Tag Archives: bilim

    Yapay zeka  sistemlerinin, endüstri 4.0 ile 5G  teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla  ekonomi  de dahil olmak üzere çalışma hayatının pek çok alanında etkisini artıracağı öngörülüyor. Yapay zeka sistemlerinin,  endüstri 4.0 ile 5G teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla ekonomi de dahil olmak üzere çalışma hayatının  pek çok alanında etkisini artıracağı tahmin ediliyor. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, birçok farklı başlıkta incelenen yapay zeka sistemleri, bilgi teknolojilerinden bilgi yönetimine, siber güvenlikten veri sistemlerine kadar farklı alanlarda kullanılıyor. Yapay zekadan, daha çok, endüstriyel ürünlerin ve bilişim sistemlerinin geliştirilmesinde yararlanılırken, söz konusu kavram insan zekasıyla yapılan iş süreçlerinin makinelerle, özellikle bilgisayar sistemleriyle yapılması olarak tanımlanıyor. Birçok alanda kendisinden yararlanılan ve iş hayatında etkinliği giderek artan yapay zeka sistemlerinin, endüstri 4.0 ile 5G teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla, ekonomi de dahil olmak üzere çalışma yaşamının pek çok alanında daha da yaygınlaşacağı tahmin ediliyor. “Yapay zeka üretimde olası maliyet artışlarını engelleyecek” IBM Türkiye Müşteri Teknik Lideri ve Yapay Zeka Direktörü Kıvanç Uslu, dünyada yapay zeka yatırımlarında …

Çinli yetkililer, yaptıkları açıklamalara göre üzerinde çalıştıkları ‘Yapay Güneş’i bu sene tamamlayacaklar. Temiz ve sınırsız enerji kaynağı bir hayalden fazlası olabilir. Geçen kasım ayında Çinli bilim insanları, Güneş’in nükleer füzyon sürecini taklit eden ve bir tür ‘Yapay Güneş’ olarak tanımlanan Experimental Advanced Superconducting Tokamak (EAST) reaktörünün zor bir sürecin ardından elektron ısısında 100 milyon santigrat dereceye ulaştığını açıklamışlardı. Aynı bilim insanları, bir ‘Yapay Güneş’ inşaasına daha hazırlanıyorlar. İddialara göre bilim insanları nükleer füzyon sürecinde iyon ısısında bir kilometretaşını daha parçalayarak 50 milyon santigrat dereceye ulaştılar, sırada ise iyon için 100 milyon santigrat derece var. Bu pazar günü, Çin Ulusal Nükleer Korporasyonu yetkilisi Duan Xuru, yaptığı konuşmada 2019 senesi bitmeden HL-2M Tokamak adı verilen ‘Yapay Güneş’i çalışmaya hazır hâle getirmek için mühendislerinin durmadan çalıştıklarını belirtti. “Yapay Güneş’in plazması çoğunluk olarak elektronlar ve iyonlardan oluşuyor,” diyerek açıklamasını sürdüren Duan Xuru şunları ekledi, “Zaten elimizdeki Tokamak cihazları çekirdek plazmasında 100 milyon santigrat elektron ısısına ulaştı. İyon ısısında ulaştığımız …

Binali Yıldırım   İletişim Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre İstanbul’a Biyoteknoloji   Vadisi Kurulacak. Biyoteknoloji Vadisi’nde sağlık, tarım, gıda,   hayvancılık ürünleri üretilecek.   Binali Yıldırım İletişim Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, İstanbul’a Biyoteknoloji Vadisikurulacak. Biyoteknoloji merkezinde sağlık, çevre, gıda, tarım, hayvancılık, tekstil, metalürji gibi alanlarda ürün üretilecek, ar-ge çalışmaları yapılacak. Vadide 160 şirket ve 500 girişim yer alacak. Doğrudan 20 bin, dolaylı 30 bin kişilik istihdam sağlanması planlanıyor. Vadi, 5,7 milyar lira harcamayla kurulacak. Katma değeri yüksek ürün ihracatını artırarak İstanbul ekonomisine her yıl 27 milyar lira katkı sağlaması bekleniyor. Özellikle genç üniversiteliler için sayısız iş fırsatı sunacak. Vadide Neler Üretilecek? Biyoteknoloji vadisinde milli ilaç, biyoteknolojik milli aşı, biyomedikal tıbbi ürün, nanoteknolojik ürün, biyoteknolojik tarım ilaçları, nitelikli tıbbı bitki ve tohum, biyoteknolojik kanser ilacı, biyolojik ham madde, antibiyotik, foksiyonel gıda katkı maddesi, DNA izolasyon kiti, moleküler genetik kit, biyogaz, biyokütle, helal kemik tozu ve kemik grefti, biyosensör ürünler, embriyo, antikor, pigment, …

Türk bilim insanları    tarafından gerçekleştirilen Antarktika Bilim Seferleri’nin 3.sü sona erdi. Araştırmacılar; bilim, sevgi ve çevresel duyarlılık temalı mesajlar paylaşarak keşfi tamamladılar. 3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi’ne katılan ekip, çalışmalarını tamamladı ve yurda dönüş yapmaya hazırlanıyor. Sefere katılan bilim insanları, küçük bir kara tahtaya yazdıkları mesajları paylaştı. İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama Araştırma Merkezi PolReC’in koordinesinde gerçekleşen seferin lideri Doç. Dr. Burcu Özsoy, mesajında “Sabır” diledi. Özsoy, “Antarktika’yı ne kadar anlatırsanız anlatın, gelmeden insanların burayı anlayabilmesi mümkün değil. Her zaman ‘Antarktika insanı istemiyor.’ diyorum. Buraya gelen insanın gerçekten sabırlı ve dirençli olması gerekli. Antarktika sabrı öğretiyor. Sabırlı olmayan insanın Antarktika’da bilim yapması, tutunması, yaşaması ve mücadele vermesi mümkün değil.” dedi. Milli sporcu Şahika Ercümen, doğaya daha duyarlı bir dünya mesajı verdi. İklim değişikliği ve atık kirliliğine dikkat çeken sporcu, “Antarktika kimseye ait olmayan, nispeten el değmemiş bir kıta ve burada sadece bilim yapılıyor. Dünyamızın her yerinin Antarktika gibi el değmemiş kalmasını …

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, bir asteroidi yok etmek için daha önce düşünülenden daha fazla enerji harcamak gerekiyor. Bir zamanlar bilim kurgu ve macera türündeki filmlerin popüler konularından bir tanesi, gezegendeki hayatı yok edecek olan asteroidleri uzayda patlatarak yok etmekti. Ancak Johns Hopkins’de gerçekleştirilen kaya çatlaklarını anlama ve asteroid çarpışmalarını simüle edebilen yeni bir bilgisayar metoduna göre gezegene yaklaşmakta olan asteroidi yok etmek bilim insanlarının düşündüğünden daha zor olabilir. 15 Mart’ta Icarus dergisinde yayınlanacak olan çalışma, asteroidi yörüngesinden saptırmaya, Güneş Sistemi’nin oluşumunu anlamaya ve asteroid madenciliğine yardım edebilir. Johns Hopkins Üniversitesi Mekanik Mühendisliği Bölümünden ve çalışmanın yazarlarından Charles El Mir, yeni çalışmayla ilgili olarak şu sözleri sarf etti: “Eskiden büyük objelerinden daha kolay kırılabileceğini düşünürdük çünkü büyük objelerin genellikle daha büyük çatlakları olur. Ancak yaptığımız çalışmalar gösteriyor ki asteroidler bizim düşündüğümüzden daha güçlü ve yok etmek için düşündüğümüzden daha fazla enerji gerektiriyor.” 2000’lerin başında farklı bir araştırma ekibi, benzer bir çalışma …

NASA uzmanları, Güneş rüzgarlarının Ay’a belirli hızla ulaşması halinde yüzedeki oksijen atomlarının hidrojen atomlarıyla birleşebilecek şekilde ayrıştırılabileceğini ileri sürdü. ABD Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) uzmanları, Ay yüzeyinde kimyasal yollarla su bileşenleri üretmenin formülünü keşfetti. NASA’dan yapılan açıklamada, araştırmacıların “Güneş rüzgarı” adı verilen, uzay boşluğundaki elektron yüklü parçacık akışının Ay’a belirli bir hızda ulaşması halinde, su bileşeni elementlerin tutunmasına elverişli ortam sağladığı belirtildi. NASA uzmanları geliştirdikleri bilgisayar simülasyonunda, Güneş rüzgarının Ay yüzeyine taşıdığı proton parçacıklarının elektronlarla etkileşime girmesiyle hidrojen (H) atomları üreteceğini, bu atomların da daha sonra yüzey boyunca ilerleyerek “regolit” denilen Ay toprağındaki silis (Si02) ve diğer moleküllere bağlı oksijen (O) atomlarına tutunabileceğini kanıtladı. Uzmanlar, çarpma hızının yarattığı kimyasal tepkimeyle birbirine tutunan hidrojen ve oksijen moleküllerinin, suyun temel bileşeni olan hidroksili (OH) ya da H2O’yu üreteceğini belirtti. Bilim adamları, Güneş rüzgarının, Ay’ın yüzeyine taşıdığı elektrik yüklü parçacıkların Ay yüzeyine 450 kilometre hızla çarptığı zaman Ay toprağının bileşenleri silikon, demir ve oksijen …

Yapay zeka ve makine öğrenmesi bugünlerde oldukça popüler hale geldi. Dünyadaki dev şirketler, yapay zeka teknolojilerini milyon dolarlık yatırımlar yaparken, aslında akıllı bilgisayarlar ve insan benzeri davranışlara sahip robotlar uzun yıllardır sinema sektöründe mevcut. Biz de sizin için yapay zeka teknolojilerini işleyen, sinema tarihinin en iyi 10 filmini listeledik: 1. ARTIFICIAL INTELLIGENCE – YAPAY ZEKA (2001) İngiliz bilim yazarı Brian Aldis’in 1969 yılında yayınladığı kısa bir öykü olan Supertoys Last All Summer Long’un sinemaya uyarlanmış hali olan bu film, 2001 yılında vizyona girdi.   2. METROPOLIS (1927) Almanya’da yapılmış en pahalı film unvanına sahip olan Metropolis, 2010 yılında gerçekleştirilen +25 dakikalık çekimlerle yeniden düzenlendi. Toplamda 145 dakikalık bir uzunluğa sahip olan film, Avusturyalı-Alman yönetmen Fritz Lang tarafından çekildi.   3. A SPACE ODYSSEY (1968) Stanley Kubrick tarafından 1968 yılında çekilen bu film, bilim-kurgu kategorisinde oldukça popüler kabul edilir. Film, Jüpiter’e yolculuk eden ve yapay zeka tarafından kontrol edilen bir uzay gemisi olan Discovery One’da geçiyor. Bir …

Tıpkı insanlar gibi yapay zekaların da ‘uykudan ve rüya görmekten’ faydalanabilecekleri ortaya çıktı. Uykunun insanlara pek çok faydası var. Fiziksel olarak dinlenmenin ve vücudumuzda uykuda yaşanan değişimlerin dışında uyku, beynimizin gün içinde kurduğu gereksiz sinoptik bağlantıların kesilmesini de sağlar. Bu işleme sinoptik homeostasis denir ve beynimizin gereksiz hatıralarla dolmasını engeller. Bilişsel becerilerimizi geliştirir ve rüyalar da hafızamızın düzenlenmesini sağlar. Görünüşe göre yapay zekaların da arada bir uyuyup rüya görmesine izin vermek, insan beynindekine benzer bir etki yaratıyor. Tabii ki yapay nöral ağlar (artificial neural networks – ANN) bizim gibi uykuya dalıp rüya görmüyor. İtalyan matematikçiler bu yüzden uyuyabilen yeni ANN olan Hopfield ağını tasarladı. Araştırmacılar, yayımladıkları makalede memelilerin uyumasından ve rüya görmesinden ilham aldıklarını belirterek, yeni yapay zekada bir standart ‘uyanık’ öğrenme mekanizması, bir de ‘uyku’ unutma – bilgileri konsolide etme mekanizması bulunduğunu açıkladılar. Özetle, ANN uyanıkken bir şeyler öğreniyor ancak öğrenme ve bilgi saklama kapasitesi sınırlı. Bu yüzden de …

TÜBİTAK Uzay ile üretilen uydu sistemleri için üretilen NürFET sensörleri, Slovenya’da kurulu bulunan nükleer reaktörler ve CERN Atlas deneyinde yapılan testlerde başarılı bulundu. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (TÜBİTAK Uzay) ile üretilen uydu sistemleri için Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Nükleer Radyasyon Dedektörleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (NÜRDAM) altyapısı kullanılarak üretilen NürFET sensörleri, testlerden başarıyla geçti. TÜBİTAK’ın desteğiyle Türkiye ve Slovenya arasındaki ikili iş birliği projesi olan “NürFET Dedektörlerinin Üretimi ve Kalifikasyonu” projesi kapsamında, Slovenya Jozef Stefan Enstitüsü ekibi NÜRDAM’ın ürettiği NürFET sensörlerini nükleer reaktörler ve CERN Atlas deneyinde test etti. İlk sonuçların başarılı bulunmasının ardından bilim ekibi NÜRDAM’ı ziyaret ederek, incelemelerde bulundu ve projenin diğer aşamalarında yapılacak çalışmaları hakkında bilgi aldı. “Onay durumunda NürFET sensörleri rahatlıkla kullanılabilecek” NