEK
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi insafe hizmetten.
Namık Kemal

Komşulardan av kapmak aslanlara göre ayıptır, köpeklere değil.
Mevlana

Köpeğin karnı doyarsa daha ziyade serkeşleşir.
Mevlana

Köpek, mamur olan yerde bulunur.
Mevlana

İtle domuz birbirlerini kokusundan tanır.
Plautus

Köpek, yarasını yalaya yalaya iyi eder.
Mevlana

KÖTÜLÜK
İnsanlara kötülük etmek iyilik etmekten daha iyidir.
Eflatun

Başımıza gelecek her kötülük, eğrilik etmekten yeğdir.
Eflatun

Kötülük edebilmek ellerinde iken bütün ömrünü doğrulukla geçirmek çok güç ve övmeye değer bir şeydir.
Eflatun

Kötülük çok zaman saflığın kuzu postuna bürünür.
F. Herczeg

Bir an bile nefes almam için bana fırsat vermeden aleyhimde yapabileceklerinizin hepsini yapın.
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

Her kim bir başkası için kötü bir şey düşünürse bu ona mutlaka geri döner…
Pausanias, Periegesis tes Hellados,

Kötülüğe kötülükle çare bulma.
Herodotos, Historiai

İnsana yabancının ettiği pek ağır gelmez de eşten dosttan biri bir kötülük etti mi, en çok ona içerler.
Aisopos

Bireylerin ahlâk yönünden zayıf olmalarının, hırslarını, devleti kötülüğe boğmasından daha fazla, toplumsal yaşam biçiminden gelen alışkanlıklar kişilerin özel yaşamlarını etkiler. Doğal olarak bir bütün kötülüğe yönelince, parçaları da onunla birlikte kötülüğe sürüklenir; oysa parçalardan bütüne etki edebilecek olumsuzluklara sağlam bölümler engel olur, bütünü kötülüğe düşmekten korur.
Plutarkhos, Bioi ParalleloU XXI. , (Lysandros-Sulla)

Kötülerle sürekli olarak bir arada olmak kötülüğe eğilimi arttırır.
Demokritos

Kötülük ettiğin için sen de kötülük görmeye hazır ol.
Euripides, Herakles

Kim öldürürse kanıyla öder, kim ne işlerse cezasını bulur. Zeus tahtında oturdukça insanlar arasında eden bulur töresinin hükmü sürecektir.
Aiskhylos, Agamemnon

Kötüler karşısında geri adım atmayıp tepkimizi göstermemiz gerekir.
Menandros, (Anthologia Stobaiou)

Kötü insanlarla arkadaş olma.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Deliye bıçak vermekle kötüye güç vermek aynı derecede tehlikelidir.
Iamblikhos, (Anthologia Stobaiou)

İnsanın kötü karakterini değiştirmesi hiç kolay değildir.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Kharilaos nasıl iyi adam olabilir ki, kötüler bile korkmuyor ondan.
Plutarkhos, Lykurgos

Kurnaz adam tehlikeye düşmeye görsün hele, kurtarır kendini başkasının sırtından.
Phaidros

En büyük ceza, kötü insanlara benzemek, benzeyince de iyi insanlardan kaçmak, uzak durmak, ötekilerin topluluğuna katılıp onlara bağlanmaktır; bu insanlarla aynı yapıda olunca, bunların birbirlerine yaptıkları ve söyledikleri şeyleri yapmak ve katlanmak zorunlu olur…
Platon, Nomoi

Düşmanlarına mümkün olduğu kadar kötülük, dostlarına da mümkün olduğu kadar iyilik etmek gerekir. Fakat (unutmamak gerekir ki), aynı kötülüklere insanın kendi de uğramadan başkalarına kötülük etmek mümkün değildir.
Platon, Epistolai

Tüm insanlar içinde en kötü olanlar ve en büyük cezayı hak edenler, kendilerinin suçlu oldukları şeyler için başkalarını suçlamaya cüret edenlerdir.
Isokrates, Peri Antidoseos

Bir iyilik mi umuyoruz? Çok bekleriz; ama başımızda dolaşan kötülük ise çabuk gelir çatar…
Aisopos Başkasına kötülük için düzen kuran, kendi kuyusunu kazmış olur…
Aisopos

Kötüler cezalarını hemen görmüyorlar diye şaşmayın, her şeyin bir sırası vardır.
Aisopos

İnsanların kötülüğüne aldırmaz da iyilik etmeye kalkarsanız, size bir kat daha kötülük etmelerine sebep olursunuz.
Aisopos

En sonunda kötülüğn kütülük, şiddetin de şiddet doğurduğunu anlamış mıydı?
Georgi Rayçev, Karaçakal

KÖY
Bak, sen ne yap ne et, yazıcı olarak bir yerlere yerleştirbunu, çünkü köy işi yapacak değil bu. Ne güneşe gelir, ne yağmura ne de rüzgara. Çocuk memur olmak için yaratılmış.
Çudomir, Golo Birdo Konsolosu

Bana da bir gazete al, haberleri okuyayım. Ruhum haber için can atıyor. Ben bu yabani köy için değilim ama, alın yazım böyleymiş.
Dimitır Talev, Bojil Dedenin Umudu

KÖYLÜLER
Biz basit insanlarız bayım, bize yüksek tonla sesleniyorlar. Siz öyle düşünüyorsunuz, ama gerçekte öyle değil. Bizim köylüler cahillikten kurnazlık ediyorlar. Aslında cahillikten ve fakirlikten.
Elin Pelin, Andreşko

Bu memleketin sahabi ve heyet-i içtimaiyemizin unsure-u esasisi köylüdür. İşte bu köylüdür ki bugüne kadar nur-u maariften mahrum bırakılmıştır. Binaenaleyh; bizim takip edeceğimiz maarif siyasetinin temeli, evvela mevcut cehli izale etmektir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922

KUDRET
Kudret ve kabiliyetten mahrum olanlara iltifat olunmaz.
Mustafa Kemal Atatürk, 1921

KURT
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa
Aşık Veysel

KUSUR
Kadınların birçok kusurları vardır, ama kusurlarının en büyüğü kendilerini beğenmeleri, başkalarına da beğendirmeye çalışmalarıdır.
Plautus

KUŞ
Kuş, insafsız ellerin yıkacağından korksa da yine yuvasını kurar.
K.Mikszath

Kuş, ancak kendi cinsinden olan kuşlarla uçar.
Mevlana

Gün soğuk ve rüzgarlı idi. Kuzey rüzgarının kovduğu yüzlerce göçücü kuş, soğuktan ve açlıktan koruntuluk aramak için köyün yakınlarına kadar geliyordu. Ötücü karatavuk ve sığırcıklar, sarımsı gözlü su çullukları, geniş matemli kanatlı bataklık kuşları ve güvercin sürüleri, rüzgarın esintisine kapılmış ovayı terk ediyordu. Bütün bu kuş alemi uzun güney yolculuğundan dinlenmek ve karnını doyurmak için sakin bir köşecik arıyordu.
Emiliyan Stanev, Bir Kuşun Ölümü

KUTSALLIK
Herhangi bir kutsal nesneyi tahrip etmemiz, bizlere, sarih bir biçimde yasaklanmıştır. Sırbistan’a dört asır boyunca Türkler hükmetmiş olmasına rağmen, bu yasaklama sayesinde, Deçani, Graçanica ve Sopoçani manastırları yerlerinde duruyorlar. Türkler buraları tahrip etmediler. Çünkü inandığımız kitap, bu türden bir tahribatı reddediyor.
Aliya İzzetbegoviç

KUVVET
Bütün alem esir-i kuvvettir.
Buna razıy değil ukuul, elbet
Hakkdadır, hakkdır en büyük kuvvet.
Tevfik Fikret

Kuvvetli olanın muhakkak haklı olması gerekmez.
Aristoteles

Vatanimiza ve istiklalimize göz dikenlere yalnız askerlikçe galebe etmek kafi değildir. Memleketimiz hakkında istila emelleri besleyecek olanların her türlü ümitlerini kıracak veçhile siyaseten, idareten ve iktisaden kuvvetli olmak lazımdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922

Tarihi bu kadar yüksek bir idealin esas temel taşı, yalnız geçici politika esaslarında kalmaz. Bunun esas temel taşları lazımdır ki, kültür ve ekonomi cevheriyle dolu olsun. Çünkü kültür ve ekonomi her türlü siyasete istikamet veren bazlardır. Mustafa Kemal Atatürk 27 Şubat 1938

MACERA
“Beyler, görüyorum ki sizi yeni bir maceraya sürüklediğimde, beni eskiden sahip olduğumuz o ruh hali ile takip etmiyorsunuz. Sizinle bir karara varalım diye toplanmamızı istedim. Benim tavsiyeme uyup ilerleyecek miyiz yoksa sizinkine kulak verip geri mi döneceğiz? Şu ana kadar gösterdiğiniz çabalarla ilgili ya da komutanınız olarak benim hakkımda şikayetleriniz varsa, söyleyecek bir şeyim yok.
Aliya İzzetbegoviç

MAHKUMİYET
Şemsi Bey cumaları her çarşıya inişinde, gerek binalarda, gerek insanlarda, geçen sefer rastlamadığı bir değişikliği görmeyi beklerdi.Görmek zorunda kalmamak için gözlerini yere indirir, ama burada da, kurumuş çamurların içinde Türk atlarının yuvarlak izleri yanında, Avusturya atlarının uçları sivri nal izlerinin gittikçe çoğaldığını fark ederdi. Böylece..Orada, çamurun içinde bile, insanların yüzünde ve çevresindeki her şeyde olduğu gibi insafsız bir mahkumiyet okurdu. Bu, durdurulması imkansız olan zamanın mahkumiyetiydi.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

MAL
Namussuzca bir düzenle edinilen mal, elde kalmaz.
Sophokles

Bir imaret göster bana kim sonu viran olmaya
Kazan şol malı kim senden dökülüp geri kalmaya.
Yunus Emre

MASKE
Ilk anlaşmazlık ve çatışmalardan sonar yeni hükümet halkın üstünde net bir sağlamlık ve devamlılık izlenimi bıraktı. (Kendisi de bu duygunun etkisi altındaydı. Çünkü böyle olmasa güçlü ve sürekli bir idare kurulamazdı) Gücünü dolaylı olarak hissttiriyor, onun için de halk onu eski Osmanlı düzeninden daha kolay sindiriyordu. Açgözlülüğünü ve zulmünü, geleneksel biçimlerle bir ağırbaşlılık ve parlaklık maskesi altında gizliyordu.Halk hükümetten korkuyor ama, ölümden ve hastalıktan korkar gibi korkuyor, zulüm, felaket ve fenalık karşısında titrer gibi değil!
İvo Andriç, Drina Köprüsü

MENFAAT

İnsanlar öyledir: Bir şey beklemedikleri kimseleri tanımazlar pek.
Plautus

MERHAMET
Nasfet ve merhamet niyaz etmekle millet işleri devlet işleri görülemez;millet ve devlet şeref ve istiklali temin edilemez…
Nasfet ve merhamet dilenmk gibi bir prensip yoktur. Türk milleti, Türkiye’nin müstakbel çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919

MEVKİ
Bilgisizlere, geçtikleri mevkiin yaptığı fenalığı, yüzlerce aslan bir araya gelse yapamaz.
Mevlana

MİDE
Mide kainatın merkezidir; beyinden ziyade o düşünüyor ve bizi idare ediyor.
Peyami Safa

MİLLET(LER)
Bir millet mevcudiyeti ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün kuvayi fikriye ve maddisiyle alakadar olmazsa, bir millet kendi kuvvetine istinaden mevcudiyet ve istiklalini temin etmezse şunu, bunu baziçesi olmaktan kurtulamaz.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir.
Mustafa Kemal Atatürk

Bugünkü Türk milleti siyasî ve içtimaî camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkeslik fikri ve hatta Lâzlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış adlandırmalar, -birkaç, düşman âleti mürteci, beyinsizden başka – hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir yapmamıştır. Çünkü bu millet fertleri de umum Türk camiası gibi aynı müşterek maziye, tarihe, ahlâka, hukuka sahip bulunuyorlar.

Milletlerinize, benden, hararetli muhabbetler, samimi dostluklar götürünüz. Sizi ve sizin asil milletlerinizi hürmetle bir daha selamlarım.
Mustafa Kemal Atatürk, 1931, Balkan Konferansı Üyeleriyle Konuşma

Dünyada şimdiye kadar, başka başka milletlerin ünyon (birlik) yaptıkları ve asırlarca beraber yaşadıkları, tarihte görülmüştür. Bizim kurmak istediğimiz ünyonun (birliğin) tarihte geçmiş olan ünyonların (birliklerden) çok fevkinde olmasını isteriz.
Mustafa Kemal Atatürk 27 Şubat 1938

MİRAS
İhtiyar hahambaşı Hacı-Liaçe’nin torunuydu.Dedesi ona miras olarak yerini, adını servetini bırakmıştı, ama ruhunun huzur ve sükunundan, zekasında ve zarif nüktelerinden birşey bırakmamıştı.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

MİSAFİRLİK
Gurbette misafir bir günden fazla güler yüz görmezmiş derler.
Euripides, Herakles

MUTLULUK
Son gününü görmeden, hiç kimseye mutluluğa erişmiş demeyin.
Sophokles

Olamaz anlayan, gören mes’ud.
Tevfik Fikret

Saadet ile arzu birlikte olamazlar.
Epiktetos

İnsan en fazla yetindiği zaman en mesuttur.
Mor Jokai

Bilge ve iyi olmadıkça kimse mesut olamaz.
Eflatun

Kim erdemli ve doğru ise o mutludur.
Eflatun

Hayatta hiçbir büyük saadet felaketsiz gelmez.
Sophokles

En büyük saadetin bile peşinde ve izinde bir gölge, hoşa gitmeyen bir “amma ya?” dolaşır.
Mikszath

Dengin dengini bulmasıdır
En büyük mutluluk dünyada
Aeschylus

Akıllı, dürüst ve insaflı olmadan mutlu yaşanmayacağı gibi mutlu olmadan da akıllı, dürüst ve insaflı olunamaz.
Epikuros

Büyük servet sahibi olan kişi, yalnız günlük ihtiyacına yetecek mala sahip olandan daha çok mutluluğa yakın değildir.
Herodotus

Mutludur denizdeyken kopan fırtınadan kurtulan, limana varan… Mutludur acıları yenen.
Euripides, Bakkhai

Sayısızdır insanlar için ümitler. Bazıları getirirler beklenen mutluluğu, bazıları aldatırlar insanı. Bugününü kim ki neşeyle yaşar, mutludur o, mutlu.
Euripides, Bakkhai

Doğru insanların ocaklarında mutluluğun çocukları daima güzel olur.
Aiskhylos, Agamemnon

İnsan için en iyisi hayatı olabildiği kadar çok neşeyle ve olabildiği kadar az sıkıntıyla geçirmektir.

İnsanın kendi hayatını daha kötü durumda olanlannkiyle karşılaştırarak ruh ferahlığı duyması ve onların çektiklerine bakıp, onlardan daha iyi duruma ve işe sahip olduğunu düşünerek kendini mutlu sayması gerekir.
Demokritos

Felaketler herkes için aynıdır. Hayat bir çark, mutluluk ise değişkendir.
Pbokylides, Gnomai

Sahip olmadıklarından acı duymayan, sahip olduklarından sevinç duyan kişi mutludur…
Demokritos

Özellikle mutluyken kibirli olma.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

İnsan bir defa mutsuz doğmaya görsün hele, hayatı acı yas içinde geçmekle kalmaz, peşini bırakmaz yaşamın o sert sillesi, ölümden sonra bile.
Phaidros

İnsanlar arasında hiç kimse yoktur ki hayatının sonuna kadar mesut ve bahtiyar yaşamış olsun. Zira dünyada dert
siz insan yoktur.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Acı ve haz doğal olarak fışkıran iki pınar gibidir: bunlardan gerektiği yerde, gerektiği zaman, gerektiği kadar alan, devlet olsun, birey olsun, her canlı varlık mutlu olur, buna karşılık bilinçsizce ve zamansız alan, mutsuz yaşar.
Platon, Nomoi

Akıllı, namuslu ve adil olmadıkça mutlu yaşamak mümkün değildir ve mutlu olmadıkça akıllı, namuslu ve adil olmanın yolu yoktur. Bu şartlardan birini yerine getirmeyen, mesela akıllı bir halde yaşamayan kimse namuslu ve adil olsa da mutlu olarak yaşayamaz.
Epikuros

Son gün gelmeden hayatın ne olduğu bilinmez. İnsan, ömrünün sonuna kadar dert görmediyse ancak o zaman mutlu olmuş sayılır.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Ey mutluluğu bulanlar Ölmeden önce, mutlu olduğunuzu sanmayın…
Euripides, Troades

Her yenilgin, eğer sükunetle kabul edersen, bir zafere dönüşecektir. Sürekli çıkar peşinde koşanlar her zaman kaybederler. Birçok insanın yaşamı büyük bir acı içinde sona erer; çünkü Dünya, bazen kendisine ait olan bedendeki mutluluk ve mutsuzluk dengesini son anlarda yeniden oluşturur. Aşırı mutlu olanlar ve aşırı üzüntü duyanlar, delilerdir. Bir sonraki gün onları şaşırtır.
Miro Gavran, Clara

Mutludur Tanrım, ümit edenler, çünkü ümitleri boşa çıkmaz.
Mutludur Tanrım,geçmişi geçmiş, şimdiyi şimdi, geleceği gelecek bilenler, çünkü onların hayatı su gibi akar.
Mutludur Tanrım, gece düş group sabah, gece düşlerini anımsayanlar, çünkü sevinç içindedirler.
Mutludur Tanrım, gündüzün gece gittikleri yeri anımsayanlar, çünkü gündüz de onlarındır gece de.
Mutludur Tanrım, gündüzün gece geçtikleri yolları anımsayanlar, çünkü gün ışığı onlarındır.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

Herhangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey kendisi için değil, kendisinden sonar gelecekler için çalışmaktır…Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin varlığı, şerefi ve saadeti için çalışmakla bulunabilir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937

