https://juragankomik.com
Perşembe , 14 Kasım 2024

Akıllı telefon ve tabletlerdeki veriyi nasıl korumalıyız?

Bugünlerde mobil bir cihaz taşımak adeta ikinci bir cüzdan taşımakla eşdeğer. Bu ikinci cüzdanda para yerine bilgi taşınması ise mobil cihazlarımızı kötü niyetli kişiler için açık bir hedef haline getiriyor. Peki, nasıl korunmalıyız?

İnternet ve veri güvenliğinde küresel çözüm sağlayıcı Trend Micro, ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Ulusal Siber Güvenlik Birliği ve Çoklu Eyalet Bilgi Paylaşımı ve Analizi Merkezi’nin ortaklaşa başlattığı ve Ekim ayı boyunca sürecek olan Ulusal Siber Güvenlik Farkındalık Ayı programı kapsamında tüm kullanıcıları bilgilendiriyor.

E-posta gönderimi, sosyal medya erişimi ve çevrimiçi bankacılık uygulamalarının kullanımı mobil cihazlar için artık rutin uygulamalar. Kullanıcılar ise genellikle mobil cihazlarında ne kadar veri barındırdıklarının farkında değiller. Kötü niyetli kişiler ise mobil cihazlarımızdan arama geçmişi, SMS, e-posta bilgileri, fotoğraflar, videolar, uygulamalara giriş şifreleri ve GPS bilgileri dahil birçok değerli bilginin peşinde.

Bilgisayar korsanları aynı zamanda sosyal ağlar, bankalar, uygulama mağazaları ve oyunlar gibi platformlardaki verilerimize de erişmek istiyorlar. Bu platformlarda bulunabilecek kredi kartı numaraları, adresler ve kişi bilgileri ise siber suçlular için oldukça cazip hedefler.

 

Kullanıcılar korunmak için neler yapabilirler?

‘Aşırı paylaşım’dan kaçının

Bazı kullanıcılar sosyal ağları kendi uzantıları olarak gördüklerinden kişisel bilgileriyle ilgili ‘aşırı paylaşım’ olarak nitelendirilen çok fazla detay paylaşabiliyor. Örneğin tatil planları gibi kişisel bilgilerin sosyal medya üzerinden paylaşılmasıyla, kötü niyetli kişiler fiziksel olarak evden uzakta olunduğunuzu anlayabiliyorlar. Aynı zamanda bu tarz iletişim bilgilerinin açıkça paylaşılması dolandırıcılar ve istenmeyen e-posta gönderimi yapan kişiler için interneti kocaman bir telefon defterine dönüştürüyor.

 

Şüpheli ve zararlı yazılımlara karşı dikkatli olun

Geçtiğimiz sene yüksek güvenlik riski taşıyan ve zararlı yazılımların sayısı büyük ölçüde arttı. Zararlı yazılımlar genellikle kişilerin kullanıcı adı ve şifrelerini ele geçirmek, SMS’lerini okumak ve konum bilgilerine erişmek için kullanılıyor. Fakat burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise sosyal medyaya ve depolanmış bilgiye erişim izni isteyen yasal mobil uygulamaların birçoğunun kişisel bilgileri açığa çıkartma tehlikesi. Yoğun reklam içeren uygulamalar da cihazlarda birçok şüpheli aktiviteye neden oluyor.

Açık Ağ Bağlantıları korunmasız cihazları tehdit ediyor

Mobil cihazıyla ortamdaki ortak kablosuz ağa bağlanarak internete giren kullanıcıların trafikleri, yine o ağa bağlanmış kişiler tarafından izlenebiliyor. Aynı ağa bağlı kötü niyetli kişiler bazı takip uygulamalarıyla kullanıcıların ağ üzerinde gönderdiği korunmasız verilerini kaydedip Facebook, Twitter ve YouTube hesaplarına erişebiliyorlar. Bu durum kullanıcıların kişisel hesaplarındaki bilgilerin çalınması ve değiştirilmesine neden oluyor.

Zayıf Şifrelerden kaçının

Kullanıcılar şifre konusunda belli başlı iki büyük hata yapıyorlar. Bunlardan birincisi zayıf şifreler oluşturmak. İkincisi ise e-posta ve mobil bankacılık gibi birçok farklı işlemde aynı şifreyi kullanmak. Bu işlemlerde tek ve zayıf bir şifre kullanmak, bilgisayar korsanlarına elinizdeki bütün zenginliklerin kapısını açabilen tek bir anahtar vermekle eşdeğer. Bunun yanında birçok cihazın güvenlik kilidi ve şifreleme özelliği olmasına rağmen kullanıcıların pek kullanmaması, kötü niyetli kişilerin cihaz kaybolduğu zaman içindeki bütün bilgilere erişebilmesine imkân tanıyor. Bu durumlarda cihazları uzaktan kilitleyebilen mobil bir güvenlik yazılımı kullanmak sorunu çözüyor.

Güvenli olmayan Bulut Hizmetleri

Son dönemde meydana gelen Hollywood ünlülerinin kişisel bilgilerinin çalınması olayı bu alandaki en dikkat çekici olaylardan birisi. Sektöre birçok bulut servis sağlayıcısı eklenmesine rağmen birçoğu güvenlik ve veri korumayı ön planda değerlendirmiyor. Bu tarz bulut hizmetleri veri güvenliğini tehlikeye atabiliyor. Bunun yanında kapanan bazı bulut sağlayıcılar verilere ulaşılmasını imkânsız hale getirebiliyor. Bu durumda daha başka bulut hizmeti sağlayıcısına bu verilerin taşınması durumunda güvenlik açıkları meydana geliyor.

 

Hakkında Fikri Sabit

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir