16 Mayıs Perşembe akşamı sosyal medya kalemleri IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım ile hasbihal ediyor! Gazze’ye insani yardım filosu ve Mavi Marmara organizatörü Başkan Bülent yıldırım; Mavi Marmara, özür, abluka, ambargo ve dava süreçleri hakkında bilgiler verecek ve hasbihal ortamında sizlerin sorularını cevaplayacak.  16 Mayıs perşembe akşamı saat 20.00’da sözlük yazarları,  gazeteciler, genç gönülllüler ve sosyal medyada yazan herkes bu sohbete davetli. Mavi Marmara hakkında merak ettikleriniz, Mavi Marmara baskını sonrası özür süreci ambargo gibi pek çok konuda Bülent Yıldırım ile konuşma fırsatı yakalayacaksınız.   Bilgi ve İrtibat:  sosyalmedya@ihh.org.tr Yer: IHH Vakıf Merkezi IHH İnternet ve Sosyal Medya Birimi Sorumlusu İslam Arslan – (0507)9716758 Katılım durumunu sosyalmedya@ihh.org.tr adresine bildirmeniz gerekmektedir.

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Kulübü artık gelenekselleşen Beyazıt Yönetim Zirvesi ile bu yıl “Algı Yönetimi” konusunu ele alıyor.  İş dünyasının değerli isimlerinin katılacağı BYZ ile Algı Yönetimi konuşulacak. İş dünyasından değerli isimlerin yanı sıra Rusya Başkonsolosu Alexey ERKHOV’da zirvede konuk olacak. Zirvenin en eğlenceli bölümü ise Leyla ile Mecnun dizisinin ünlü karakteri Erdal Bakkal yani Cengiz Bokurt söyleşisi olacağa benziyor.   1.GÜN   09.30- 10.00 AÇILIŞ -İÜ Rektör Yardımcısı -İÜ SBF Dekanı Prof. Dr. Emrah Cengiz -İÜ SBF İşletme Kulübü Danışmanı Doç. Dr. Selim Yazıcı -İÜ SBF İşletme Kulübü Başkanı Hayal Çıtak 10.00 – 11.30 “Modern Yönetim Tekniği Olarak Algı” -Ali Saydam – Bersay İletişim Grubu Yönetim Kurulu Onursal Başkanı 11.45 – 13.00 ” Teknoloji Dünyasında Algı Yönetimi” -Serdar Salepcioğlu – NetSafe IT Security Technologies Genel Müdürü -Ümit Günel- Arçelik Pazarlama Yöneticisi 13.00 – 13:30 “Murat Eğitim’le Kariyer Yolu” 13:30 – 14:00 Yemek Arası 14.00 – 15.30 “Finans ve …

Bir anda tüm dünyayı etkisi altına alan ve Youtube’da izlenme rekoru kıran Gangnam Style videosu ve dansı Türkiye’de dansçıları harekete geçirdi.  Şubat 2007’de “Görüntülü Hayat Ansiklopedisi ” sloganıyla hareket eden UZMANTV , Gangnam Style dansını masaya yatırıp ve Dans Eğitmeni Aytunç Bentürk’ün anlatımıyla “Gangnam Style Dansı Nasıl Yapılır?” videolarını hazırladılar. Videolarda şu sorulara cevap veriliyor; Gangnam Style dansı nasıl yapılır? Gangnam Style dansında temel ayak hareketleri nasıldır? Gangnam Style dansında kalça nasıl hareket ettirilir? Gangnam Style dansının özellikleri nelerdir? Gangnam Style dansında el ve kol hareketleri nasıl yapılır? Videolar için: http://www.uzmantv.com/konu/gangnam-style-dansini-ogrenin Twitter’da #uzmanstyle etiketiyle paylaşılan videolar bir süre gündemi meşgul edeceğe benziyor:)

Gerçek hayatta olduğu gibi sosyal medyada da politikadan bahsetmeyi oldukça seviyoruz. Özellikle Twitter’da hemen her gün politik bir #hashtag ile karşılaşabiliriz. Türkiye’li Twitter kullanıcıları politikadan en çok bahsedenler arasında 2. sırada yer alıyor. (E- Diplomacy). Birinci sırada ise ABD var çünkü başkanlık seçimleri geldi çattı. Entrepreneur ‘de  Scott Levy ABD’de seçim sürecini değerlendirerek hem markaların hem de kişilerin sosyal ağlarda siyasetten bahsederken nelere dikkat edilmesi gerektiğini çok güzel özetleyen bir yazı yazmış. Türkiye’de bir markanın deskteklediği parti veya görüşü açıkça belirttiğine ve kurumsal olarak desteklediğine pek şahit olmasak da ABD’de sosyal medyada bunu yapan kurum ve markalar olmuş olacak ki Levy “Markanızı kamulaştırmayın” diyor.  Ayrıca Levy, kişilere siyasetten bahsederken kendilerine şu soruyu sormalarını istiyor: ” Bu yazdığımı müşterime veya iş arkadaşıma söyler miydim?” Facebook ve özellikle Twitter’da online olmanın getirdiği rahatlıkla siyasi görüşlerimizi yansıtırken ne kadar doğru paylaşımlar yapıyoruz? Propoganda yapmak ve görüş paylaşmak arasında ki ince çizgiyi çoğu zaman kaçırdığımız …

Hayatın pek çok alanında olduğu gibi politikanın nabzı da Twitter’da atıyor. Ülkemizde de olduğu gibi artık kamu kurum ve kuruluşlarının ve politikacıların Twitter hesapları var verilmek istenen mesajlar politikacıların ağzından bu hesaplardan veriliyor. Sosyal medyanın kitleler üzerindeki yadsınmaz etkisini fark edip değerlenmdirmek isteyen politkacılar Twitter yoluyla kitlelere ulaşma yarışındalar. Sıkça duyduğumuz e-devlet kavramından sonra şimdi ortaya “e-diplomasi” kavramı çıktı yani diplomasi sosyal medyaya taşındı. Agence France Presse (AFP)’nin geliştirdiği Twitter uygulaması E-Diplomacy Hub, dünya genelinde etkili devletleri, politikacıları, diplomatları inceleyebileceğiniz bir uygulama. Ülke ülke ayırabildiğiniz uygulamada her ülke için devlet başkanları, aktivistler, düşünürler ve uluslar arası organizasyonların twitlerini ve yarattığı diplomatik etkilere ulaşabiliyorsunuz. Siteyi ilginç kılan bir özellik de uluslar arası etkileşim yaratan terör örgütlerinin yer alması. Terör örgütlerine ait hesaplar da sitede farklı bir bölümde değerlendiriliyor.   Politika ile ilgilenenlerin bu siteyi kullanmasını öneririm. Hem Türkiye hem de Dünya politikasını takip edebileceğiniz başarılı bir uygulama olmuş. Siteyi incelediğimde dikkatimi …

Aslına bakarsanız bu yazı önce “Atilla Taş’ın Sosyal Medya Üzerinde Etkisi” olarak başladı. Burada size Yam Yam Style’ın üzerimizde yarattığı etkiden ve Atilla Taş’ın kendisiyle dalga geçerek bizleri trollediğinden bahsetmek üzere yazıya başlamıştım. Atilla Taş’ın Youtube üzerinde yayınladığı Gangnam Style şarkısını çevirdiği Yam Yam Style şarkısı bir anda gündemimize oturdu oturmasına ancak asıl sosyal medyada gündem olan Youtube’da videoun altına Sezer Demir yazılmış şu ileti ve sonrasında gelişenler oldu; “He is from Greece (beyler iteleyin yunanistana)” Ve gündemimize bir anda “Yunanistana itelemek” kavramı giriverdi. Türkiye olarak utandığımız herkesi dünya gündeminde Yunanistan’a öteleyerek milli birlik ve beraberliğimizi pekiştirdik, ben konuyla ilgili bir yazı yazıyordum ki aynı saatlerde popçu Doğuş gündemin dümenini bir anda çevirdi ve Pittbull’un şarkısını yorumladığı “Nettin Gari Lo” şaheseriyle sosyal medyayı SALLADI. Bugün oturup hem Atilla Taş hem Doğuş etkisini değerlendirmek üzere bir yazı yazayım dedim ki  o saatlerde korkulan oldu ve Hilal Cebeci şu tiviti attı; Hilal …

Yarın İstanbul çok önemli bir konferansa ev sahipliği yapacak. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Kurumu ve SETA vakfının hazırladığı İstanbul Küresel Forumu yarın İstanbul Kongre Merkezi’nde başlayacak.   Ana teması “ADALET” olarak belirlenen konferansa Türkiye’den ve yurt dışından pek çok konuşmacı yer alacak. Sabah 9.00’da başlayacak konferansın açılış konuşmasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yapacak. Ayrıca konferansta Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Avrupa Birliği Bakanı ve Baş müzakereci Egemen Bağış ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç konuşmacılar arasında yer alacağı gibi yurt dışından çeşitli diplomatlar da konferansta olacaklar.   “Küresel Aktörler Adalet’i Tartışıyor” sloganı ile tanıtımı yapılan konferansta ilgi çekici oturumlardan biri “Dünya Siyasetinde Türkiye ve Adalet Meselesi” oturumu olacağa benziyor. Ayrıca Pazar günü Suriye konuşulacak.   Kısmet olursa yarın orada olacağım.   Kayıt ve iletişim için: http://www.iwf.org.tr/program-4/?lang=tr Beyrut YILDIRIM

ABD’de seçim heyecanı hız kesemeden devam ediyor. 6 Kasım’da gerçekleşecek seçimlerde adaylar Barack Obama ve Mitt Romney seçim çalışmalarını sürdürüyorlar. Sosyal ağların nabzını tutmak ve görüşlerin paylaşılması için YAHOO yeni bir app hazırladı. Bugün yayınlanan uygulamanın çıkış noktası “SESİNİ DUYUR”  . “Kim kazanacak?” gibi anketlerin yanı sıra adayların kampanyaları ile ilgili her türlü yazılı görsel bilgilere ulaşabiliyorsunuz. Uygulamaya kendi yazılı posterlerinizi hazırlayabileceğiniz eğlenceli bölümler de eklenmiş. Amerika’da ki seçimden bize ne diyebilirsiniz. Olayın ana fikri seçim değil uygulamanın ta kendisi zaten. Yaklaşan yerel seçimler için bu tarz bir uygulama yapılsa güzel olurdu. Buradan tüm yazılımcılara duyurulur:)   Beyrut YILDIRIM İncelemek için: http://ycorpblog.com/2012/10/01/intonow-elections-201/    

Sosyal ağların gücünü artık iliklerimize kadar hissettiğimiz bir döneme girdik. Amerikan Başkanı Barack Obama’nın 2008’de Twitter’dan yürüttüğü kampanya ile seçimlerde gücünü arttırması, Mısır’da “Arap Baharı” diye tabir ettiğimiz devrimin adeta sosyal ağlardan destek alarak gerçekleşmesi, markaların uyguladığı pazarlama kampanyalarıyla isimlerini daha geniş kitlelere duyurması hatta adı duyulmamış markaların sosyal ağlarla ünlenip başarıya ulaşması bu gücün ne boyutlarda olduğunu gösteriyor. Türkiye’de bu gücün farkında ve siyasilerimiz(2013 yerel seçimlerde sosyal medyanın nasıl yoğun kullanılacağını göreceğiz.*),global markalar, yerli markalar, butik markalar, ünlüler bu büyüyen sosyal network içinde yerlerini çoktan aldılar. Kurum ve markalar için büyük güç olan sosyal medya, son günlerde daha da çok hissettiğimiz bir problem ile karşı karşıya: Olumsuz Manipülasyon. Aslına bakarsanız medya varolduğu günden bugüne sadece göstermek istediğini göstererek kitleleri manipüle ettiğini biliyoruz. Bununla ilgili daha önce sıkça paylaşılan bu görsel durumu özetliyor. Medya, kendi bakış açısıyla insanlara bir vizyon sunuyor ve biz bize sunulanı izleyip, okuyup yorumluyorDuk Ancak sosyal …

Google Plus: Kendi çalışanlarının bile kullanmadığı ölü doğmuş bir sosyal ağ! Hepimiz ilk çıktığında birer hesap açtık ve o hesapları durdukları tozlu raflardan çıkartma zamanı geldi. Neden mi? Çünkü HANGOUT! Google Plus geliştirdiği  görüntüsüyle Facebook+Linkedin karışımı bir hale dönüşmüş olsa da  Hangout ile takdiri hakeden bir iş çıkarmış. Hangout ile 10 kişiye kadar toplu konuşma imkanı sunuyor, görüntülü ve sesli konuşma yapabiliyor ve üstelik eğer isterseniz bunu sitenizde canlı olarak yayınlayabiliyorsunuz! Kabul edelim Google Plus sosyal bir ağ olarak pek de başarılı olamadı. Ancak Hangout sesli ve görüntülü konuşmada hem eğlenceli hem de kullanışlı bir yenilik getirmiş durumda. ***   İzlemek için: http://www.youtube.com/watch?v=KLf9jzFvkTA

Yılmaz Özdil…. Koyunun olmadığı bir ülkenin ABDURRAHMAN ÇELEBİ’Sİ… Üç noktalı, bitmemiş cümlelerin efendisi… İyi bir “gaz”ar..pardon yazar… Spot cümlelerin, üç noktaların yazarı Yılmaz Özdil geçen gün demir yollarıyla ilgili  “Ne ördün filan” başlıklı bir yazı yazdı. Mustafa Kemal’den dem vurarak gerekli kamuoyunu sağladı çünkü bir yazıda MUSTAFA KEMAL GELDİ ÜLKEMİZ KURTULDU derseniz o yazıda diğer söylediklerinizin bir önemi yoktur, yüzde yüz doğru kabul edilir. Yılmaz Abimiz de şiir gibi bir yazı yazarak hepimizi etkiledi, noktası virgülüne yazdıklarını doğru kabul ettik. Milli duygularımız falan kabardı. Bugün bence Türkiye tarihinde sosyal medya üzerinden verilmiş en güzel AYAR TCDD’den geldi. İşte yazının linki: http://www.tcdd.gov.tr/home/detail/?id=1866 TCDD adına bu yazıyı kim kaleme aldı merak ediyorum ama kendisini tebrik etmek lazım. TCDD demir ağlarla Yılmaz Özdil’in başına “gerçeğin çorabını” örmüşe benziyor:) Yazıma üç nokta ile veda etmek isterim. … Beyrut.

  Son dönemlerde küçük işletmeler dahil olmak üzere şirketlerin üzerinde kafa yorduğu, bütçe ayırmaya başladığı bir kavramla karşılaşıyoruz. Sosyal Müşteri İlişkileri Yönetimi. Yani sıkça duyduğumuz; sCRM Sosyal CRM’ın ne olduğunu anlamadan önce geleneksel diye tabir ettiğimiz müşteri ilişkileri yönetiminden kısaca bahsetmem gerekecek. Özetle müşteri ilişkileri yönetimi (CRM); var olan müşteriden toplanan bilgilerin sisteme aktarılması ve bu bilgilerden yola çıkarak yürütülen müşteri ilişkileri çalışmalarıdır. – Pazarlama – Satış – Satış sonrası destek  Bu üç departman tarafından entegre müşteri ilişkileri sistemi oluşturularak, süreçler yönetilir. Sosyal CRM, CRM’ın teknolojik araçlarla evrilmiş halidir diyebiliriz. Çeşitli teknolojik araçlarla müşteri datalarının toplanması, analiz edilmesi ve ilgili departman tarafından kullanılmasıdır.sCRM‘da hedef daha çeşitli müşteriye ulaşmaktır.CRM’dan farklı olarak burada süreci müşteri etkiler. Ve sosyal CRM farklı organizasyonlar için farklı anlamlar içeren bir yapıdadır.   Brind Science Institue’nün yaptığı araştırmalar markaların neden sosyal crm’a ihtiyaç duyduğu ile ilgili etkili tespitlerde bulunuyor. Amerikan markaları üzerinde yaptığı SOSYAL MEDYA BAŞARISIZLIĞI NEDENLERİ üzerinden …

Türkiye’de kullanımı oldukça yaygın olan sosyal paylaşım ağı Foursquare, her geçen gün yaptığı yeniliklerle kullanım alanını genişletiyor. Geçen haftalarda tasarımda ve içeriğinde geniş çaplı yenilikler yaptı. Bunların arasında tartışmasız bizim için en önemli yenilik “Türkçe” dil seçeneği oldu. Foursquare artık Türkçe ve değişik bir samimiyetle  kullanıcılarıyla muhattap oluyor. Foursquare’in Türkçeleşmesinden bahsetmeden önce Foursquare’in faydalı yeniliklerinden bahsedelim. Şimdilik en kullanışlı yenilik  “Keşfet” bölümünde gerçekleşti. Eklenen” keşfet “bölümünün geliştirilmesi ile artık Foursquare bize yakın mekanları önermekle kalmayıp, “henüz bulunmadığım”, “daha önce bulunduğum”, “Arkadaşlarımın bulunduğu”, “foursquare kampanyası mevcut mekanlar” seçenekleriyle daha bize özel önerilerde bulunabiliyor. Foursquare’de artık “like” buttonu var. Facebook’da sıkça kullanılan ve foursquare için de bu özellik mekanları beğenme imkanı veriyor. Gidilen mekanlar “like” edilebiliyor.Bir diğer yenilik de haritada oldu. Artık check- in yapan arkadaşları harita üzerinde profil fotolarıyla birlikte görebileceğiz. Ve tabii ki yeni rozetimiz “Kız Kulesi”’ni unutmamak gerek. Gelgelelim Foursquare’ın “Türkçeleşmesi” meselesine…  Foursquare Türk kullanıcılar için Türkçe oldu ancak …

Twitter’da zaman zaman sol tarafta sizi rahatsız eden hashtag’lere rastlamışsınızıdır. Hani “yok artık bu da olur mu?” dedirten “abartmayın la” dediğiniz hashtaglerden bahsediyorum.İşte o hashtagleri başlatan veya TT olmasında katkısı bol olan bir gruptan bahsedeceğim size. Alışılmışın dışında yorumlarıyla, tepki almaktan çekinmeden yazıyorlar. Tüm kalıp düşüncelerle dalga geçiyorlar,  çoğu zaman can damarımıza basıyorlar, bir çoğumuzun içinden geçen ama asla söylemeye cesaret edemeyeceğimiz sözleri zirveye taşıyorlar. Twitter fenomenliğine bambaşka bir boyut getirmiş durumdalar. Bir alex değiller belki ama takipçileri gözünde patlamada arkasına bakmadan yürüyen film kahramanları oldular.Gerçekte kimler? Bilmiyoruz, bilmemiz de gerekmiyor zaten.(ip ucu, fatih at pazarında takılıyorlar) Onlar eğlenmeyi seven bir grup genç sadece, hepsi bu. Yarattıkları karakterler içimizden, bizden birileri. Tweeter literatürün Tıvayt, Unfarov gibi kelimeleri kazandırdılar. Dudullu da bir nalburcu, İmes’te bir çaycı, bir hoca… Mahallede arsanın orda toplanmış tweet atan bir grup genç gibiler.( belki de öyleler:)   Ezan vakti tweet atmıyorlar,  1 mayısta pikniğe gidiyorlar. Takipçileri bu …

“Kaynımgillerin kızı Priscilla geçen Cumartesi günü feysbuku bulan adamla evlenmiş.Ben de kaynımgilden duydum, bi içerledim bi içerledim anlatamam! Tabii ben haber gazetelerden görünce hemen aradım bunları. “niye çağırmadınız” dedim. Derim tabi! Biz bunları görümcemin düğüne çağırdık geldiler suşileri falan yediler içtiler, kalkıp pistte iki dönmeden de gittilerdi. Sonra düğünü videodan izlerken dikkat ettim bunlar para da takmadan gitmişlermiş. Ses etmedim di.. Ama bizi düğüne çağırmamak da neyin nesi? Ayıp ayol ayıp! Ben bir sinirle arayınca bunlar durumu anlattılar Oğlan cimri çıkmış. Araştırdım bu oğlan anacım feybuku kurmuş, paraya para demiyomuş, Boyu posu devrilsin bir düğün yapamamış, bi pilav dökememiş haspam! Böyle rezalet görmedim ben. Kaynımgile de üzüldüm adamlar boynu bükük kalakalmışlar. Bi pilav dökseydin, hepimizi çağırsaydın , iki pistte dönseydik nolurdu ha nooldurdu? Gelir takımızı da takardık. Yahu Facebook’u  olan herkes bir TL taksa yine köşesin zaten. Neyin peşindesin? Yazık boşa gitti bizim kız…” Priscilla’nın yengesigillerden CHAN Teyze.   http://colunikilemi.blogspot.com