MUTSUZLUK
Mutsuzluğun ulağı olmak da ayrıca mutsuzluk.
Aeschylus
Hayal gücünü kontrol et-mutsuzluğunun kaynağı onun uçsuz bucaksızlığında gizlidir. İyi insan da kötü insan da Dünya’ nın zenginliklerine tanıklık ederek aynı yolda yürürler. Eğer gerçeklere ulaşmak istiyorsan senin de gördüklerine inanmaman gerekir. Ve eğer ne işine yarayacağını bilmiyorsan gerçeğin ardına düşme.
Miro Gavran, Clara

Ruhumu kirleten mutsuzluk olacaktır.
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

MÜZİK
Saz çalmayan tel kadrini ne bilir.
Karacaoğlan

O zaman buradan 10 km.kadar mesafede bulunan küçük manastır, gürültü patırtı, araba takırtıları, at şakırtıları ve gayda sesleriyle uğuldamaya başlıyor. Sabahtan itibaren kasaba boşalıyor. Orada ise kurbanlar kaynatılıyor, sofralar kuruluyor, halay çekiliyor ve şarkılar söyleniyor.
Konstantin Konstantinov, Kasaba

NEFES
Aklı olan korkmak gerek
Nefs elinden, hırs elinden.
Yunus Emre

Nefse uyan Hak’ka uymuş değildir.
Pir Sultan Abdal

Nefstir seni yolda koyan,
Yolda kalır nefse uyan.
Yunus Emre

Yapacağın işte nefsinle meşveret etmek ve ne derse aksini yapmak kemaldir.
Mevlana

Acelecilikten vazgeç, sabırsızlığa ve yükümlülüklere diren, nefesini düzenlemeyi öğren, hareketlerini bu düzene uydur. Zaman bulduğunda, hayvanları gözlemle: onların sakinliğini taklit et ve seni bekleyen görevlerle korkusuzca yüzleş.
Miro Gavran, Clara

NEFRET
Kızgın olduğum anlarda, bazen nefretle karşılık vermeye kalkıyordum. Fakat nefret denen duyguyu bir türlü hazmedemiyordum. Böyle olduğu için Allah’ıma şükrediyorum.
Meşa Selimoviç

NİMET
Basit insanlar sahip oldukları nimetin kıymetini, elden çıkmadıkça bilmezler.
Sophokles

Her nimetin bir gamı vardır.
Mevlana

Dünya nimetleri insanı ruha ait zenginliklerden uzaklaştırır.
Mikszath

OĞUL
Oğluna çıkmadığı yolculukları, yaşamadığı kentleri anlatma, seni ne doğru ne de yanlış anlar. Onu hayata hazırlamaya kalkışma; çünkü hayatın kendisinin ona ne hazırladığını bilmiyorsun. Ona mutluluktan ya da mutsuzluktan söz etme; çünkü bu sözcükler ona farklı bir mutluluk ve mutsuzluk anlatır. Sevginle ona köstek olma ve onun kaderini belirlemeye kalkışma, sen yalnızca bir insansın. Kendini onu kaybedeceğin gerçeğine alıştır; çünkü tüm oğullar Dünya’ ya aittir.
Miro Gavran, Clara

ORDU
Ancak halkın ordusu olduğumuzda ve insanlar bizden korkmadığında m uzaffer olabiliriz.İnsanları tehdit eden bir ordu perişandır. Muzaffer olamaz.Bugün, bütün gücümüz halkımızdan gelmektedir.Biz halka aitiz, gücümüzü onlardan alıyoruz. Yiyeceğimizi ve içeceğimizi tıpkı bir bitki gibi onlar bize veriyorlar.
Aliya İzzetbegoviç

Teğmen her zamanki gibi nazik, sakin ve sessiz ortaya çıktı. Okolişte’den inen yokuşu bir toz bulutu kaplamıştı. XIX .yüzyılda artık Osmanlı İmparatorluğunun gerileme devrinde doğmuş ve İmparatorluğun uzak bir köşesinde ödev almış olan bu adamlar, gerçek bir ordunun, düzenli, teşkilatlı, kuvvetli bir ordununne olduğunu bilmiyorlardı.Şimdiye kadar bütün gördükleri, fena giydirilmiş, fena donatılmış, düzgün para almayan Padişah Ordusu’nun düzensiz birliklerindenibaretti. Kendine güvenen muzaffer, parlak bir ordunun ne olduğunu ilk defa görüyorlardı. Bunun karşısında gözleri kamaşıyor, dilleri tutuluyordu. Atların koşumuna, askeri üniformaların düğmelerine bir göz atmak yeterdi. Pırıl pırıl elbiseleri, içindeki bu süvariavcı bölüğününü arkasında büyük ve güçlü bir ülke, sağlam bir düzen ve zenginlik hissediliyordu.. Bunun verdiği şaşkınlık çok büyük, etkisi çok derin oldu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

ORMANLAR
Ormanlar var oldukça, elbette böyle olacak. Ormanda tüm kuşların ve hayvanların sesleri vardır. Bitkilerin her türlü kokusu ve renkleri. Kaynakların şırıltısı, yaprakların hışırtısı. Ormanda yaşam vardır, tazelik vardır., ilerlemiş yaşını duymazsın ormanda. Bu yüzden orda her şey sevimlidir, iyi arkadaştır. Yıldırım da, rüzgar da. Yağmur da, güneş de. Hatta yıldırımlara bile daha kolaylıkla dayanır insan.
Hivzi Süleymani, Kızgın Bulut

OT
Alelade otlar, iki ay içinde yetişir. Fakat kırmızı gül, ancak bir yılda yetişir, gül verir.
Mevlana

ÖC ALMA
Kolay eriyen buza benzer kadının hıncı
Ovidius

ÖFKEAnlamıyor musun Prometheus, öfke hastalığına iyi gelen sözler vardır, ancak yüreğin ne zaman yumuşayacağını bilmek şartıyla. Kaynayan bir öfkenin üstüne gidilmez.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

Öfkeni tut, çünkü öfkenin aklı mantığı yoktur.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Çabucak öfkeye kapılanların sonu kötüdür.
Euripides, [Anthologia Stobaiou)

Şiddetli öfke ve sağduyu eksikliği çok kişiyi mahvetmiştir.
Euripides, [Anthologia Stobaiou)

Gerçekten haklı olanların öfkelenmemeleri gerekir.
Euripides, Bakkhai

Sakın öfkeye kapılarak gerçeklere sırtını dönme.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

ÖĞRETMEN
Dünyanın her tarafında muallimler insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdırlar.
Mustafa Kemal Atatürk, 1923

ÖĞÜT
Kötü öğüdün en çok öğüt verenedir zararı.
Hesiodos

Başı dertte olmayana kolay gelir dertliye akıl öğretmek.?
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

En tatlı şeyleri değil, en doğru şeyleri öğütle…
Solon, (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton kudokimon Philosophon

Kendini koruma da, akıl ver başkalarına, olacak budalalık mı bu?…
Phaidros, I

Ancak gerçekten bildiğin şeyler üzerinde iyi öğütler verebilirsin.
Platon, Alkibiades

Bir konu üzerinde öğüt vermek bilenin işidir, zenginin değil, değil mi?.
Platon, Alkibiades

Bazı insanlar… öğüt istenince, ne düşündüklerini söylemeyip, öğüdü isteyenin nasıl bir cevaptan hoşlandığını anlamaya çalışarak, duygularının tersini söylerler.
Platon, Lakhes

ÖLÇÜ
Aşırı olan hiçbir şeyi yapma.
Sophokles, Antigone

Ölçülü ol, neyi ne zaman yapacağını bil.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Her şeyde orta yolu takip etmek gerekir.
Plutarkhos, Moralia

Aşırı olan hiçbir şey insanı mutlu etmez.
Euripides, Medeia

Ölçüyle seni üzmeyecek olan şeyleri kastediyorum.
Pythagoras, Khrysa Epe

Kendine hakim olmamak zararlıdır. Ölçülü ol.
Miletos’lu Thales

Ölçü aşılırsa en hoş şey bile en hoşa gitmeyen şeye dönüşebilir…
Demokritos

Kendine hakim olmayı başarabilmek çok büyük bir güç ve zenginliktir…
Pythagoras, (Anthologia Stobaiou)

Ölçü bir yana bırakılıp, küçük gemiye büyük yelken, ufak tefek bedene fazla yiyecek ve kaldıramayacak adama büyük yetki verilirse, hepsi altüst olur.
Platon, Nomoi

Aşırı gülmeyi ve gözyaşını bastırmak gerekir, her insan bunu herkese öğütlemelidir; kişi sevincini ve üzüntüsünü gizleyerek saygın bir davranış içinde olmaya çalışmalıdır.
Platon, Nomoi

ÖLÜM
Varsın her şey sırasına gore olsun; hayat da, ölüm de; hayat kötülüksüz, ölüm acısız olsun. Ölüm korkunç değildir;onca insanı ölürken gördüm; derince bir uykuya dalıp bir daha uyanmıyorlar sadece. Korkunç olan ölüm korkusudur.; fakat ölümün ne olduğunu görünce, Tanrı olmak arzusundan vazgeçince ve ölümlü bir insane olmakla yetinince, her şey rayına oturuverir. Sonra, düşü bekler gibi, ölümün gelmesini beklersin sakin sakin; ertesi sabah uyanmayacak olmak seni üzmez artık.
Meşa Selimoviç

Ölüm karşısındaki o metanet, kendini koyvermemiş olmanın o zaferi bütün sabah sürmüştü; duanın verdiği güç sayesinde azmini korumuş, bağırsaklarıyla karın boşluğunun – azmin iradesine ihanet eden o alçakların – ödlekçe tepkilerini dişlerini sıkarak bastırmıştı; erkeklik haysiyetini şanlı aile geçmişinini anılarıyla perçinliyordu. Dolayısıyla, son isteğiniz nedir, diye sorduklarında, bir bardak su yerine, içinin ateş gibi yanıyor olmasına rağmen bir sigara istemişti; nasıl ki, vaktiyle atalarından biri, hani bir parça tütün istemiş, tütünü ağzının içinde güzelce çiğneyip cellatın yüzüne tükürmüşse öyle.

Yadsınamayan tek şey ölümdür.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

Ölüm kimi kez yatağın yanında, kimi kez içinde bir yerlerde, bağrında, ciğerlerinde, alev alev yanan beyninde hazır duruyordu.
Ama orada, o sabah, neden ve nasıl olduğunu bilmediğimiz bir sakinlik çökmüştü üzerine. Kabul edilemez olanı kabullenmişti: Kendisi için her şeyin sona erdiğini artık günlerinin saatlerinin sayılı olduğunu. Yaşamının bilançosunu yapmaya, onu başkalarının gördüğü gibi görmeye çalışıyor ve için için gülümsüyordu. Yaşamını yalnızlık, fedakarlık ve çalışmayla doldurmuş, artık ölüyordu; İnsanların çabaları bize hep aynı şeyi, yani insanların eserlerinin anlamını oluşturan yasa, ölçü, düzen ve fedakarlığın, bu dünyada var olduğunu öğretmektedir. Güzel ve büyük ne yaratıldıysa kan ya da alın teri ve de sessizlik içinde yaratılmıştır. Bunu kim söylemişti? Bir yerde mi okumuş, yoksa daha eskilerde kendisi mi yazmıştı. Şimdi, ama ancak şimdi, bu düşünceyi avutucu bulmasa da en azından doğru buluyordu.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Ölüm , beklerken değil hiç ummadığın zamanda gelir.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

İnsan, ne idraksiz mahluktur! Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de, kendinin öleceğine inanmak istemez.
Namık Kemal

Ölmek, ölümü düşünmekten çok daha kolaydır.
Peyami Safa

Sevilen bir kimsenin ölümünde, en çok korkulacak taraf, onun ölümü değil, bizim çabuk teselli buluşumuzdur.
Montherant

Ölüm, herkesi eşit kılar.
Seneca

Ölüm, daima gözünün önünde olsun. O zaman asla adi endişelere düşmezsin ve hiçbir şeyi fazla coşkunlukla arzu etmezsin.
Epiktetos

Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa
Yakasız gömleğe sarılır bir gün.
Karacaoğlan

Ölüm hepimizin yazgısıdır; kader ölüm döşeğine serince inşanı, tanrılar bile uzaklaştımaz uğursuz ölümü ondan.
Homeros, Odysseia

Bu cesur yürek neye yaradı, uzaklaştırabildi mi ondan kara Ölümü?
Homeros, Odysseia

Ölmüşleri şanslı oldukları için öv.
Sparta’lı Khilon

Ölü olan dertleri unutur, gözyaşı dökmez.
Euripides, Troades

Ölülerin süsü, büyük başarılarının parlaklığıdır.
Euripides, Herakles

Şanlı bir ölümle ölmek, insanlar için tanrıların bir lûtfudur.
Aiskhylos, Agamemnon

Beni vakitsiz öldürme. Zira günışığını seyretmeli pek tatlı. Beni kara toprağı görmeye zorlama.
Euripides, Iphigeneia he enAulidi

Ölüm yaklaştığında kimse ölmek istemez.
Euripides, Alkestis

Doğanlar hem yaşamayı hem de ölümü kabullenirler ve arkalarında çocuklar bırakırlar; böylece ölüm yeniden doğar.
Herakleitos,

Doğum nasılsa ölüm de öyledir. Ruhun bedenle birleşmesi hiçbir şekilde bedenden ayrılmasından daha mükemmel değildir.
Platon, Nomoi

Aslında insanlar hiç ummadıkları ve geleceğine inanmadıkları ölümü beklerler.
Herakleitos,

Ölüm, sürgün ve bunlara benzeyen korkunç görünen şeyler; özellikle ölüm her vakit gözünün önünde olsun. O zaman aşağılık kaygılara düşmezsin ve hiçbir şeyi coşkunlukla istemezsin.
Epiktetos

Saati gelince öleceğim. Ama kendisine verileni geri veren bir adam gibi öleceğim.
Epiktetos

Biliyorum ki her doğan ölür, bu bilinen bir kanundur. Demek ki ölmem gerekiyor. Ben süresiz değilim. Ben bir insanım; saat günün bir parçası olduğu gibi, ben de bütünün bir parçasıyım. Saat gelir ve geçer. Ben de gelir ve geçerim. Geçip gitme şekli önemli değildir.
Epiktetos

Başaklar niye sürer? Yetişmek ve sonra yetişince biçilmek için değil mi? Çünkü onları kutlu şeylermiş gibi sap farı üzerinde bırakmazlar. Başakların duygulan olsaydı biçilmemek dileğinde bulunacaklarını sanıyor musun? Elbette hayır. Aksine biçilmemeyi bir felaket sayacaklardı. İnsanlar için de bu böyledir. Ölmemek insanlar için bir felakettir, Başak için sararıp olgunlaşmak ve biçilmemek ne ise insanoğlu için de ölmemek odur.
Epiktetos

Ölüme dertlerin en korkuncu gözü ile bakmaya gerek yoktur; çünkü biz yaşadıkça ölüm yoktur, ölüm gelince de artık biz yokuz. Ölüm ne yaşayanlar için, ne de ölüler için vardır. Çünkü birincilerle bir münasebeti yoktur. Çıka geldiği zaman ise ikinciler yoktur. Hal böyle iken zaman olur, bir çok kimseler ölümden en büyük fenalıktan kaçar gibi kaçarlar, sonra zaman olur ölümü acılarına bir son olması için ararlar.
Epikuros

Herkes için ve her yerde en güzel şey varlıklı ve sağlıklı olmak,yaşlılık yıllarına erişebilmek, ölmüş ana babasına
güzel bir ölüm töreni sağlayabildikten sonra kendi çocukları tarafından göz kamaştırıcı bir törenle gömülmektir.
Platon, Hippias Meizon

Tanrılar kimi severse o genç ölür.
Menandros, Fragman

Otuz sekiz kulaçta yatan kuzu gibi stavritleri balıkhaneye gönderen balıkçının hiç kimsesi yoktu. Kafayı tütsülerdi, sandalında yatardı. Bir sabah, güzel bir kış sabahı istakoz ağlarını çekmek üzere sandalına atladı. Öğleye doğru bu motor sularda iki tarafına sarhoş sarhoş sallanan sandalda balıkçıyı ağın yarısı elinde baygın buldu. Gözlerini açtı. balıkçı,
– Bu dünya kime kalmış ki balıkçıya kalsın -dedi. Gözünü kapadı. Elbetteki bir daha açmamak üzere.

Biliyorum ki bugün kafalarımızda sert rüzgarlar kara bulutlarıyla durmadan estiği zaman deniz kıyılarına hep sert balıklar gelecek. Lodoslarin gevşetemediğii etleriyle bu sert balıklar, balikçıya gözlerini kapatırken hep birden, tütün gibi, tatlı, sert şarkılar söyliyecekler. Balıkçı belki ölürken içinde bir şeyler söylemek bir şeyler söylememek, duymamak, duyurmamak, bir iş bitirmemek gibi şeyler bulunan garip lâfından cayacak. Eskiden kral öldüğü zaman bağırdıkları gibi bir balıkçı yaşadı, Öldü, yaşasın öteki balıkçılar! diyecek.
Sait Faik Abasıyanık, Balıkçının Ölümü

ÖMÜR
Babam hakkında mümkün olduğu kadar çok şey kaydedebilmek için elimi çabuk tutmuştum;ümitsizlik anlarımda, onun ömrünün boşa geçmediğine, her ömre, her acıya, her varoluşa değer veren, bunları kaydeden insanların dünyada hala bulunduğuna dair elimde bir delil olsun diye.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

Yaşim kırk. İnsan ömrünün en kötü çağı bu. Arzulayabilmek için henüz genç, arzuladıklarımızı gerçekleştirebilmek için ise yaşlanmış sayılırız. Böyle olunca da bizi güçlü kılacak alışkanlık ve güven duygusunu meydana getiren içtepilerimiz sönüyor. Bense daha çok önceleri bünyemin hızla gelişip serpildiği, bütün yolların güzel, bunalımların gerçek kadar faydalı olduğu çağda yapmam gerekeni henüz yapıyorum.
Meşa Selimoviç

ÖVGÜ
Övme, asıl fikirlerini gizleyenlerin söyledikleri bir yalandır.
Eflatun

İnsan oğlunun hiçbir icadı para kadar fesat verici değildir.
Sophokles

Hiçbir menfaati adaletten üstün saymayan insanlar övgüye layıktırlar.
Demosthenes, (Ânthologia Stobaiou)

Kendini hiçbir zaman övme.
Menândros, Gnomai Monostikhoi

Değersiz kişi caka satıp ünüyle, bilmeyenleri aldatır ama bilenlere gülünç eder kendini, maskara olur.
Phaidros

Yalan yanlış övülmeye bayılan çeker cezasını, pişman olur, utanır.
Phaidros

Sana övgüler yağdırdıkları zamandan çok seni eleştirdikleri zaman sevin.
Pythagoras, (Ânthologia Stobaiou)

Zenginlik düpedüz düşmandır onurlu insana; zengin bir kasa yok eder çünkü gerçek övgüleri,
Phaidros

Ah! Ne yapsam da seni överken lüzumundan fazla söz söylemesem, yahut da, kâfi derecede methetmeyip, teveccühünü kaybetmesem! Zira övülen doğru insanlar fazla övülecek olurlarsa, kendilerini methedenlerden… nefret ederler…
Euripides, Iphigeneia he en Aulİdi

ÖZGÜRLÜK
Tanrı herkesi özgür bırakmıştır, doğa hiç kimseyi köleleştirmez.
Alkidamas, (Aristoteles, Peri Rhetorikes, A, )

Şunu bil ki senin köleliğinle değiştirmem benim başıma gelen belalar belasını.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

Özgürken köle haline geliyorlarsa yeterince ceza alıyorlar demektir.
Ksenophon, Anabasis

Ömrümüzü biraz uzatalım diye şu konağa leke süren egemenlerin önünde diz mi çökelim?. Uranlığa boyun eğmektense ecel şerbetini içmek daha hayırlıdır.
Aiskhylos, Agamemnon

Özgür ölebilecekken kendi rızanla hiçbir zaman köle olma.
Euripides, Arkhelaost Fragman

Mutluluğun temeli özgürlük, özgürlüğün temeli ise yiğitliktir.
Thukydides, Historia

Kendini kendisine kabul ettiremeyen hiç kimse özgür değildir.
Pythagoras, [Anthologia Stobaiou)

Mecburiyete boyun eğmek insanlara ağır gelir.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz,1927.
Mustafa Kemal Atatürk

Hürriyet Türk’ün hayatıdır , 1930.
Mustafa Kemal Atatürk

PARA
PATİKALAR

PARA
Para, çok kimseye kötü yollar öğretir.
Plautus

Her para kazanan, para yığınını hudutsuz çoğaltmak ister.
Aristoteles

Mevkilerini para ile satın alan kimseler, masraflarını geri almak yoluna düşerler.
Aristoteles

Para vererek ölümden, ağır hastalıklardan, yaklaşan ağrılı yaşlılıktan kurtulamaz.
Solon

Bir insan için, dostlarından çok parasına bağlıdır diye bilinmekten daha utandırıcı şey acı olur mu?
Eflatun

İnsan doğasında bizi günahkar olmaya zorlayan birçok farklı eğilim vardır; fakat kazanç hırsı bunların içinde en güçlü olanıdır.
Pausanias, Periegesis tes Hellados,W
Duyduğuma göre Selemnos Nehfi’nin suyu sevgi konusunda kutsal bir ilaç gibi faydalıymış ve bu nehirde yıkanmak unutulmuş sevgiyi geri getiriyormuş. Eğer bu öykü doğru ise Selemnosfun suyu insanlar için paradan çok daha değerlidir.
Pausanias, Periegesis tes Hellados, VII

Doymak bilmeyen servet arzusu, insanı zengin olmak niyetindeyse, uygun veya uygunsuz her türlü marifet ve kurnazlığa cüret ettirir.
Platon, Nomoi

Bir parayı az ya da çok yapan şey miktarı değil, o parayı toplayan ve harcayan adamın yetenekleridir.
Ksenophon, Anabasis

Paranın sağladığı yarar onu değerlendirir, sonuçta onu elde etmek hırsını doğurur. Devlet işlerinde paraya değer verildiğini görürken bireysel işlerde ona gereksiz bir şey olarak bakılamaz. Kamusal işlerde bu kadar önem verilen ve istenen paranın kişi için hiç işe yaramadığına inanmak olanaksızdır.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros-Sulla), XXI.

Ruhun ölümsüz olduğunu; vücuttan kurtulunca sorguya çekileceğini; büyük cezalara çarptırılacağını bildiren o eski kutsal geleneklere inanmalıyız… Zenginlik peşinde koşan, ruhtan yana fakir olan bir kimse böyle sözleri dinlemez; dinlese, aklı sıra alay etmek içindir; kendine yiyecek, içecek bulmak ve insanı köle eden, adım yanlış olarak Aphrodite’den alan, o şerefsiz zevklerini doyurmak için hiç utanmadan, tıpkı yırtıcı bir hayvan gibi oraya; buraya saldırır. O, eylemlerinin dinsizliğini, cinayetlerinin getireceği kötülüğü göremeyen bir kördür. Bu dinsizliğini, yeryüzünde ve sonra yer altında olan o bin bir sefaletle dolu, yüz kızartıcı yolculuğunda hep beraberinde sürükler.
Platon, Epistolai

Görüyorum ki, kişilerin, hatta kralların, zenginlikleri ne kadar geniş ve ölçüsüz olursa, zenginlerin zararlı ve insanı alçaltan zevklerini paylaşmaya hazır, o kadar dalkavuk, o kadar korkunç iftiracılar türüyor; zenginliğin ve iktidarın başka nimetlerinin doğurduğu en büyük kötülük de işte budur.
Platon, Epistolai

Göz önünde tutmanız gereken üç şey ruh, vücut ve sonra zenginlik olduğuna göre, en fazla ruhun erdemine, ikinci olarak bundan daha aşağı olan vücudun erdemine (güzelliğine), üçüncü ve son olarak da, ruh ve vücuda hizmet etmesi gereken zenginliğe değer verin… Zenginlere bahtlı demek, özünde uğursuz bir deyimdir; kadın ve çocukların kullandığı akılsız bir deyimdir ve ona inanan kimseleri de akılsız eder.
Platon, EpistoM

Masraf yerinde yapılmalı, zamanında ödenmelidir; bu, her bakımdan, hele insanların zenginliklerini idare etmeleri bakımından çok önemlidir.
Platon, Epistolai

Kazanılmış mallara karşı akıllıca bir sakınganlık gösterilse, bunların bir kısmı iyi niyetle harcansa… malla dopdolu olan bir konak büsbütün batmaz; tıpkı safra atan bir teknenin batmadığı gibi.
Aiskhylos, Agamemnon

Az üstüne az koyar, koydukça da koyarsan, o az dediğin çok olabilir. Varına ekleyen açlıktan ölmez.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Yok olmaktan kurtuluş yoktur: Mal bolluğundan başı dönüp doğruluğun kutsal tapınağını tekmeleyenler için.
Aiskhylos, Agamemnon

Doğruluk ışığı, bacası az tüten evlerde parıldar ve temiz geçen hayata şeref verir. Ama kirli ellerin hüküm sürdüğü yaldız döşemeli konaklarda doğruluk gözlerini çevirir… şöhretinin sahte nişanı olan altına saygı göstermez…
Aiskhylos, Agamemnon

Hiçbir kazanç erdem kadar kalıcı ve saygın değildir.
Isokrates, Pros Demonikon

Bir insan, serveti erdemle birleştirirse, o servet işte o zaman gerçekten büyük bir güçtür.
Pindaros, Pythionikai V

Servet iyilikten çok kötülüğün hizmetçisidir.
Isokrates, Pros Demonikon

Servet pek çok kötülüğün örtüsüdür.
Menandros, Fragman

Servete sahipsen elini fakirlere uzat.
Phokylides, Gnomai

Cimrilerin serveti, hiçbir canlı varlığı mutlu etmeyen batmış güneş gibidir.
Sokrates, (Anthologia Stobaiou)
Kör zenginlik senin ne dünyada, ne karada ne de denizde değil, tersine, Tartaros’la Akheron’da olman gerekirdi. Çünkü insanların felaketlerinden sen sorumlusun.
Timokreon, Fragman

Nasıl ki zenginken yoksullaşmak hiç zengin olmamaktan daha üzücüyse ve kralken basit bir yurttaş olmak hiç kral olmamaktan daha acıklıysa, fethettiğin yeri elinde tutamamak da onu hiç fethetmemiş olmaktan daha büyük bir utanç kaynağıdır.
Ksenophon, Anabasis

Fakirliğe namusuyla katlanabilmek, sağduyulu, aklı başında insanların özelliğidir.
Demokritos, (Anthologia Stobaiou)

Düzenbaz kefil yaparsa utanmaz kişileri, niyeti borç ödemek değil, bizi aldatmaktır.
Phaidros, I

Bugüne dek sahip olduğu şeylerin hiçbirinden memnun olmayan çok zengin bir insanı asla kıskanmadım. Servet, tıpkı kötü bir doktorun bizi sağlam gözlerimizle teslim aldıktan sonra kör etmesine benzer.
Antiphanes, Anthologia Stobaiou),

Fukara adam güvenlik içinde yaşar, büyük zenginlikse hep karşı karşıyadır tehlikelerle.
Phaidros

Bir insanın ne kadar genişse toprağı malı, endişesi, tasası da o kadar büyük olur.
Phaidros, Appendiz Perottina, A

İnsanlar arasında fakir olanlar, nüfuzlu ve zengin olanlara, tanrı gözüyle bakarlar.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Unutmamak gerekir ki altın arayanlar çok toprak kazarlar ama çok az altın bulabilirler.
Herakleitos

Servetinin bir parçasını kaybettim Bunu avunamayacağın bir kayıp sayıyorsun. Ama sözüne bağlılığı, temizliği, alçak gönüllülüğü bıraktığın vakit bir şey kaybettiğini sanmıyorsun. Oysa ki, serveti kaybettiren irademizin elinde olmayan yabancı bir kuvvettir. Onlardan yoksun olmak ya da onları kaybetmek utanılacak bir şey değildir. İç zenginliğimize gelince, onu ancak kendi yanlışımız yüzünden kaybederiz. İç zenginliği olmamak ayıp ve acı bir şey olduğu gibi, var iken kaybetmek ise çok daha ayıp ve çok daha acıdır.
Epiktetos

İnsanın doğuşundan beraber getirmediği hiçbir şey asıl malı sayılmaz; her insan çıplak gelir, çıplak gider.
Aisopos

Para o zamana kadar görülmemiş bir bolluk taze bir kan gibi memlekette dolaşmaya başladı. En önemlisi de genel bir biçimde, hiç çekinmeden açıkça dolaşmasıydı.
Heyecan yaratmaktan geri kalmayan bu altın, gümüş ve kağıt para akımının ateşinde herkes ellerini ısıtabiliyor, hiç olmazsa gözlerini doyuruyordu. Çünkü en fakir insanda bile sefaletini geçici olduğu hayalini doğuruyor ve bu hayal ona bu sefalete katlanmak gücünü veriyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

PATİKALAR
Siz istediğinizi yapın, ben bunu seviyorum ve patikalar yapmaya devam edeceğim. Düşünsenize, ormanlara girdiğinizde her tarafı çalı dolu ve etrafınız kayalık, sonra emek verip burada bir yol yapıyorsunuz v e bıu yoldan bir insan geçiyor!…Canlılar geçiyor bir kişi, iki kişi…Bunu sadece kendim için yapıyorum para için değil!…Örneğin o gün bir delikanlı ile kız arkadaşı geçiyordsu. Patikayı temizlediğimi görünce:- Temizleyin ama çok ileri gitmeyin sonra bazı yaşlılar bu güzel yolda durup bizi seyredebiliyorlar!…-Yani yaşlıların onları görmelerini istemiyorlar., hem demek istedikleri ben öyle her yeri temizlersem gençlerin saklanacağı yer kalmaz.-
Nikolay Haytov, Patikalar

PARA
PATİKALAR

PARA
Para, çok kimseye kötü yollar öğretir.
Plautus

Her para kazanan, para yığınını hudutsuz çoğaltmak ister.
Aristoteles

Mevkilerini para ile satın alan kimseler, masraflarını geri almak yoluna düşerler.
Aristoteles

Para vererek ölümden, ağır hastalıklardan, yaklaşan ağrılı yaşlılıktan kurtulamaz.
Solon

Bir insan için, dostlarından çok parasına bağlıdır diye bilinmekten daha utandırıcı şey acı olur mu?
Eflatun

İnsan doğasında bizi günahkar olmaya zorlayan birçok farklı eğilim vardır; fakat kazanç hırsı bunların içinde en güçlü olanıdır.
Pausanias, Periegesis tes Hellados,W
Duyduğuma göre Selemnos Nehfi’nin suyu sevgi konusunda kutsal bir ilaç gibi faydalıymış ve bu nehirde yıkanmak unutulmuş sevgiyi geri getiriyormuş. Eğer bu öykü doğru ise Selemnosfun suyu insanlar için paradan çok daha değerlidir.
Pausanias, Periegesis tes Hellados, VII

Doymak bilmeyen servet arzusu, insanı zengin olmak niyetindeyse, uygun veya uygunsuz her türlü marifet ve kurnazlığa cüret ettirir.
Platon, Nomoi

Bir parayı az ya da çok yapan şey miktarı değil, o parayı toplayan ve harcayan adamın yetenekleridir.
Ksenophon, Anabasis

Paranın sağladığı yarar onu değerlendirir, sonuçta onu elde etmek hırsını doğurur. Devlet işlerinde paraya değer verildiğini görürken bireysel işlerde ona gereksiz bir şey olarak bakılamaz. Kamusal işlerde bu kadar önem verilen ve istenen paranın kişi için hiç işe yaramadığına inanmak olanaksızdır.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros-Sulla), XXI.

Ruhun ölümsüz olduğunu; vücuttan kurtulunca sorguya çekileceğini; büyük cezalara çarptırılacağını bildiren o eski kutsal geleneklere inanmalıyız… Zenginlik peşinde koşan, ruhtan yana fakir olan bir kimse böyle sözleri dinlemez; dinlese, aklı sıra alay etmek içindir; kendine yiyecek, içecek bulmak ve insanı köle eden, adım yanlış olarak Aphrodite’den alan, o şerefsiz zevklerini doyurmak için hiç utanmadan, tıpkı yırtıcı bir hayvan gibi oraya; buraya saldırır. O, eylemlerinin dinsizliğini, cinayetlerinin getireceği kötülüğü göremeyen bir kördür. Bu dinsizliğini, yeryüzünde ve sonra yer altında olan o bin bir sefaletle dolu, yüz kızartıcı yolculuğunda hep beraberinde sürükler.
Platon, Epistolai

Görüyorum ki, kişilerin, hatta kralların, zenginlikleri ne kadar geniş ve ölçüsüz olursa, zenginlerin zararlı ve insanı alçaltan zevklerini paylaşmaya hazır, o kadar dalkavuk, o kadar korkunç iftiracılar türüyor; zenginliğin ve iktidarın başka nimetlerinin doğurduğu en büyük kötülük de işte budur.
Platon, Epistolai

Göz önünde tutmanız gereken üç şey ruh, vücut ve sonra zenginlik olduğuna göre, en fazla ruhun erdemine, ikinci olarak bundan daha aşağı olan vücudun erdemine (güzelliğine), üçüncü ve son olarak da, ruh ve vücuda hizmet etmesi gereken zenginliğe değer verin… Zenginlere bahtlı demek, özünde uğursuz bir deyimdir; kadın ve çocukların kullandığı akılsız bir deyimdir ve ona inanan kimseleri de akılsız eder.
Platon, EpistoM

Masraf yerinde yapılmalı, zamanında ödenmelidir; bu, her bakımdan, hele insanların zenginliklerini idare etmeleri bakımından çok önemlidir.
Platon, Epistolai

Kazanılmış mallara karşı akıllıca bir sakınganlık gösterilse, bunların bir kısmı iyi niyetle harcansa… malla dopdolu olan bir konak büsbütün batmaz; tıpkı safra atan bir teknenin batmadığı gibi.
Aiskhylos, Agamemnon

Az üstüne az koyar, koydukça da koyarsan, o az dediğin çok olabilir. Varına ekleyen açlıktan ölmez.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Yok olmaktan kurtuluş yoktur: Mal bolluğundan başı dönüp doğruluğun kutsal tapınağını tekmeleyenler için.
Aiskhylos, Agamemnon

Doğruluk ışığı, bacası az tüten evlerde parıldar ve temiz geçen hayata şeref verir. Ama kirli ellerin hüküm sürdüğü yaldız döşemeli konaklarda doğruluk gözlerini çevirir… şöhretinin sahte nişanı olan altına saygı göstermez…
Aiskhylos, Agamemnon

Hiçbir kazanç erdem kadar kalıcı ve saygın değildir.
Isokrates, Pros Demonikon

Bir insan, serveti erdemle birleştirirse, o servet işte o zaman gerçekten büyük bir güçtür.
Pindaros, Pythionikai V

Servet iyilikten çok kötülüğün hizmetçisidir.
Isokrates, Pros Demonikon

Servet pek çok kötülüğün örtüsüdür.
Menandros, Fragman

Servete sahipsen elini fakirlere uzat.
Phokylides, Gnomai

Cimrilerin serveti, hiçbir canlı varlığı mutlu etmeyen batmış güneş gibidir.
Sokrates, (Anthologia Stobaiou)
Kör zenginlik senin ne dünyada, ne karada ne de denizde değil, tersine, Tartaros’la Akheron’da olman gerekirdi. Çünkü insanların felaketlerinden sen sorumlusun.
Timokreon, Fragman

Nasıl ki zenginken yoksullaşmak hiç zengin olmamaktan daha üzücüyse ve kralken basit bir yurttaş olmak hiç kral olmamaktan daha acıklıysa, fethettiğin yeri elinde tutamamak da onu hiç fethetmemiş olmaktan daha büyük bir utanç kaynağıdır.
Ksenophon, Anabasis

Fakirliğe namusuyla katlanabilmek, sağduyulu, aklı başında insanların özelliğidir.
Demokritos, (Anthologia Stobaiou)

Düzenbaz kefil yaparsa utanmaz kişileri, niyeti borç ödemek değil, bizi aldatmaktır.
Phaidros, I

Bugüne dek sahip olduğu şeylerin hiçbirinden memnun olmayan çok zengin bir insanı asla kıskanmadım. Servet, tıpkı kötü bir doktorun bizi sağlam gözlerimizle teslim aldıktan sonra kör etmesine benzer.
Antiphanes, Anthologia Stobaiou),

Fukara adam güvenlik içinde yaşar, büyük zenginlikse hep karşı karşıyadır tehlikelerle.
Phaidros

Bir insanın ne kadar genişse toprağı malı, endişesi, tasası da o kadar büyük olur.
Phaidros, Appendiz Perottina, A

İnsanlar arasında fakir olanlar, nüfuzlu ve zengin olanlara, tanrı gözüyle bakarlar.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Unutmamak gerekir ki altın arayanlar çok toprak kazarlar ama çok az altın bulabilirler.
Herakleitos

Servetinin bir parçasını kaybettim Bunu avunamayacağın bir kayıp sayıyorsun. Ama sözüne bağlılığı, temizliği, alçak gönüllülüğü bıraktığın vakit bir şey kaybettiğini sanmıyorsun. Oysa ki, serveti kaybettiren irademizin elinde olmayan yabancı bir kuvvettir. Onlardan yoksun olmak ya da onları kaybetmek utanılacak bir şey değildir. İç zenginliğimize gelince, onu ancak kendi yanlışımız yüzünden kaybederiz. İç zenginliği olmamak ayıp ve acı bir şey olduğu gibi, var iken kaybetmek ise çok daha ayıp ve çok daha acıdır.
Epiktetos

İnsanın doğuşundan beraber getirmediği hiçbir şey asıl malı sayılmaz; her insan çıplak gelir, çıplak gider.
Aisopos

Para o zamana kadar görülmemiş bir bolluk taze bir kan gibi memlekette dolaşmaya başladı. En önemlisi de genel bir biçimde, hiç çekinmeden açıkça dolaşmasıydı.
Heyecan yaratmaktan geri kalmayan bu altın, gümüş ve kağıt para akımının ateşinde herkes ellerini ısıtabiliyor, hiç olmazsa gözlerini doyuruyordu. Çünkü en fakir insanda bile sefaletini geçici olduğu hayalini doğuruyor ve bu hayal ona bu sefalete katlanmak gücünü veriyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

PATİKALAR
Siz istediğinizi yapın, ben bunu seviyorum ve patikalar yapmaya devam edeceğim. Düşünsenize, ormanlara girdiğinizde her tarafı çalı dolu ve etrafınız kayalık, sonra emek verip burada bir yol yapıyorsunuz v e bıu yoldan bir insan geçiyor!…Canlılar geçiyor bir kişi, iki kişi…Bunu sadece kendim için yapıyorum para için değil!…Örneğin o gün bir delikanlı ile kız arkadaşı geçiyordsu. Patikayı temizlediğimi görünce:- Temizleyin ama çok ileri gitmeyin sonra bazı yaşlılar bu güzel yolda durup bizi seyredebiliyorlar!…-Yani yaşlıların onları görmelerini istemiyorlar., hem demek istedikleri ben öyle her yeri temizlersem gençlerin saklanacağı yer kalmaz.-
Nikolay Haytov, Patikalar

PARA
PATİKALAR

PARA
Para, çok kimseye kötü yollar öğretir.
Plautus

Her para kazanan, para yığınını hudutsuz çoğaltmak ister.
Aristoteles

Mevkilerini para ile satın alan kimseler, masraflarını geri almak yoluna düşerler.
Aristoteles

Para vererek ölümden, ağır hastalıklardan, yaklaşan ağrılı yaşlılıktan kurtulamaz.
Solon

Bir insan için, dostlarından çok parasına bağlıdır diye bilinmekten daha utandırıcı şey acı olur mu?
Eflatun

İnsan doğasında bizi günahkar olmaya zorlayan birçok farklı eğilim vardır; fakat kazanç hırsı bunların içinde en güçlü olanıdır.
Pausanias, Periegesis tes Hellados,W
Duyduğuma göre Selemnos Nehfi’nin suyu sevgi konusunda kutsal bir ilaç gibi faydalıymış ve bu nehirde yıkanmak unutulmuş sevgiyi geri getiriyormuş. Eğer bu öykü doğru ise Selemnosfun suyu insanlar için paradan çok daha değerlidir.
Pausanias, Periegesis tes Hellados, VII

Doymak bilmeyen servet arzusu, insanı zengin olmak niyetindeyse, uygun veya uygunsuz her türlü marifet ve kurnazlığa cüret ettirir.
Platon, Nomoi

Bir parayı az ya da çok yapan şey miktarı değil, o parayı toplayan ve harcayan adamın yetenekleridir.
Ksenophon, Anabasis

Paranın sağladığı yarar onu değerlendirir, sonuçta onu elde etmek hırsını doğurur. Devlet işlerinde paraya değer verildiğini görürken bireysel işlerde ona gereksiz bir şey olarak bakılamaz. Kamusal işlerde bu kadar önem verilen ve istenen paranın kişi için hiç işe yaramadığına inanmak olanaksızdır.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros-Sulla), XXI.

Ruhun ölümsüz olduğunu; vücuttan kurtulunca sorguya çekileceğini; büyük cezalara çarptırılacağını bildiren o eski kutsal geleneklere inanmalıyız… Zenginlik peşinde koşan, ruhtan yana fakir olan bir kimse böyle sözleri dinlemez; dinlese, aklı sıra alay etmek içindir; kendine yiyecek, içecek bulmak ve insanı köle eden, adım yanlış olarak Aphrodite’den alan, o şerefsiz zevklerini doyurmak için hiç utanmadan, tıpkı yırtıcı bir hayvan gibi oraya; buraya saldırır. O, eylemlerinin dinsizliğini, cinayetlerinin getireceği kötülüğü göremeyen bir kördür. Bu dinsizliğini, yeryüzünde ve sonra yer altında olan o bin bir sefaletle dolu, yüz kızartıcı yolculuğunda hep beraberinde sürükler.
Platon, Epistolai

Görüyorum ki, kişilerin, hatta kralların, zenginlikleri ne kadar geniş ve ölçüsüz olursa, zenginlerin zararlı ve insanı alçaltan zevklerini paylaşmaya hazır, o kadar dalkavuk, o kadar korkunç iftiracılar türüyor; zenginliğin ve iktidarın başka nimetlerinin doğurduğu en büyük kötülük de işte budur.
Platon, Epistolai

Göz önünde tutmanız gereken üç şey ruh, vücut ve sonra zenginlik olduğuna göre, en fazla ruhun erdemine, ikinci olarak bundan daha aşağı olan vücudun erdemine (güzelliğine), üçüncü ve son olarak da, ruh ve vücuda hizmet etmesi gereken zenginliğe değer verin… Zenginlere bahtlı demek, özünde uğursuz bir deyimdir; kadın ve çocukların kullandığı akılsız bir deyimdir ve ona inanan kimseleri de akılsız eder.
Platon, EpistoM

Masraf yerinde yapılmalı, zamanında ödenmelidir; bu, her bakımdan, hele insanların zenginliklerini idare etmeleri bakımından çok önemlidir.
Platon, Epistolai

Kazanılmış mallara karşı akıllıca bir sakınganlık gösterilse, bunların bir kısmı iyi niyetle harcansa… malla dopdolu olan bir konak büsbütün batmaz; tıpkı safra atan bir teknenin batmadığı gibi.
Aiskhylos, Agamemnon

Az üstüne az koyar, koydukça da koyarsan, o az dediğin çok olabilir. Varına ekleyen açlıktan ölmez.
Hesiodos, Erga kai Hemerai

Yok olmaktan kurtuluş yoktur: Mal bolluğundan başı dönüp doğruluğun kutsal tapınağını tekmeleyenler için.
Aiskhylos, Agamemnon

Doğruluk ışığı, bacası az tüten evlerde parıldar ve temiz geçen hayata şeref verir. Ama kirli ellerin hüküm sürdüğü yaldız döşemeli konaklarda doğruluk gözlerini çevirir… şöhretinin sahte nişanı olan altına saygı göstermez…
Aiskhylos, Agamemnon

Hiçbir kazanç erdem kadar kalıcı ve saygın değildir.
Isokrates, Pros Demonikon

Bir insan, serveti erdemle birleştirirse, o servet işte o zaman gerçekten büyük bir güçtür.
Pindaros, Pythionikai V

Servet iyilikten çok kötülüğün hizmetçisidir.
Isokrates, Pros Demonikon

Servet pek çok kötülüğün örtüsüdür.
Menandros, Fragman

Servete sahipsen elini fakirlere uzat.
Phokylides, Gnomai

Cimrilerin serveti, hiçbir canlı varlığı mutlu etmeyen batmış güneş gibidir.
Sokrates, (Anthologia Stobaiou)
Kör zenginlik senin ne dünyada, ne karada ne de denizde değil, tersine, Tartaros’la Akheron’da olman gerekirdi. Çünkü insanların felaketlerinden sen sorumlusun.
Timokreon, Fragman

Nasıl ki zenginken yoksullaşmak hiç zengin olmamaktan daha üzücüyse ve kralken basit bir yurttaş olmak hiç kral olmamaktan daha acıklıysa, fethettiğin yeri elinde tutamamak da onu hiç fethetmemiş olmaktan daha büyük bir utanç kaynağıdır.
Ksenophon, Anabasis

Fakirliğe namusuyla katlanabilmek, sağduyulu, aklı başında insanların özelliğidir.
Demokritos, (Anthologia Stobaiou)

Düzenbaz kefil yaparsa utanmaz kişileri, niyeti borç ödemek değil, bizi aldatmaktır.
Phaidros, I

Bugüne dek sahip olduğu şeylerin hiçbirinden memnun olmayan çok zengin bir insanı asla kıskanmadım. Servet, tıpkı kötü bir doktorun bizi sağlam gözlerimizle teslim aldıktan sonra kör etmesine benzer.
Antiphanes, Anthologia Stobaiou),

Fukara adam güvenlik içinde yaşar, büyük zenginlikse hep karşı karşıyadır tehlikelerle.
Phaidros

Bir insanın ne kadar genişse toprağı malı, endişesi, tasası da o kadar büyük olur.
Phaidros, Appendiz Perottina, A

İnsanlar arasında fakir olanlar, nüfuzlu ve zengin olanlara, tanrı gözüyle bakarlar.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi

Unutmamak gerekir ki altın arayanlar çok toprak kazarlar ama çok az altın bulabilirler.
Herakleitos

Servetinin bir parçasını kaybettim Bunu avunamayacağın bir kayıp sayıyorsun. Ama sözüne bağlılığı, temizliği, alçak gönüllülüğü bıraktığın vakit bir şey kaybettiğini sanmıyorsun. Oysa ki, serveti kaybettiren irademizin elinde olmayan yabancı bir kuvvettir. Onlardan yoksun olmak ya da onları kaybetmek utanılacak bir şey değildir. İç zenginliğimize gelince, onu ancak kendi yanlışımız yüzünden kaybederiz. İç zenginliği olmamak ayıp ve acı bir şey olduğu gibi, var iken kaybetmek ise çok daha ayıp ve çok daha acıdır.
Epiktetos

İnsanın doğuşundan beraber getirmediği hiçbir şey asıl malı sayılmaz; her insan çıplak gelir, çıplak gider.
Aisopos

Para o zamana kadar görülmemiş bir bolluk taze bir kan gibi memlekette dolaşmaya başladı. En önemlisi de genel bir biçimde, hiç çekinmeden açıkça dolaşmasıydı.
Heyecan yaratmaktan geri kalmayan bu altın, gümüş ve kağıt para akımının ateşinde herkes ellerini ısıtabiliyor, hiç olmazsa gözlerini doyuruyordu. Çünkü en fakir insanda bile sefaletini geçici olduğu hayalini doğuruyor ve bu hayal ona bu sefalete katlanmak gücünü veriyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

PATİKALAR
Siz istediğinizi yapın, ben bunu seviyorum ve patikalar yapmaya devam edeceğim. Düşünsenize, ormanlara girdiğinizde her tarafı çalı dolu ve etrafınız kayalık, sonra emek verip burada bir yol yapıyorsunuz v e bıu yoldan bir insan geçiyor!…Canlılar geçiyor bir kişi, iki kişi…Bunu sadece kendim için yapıyorum para için değil!…Örneğin o gün bir delikanlı ile kız arkadaşı geçiyordsu. Patikayı temizlediğimi görünce:- Temizleyin ama çok ileri gitmeyin sonra bazı yaşlılar bu güzel yolda durup bizi seyredebiliyorlar!…-Yani yaşlıların onları görmelerini istemiyorlar., hem demek istedikleri ben öyle her yeri temizlersem gençlerin saklanacağı yer kalmaz.-
Nikolay Haytov, Patikalar

RESSAMLIK
ROL
RUH

RESSAMLIK
Ayni dönemde, bir tür bulaşıcı çiçek hummasına kapılmıştı., boş vaktini evin içinde her yere çiçek motifleri çizerek değerlendiriyordu. Ressamlık becerilerinin böyle birdenbire patlak verişi, tamamen rastlantısal bir olaydı…Sabahtan akşama resim yapr oldu, bıkıp usanmadan, dudaklarının arasında sigarasıyla. Her yanı çizik sandıklarımızın, porselen abajurların, konyak şişelerinin, kaba camdan vazoların, Neskafe kavanozlarının, ahşap sigara kutularının üstlerini, asıllarına pek benzemeyen çiçeklerle kapladı.Cam göbeği renginde kocaman bir soda şişesinin üstüne, coğrafya haritalarında ada isimleri için kullanılan harflerle, Belgrad kahvelerinin adlarını yazdı.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

RUH
Vladimir Gacinoviç, hem dünyanın hem de ruhun, ayın karanlık yüzüne benzer kısımları olduğunu keşfetmemi sağlamıştır.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

ROL
Hatırla ki uzun veyahut kısa bir piyeste müellifin sana verdiği rolü oynayacak bir aktörsün.. Verilen rolü iyi oynamak sana düşer. Lakin bu rolü seçmek başkasın aittir.
Epiktetos

SABAH
SABIR
SAÇ
SAĞDUYU
SAĞLIK
SAMİMİYET
SANAT
SARHOŞLUK
SAVAŞ
SAYGI
SES
SEVAP
SEVGİ
SEVİNÇ
SIKINTI
SİNEK
SIR
SON
SONBAHAR
SORU
SORUMLULUK
SOYKIRIM
SOYLULUK
SÖZ
SÖZCÜK
SU
SUÇ
SUSMAK

SABAH
Haliiç’in üstünde dumanlı. ılık, tatlı bir sabah başlıyordu.
Sait Faik Abasıyanık, Bir Balık Avı Hikayesi

SABIR
Sabır, kurtuluşun anahtarıdır.
Mevlana

Sabır saadeti ebedi kakır
Sabır kimde ise o nasib alır.
Yunus Emre

Kişi sabır ile bulur kemali.
Aşık Veysel

Sabır, genişliğe ulaşmanın anahtarıdır.
Mevlana

SAÇ
İnsan akıl pir olur; saçı sakalı ağarmakla değil.
Mevlana

Ak saçlar aklın işareti değildir.
Menander.

SAĞDUYU
Sağduyu her zaman en büyük erdemdir.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Sonradan pişman olmaktansa, bir işi yapmadan önce düşünmek daha iyidir.
Demokritos, Fragman

Düşünürken, geçmişi gelecek için örnek al.
Isokrates, Pros Demonikon

Sağduyunun başlangıcı ve temeli yeme ve içme konusundaki öz denetimdir.
Mousonios, (Anthologia Stobaiou)

SAĞLIK
Kutsal sağlık insanı terk ederse, güzel bilgeliğin bile tadı kalmaz.
Simonides, Fragman

Beden sağlığını ihmal etmemek, içkiyi ve yiyeceği ölçülü kullanmak ve vücut idmanını ölçülü yapmak gerekir.
Pythagoras, Khrysa Epe

Açlıktan ziyade oburluk çok daha fazla insanı mahvetmiştir.
Theognis, Elegeia

Zannetme ki yiyecek, sadece yaşama katkıda bulunan bir unsurdur, aynı zamanda ölümün de nedenidir. Çünkü hastalıklar, bollukta da yoklukta olduğu oranda, hastalığa yakalanan bedenlerdeki besinle kuvvet bularak gelişirler.
Plutarkhos, Ethika

Vücut nasıl en iyi ve en kuvvetli olabilir? Babası idman yapar, iyi yer ve vücudunu katlanmaya alıştınrsa, dünyaya gelecek olan çocuğun anası vücutça sağlam ise ve idman yapıyorsa.
Kritias

Sağlık, en yüksek derecede sağlık… Bunun kapı komşusu ise hastalıktır ve onu alt eder…
Aiskhylos, Agamemnon

Yiyeceğinin az ve temiz olmasına gayret et…
Pythagoras, Khrysa Epe

Hazırladıkları yemekleri hayvan açgözlülüğüyle yiyenler, kendi köşelerinde şişmanlar, ruhlarını da bedenlerini de berbat ederler. Çünkü, her dilediklerini öylesine tıkabasa yerler ki, hastalar gibi uzun uzun uyumak, sıcak sularda yıkanmak, dinlenmek, tanrının günü sağlıkları ile uğraşmak zorunda kalırlar…
Plutarkhos, Lykurgos

Fazla yemek, canlıların öz suyunu durdurur, derinliğine ve genişliğine geriye teper; az yemekse, bedenin hafifliyerek
rahatça ve serbestçe boy atmasını sağlar. Yiyecek azlığının güzelliğe de yardımı dokunur. Çünkü, hafif beden yapıları daha kıvrak, daha endamlı, şişman bedenlerse ağır ve hantal olur.
Plutarkhos, Lykurgos

Ah O insanların başına birçok dertler açan iğrenç ve doyumsuz iştah.
Homeros, Odysseia

Yemek, içki, uyku, cinsel ilişki, hepsi ölçüyle.
Hippokrates, (Anthologia Stobaiou)

Zayıflığın son sınırına varan diyetler zararlıdır; şüphesiz son sınıra varan tokluklar da.
Hippokrates, Aphorismoi

İnsanlar dualarında tanrılardan sağlık dilerler, aslında sağlık olanağının kendilerinde olduğunu bilmezler; ölçüsüzlük ve hırsları yüzünden sağlıklarına ihanet ederler.
Demokritos

Sağlığın dayanağı yaş ile kuru, soğuk ile sıcak, acı ile tatlı ve başka şeyler..arasındaki denkliktir; bunlardan birinin tek başına egemenliği hastalık nedenidir. Sağlık bu niteliklerin hep bir ölçüde karışmasıdır.
Alkmeon

Nasıl ki bir örümcek ağının ortasında oturur da bir sinek gelip ağı yırttığında hemen onu onarmak için endişeyle ve çabucak oraya gider ya; insane ruhu da vücudun bir yeri yaralandığında sıkı sıkıya bağlı olduğu uzuvların zarar görmesinden endişe duyarak hemen oraya koşar.
Herakleitos

Sağlam bir beden ne hekim ister, ne de yardım; kendi başına kalabilir. Bir insan sağlam oldukça, sağlığından ötürü hekimin dostu olmaz, değil mi?…
Platon, Lysis

Hayatta sağlıktan daha önemli hiçbir şey yoktur.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Sağlığında zararlı bir şekilde yaşayan bir hasta hekime danışacak olursa, hekim ona once yaşayışını değiştirmesini
söylemeli, hasta bunu dinlerse, ona bakmaya, öğüt vermeye devam etmelidir, değil mi? Ama dinlemezse, böyle bir kimseye artık akıl vermeyen adam, bence doğru ve gerçek bir hekimdir; böyle yapmayan ise korkak ve bilgisizin biridir.
Platon, Epistolai

SAMİMİYET
Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet kabil-i izah değildir; o gözlerden ve nasiyelerden anlaşılabilir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1925

SANAT
Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.
Epiktetos

Hayat kısa, sanat uzun, fırsat kaçıcı, deney aldatıcı ve hüküm veriş güçtür.
Hippocrates

İnsan hayatının üzüntülü anlarında sanattan daha tatlı bir teselli yoktur. Çünkü ilgisini sanata yoğunlaştıran insan farkında olmadan felaketlerin üstesinden gelir
Amphidos, (Anthologia Stobaiou)

Sanat, insanların üzüntülü anlarında onlar için bir sığınaktır…
Menandros, Gnomai Monostikhoi

İçinde kaosun evren kılığında otaya çıktığı köpükten bir ev var; içinde nedenle sonuçlar arasındaki bağlantının gözle görülür olduğu bir ev. Yaşam seni şaşırttığında onu yakından gözlemle, kararsızlık içinde olduğunda bu uyumluluk evini incele. Kendini hazza teslim et, belki bu sana yardımcı olur. Ama asla ve asla sanatı hayatla özdeşleştirme.
Miro Gavran, Clara

SARHOŞLUK
Bir sarhoş, mezeden şarap kadehinden başka ne ister.
Mevlana

SAVAŞ
Savaşsız, sabırsız yenme olur mu hiç?
Mevlana

Ne kendini düşünen, ne de başkalarına önem veren, çevresindeki bütün insanları ve ülkeleri yalnız kendi hesabınave kendi adına dövüşen bir savaş konusu ya da, savaş vasıtası sayan, hayatı ve varlığı savaş olan bu ufak tefek ama öfkeli subayla aralarında geçenden başka her şey akıllarına gelmişti.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

SEVAP
Salih Yaşar, kendini, oldukça daha fazla insana fayda getirecek, nesiller boyu yaşayacak hakiki ve menfaat gözetmeyen iyiliklerde bulunmaya mecbur kılıyordu. Buna, vaktiyle ak saçlı ihtiyarlardan öğrendiğine göre sevap deniyordu. Ve öyle anlarda, meşhur Karalez çeşmesini yapan Sırnevo köyünden Murat Bey aklına geliyordu. Ne güzel bir yerde kurulmuş, ne güzel bir çeşmeydi bu! Ondokuz taş tekne, önünde han avlusu gibi bir kaldırım, gözyaşı misali berrak suyun tatlı bir şırıltıyla aktığı üç musluk, etrafta ise sararmış bir ova, kupkuru, çatlak toprak ve çöllere has bir sıcaklık. Buraya her taraftan insanlar, sürü sürü hayvanlar geliyor, sıcaktan ve susuzluktan parlayan gözlerle çeşmeye koşuyorlardı. Çeşmenin her iki tarafında taş yolu vardı ve oradan geçenler, giderken olsun, dönerken olsun, su içmek için çeşmeye sapıyorlardı. Ve söylemeseler de, her su içenin kalbinde Tanrıya ve bu çeşmeyi yapana karşı derin bir şükran duygusu doğuyor, üç musluktan akan su is mütemadiyen onun ismini fısıldıyordu.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

SEVGİ
Şimdiye kadar hissetmediği sevgi dolu bir yorgunlukla, karısını yere bıraktı. Ve sonra yeni bir ses tonuyla yetim Stoyko “Bogdana, sen benim kalbimi, altın anahtarla açtın”- dedi.
Dimitır Talev, Altın Anahtar

Uzun yaşamaz kolay ele geçen sevgi.
Ovidius

Sevgi ve acıma, insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse…hayvanlık vasfı.
Mevlana

İnsanlarda sevgi ve saygıyı uyandıran iki şey vardır: bir şeyin sizin olması, o şeyi sevmek.
Aristoteles

Sevgi, çıkar kaygısı karışmamış tek şeydir.
Panait Istrati

Hakikaten akıllı bir adamdı, hayatında çok gezmiş, çok görmüştü ve şu kanaate varmıştı ki,, dünyada, üzüntü ve felaketle dolu olmasına rağmen, güzel ve pek üstün olan bir şey de var: insan sevgisi.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

Bir insanı sevmekle başlar her şey.
Sait Faik Abasıyanık

SEVGİLİ
Bir yiğide bir yar yeter
İki seven deli olma mı?
Karaaoğlan

Yunus, ver canını Hak yoluna
Can vermeyince canan bulunmaz.
Yunus Emre

Yar dediğin demir kale
Ya alınır, ya alınmaz.
Karacaoğlan

SEVİNÇ
İnsanın “küçük sevinçler” elde edebilmesi ne kadar kolaydır.
Mor Jokai

Baban diyor ki: “Meserret çocukların, yalnız çocukların payıdır! Ey güzel çocuk dinle.”
Tevfik Fikret

Herkes için sevinçlerle elemler gider gelir.
Sophokles

SIKINTI
Şemsi Bey yüzlerine bakar ve çoğu zaman bir şey söylemezdi. Yüzü kararmıştı. Ama, onu karartan güneş değil, iç dünyasındaki sıkıntılardı.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

SIR
En budala kadının bile sırlarını gizleyebilecek kadar aklı vardır.
F. Herczeg

İki kişiyi aşan, bir başkasına da söylenen her sır yayılır.
Mevlana

Bir insan ya sarhoş, ya da aşık olunca sır saklayamaz.
Antiphanes

SİNEK
Örümceğin sofrasındaki kebap, ancak sinek olur.
Mevlana

Dız dız eden her sineğin balı olmaz.
Aşık Veysel

SON
Sonunda, ama gerçek sonda, her şey iyi gözükür ve ahenk içinde biter.( İvo Andriç, Travnik Günlüğü)
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

SES
Bu arabaların en tuhaf tarafı, giderken çıkardığı seslerdi. Sanki demir dingillerinde bir müzik gizleniyordu. Salih Yaşar’ın bunları nasıl yaptığını bir Allah biliyordu.Onun arabaları diğerleri gibi tıngırdamıyor, yollarda adeta şarkı çalıyordu.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

SAYGI
Bir sözle Salih Yaşar, elleri her vakit kömür boyalı alelade bir adamdı; demir dövüyor, araba yapıyordu ve adeta bir bilgin gibi, onu tanımayan ve ellerinin maharetini bilmeyen kimselerde dahi, kendisine karşı saygı uyandırıyordu.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

SORU
Sormak cevap vermekten daha kolaydır.
Eflatun

SONBAHAR
Günler geçti. Sonbaharın ilk yağmurları düştü, daha sonra güneş çıktı ve tarlalar yeşerdi. Sanki son bir veda için ilkbahar, öksüz toprağa geri dönüyordu.
Georgi Rayçev, Karaçakal

SORUMLULUK
Mesuliyet yükü her şeyden, ölümden de ağırdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1915

SOYKIRIM
Müslüman olmayan komşularımızın, bizlere, birkaç asırdır uyguladıkları soykırım, Türk imparatorluğunun, Balkanlardan ve Tuna boyundaki bölgelerden çekilmesi ile başladı. 1689’da, Macaristandaki Kanijede kuşatılan kalenin Müslüman komutanı, Türk Sultanına şöyle yazıyordu. “Durum çok üzücü! Haberleri beklemekten neredeyse tükendik..Savaşmaya ve güçlü bir süvari birliğinin hareketine ilişkin iyi haberleri beklemeye devam ediyoruz. Bunu, Osmanlı kıyılarından gelen göçmen kuşların hareketlerine bakarak tahmin etmeye çalışacağız.”..Piri Ahmed adındaki bu mütevazı askerin umudu boşunaydı. Kuşatılan Müslümanlara hiçbir yardım gelmedi.O zamandan buyana, Müslümanlar, Balkanlarda zulme uğradılar, işkence gördüler ve öldürüldüler. Bu sessiz bir terror oldu ve hep aynı şekilde sonuçlandı.
Aliya İzzetbegoviç

Referandumda, bizler için yıllar dan beri planlanan boyun eğmeyi ve aşağılanmayı reddettik. Hyatlarımızı, inancımızı ve onurumuzu korumak için savaşı kabul etmek zorunda kaldık! Balkanlardaki soykırım geleneğine karşı ilk defa olmak üzere savaşmaya başlar başlamaz, kılık değiştiren düşmanlarımızdan, kendilerinin de ifade ettikleri gibi inanılmaz bir öfke uyandırdık.
Aliya İzzetbegoviç

SOYLULUK
İnsanın hakiki asaleti faziletten gelir, doğuştan değil.
Epiktetos

Soyluluğunu, bütün hayatını kaplayan ağır bir ünvan gibi taşıyan adamlardandı. Bu, insanın doğuştan sahip olduğu öyle saygıdeğer bir asalettir ki!..Manasını da yalnız kendinde bulur…ve ne tariff…ne inkar..ne de taklit edilebilir!…
İvo Andriç, Drina Köprüsü

SÖZ
Tamamiyle doğru olsa da sert söz insanı yaralar.
Sophokles

Eğer hor eğer hürmet
Kişiye sözden gelir.
Yunus Emre

SÖZCÜK
Bogdan Zerajiv, sözcüklerin anlamsal değeri ile ilgili olarak içime kuşkunun zehrini salmıştır. O günden beri sözcüklere güvenmem ve onları altın tartar gibi bir bir tartarım.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

SU
Su, hiçbir vakit ateşten korkmaz.
Mevlana

SUÇ
En büyük suçlar zaruri olan değil de , fazla olanı elde etmek için gerekir.
Aristoteles

SUSMAK
Susmak, kadınlar için bir süstür.
Sophokles

ŞANS
ŞARAP
ŞEHİR
ŞEYTAN
ŞİKAYET
ŞÖHRET
ŞÜPHE

ŞANS
Bir insan diğerlerinden daha az acı çekebilir, şanssızlıklardan daha az etkilenebilir, tıpkı bir geminin fırtınalı bir havada başka bir gemiye göre daha az hasar görmesi gibi. Ama bir insanın şanssızlıktan her zaman kurtulması veya bir geminin hep hafif rüzgârlı, güzel bir havada yolculuk etmesi mümkün değildir…
Pausanias, Periegesis tes Hellados
Şanssızlık da sonunda yorulur; esen rüzgârın hızı hep öyle sürüp gitmez. Şanslı insanlar da sonuna kadar şanslı kalamazlar. Bu dünyada her şey değişmeye, yeniden doğmaya mahkûmdur.
Euripides, Herakles

Bir zamanlar şansı dillerde gezen bir adam için, şanssızlığa uğramak çok acıdır; doğduğu günden beri felaketten başka bir şey görmeyen kişi ise şanssızlığından o kadar acı duymaz…
Euripides, Herakles

Hiçbir insan her konuda şanslı değildir…
Aristophanes

Öyledir işte; uğraşır, çabalarsın, bir şeyi elde edemezsin, bir de bakarsın ki kısmet ayağına geliverir.
Aisopos

ŞARAP
Şarap, zaten edepsiz olanı edepsiz eder.
Mevlana

Şarap geldikten sonra kadeh eksik olmaz.
Mevlana

ŞEYTAN
Iğvacı şeytanın dili ne tatlıdır.
Mikszath

Boş karın şeytanın zindanıdır. Çünkü ekmek derdi, onun hilesine, düzenine manidir.
Mevlana

ŞEHİR
Bu aynı saatte milyonlarca şehirlerin parılıtılı yolları hareketten, elektrik ışınlarından ve kalabalıktan uğulduyor.
Konstantin Konstantinov, Kasaba

ŞİİR
Çocuklar için onları eğiten hocalar, büyükler için ise şairler vardır. Bu yüzden şairlerin doğru ve güzel şeyler söylemesi gerekir.
Aristophanes, Batrakhoi

Resim sanatı susan bir şiir sanatı, şiir sanatı konuşan bir resim sanatıdır…
Simonides

Sevgi avucuna aldı mı bir insanı, bir nefes şiirden yoksun da olsa o insan şair kesilir.
Platon, Symposion

Kendisinden sıyrıldıktan sonra, karar verdi: Ozan olacağım! Dizeler yazacağım, yaralara iyi gelen dizeler dizeler, alev gibi yakan dizeler. İnsan için, tek tek herkes için, onun onuru için ve nerde olursa olsun, nereden gelirse gelsin, herkesin özgürlüğü için..Ahmet Koşutani, daha önce de ozan olmaya merak salmıştı.
Ramiz Kelmendi, Ozanın Ölümü

ŞİKAYET
Bazen, ümitsizlik anlarında, yaşlılar gibi ah vah ederek geçmişinden şikayet ediyordu: Evet, yüce Tanrı, bilgisini derinleştirme imkanından mahrum etmişti onu., bu dünyadan cahil biri olarak, refahı tatmadan, , denizle büyük kentleri tam görmeden, bilgili, zengin bir insanın görebileceği şeylerin hiçbirini tatmamış olarak göçecekti.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

ŞÖHRET
Şan ve şöhret, bu ihtiraslar ihtiyarlık bilmez.
Plutarkhos

Şöhret, erdemlerin anasıdır.
Bion

Halkın ağzında dolaşan şöhret çok büyük güce sahiptir.
Aiskhylos, Agamemnon

İnsanın ölmeden önce geride iyi bir şöhret bırakması gerekir…
Platon, Phaidon

ŞÜPHE
Dostlardan kuşkulanmak, başa geçenlere özgü bir hastalıktır.
Aeschylus

TABİAT
TAHT
TAKDİR
TALİH
TANIKLIK
TANIMAK
TANIMAK
TANRI
TARİH
TATLI SÖZ
TAVUK
TECRÜBE
TEDİRGİNLİK
TEHLİKE
TERAZİ
TESADÜF
TOPLUM
TOPRAK
TREN
TÜCCAR
TÜRK SÖZÜ
TUTKU

TABİAT
Tabiat gençlere kuvvet, yaşlılara hikmet vermiştir.
Aristoteles

TAHT
Yüce tahta binenler yere düştü
Yüce benim diyene sinek üştü
Yunus Emre

TALİH
Talih, kendisine değer vermeyenlerin önüne eğilir.
Mor Jokai

Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz.
Mustafa Kemal Atatürk, 1921

TANIKLIK
Hokka ile kalemi ve yazmakta olan şeyleri tanıklığa çağırıyorum;
Yanıltıcı akşam karanlığı, gece ve gecenin canlandırdığı her şeyi tanıklığa çağırıyorum;
Ayın on dördü ile şafak vaktini tanıklığa çağırıyorum,
Kıyamet gününü ve kendi kendini kınayan ruhu tanıklığa çağırıyorum;
Her insanın daima zararda olduğuna dair. Her şeyin başlangıcı ve sonu olan zamanı tanıklığa çağırıyorum.
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

TAKDİR
Bu büyük millet, arzu ve istidadını müteveccih olduğu istikametleri görmeye çalışan ve görebilen evladını daima takdir ve himaye etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1926

TANIMAK
Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
Mevlana

Hem kendimizi, hem başkalarını, iyiden iyiye tanımayı bize öğreten akıldır.
Eflatun

Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
Mevlana

Hem kendimizi, hem başkalarını, iyiden iyiye tanımayı bize öğreten akıldır.
Eflatun

TANRI
O,havarilerin Tanrı’sının bir zalim olduğunu, zalim birinin sağduyulu insane nezdinde Tanrı olamayacağını yaymaktadır. Onların Tarırı’sı, şu Yehova, şu Efraim, insane soyuyla uğraşıp durur;insanın boğazına sarılır, kırıp geçirir; üzerine salgın hastalıklar, vahşi hayvanlar, yılan, çıyan, Kaplan, aslant, yıldırım gökgürültüsü, veba cüzam, frengi kasırga, fırtına kuraklık, taşkın, kabus, uykusuzluk, gençlikte dert, yaşlılılta güçsüzlük ne varsa salar.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

Açıkçası bütün tanrılara düşmanım ben: İyilik ettim kötülük gördüm hepsinden…
Aiskhylos, Prometheus Desmotes

Tanrılarla savaşa girişildi mi, ellerinden kurtulmak için yeterince hızlı kaçılıp saklanılacak bir yer bulunabilir mi? Herkes her yerde tanrılara boyun eğmiştir, onlar da tüm insanların efendisidir.
Ksenophon, Anabasis

Söyler elbette biri, gökte tanrıların bulunduğunu. Yokturlar, yokturlar, insanlar arasından bir budala çıkıp da eski masalı tekrarlarsa o başka.
Euripides, Fragman

Tanrılar çirkinlik işlerlerse tanrı denmez onlara.
Euripides, Fragman

Ey kadir Tanrı, bir ölümlü olduğum halde senden üstünüm …Ya kör bir tanrısın ya da adaletin yok
Euripides, Herakles

Tanrılar bana meydan okuyorlar, ben de onlara meydan okuyorum.
Euripides, Herakles

Ben bu alın yazısını da, bütün ötekileri de tanrıların düşündüğünü söyleyeceğim insanlara. Bu düşüncem aklına uygun gelmeyen varsa o kendi inancına bağlansın, ben de buna…
Sophokles, Aias,

Bilgedir ancak tanrıları sayan kişi. Onlarda olsun gözün her zaman, ayrıl deseler bile hak yolundan, git gösterdikleri yere, hiçbir şey kötü değildir tanrılar rehber ise.
Sophokles, Fragman

Öğrenilecekleri öğreniyorum, bulunacakları arıyorum, yalvarılacakları da tanrılardan diliyorum
Sophokles, Fragman

Öyle ufak işler için tanrılardan yardım beklememiz doğru değildir; tanrılara yalvaracaksak büyük işler için yalvaralım.
Aisopos

İnsan, Dike’den korkmadan, tanrıların oturdukları yere hürmet etmeden, sözlerinde, hareketlerinde anlamsız bir gurura kapılıp kutsal şeylere saldırırsa, dilerim bu isyanının karşılığı olan feci akıbete mahkûm olsun.
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Zeus, kim olursa olsun, hoşlanıyorsa bu adla çağırmaktan, bunu esirgemeyeceğim ondan. Bulamıyorum benzerini tarttığım halde her şeyi. Bir Zeus karşımda, yüreğimdeki yararsız yükten kurtulmak isteyince gerçekten…
Aisld(ıylos, Agamemnon, Ö

Ayna, gözün aynasından nasıl daha parlak, daha temiz, daha aydınsa, tanrı da ruhumuzun en iyi parçasından daha temiz, daha aydındır…
Platon, Alkibiades

Bir kimse kendi de gayret ederse Tanrı da girişir işe…
Aiskhylos, PersaU

Mihrabını say tanrının; kazanç gözetip çiğneme onu dinsiz ayağınla, geç kalmaz cezası zira…
Aiskhylos, Eumenides

Tanrıların çarpmak istedikleri bir suçluyu ne toprak kurtarabilir, ne hava, ne de su.
Aisopos

Bir çocuk bir adamın karşısında nasılsa, bir adam da tanrının karşısında öyledir.
Herakleitos

Tanrılar yardıma çağırıldığı zaman insan kendisi de işe sarılmalıdır.
Hippokrates

Biz de tanrılara yalvaralım, dua edelim; ama kurtulmak için gücümüzün yettiği kadar kendimiz de çabalayalım.
Aisopos

Tanrıların ne var oldukları ne de var olmadıkları konusunda bilgi edinmeyi engelleyen çok şey vardır; duyularla algılanamamaları ve insan hayatının kısa oluşu gibi.
Protagoras

Tanrılar başlangıçtan beri, insanların en iyiyi arayarak bulmaları için bütün gizemlerin üzerindeki sır perdesini öylece bırakmışlardır.
Kolophon’lu Ksenophanes, Fragman

Kaderin belirlediği zaman ceza görür suçlar, tanrılar öfkelendiği zaman değil.
Phaidros

Görülebilen, duyulabilen ve tecrübe edilebilen şeyleri tercih ederim..
Herakleitos

Kralların ve büyüklerin karşısına çıktığın vakit yükseklerde seni gören, duyan ve senin daha çok borçlu olduğun daha büyük bir kralın var olduğunu hatırla.
Epiktetos

TARİH
Tarih bizi acımasız bir sınava tabi tutu ve biz bu imtihanı geçtik. Bizi yok etmeyi planladılar. Şimdi artık bun u düşünemiyorlar.
Aliya İzzetbegoviç

Tarihi kazananlar yazar.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

Tarih, öngörülemeyen gelişmelerin hikayesidir. Tarihin, bizim öngöremeyeceğimiz bir seyri vardır. Tarih karşısındaki durumumuz, balığın suyun içindeki durumu gibidir. Balık, suya hükmedemez. Bizler, tarih tarafından teslim alınmışız. Tarih içinde, elimizden geleni yapmak zorundayız., ancak tarihin seyri bize bağlı değild,r. Ve aslında bu, gerçekten iyi bir şeydir.
Aliya İzzetbegoviç

Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1930

Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1931

Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkar etmez. Binaenaleyh, böyle bir nikah-I batılın arkasından vatanımız ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, kanaatler mutlaka mahkum-u iflastır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919

Gospava Dundjenoviç, Osmanlı dönemine ilişkin öyküleri gayda çalgıcıları gibi uzun uzun, güzel güzel, açık ve doğru olarak anlatmayı bilirdi.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

TATLI SÖZ
Tatlı söz, kökü yerin derinliklerine, dalları da göğe doğru uzanan güzel bir ağaç gibidir.
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

TAVUK
Tavuk, yalnız alıştığı yerde yumurtlar.
D.Szabo

Müşterek tehlike, birbirinin can düşmanı olanları bile birleştirir.
Aristoteles

TECRÜBE
Akıllı insan yeni olayları eskilere bakarak değerlendirir…
Sophokles, Oidipous Tyrannos

Tecrübeyle her şeyin üstesinden gelinir…
Theokritos, Eidyllia

Acı tecrübeler öğreticidir…
Herodotos, Historiai

Aklı başında olan kimseler bir tehlikeyi bir kere atlattılar mı ona bir daha yakalanmazlar.
Aisopos

Benim başıma gelenleri gör de, kendini korumasını bil, çocuk düşe kalka büyür derler, sen düşmeden büyü bari.
Platon, Symposion

Hastalık sağlığın, açlık tokluğun, yorgunluk dinlenmenin tadına varmayı öğretir.
Herakleitos

TEDİRGİNLİK
Ve bir gün sıkıntı çöktü içine. Tule sinirli oldu. İçindeki bu sıkıntı, yüzündeki çizgilerde daha belirginleşiyordu. Yüzünü aydınlatan sevincin ışığı, şimdi tedirginliğe dönüşmüştü. Şerif Tuna’nın kızı Tule, kendi güzelliğinden ürker olmuştu.
Azem Şkreli, Havva’nın Gözleri

TEHLİKE
Makedonya’ nın efendileri! Sizler, arkadaşlarım, yoldaşlarım, bu böyle olmamalı. Sıkı durun; zorluk ve tehlikenin, zaferin ve aynı zamanda mezarların ötesinde, kazanacağınız ölümsüzlüğün bedeli olduğunu biliyorsunuz.
Büyük İskender

TERAZİ
Ayna ve terazi yalan söyler mi?
Mevlana

TESADÜF
Kimse tesadüfle veya onun vasıtasıyla doğru ve akıllı olmaz.
Aristoteles

Hiç derede kuru toprak bulunur mu?
Mevlana

TOPLUM
Toplumun gelişmesinde, bitkiler dünyası ile uzayın bütünsel gelişmesinde olduğu gibi, şu yasa geçerlidir: eski olan yerini yenisine, dah ayüksek aşamalısına, daha iyisine, daha güzeline bırakacak. Örneğin eski bir karaağaç kütüğü yeni sürgünler arasında gelişebilir mi hiç? O hiçbir vakit gelişmeyecek, aksine büsbütün çürüyecektir. Arkadaşlar, toplumlarda da durum aynıdır.
Josip Broz Tito

TOPRAK
Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur
Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur.
Yunus Emre

TREN
Büyük garların camlı kubbelerialtında, buhar içinde hızlı trenler pufluyor, gürültülü peronlarda insanlar koşuşturuyorlar, aydınlık kompartımanlara biniyorlar, gülümsüyorlar, mendil sallıyorlar.
Konstantin Konstantinov, Kasaba

Daha sonra yeryüzünde başka mucize lerin de varlığını fark ettim. Plovdiv ve Asenovgrad arasındaki tren yolu yapıldığında büyük ovanın bir ucundan diğer ucuna giden siyah iri tırtıl-tren geçmeye başladı…Yavaş yavaş ve görülmeksizin emekliyordu. Trenin belirmesinden saatler önce teker teker yüksek bir tepeye çıkar, büyük bir coşku ve endişeyle onun geçmesini beklerdik. Tren ıslığı duyulursa, bu büyük bir lütuf sayılırdı. Onun boğuk sesi bizim seyahatleilgili tüm heyecanlarımızı uyandırırdı. Çünkü tren bizi alıp götürebilirdi ama nereye? Hiç kimse bilmiyordu fakat o ses beraberinde dünyanın gizemini, şehir bilmecesini, bitmemiş yolculukların sürprizlerini, gelecekteki maceraların ürperişlerini getirirdi.
Nikolay Haytov, Çocuk Gözleri

TUTKU
Beyler! Siz ve ben, yükü ve tehlikeyi paylaştık. Ve tabii ki ödülleri de. Fethedilmiş topraklar size ait, hazineleri ve gelirleri sizin ellerinize akıyor. Ve tüm Asya’ yı aldığımızda, o zaman tutkularımızın zirvesine çıkacağız, sınırsız zenginlik ve güce duyduğunuz açlık tatmin olacak. İşte o zaman kim eve dönmek isterse, dönmekte serbest olacak. Benle ya da bensiz. İşte o zaman ben, benimle kalanların, gidenleri kıskanmasını kendim sağlayacağım.
Büyük İskender

TÜCCAR
Cumhuriyetin tüccar telakkisini de kısaca ifade edeyim: Tüccar, milletin emeği ve üretimi kıymetlendirilmek için eline ve zekasına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937

Vaktiyle, nasıl ordudan sonar jandarmalar, onlardan sonar da memurlar geldiyse, şimdi de , memurlardan sonar tüccarlar gelmeye başladı. Yabancı müteahhitler, mühendisler, işçiler geliyor, ormanlar kesiliyor, halka, tüccarlara yeni kazanç fırsatları çıkıyor, konuşmada ve giyimde de yeni gelenekler ve değişiklikler göze çarpıyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

TÜRK SÖZÜ
Karaçakal..O gece Kuno ufaklığa böyle seslenmişti. Evdekiler de neredeyse anlamsız olan bu sözü tekrarladılar. Karaçakal..Başka hiçbir söz bu anlamı dahi bilinmeyen Türk sözü gibi ona yakışmıyordu. Ufaklık sanki bu isimle birlikte dünyaya gelmişti.
Georgi Rayçev, Karaçakal

UMUTSUZLUK
Umutsuzluk yüklü zaman, umut taşıyan zamandan çok dah ağır ilerliyor. Kan, katılaşsa bile gücünden bir şey yitirmiyor.
İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt

Eğer dünyanın korkunç bir patlamayla boşluk içine sürüklendiğini görürsen umutsuzluğa kapılma. Biçimsel değişim biçimin yok olması demektir. Bitişi gözlemleyen kişi, başlangıcın da tanığıdır. Doğurmak her zaman ölümle benzerlik taşır.
Miro Gavran, Clara

Köylü kadının yüzündeki boş ve tümüyle umutsuz anlatım atanık olmak korkunç bir şeydi. “Tanrım, bizi esirge!” diye haykırdı sallanarak, sanki her an kuma yeniden yığılıverecekmiş gibiydi.
Yordan Radiçkov, Sıcak Öğle

UNUTMAK
Unutmak her acıyı siler, arkada bırakırdı. Şarkı söylemek ise unutmak için en güzel çareydi. Çünkü insane şarkı söylerken daima sevdiği şeyleri düşünür. Ve böylece gökyüzüyle dağların arasında ırmağpın üstünde uzanan Kapia’da, birbir ardı sıra gelip geçen kualklar, Drina’nın uğultulu sularının götürdüğü şeylere fazla üzülmemeyi öğreniyorlardı.

İvo Andriç, Drina Köprüsü

UTANÇ
Utanç yoksullarda, pervasızlık zenginlerde bulunur.
Hesiodos

UYGULAMA
Her şey kanun yapmaktan ibaret değildir. Bilakis her şey o kanunları tatbik etmek ve ettirmekten ibarettir. Tatbik eden, icra eden, karar verenden daima daha kuvvetlidir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1921

UYKU
En sakin yolculuk uykudur.
Tevfik Fikret

UZLAŞMA
Uzlaşma hep en sonunda gelir. Yine de, adımlarını olabildiğince çabuk, dünyaya uydurman, isteklerinin ve umutlarının üstüne çıkman, aynılıkla uzlaşman, kinden ve küçük hesaplar peşinde koşmaktan arınman iyi bir şey. İncelik tavrındır, bilinmeyen yolundur, aşk amacındır. Aşırı vurgulanmış her hareket beyhude kazanılmış geçici bir zafere tanıklık eder. Her şey geçer, hiçbir şey için hayıflanma. Uzlaşma hep en sonunda gelir.
Miro Gavran, Clara

ÜMİT
ÜRKEK

ÜMİT
Üstün adam ona derler ki her zaman umuda bel bağlar; umutsuzluk korkakların harcıdır.
Euripides, Herakles

Mantıklı düşünenlerin ümitleri gerçekleşebilir, aptallankiler ise imkânsızdır.
Demokritos, [Anthologia Stobaiou)

Yalan ümitlerle ısınan insanı önemsiz kabul ederim..,
Sophokles, Aias

ÜRKEK
Rahip Nikola’nın yanında Molla İbrahim oturuyordu. Uzun boylu, zayıf, kuru, seyrek sakallı, sarkık bıyıklı bir adamdı. Rahipten pek de genç değildi. Kalabalık bir ailesi ve babadan kalma zengin toprakları vardı. Yalnız, bir çocuğunkini andıran hareketli mavi gözleriyle öylesine zayıf, öylesine sıkılgan ve ürkekti ki, Vişegrad’ın soylu ailesinden gelme bir hocadan çok, fakir bir dervişi andırıyordu.

İvo Andriç, Drina Köprüsü

VATAN
VATANSEVERLİK
VEFA
VEKAR
VİCDAN

VATAN
Bir iklimin manzarası, mimarisi ve halkı arasında halis ve tam bir ahenk varsa, orada, gözlere bir vatan tablosu görünür.
Yahya Kemal Beyatlı
Vatan, mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin, milletin saadet ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1912

VATANSEVERLİK
Bulgaristan topraklarından ayrılalı yirmiiki yılı geçmiş bulunuyor. Bütün bu uzun yıllarda nerede olursam olayım ve ne yapmakta olursam olayım Bulgar halkını, onun geleceğini, mutluluğunu ve refahını düşünmeye ve bu uğurda çalışmaya bir an bile ara vermediğimi söylersem kuşku duymayacağınızı biliyorum.
Dimitrov

VEFA
Tırnağın var ise başın kaşı
Kimseden kimseye vefa yoğ imiş.
Karacaoğlan

VEKAR
Köprüden kendine özgü vekarlı bir geçişi vardı. Sanki köprüye yaslanmış olan bu kasabanın ve bütün bu dağlık ülkenin, 50 yıldan beri değil de çok eskilerden , çeşitli tapınaklarla çeşitli dinlerin henüz dünyayı ayırmadığı, tufandan önceki zamanlardan beri ruhani şefi imiş gibi…Geçtiği yollardaki iki taraflı dükkanların sahipleri, hangi dinden olursa olsun çıkıp onu selamlarlardı. Kadınlar ona rastlayınca, bir kenara çekilerelk yol verirler, başları eğik bir halde büyük babanın, geçmesini beklerlerdi.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

Her zamanki vekarını kaybedişine şaşıyordu. Onu tekrar elde etmeye çalışıyor, ama nafile!..O, insanın tam ihtiyacı olduğu zaman kaybettiği değerli bir şeye benziyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

VİCDAN
Varsa hatta beşerde bir vicdan,
Ya gümüştendir o ya altından
Tevfik Fikret

Biraz once bu savaşın bazı akademisyenlerin kafasında başladığını söylemiştim.Tüm savaşlar kirlidir. Ancak sözkonusu akademisyenler , bu savaşın tarihteki en kirli savaşlardan biri olmasına özen gösterdiler.Ültimatom zamanında bu insanlardan biri buradaydı.Tepelerde, onlarla birlikteydi ve şöyle dedi: “Vicdanımız rahat.” Vicdanları rahatmış!Bunu, 1300 çocuğun onların kurşunları ve bombalarıyla öldürüldüğü, Saraybosna’nın tepesinden bakarak söyledi.
Aliya İzzetbegoviçOğlumla beraber ovaya yaban ördeğine çıkmıştım, şimdi uçuş mevsimi idi; başka yıllarda ovanın, kanal ve bentlerin üzerinde karlı tipiler savrulurdu; ıslak kar yolundaki her şeye yapışır, alçaktan yaban ördek sürüleri uçarlar, hava kanat çırpınışı ve kuş sesleri ile dolar, ki bu sesler içinde büyük yeşilbaş ördeklerin uğultusu duyulur;çıkrık kuşları çıkrıklarını çevirir ve tıkırdatır, çulluktan nazik sesler dökülür, sığırcıklar ise bağa yabancı birinin girdiğini gören bekçi misali ıslık çalarlardı.
Yordan Radiçkov, İbis Kuşu Insane için ne yaşayabileceği, ne de ölebileceği bir çağ gelince yakınma neye yarardı? Evet, ne yaşayabilir, ne ölebilir, ancak toprağa çakılan bir direk gibi çürüyebilirdi. Bu öylesine büyük, öylesine gerçek bir sefalet ve perişanlıktı ki…
İvo Andriç, Drina Köprüsü

YABAN ÖRDEĞİ
YAKINMA
YAKLAŞ
YALAN
YALNIZLIK
YARA
YASALAR
YAŞAM
YAŞAMAK
YAŞLILIK
YAZ
YAZAR
YAZGI
YEMEK
YEMİN
YENİLGİ
YENİLİK
YETENEK
YETİM
YIL
YILDIRIM
YOLLAR
YÜCE KİŞİLER
YÜKSELME
YÜREK
YÜZ

YABAN ÖRDEĞİ

YAKINMA

YAKLAŞ
Şarkı söyleyen bir insan görürsen ona katıl. Ağlayan bir insan görürsen ona katıl. Birine yaklaşmak için belirli bir an seçme; çünkü tüm anlar doğrudur.

YALAN
Ayran içinde yağ nasıl gizliyse, doğruluk cevherinde de yalan gizlidir.
Mevlana

Yalan kadınların korunma aracıdır; erkekler yanlarında silah taşır, kadınlarda yalanla dolaşır.
G. Gardonvi

Yalan sözler hiçbir zaman bir sonuca varmaz.
Sophokles, (Plutarkhos, Ethika)

Yüze gülüp insan kandırmayı düşmandan korkmaktan daha ayıp bir şey sayarlar.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Sulla)

Yalancıların elde ettikleri tek şey, doğruyu söylediklerinde bile inandırıcı olmamalarıdır.
Aisopos

İnsan tanındı mı bir defa kötü düzeniyle, gerçeği dese bile inanılmaz ki sözüne.
Phaidros

YALNIZLIK
Hayır, İbrahim yılan falan değil, Bir yetim yalnızca, göklerdeki yıldızlar kadar, Yemen çöllerinde kaybolmuş bir kum tanesi kadar yalnız, ama yılan değil!
İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt

Kimse iyileşeceğini ummadı. Rahip Nikola geldi, ona son kutsal törenini yaptı. Ama yine de iyileşti ve kalktı. Kalktı ya, artık o eski adam değildi. Vaktinden once çökmüş, ihtiyarlamıştı. İnsanlardan kaçıyordu.. Az konuşuyor, elinden geldiği kadar az kimse ile görüşüyordu. Artık gülmek nedir bilmeyen yüzünde, devamlı olarak üzgün bir dikkat, bir bekleyiş vardı.Sade evi ve işleriyle uğraşıyor, sanki hayatında hiç dost, ahbab edinmemiş gibi yaşıyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

Bazen kalabalıkların ortasında tek başına kaldığımız vakitlerdekinden fazla yalnız değil miyiz?
Peyami Safa

Geniş yeryüzü onlara dar geldi. Yüreklerinde yalnızlık ve sıkıntı duydular.
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

YARA
Derdim çoktur hangi birin söyleyim
Yürekde yaralar türlü türlüdür.
Pir Sultan Abdal

Bıçak isteyen yara için akıllı bir hekim sihirli nağmeler söylemez.
Sophokles

Cerrah neyler yürekteki yareye.
Karacaoğlan

YASALAR
Kendilerine boyun eğilmedikçe iyi kanunlar iyi bir hükümet kuramaz.
Aristoteles

Kusuru, hatası olmayanın kanuna ihtiyacı yoktur.
Menander

YAŞAM
Yaşam zenginliklerle doludur. Eğer yalnızca bir yönüne dalıp gidersen onu boşa harcamış olursun. Yaşam, dolu dolu yaşandığında yaşamdır. Yaşamında yalnızca kadınların doyum sağlayacağını sanma, yaşamında yalnızca kitapların doyum sağlayacağını sanma, yalnızca müziğin, yalnızca ailenin, yalnızca…Parçalar, ne kadar büyük olurlarsa olsunlar bütüne dönüştürülemezler, parçaları yalnızca parça olarak kabul et ve birini diğerine tercih etme; çünkü değerleri eşittir. Yaptığın işin efendisi ol, kölesi değil. Erdemlerinden bir tekinin bile tutku haline gelmesine izin verme.
Miro Gavran, Clara

Henüz uykudan uyanmamış kasaba, otel, kendisi ve bu dağınık, ayrı ayrı ve biribirine tamamen yabancı olan varlıklar, her biri kendi yoksulluğuna, bayalığa, hayvani haza gömülmüş yoksa gerçekten bunlardan mı örülmüş yaşam?Sanki gerçektenyeni olabilecekmişçesine her yeni an için bu hırs ve sonra bir kez verilmiş olan bu itken güç niye?…Nereye?Neden? Madem her şey durmadan akıp gidiyor – tek kalan şey de – partmakların arasında biraz balçık değil mi?…
Konstantin Konstantinov, Bir Gece

YAŞLILIK
Hayatindan bezmiş bir halde, ne kıymetbilir çocukların, ne iyi huylu torunların, ne de gündelik hayatın göreceli dengesinin yumuşatabildiği o yaşlılık karamsarlığına kapılan babam, huysuz biri olup çıkmıştı; gitgide dahaçok içer oldu. O sakin, güleryüzlü adamdan hiç beklenmeyen ani öfke nöbetlerine kapılmaya başladı.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

Kırkma zamanı gelince karım, “Lazar” dedi, “gel şu kahverengi yünü ayıralım, bir de beyaz ayırır, sana harmani yaparız. artık yaşlanıyorsun, bu yaşya bir adama harmani ister.” Doğru, genç bir adama harmaniyle dolaşmak yakışmaz, ama insan biraz yaşını başını alınca bir tane ister. Ben de gerçekten yaşlanıyorum., iki yer sarsıntısı, bir güneş tutulması anımsadığıma göre.
Yordan Radiçkov, Sıcak Öğle

Şimdiye kadar savaş söylentilerinin ardından barışın güçlendiği görülmemişti hiç. Tersine, barış umutlarının ardından birdenbire düşmanlıkların patlak vermesi

YAZ
Yağışlı bir güz ve sert bir kış geçiren tüm kentler gibi Saraybosna’da nisan ayı gelir gelmez kendini hissettirmeye başlayan yaz mevsimi görkemli olur. Bu ayın yumuşaklığıo başka yerlerde olduğu gibi rüzgarlarla dağılmaz veya erken bastıran sıcaklarla kuruyup gitmez;Saraybosna çukurunda dingin bir biçimde, bir çanağın dibindeymişçesine yavaş yavaş serpilir, gelişir, uzar ve herkes ondan yararlanabilir; yaşamı daha güzel kılar, en azından kolaylaştırır.
İvo Andriç, Ömer Paşa

Yaz gecesi tüm alemi sarmıştı ve civarda her şey değişmişti. Sayısız iri yıldızların dağınık ışığı gökyüzünü, görünmeyen yeryüzünden belli belirsiz ayırıyordu. Bir dipsiz sessizlik sarmıştı ve karanlıkta sadecec ekin başaklarının sıssıs diye çıkardıkları sesler ve cırcır böceklerinin nameleri tek gizli seslerdi, sanki uzaklıktan doğmuş gibi.
Konstantin Konstantinov, Bir Gece

YAZAR
Bir daha asla ayak basmayacağıma yemin etmeme karşın, iki yıllık bir aradan sonra, Belgrad dönüşü bir akşam Yazarlar Kulübüne uğradım. Yazarlarla sıkça birlikte olmanın yalnızca tatsızlık getirdiğine, kıskançlıklara, yanlış anlaşılmalara ve kinlere yol açtığına inanmam için karşımabirçok fırsat çıkmıştı. Ama yine de bu tür zihinsel itiş-kakışın, bu edebiyat eskriminin acı ve kısır olmakla birlikte, okuma parçalarına ilişkin raporlar ya da müsveddelerin düzeltilmesi gibi yazarlık mesleğinin ayrılmaz bir parçası olduğunun bilincindeydim. Ayrıca, Çehov’un bir gün genç bir yazara verdiği öğüt de aklımdaydı; ona köyünü terk etmesini, başkentteki edebiyat dünyasına katılıp onları tanımayı öğrendikten sonra, yazarlar hakkında hüküm verirken daha az idealist olmayı öneriyordu.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Yazar yaşamı bir bütün olarak algılamalıdır, diye sözüne devam etti. Büyük izlek olarak ölümü duyurmalı –insanların gururlarını, bencilliklerini ve kötü niyetlerini biraz olsun azaltabilmek amacıyla- ama buna karşıt olarak, yaşama da bir anlam vermelidir. Snat, birbiriyle çelişkili olan bu iki düşüncenin dengelenmesidir. İnsanın görevi, özellikle de yazarın-yaşlılar gibi saçmaladığımı söyleyeceksiniz- bu dünyadan ayrılırken arkasında bir eser değil, çünkü her şey eserdir, biraz iyilik, biraz bilgi bırakmasıdır. Yazılan her sözcük yaratılış efsanesi gibidir.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

Yazarlar hayal ederler.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

YAZGI
Split Yargıcı Jjerko Moskovito, o zor günlerde korkakların alın yazısı ve tarihsel gereklilik diye tanımlayarak kaçınılmaz gördükleri yazgıyı, kişisel tavrın ve medeni cesaretin nasıl değiştirebileceğini gösterip beni suçlamaktan kurtardı.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

YEMEK
Zehr ile pişen aşı
Yemeğe kim gelir.
Yunus Emre

YEMİN
Yemin etmek için zorunlu bırakıldığında bunu iki neden için kabul etmelisin: Kendini çirkin bir suçlama karşısında savunman gerektiğinde, ya da arkadaşlarını büyük tehlikelerden kurtarman gerektiğinde…
Isokrates, Pros Demonikon

Kurnaz insanların yeminlerinden umudunu kes…
Menandros, Gnomai Monostikho

Yemine saygı göster…
Pythagoras, Khrysa Epe

Çok insanlar vardır, tek kendi işleri bozulmasın diye, olmayacak şeyler söylemekten, hem de yemin ederek söylemekten çekinmezler.
Aisopos

Yeminler insanı inandırıcı kılmaz, ancak insan yeminleri inandırıcı kılabilir.
Aiskhylos, (Anthologia Stobaiou)

YENİLGİ
Acımak, çekilen acıyı çoğaltır. Hayattan çok şey istiyorsun- bu seni doyumsuzlaştırıyor sana hiçbir şey vaat edilmediğini unutuyorsun. Kendine kızıyorsun çünkü içindeki boşluğun kaynağı özleminde. Yenilgiyi gülümseyerek alt et, o zaman Dünya sana daha yakınlaşacaktır.
Miro Gavran, Clara

Beklentilerin, beklemediğinle karşılaştığında en başından başlayarak saygın bir insana yaraşır biçimde davranman önemlidir. Bu daha sonra giderek kolaylaşır; çünkü bu, kazanmaya hazırlanmışken ilk kaybedişin olmayacaktır.
Miro Gavran, Clara

YENİLİK
Tabiat kanunlarına gore insanlar daima bütün yeniliklere karşı gelirler. Ama bu uzun sürmez. Çünkü önemli olan, hayatın aldığı biçim değil, hayatın kendisidir.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

YETENEK
Yetenek bir tür lanettir, diyordu. Puşkin yeteneği yüzünden öldü. Tanrıdan gelen bir armağan kadar kıskanılan bir şey yoktur. Yeteneklere az rastlanır, ama niteliksizler yığınladır. Bu sonsuz bir çekişmedir. Hem, kendinizi kitapların içine tamamen gömmeyin. Gezin. İnsanları dinleyin. Hem de içinizden gelen kendi sesinizi dinleyin.
Danilo Kiş, Ud ve Yara İzleri

YETİM
Bu çocuğun ruhunu, yetim yaşamı karartmıştı. Her kaba söz, her yudum ekmek onda kin, nefret uyandırıyordu. O, her zaman yalnızdı, diğer insanlar da ondan uzaktılar. Onlar, onun kaderinden ve ondan korkuyorlardı., o ise onlardan nefret ediyordu. O kadar ki kendi vücudundan ve sanki kendinden nefret ediyordu. Bir defasında sağ elinin tırnağıiltihaplanmıştı. Istırab çekilmez olduğu zaman yetim Stoyko, merhem ve şifalı bitkilerle tedavi etmek yerine, tırnağını dişiyle söktü.
Dimitır Talev, Altın Anahtar

YILDIRIM
Türklerin bundan böyle hükümdarlarının unvanının değiştirdikleri haberi işte bu hava içinde kulaklarına ulaştı.: daha önce emir, sonra sultan demişlerdi, am aşimdi yıldırım diyorlardı ve bu sözcük şimşek biçiminde görülen elektrik boşalması anlamına geliyordu. Kaçaklar yere kapanmışlardı. Yıldırım, sultan olarak Balkan prenslerini ve Bizans’ı yerle bir etmişti. Yeni unvanıyla da herhalde tüm Avrupa’yı ezecekti. Ne kadar uzağa kaçarlarsa kaçsınlar, düşmanlarının ensesinde bitecekti. Gökyüzü kararıp bulutların arasından her yıldırım düşüşünde onları korkunun uçurumuna yuvarlayacaktı.
Sonradan gelen bir haber, yıldırımın bir unvan değil, babasının ölümünden sonra Kosova’da taht açıkan yeni hükümdarın, Bayezid’in lakabı olduğunu bildirdi, ne var ki bu ayrıntı tedirginlikleri azaltacağında daha da arttırıyordu. Türkler, yeryüzünü çizmelerinin altında ezmeden önce gökyüzünü fethediyorlardı. Bayraklarına aldıkları Ay hilalinden sonra, şimdi de kendilerini yıldırımlara eş görüyorlardı, yarın kime boyun eğdireceklerine gelince, bunu yalnızca Tanrı bilirdi:yıldızlara mı, kış bulutlarına mı, yoksa zamanın akışına mı?
İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt

YIL
Geri veren yok yılların bizden aldığını.
Ovidius

YOLLAR
Amir bana bunları soruyor ve ben yollar konusundaki şüpheciliğini hissettiğim için her yola göre insanların olabileceğini uzunca ve genişçe anlatmaya başlıyorum.
-Sayın Amir, birileri bu yolları aşk için dolaşıyor, diğerleri hava almak için..En çok da yaşlı emekliler yürüyor. Güneş doğar doğmaz evlerinden fırlıyorlar, birileri kafalarını dinlemek için, diğerleri sinirlerini yatıştırmak için..Birileri susarak yürüyor, diğerleri gülerek…Üçüncüleri ise bana kızarak yürüyor. Geçenlerde biri, yolu en uç noktaya kadar yapmadığım için beni azarladı. Ben- Yukarıya kadar gitmene ne gerek var, yolun yapılmasınıbekle! – diyorum. O ise: -Arkadaş, bana ne, ben bekleyemem! Zaman geçmeden yükseklerden atrafı seyretmek istiyorum çünkü nihayetinde toprağa girdim mi bir daha çıkamam! – diyor. – O zaman haklısın, en kısa zamanda senin isteğini yerine getireceğim! –diyorum.
Nikolay Haytov, Patikalar

Dostum beni ısmarlamış gel diye
Gideceğim amma yol bozuk bozuk
Pir Sultan Abdal

YÜCE KİŞİLER
Onlar davranışlarının büyüklüğüyle tanınmazlar. Onlar sessizlikleriyle, başkalarının seçilmiş cümleleriyle söylediklerinden daha çok şey anlatırlar. Yalnızlıkta, terk edilmiş hissetmezler. Kalabalıkta, yalnızdırlar. Onlar için her şey kolaydır; çünkü yenilgiden korkmazlar. Geleceğe beklentisiz ve geçmişle hayıflanmadan bakarlar. Onların büyüklüklerinin kaynağını başka yerde arama bulamazsın.
Miro Gavran, Clara

YÜKSELME
Yükselmen düşer.
Tevfik Fikret

YÜREK
Yüreklerine kilit mi vurulmuş onların?
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

Hayır, hayır, diye karşı çıktı öteki, İbrahim kimseyla alay etmiyor. İbrahim’in yüreği kar gibi bembeyazdır.
İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt

YÜZKara yüzlüye ha sabun, ha kara boya.
Mevlana

Kadın yüzü gökyüzünden daha çok değişiklik gösterir.
G.Gardony

Yüzün rengi, kalplerin casusudur.
Mevlana

ZAMAN
ZAYIF
ZENGİNLİK
ZEVK

ZAMAN
Kim Ey Tanrım, şimdi, gelecek ve geçmişi ayırarak aralarına kesin bir çizgi çizebilir?
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

Ona ayrılmış olan bütüno sayfaları, soğuk içime işleyerek, gözyaşları içinde, birkaç saat zarfında okuyup bitirmiştim. Zaman kavramım kalmamıştı.Bu buz gibi kitaplığa geleli bir saat mi olmuştu, yoksa, dışarıda gün çoktan ağarmış mıydı?Her çeşit zaman mekan kavramını tamamen yitirmiştim dedim.
Danilo Kiş, Ölüler Ansiklopedisi

Kudretli zaman her şeyi yok eder.
Sophokles

Biliyorum ki tanrılar sürekli bir değişimden yanadırlar. Herşey; güçlüler, zayıflar, gelişmiş olanlar az gelişmiş olan
lar, hepsi talihin değişimlerine boyun eğerler. Kuvvetli olanların bu durumları sürekli olarak devam edemez. Troia Sava-
şı’nda Hellenlere önderlik etmiş olanların kenti Mykenai, Asur’lulann kral sarayı Ninive, bir zamanlar Hellenlere ege
menlik etmiş olan Thebai; bunlardan geriye ne kaldı?… İşte insanlara ait olan herşey böylesine tesadüf eseridir ve tümüy
le gelip geçicidir…
Pausanias, Periegesis tes Hellados

Yine battı güneş, yine karanlık çöktü yollara.
Homeros, Odysseia

Yaşamak günlük bir nöbete benzer, ömrün uzunluğu da bir tek gün gibidir, o günün sonunda ışığa kavuştuktan sonra yerimizi bizden sonrakilere bırakırız. Bu hayatı yaşamayıp büyük bir çabayla ikinci başka bir hayatı yaşamaya hazırlananlar var. Halbuki bu arada onlara bırakılan zaman gelip geçiyor. Harcanacak şeylerin en değerlisi zamandır.
Antiphon
Zaman umutlarımızı gerçekleştirmek için uğraşmaz; o işini görür ve uçar. Beni örnek alınız; o kadar ünlüydüm ki herkesin gözü üzerimdeydi, kader onu benden, üfleyivermekle havalara uçan bir tüy gibi, bir günde aldı.
Euripides, Herakles

Gerçeği zaman ortaya çıkarır.
Menandros, Gnomai Monostikhoi

Zaman her zorluğu gidermenin yolunu bulur.
Aisopos

Eskidenine olduğumuza değil, şimdi ne olduğumuza bakmalıyız.
Phaidrös, Appendix Perottina

Zaman bir çocuktur; (bir bakarsınız) dama taşlarıyla oynayan bir çocuk, (bir bakarsınız) tahtta oturan bir çocuk.
Herakleitos

Yalnızca büyük şeyler değil, bir üzüm tanesi, bir incir bile bir anda olgunlaşmaz. Bana: Şimdi bir incir istiyorum dersen, sana ‘Dostum, bunun için zaman ister. Bekle de tane doğsun, sonra büyüsün ve olgunlaşsın diye cevap veririm. Oysa ki sen ruhların bir atılışta meyvelerini tam olgunlaştırmalarını istiyorsun. Bu doğrumudur?.
Epiktetos

Zaman aktı. Ölümümden buyana beş yüz yıl geçti. Sonra beş yüz yetmiş yıl. Sonra altı yüz yıl. Bana gelince, hep buradayım, türbemde, yas beliren o zayıf alevin altında yalnız başıma. Onların gürültüsü, denizin uğultusu gibi durmaksızın sürüyor. Rüzgar, gelip geçenlerin attığı gazete parçalarını oraya buraya savuruyor. Böyleleikle, olup bitenleri ara sıra öğreniyorum. Tuhaf ülke adları, vezir adları ve olaylar görüyorum bu gazetelerde: NATO, R.Cook, Madeleine Albright; Srebrenica’da çocuk kıyımı, Miloşeviç, Mein Kampf. Sonra, yeniden o kadın vezirin adı. Hatta ara sıra benim adım bile geçiyor: Birinci Murat Hüdavendigar.
İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt

ZAYIF
İsteyen zayıftır, ama isteyenden istenen şey de zayıftır.
Mehmet Selimoviç, Derviş ve Ölüm

ZENGİNLİK
Servetim olmasını isterim, haksızlıkla zengin olmayı, asla
Solon

Büyük servet çok güzel rüyalar gördürür.
Mor Jokai

Eskiden de para vardı, zengin olanlarda. Yalnız bu kimseler azdı ve zenginliklerini, engerek yılanının ayaklarını gizlediği gibi gizlerlerdi. Onlar yalnız soyluluklarıyla övünür, onu bir güç ve savunma vasıtası gibi taşır ve kullanırlardı. Bu hem, kendileri, hem de etrafındakiler için ağır bir yüktü. Şimdi ise zenginlik ya da zenginlik denilen şey, geneldi. Çoğu zaman da kişisel zevk ve eğlence biçiminde kendini gösteriyordu. İşte onun içindir ki, onun pırıltısını ve kıpırtısını herkes görebiliyordu… Geriye kalan her şey de böyle idi. O zamana kadar gizli kapaklı yollarla tadılan zevkler, şimdi açıkça satın alınabiliyordu. Ve bu … onların çekicilik gücünü de, onların arayanların sayısını da çoğaltıyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

Şarkı çalıyor ve sanki bi rinsanın ne kadar zengin ve aynı zamanda ne kadar bedbaht olduğu hikayesini anlatıyordu. Salih Yaşar’a bu zenginlik neye lazımdı? Pek geç gelmişti.Şehirden dönerken, arabalardan çıkan ahenkli sesin yayıldığı anayolun sağ tarafındaki bayırın üzerinde bulunan mezarlıkta iki oğlu, iki şahin yatıyordu. Mezarları üzerinde , yüksek ve kaba saba yontulmuş taşlar dikiliydi. Oradaki toprak, sanki hiçbir zaman kazılmamış gibi ota bürünmüştü ve sanki bizzat Tanrı tarafından dikilen bir leylak her ilkbaharda çiçek açarak etrafa nefis koku saçıyordu. Salih Yaşar: “Altınlarımdan ne onlara bir şey götürebileceğim, ne de yanlarına gittiğm zaman yanıma bir şey alabileceğim” diye düşünüyordu. Karanlık, Salih Yaşar’ın gözlerini örtüyordu ve o anda bu gözlerde neler gizlendiğini görmek mümkün değildi. Ve yere bakarak kendi kendine, zengin olacağıma, mavi gözleriyle hala karşımda gülümseyen iki tosunum sağ olsaydı daha iyi olurdu, diyordu.
Yordan Yovkov, Tekerleklerin Şarkısı

ZEVK
Vişegradlilarin umursamaz bir yaşama ve zevkeolan düşkünlükleri, yabancıların getirdikleri yeni karlar, yeni ticaret biçimi, yeni geleneklerle büsbütün alevleniyor e gerçekleşmek imkanlarını buluyordu.
İvo Andriç, Drina Köprüsü

Hayattan aldığımız her zevki ona muadil bir ıstırapla öderiz.
Peyami Safa

Bir kimseden kaçan bir zevk, yahut da bir yoksuzluk, bir diğerinin evine koşup gider.
Sophokles

Sen dünyada içine biraz da kötülük karışmayan bir iyilik, biraz da acısı olmayan bir zevk gördün mü hiç?
Plautus

Erdemle sürekli ve ısrarlı bir biçimde ilgilenmek ve yaşamı sağduyu ile düzenlemek her zaman gerçek ve daha kalıcı zevkler armağan eder.
Isokrates, Pros Demonikon

Ne pahasına olursa olsun her çeşit zevkin peşinde koşmak aptalcadır, ancak ne pahasına olursa olsun her zevkten kaçınmak da doğaya aykırıdır.
Plutarkhos, Ethika

Zevklerine hakim olan kişi onlardan uzak duran değil tatlarına baktığı halde doğru yoldan çıkmayandır.
Aristippos, (Anthologia Stobaiou)

Her zevki değil, sadece iyiliğin için olanı tercih etmen gerekir.
Demokritos, Fragman

Kontrolsüz ve ölçüsüz zevklerimizden ne pahasına olursa olsun kaçınmamız gerekir.
Iamblikhos, [Anthologia Stobaiou)

Üzüntü getiren zevklerden uzak dur.
Solon, (Anthologia Stobaiou)

Zevklerin bazıları iyi, bazıları ise kötüdür. İyi olanlar yararlı, kötü olanlar da zararlıdır. Tüm eylemlerimizin amacı iyilik olmalı ve bu uğurda her şeyi yapmalıyız…
Platon, Gorgias

Bedensel zevklere yenik düşmüş bir insana hiçbir erdem yakışmaz…
Ksenophon

Her zevki değil, sadece iyiliğin için olanı tercih etmen gerekir.
Demokritos, Fragman

Kontrolsüz ve ölçüsüz zevklerimizden ne pahasına olursa olsun kaçınmamız gerekir.
Iamblikhos, (Anthologia Stobaiou)

Üzüntü getiren zevklerden uzak durun.
Solon, (Anthologia Stobaiou)

Zevklerin bazıları iyi bazıları ise kötüdür. İyi olanlar yararlı, kötü olanlar da zararlıdır. Tüm eylemlerimizin amacı iyilik olmalı ve bu uğurda her şeyi yapmalıyız.
Platon, Gorgias

Bedensel zevklere yenik düşmüş bir insana hiçbir erdem yakışmaz.
Ksenophon, Apomnemoneumata

YAZARLAR

Abasıyanık, Sait Faik Türk Hikayeci (1906-1954)
Abdülhak Molla, Türk hekim, divan şairi (1786-1853)
Adıvar, Halide Edip Türk Romancı (1884-1964)
Aeschylus: Yunan Trajedi şairi (İ.Ö 525-456)
Ahi, Niğbolulu Hasan: Türk Divan şairi (1476-1517)
Ahmet Haşim: Türk şair (?-1497)
Aiskhylos (İö. 525-456) Eski Yunanlı Filozof
Aisopos: Eski Yunanlı masal yazarı (İ.Ö 570 sıralarında)
Alkidamas (İö. Iv. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Alkmeon (İö. Vi. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Amphidos Veya Amphis (İö. Iv. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Andriç, İvo, Yugoslav yazar
Antiphanes: Eski Yunanlı şair, komedi yazarı ( İ.Ö 408/5?-334/1?)
Antiphon (İ.Ö. 480-411) Eski Yunanlı Filozof
Antisthenes (İö. 444-365) Eski Yunanlı Filozof
Apollonius, Rodoslu : Eski Yunanlı hatip ve şair (İ.Ö 222-181)
Aristippos (İö.435-366/355) Eski Yunanlı Filozof
Aristophanes (İ.Ö. 448/445 – 388/385) Eski Yunanlı Filozof
Aristoteles (İö. 384-322) Eski Yunanlı Filozof
Arkhilokos : Eski Yunanlı şair ve yergi yazarı (İ.Ö VII. Y.Y)
Aşık Veysel, Türk Halk Şairi, (1894-
Astydamas (İö. Iv. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Ataç, Nurullah: Türk deneme ve eleştirme yazarı ( 1898-1957)
Atatürk, Mustafa Kemal: T.C Devlet Adamı İlk Cumhurbaşkanı (1881-1938)
Atay, Fatih Rıfkı: Türk Yazar ve gazeteci (1894-1971)

Bener, H Erhan, Türk romancı hikayeci, 1928-
Beyatlı, Yahya Kemal: Türk Şair (1884-1958)
Bias (İö. 625-520) Eski Yunanlı Filozof
Bion: Eski Yunanlı Şair. (İ.Ö 300?-100?)
Büyük İskender

Csatho, Kalman: Macar oyun yazarı ve romancı (1881-1964)
Csiky, Gergely, Macar Oyun yazarı (1842-1891)

Çamlıbel, Faruk Nafiz: Türk şair (1898-)
Çudomir, Bulgar hikaye yazarı

Dede Korkut
Demokritos (İö. 460-370) Eski Yunanlı Filozof
Demosthenes: Yunanlı hatip (İ.Ö 385-322)
Dimitrov, Bulgar Devlet Adamı
Diogenes Laertios (Yaklş. İs. Iii- Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Diogenes: Eski Yunanlı filozof (İ.Ö 44 sıralarında)
Diphilos (Yaklş. İö. Iv.-Iii. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Dranas, Ahmet Muhip: Türk şair (1909-)

Eflatun: Eski Yunanlı filozof (İ.Ö 428-347)
Epikharmos (L.Ö. 540-450) Eski Yunanlı Filozof
Epiktetos (İs.40-125) Eski Yunanlı Filozof
Epikuros: Eski Yunanlı filozof (İ.Ö 342-270)
Ersoy, Mehmet Akif, Türk şair
Euripides: Eski Yunanlı oyun yazarı (İ.Ö 480-406)
Eyüboğlu, Bedri Rahmi, Türk şair ve yazar (1913-

Fuzuli(Mehmet): Türk divan şairi (1495-?1556)

Gardony, Geza: Macar yazar (1863-1922)
Gavran,Miro, çağdaş Hırvat yazar
Güntekin, Reşat Nuri : Türk romancı, hikayeci ve oyun yazarı (1889-1956)
Gürpınar, Hüseyin Rahmi: Türk romancı (1864-1944)

Hacı Bayram-ı Veli: Türk mutasavvıf (1352-1429)
Hatemi (Edirneli İbrahim): Türk divan şairi (XVII.Y.Y)
Haytov, Nikolay, Bulgar hikaye yazarı
Heraclitus: Eski Yunalı filozof (İ.Ö 536-470)
Herczeg, Ferenc : Macar Romancı ve oyun yazarı (1863-?)
Herodotus: Eski Yunanlı tarihçi ( İ.Ö 484-424?)
Hesiodos : Eski Yunanlı şair (İ.Ö VIII.Y.Y)
Hippocrates: Eski Yunanlı hekim (İ.Ö 460-357)
Hisar, Abdlhak Şinasi: Türk romancı ve yazar (1883-1963)
Hivzi Süleymani, Kosovali Arnavut Yazar
Homeros: Eski Yunanlı destan şairi (İ.Ö VIII. Y.Y)

Iamblikhos (İs. Iv. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Ionesco, Eugene: Romen asıllık fransız oyun yazarı (1912-.)
Isokrates (İ.Ö.436-338) Eski Yunanlı Filozof
Istrati, Panait, Romen hikaye ve roman yazarı
İzzetbegoviç, Aliya, Bosna Devlet Adamı

Jokai, Mor: Macar romancı (1825-1904)

Kadare, İsmail, 1936 Gjirokaster Arnavutluk doğumlu yazar.
Karacaoğlan: Türk halk şairi (1606-?1679)
Karay, Refik Halit, Türk romancı
Katibi, Türk Halk Şairi, 17.yy
Kelmendi, Ramiz, Kosovalı Arnavut Yazar, İpek (1930-)
Kemal Paşazade, Türk Divan Şairi (? –1533)
Khilon (İö. Vi. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Kiş, Danilo,Yugoslav yazar (1935-1989)
Kisfaludy,Karoly: Macar oyun yazarı,hikayeci (1788-1830)
Kleanthes (İö. 331-232) Eski Yunanlı Filozof
Kleobulos (İö. Vl Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Konstantinov Konstantin, Bulgar hikaye yazarı
Korinthos’lu Periandros ) Eski Yunanlı Filozof
Krezüs: Lidya Kralı (İ.Ö 560 sıralarında)
Kritias (İ.Ö. V. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Ksenophanes (İö. 570-475) Eski Yunanlı Filozof
Ksenophon (İ.Ö. 430-355) Eski Yunanlı Filozof

Lesbos’lu Pittakos, Eski Yunanlı Filozof
Lukianos, eski Yunanlı yergi yazarı (120-180)
Lysias (İö.445-380) Eski Yunanlı Filozof

Mahmut Nedim Paşa, Türk vezir, divan şairi, 1818-1883
Menander: Eski Yunanlı şair (İ.Ö 342-291)
Mevlana Celaleddin Rumi: Türk tasavvuf şairi (1207-1273)
Mikszath,Kalman: Macar Romancı (1847-1910)
Miletos’lu Thales, Eski Yunanlı Filozof
Mimnermus: Eski Yunanlı şair (İ.Ö 630-600)
Mousonios (İ.Ö. I. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Muallim Feyzi, Türk Divan Şairi, 1842-1910

Nahifi, Türk Divan Şairi (?-1738)
Namık Kemal: Türk vatan şairi (1840-1888)

Ongun, Cemil Sena, Türk filozof ve yazar, (1894- )
Ovidius, Publius: Romalı şair (İ.Ö 43-İ.S 18)

Pausanias (İ.S. Ii. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Pelin, Elin Bulgar hikaye yazarı
Periandros (İö. 668-585) Eski Yunanlı Filozof
Phaborinos (İs. Ii.Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Phaidros (Phaedrus) (İö. 15-1/İs.54/68) Eski Yunanlı Filozof
Philemon (İö. 361-262) Eski Yunanlı Filozof
Phokylides (İö. Vi. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Pindaros (İö. 522/518-446) Eski Yunanlı Filozof
Pir Sultan Abdal: Türk tasavvuf şairi (XVI.Y.Y)
Pittacus: Eski Yunanlı şair, yedi hakimden birisi (İ.Ö 652-569)
Pittakos (İö. 648-569) Eski Yunanlı Filozof
Platon Eski Yunanlı Filozof
Plautus
Plutarkhos: Eski Yunanlı ahlakçı ve hayat hikayesi yazarı (66 sıralarında)
Priene’li Bias
Pythagoras (İö. Vi. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof

Radiçkov, Yordan, Bulgar hikaye yazarı
Ragıp Paşa, Türk Divan Şairi (1699-1763)
Ratip Paşa, Türk Divan Şairi (?-1761)
Rayçev, Georgi, Bulgar hikaye yazarı
Ruhsati , Türk Halk Şairi, 1856-1899

Sabit (Bosnalı Alaeddin) Türk divan şairi (1650-1712)
Safa, Peyami: Türk romancı ve yazar (1899-1961)
Sakallı Celal, Türk düşünürü
Sappho: Eski Yunanlı kadın şair (İ.Ö 612-?)
Selimoviç, Meşa, Bosnalı romancı
Seyrani, Türk Halk Şairir, 1807-1866
Simonides (İ.Ö. 556-467) Eski Yunanlı Filozof
Socrates: Eski Yunanlı filozof (İ.Ö 469-399)
Solon (I.Ö. 640-558) Eski Yunanlı Filozof
Sophokles: Eski yunanlı trajedi şairi ve oyun yazarı (İ.Ö 495-406)
Sparta’lı Khilon
Stanev, Emiliyan, Bulgar hikaye yazarı
Stobaios (I.S. V. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Süleymani, Hivzi, Kosovalı Arnavut Yazar, Mitroviça (1910-9
Szabo, Dezsö: Macar romancı (1879-1945)
Szigligeti, E.: Macar oyun yazarı (1815-1878)

Şahabettin, Cenap : Türk şair ve yazar (1870-1934)
Şatiroğlu, Aşık Veysel: Türk halk şairi (1894-)
Şeyhi, Türk divan şairir (1371-1431)
Şeyhülislam Yahya
Şinasi, Türk Şair ve Gazeteci, 1826-1871
Şkreli, Azem, Kosovalı Arnavut yazar, İpek (1938-)

Talev,Dimitir Bulgar hikaye yazarı
Tarancı, Cahit Sıtk, Türk Şair (1910-1956)ı
Tevfik Fikret: Türk şair (1867-1915)
Thales (İö 624-545) Eski Yunanlı Filozof
Theages (İ.Ö. Vi. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Themistocles: Atinalı devlet adamı,hatip (İ.Ö 514?-449)
Theognis (Yaklş. İ.Ö. Vil Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Theokritos (İ.Ö. Iii. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Thukydides (İ.Ö. 460-440) Eski Yunanlı Filozof
Timokreon (İö. V. Yüzyıl) Eski Yunanlı Filozof
Tito, Josip Broz Yugoslav Devlet Adamı

Yovkov, Yordan, Bulgar hikaye yazarı
Yunus Emre, Türk tasavvuf şairi (1250-1320)

Ziya Paşa

insanlar maymundan geliyorsa şimdiki maymunlar neden insan olmuyor

Hakkında Hasan Yener

SM Haber Genel Yayın Yönetmeni SEO - Digital Pazarlama - Sosyal Medya Pazarlama iletisim@sosyalmedyahaber.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir