Sistem, sistem, sistem, çevirip durdum zihnimde bir süre kadar bu sihirli kelimeyi. Fırsatını bir yakalasam kendimce toplu resim çekme faaliyetini deneyeceğim ama benimki Alev ablanın yıllar önce yaptığı ve halen devam etmekte olan “Or’da kimse var mı?” serisinden çok farklı olacak. ( Kendisine selam olsun, serinin son ve beşinci kitabı yakında raflarda yerini alacakmış aldığımız duyumlara göre. ) Aynı havayı soluyoruz ama benim Türkiye’m Alev Alatlı’nın tasavvurunun ancak sabaha karşı dört buçukta ayazda kalmış kadarı olabilir elbette. Yerimiz belli, çevremiz var olduğumuz basamağın sadece basit bir kartviziti. Küçük adam olmanın kendine göre bir dünya avantajı mevcut canım ciğerim. Çok kolay kamufle olabiliriz mesala, hiç ses çıkarmadan yıllarca saklanabiliriz, ki bir kısmımız bu aşamada aşınıp eriyebilir. Sabırla ve inatla direnebiliriz ve direnç gösterdiğimiz şeyler dahi bunu hissetmeyebilir, çok rahat ölürüz mesela. Her türden herhangi bir sudan sebep bize anında kalıbı dinlendirtebilir ve muhtemelen Teşvikiye Camii’nden kalkmaz cenazemiz. De bayram değil seyran değil eniştem, aman ya enişte …
Devamı »