İstanbul’da uçmayı bilmeyen, bilmediği için de sürekli her şeye küfreden kızgın bir martı ANGRY BİRDS’e lipstick gece kulübü katılmak isterse ne olur? Tabii ki sürekli “beep”‘lenir ve THE BEEP BIRD olur. ANGRY BIRDS oyununa katılmak için lipstick gece kulübü kendine CV hazırlayan The Beep Birds o kadar çok küfrediyor ki sürekli *beep’lenmek zorunda kalıyor ‘un oluşturduğu bu karakter web sitesinde insanlardan paylaşım ve destek. Web sitesi ve karaktere ait tüm sayfalar ingilizce. Fikir olarak çok eğlenceli bulduğum, akıbetini merak ettiğim bu çalışma bakalım ülkemiz martılarını dünyaca ünlü Angry Birds kuşlarından biri yapabilecek mi? www.thebeepbird.com

Facebook’da bir devir kapanıyor… Evet, sevdiğini kıskanan kızlar, evet kız arkadaşını, eşini gizli gizli takip etmeyi seven erkekler, platonik aşkını takip edenler…Artık yolun sonuna geldik. Bildiğiniz üzere Facebook‘un en güzel yanlarından biri hesabınızı istediğiniz an dondurabilmeniz. Yani tamamen ortadan kaybolabiliriz. Facebook , Twitter’ın aksine bize kaybolma özgürlüğü veriyor ve geri döndüğümüzde kaldığımız yerden devam edebiliyoruz.Ne güzel değil mi? “Ha haaayt istediğim zaman bu Facebook’u bırakırım hahahahaha” diye diye bağımlısı olduk… Neyse ne diyordum, evet hesabı dondurma özelliği sayesinde özgürlük kazandığımız kadar pek çoğumuz AJANLIK mertebesine yükselebilmiştik. Hangimiz sahte bir hesap açıp, profilini merak ettiğimiz kişiyi bir şekilde ekleyip sonra bizi silmesin diye hemen hesabımızı dondurmadık ki? Sonra gece geç saatlerde gizlice hesabımızı tekrar aktif edip profilini merak ettiğimiz kişi ne yapmış ne etmiş, kime ne yorum yazmış, hangi fotoğrafı paylaşmış bakıp sonra hesabı hemen tekrar donduranlar birleşse bence Çağlayan Meydanı’nı doldururlar.Nasıl? Siz hiç yapmadınız mı? Bunu yapmayan ya hiç ümitsiz …

Sanal eylemci RedHack yine iş başında! Dün Konya’da ilköğretim okullarına dağıtılan sütün bozuk çıkması internet eylemcilerini harekete geçirdi. Bu gün bazı süt firmalarının web sitelerini hackleyen RedHack twitter sayfalarında ” çocukların süte hassasiyeti bizimde “sütü bozuklara” hassasiyetimiz var ” gibi açıklamalar yaparak hangi siteleri hacklediklerini duyurdular. Sabah saatlerinde internette saldırıya uğrayan firmalar sitelerini kısa sürede normale çevirebilmiş durumda.

Yıl 2012 ve hepimiz internet başındayız. Peki ya iş dünyası? İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme bölümü öğrencilerinin kurmuş olduğu SBF İşletme Kulübü 4.’sünü düzenlediği BEYAZIT YÖNETİM ZİRVESİ bu yıl “Sosyal Çağ”  kapsamında bilişim ve iletişim yönetimini ele alıyor. Zirve’de, kilit işletme fonksiyonlarında çalışan üst düzey yöneticiler ve aynı zamanda sanat camiasından önemli isimlerin katılımıyla zirveye konu olan sektörler hakkındaki konularda paylaşımlar yapılacak ve  deneyimlerle gündemin nabzı tutulmaya çalışılacak. Bu kapsamda Beyazıt Yönetim Zirvesi, profesyonel yöneticiler ve alanında öne çıkmış tanınmış simalar ile geleceğin yönetici adaylarını buluşturarak, onlara mesleki, ekonomik, toplumsal ve sosyal anlamda bir perspektif kazandırmayı amaçlıyor. Sosyal medyanın günümüzde ki etkisi malum… Peki iş çevreleri bundan nasıl etkileniyor? İş dünyası sosyal çağa ayak uyduruyor mu? Bunlardan nasıl faydalanıyor? Tüm bu sorulara cevap aranacak olan panelde Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Suat Kılıç “Kamuda Bilişim” oturumu ile bizlerle olacaklar. Siyasetten, yazarlara, iş dünyasından, internet fenomenlerine çeşitli katılımcılarla gerçekleşecek zirve 3-4 Mayıs …

Herşey iki yıl önce başladı… Twitter’ın henüz yükseldiği dönemlerde, site hala İngilizceyken, buralar hep dutluktu ve fırtına öncesi sessizliği yaşıyorduk… Bir gece dönemin entrikalarıyla ünlü dizisi Aşk-ı Memnu final bölümünü yayınlandı. Ve savaş başladı… Diziyi izleyen (ben dahil) bir çok kullanıcı bir anda Aşkı-ı Memnu’dan, Behlül’den,  sonunda her şeyi çözen Ednan Bey’den (Adnan), kendini öldüren zavallı Bihter’den heyecanla bahsettik. O gece Aşk-ı Memnu’dan o kadar çok bahsettık ki “Aşk-ı Memnu”  dünya trend listesinde 1. sıraya yerleşti. Diğer ülkelerde ki kullanıcılar listede 1.sıraya oturmuş bu kelimeyi görünce şu tepki tüm dünyadan bir çığ gibi yayıldı; “What is Aşk-ı Memnu?” O gece sabaha kadar bu soruya komik veya ciddi cevaplar vermeye çalışan Türkiye halkı olarak tüm Dünya’ya sesimizi duyurmanın yolunu bulmuştuk!  O gece bu soruya verilen cevaplar bizi çok eğlendirdi, yabancıları da epey şaşırtmış olacaktı.Bu durum damarlarımızda akan asil kanda bir şeyleri uyandırmış olacaktı. ” Tüm dünyaya gücümüzü gösterelim!!” Daha sonra ünlüler, az …

Anlık sosyal haber ajansımız, muhabbet ortamımız ünlülere ün katan, az ünlülere çok ünlülük katan sıradan vatandaşın nabzı sosyal paylaşım ağı TWİTTER… Takipçi sayınız mı az? “ben onları takip ediyorum ama onlar beni takip etmiyorlar” mı diyorsunuz? Yazdıklarım hiç RT (retweet) edilmiyor mu dediniz? Twitter da fenomen mi olmak istiyorsunuz? Trend Topic (en çok konuşulanların listesi) ‘de adınız olsun mu istediniz? Bunları nasıl mı yapablirim diyorsunuz? Elleri görelim, Evet mi?? O halde doğru yerdesiniz. Hiçbir masraftan kaçınmadım ve sizler için Twitter Fenomenlerini  inceleyerek sizler için bir yazı hazırladım. Alkışa gerek yok..Lütfen..     Sorun 1.Takipçi sayım az :( Twitter’a ,ilk girdiğinizde takipçi sayınız 0’dır. Sonra daha önceden Twitter kullanan arkadaş, eş dost akraba derken bu sayı 50 kişiyi rahatlıkla bulur. Siz de sevinirsiniz. Sonra bu sayı artmaz. 50 bilemediniz 65 olur orada kalır. İsveçli bilim adalarının yaptığı araştırmalara göre yeni twitter kullanıcıları en çok bu dönemde pes ediyor ,adeta “insafın bu …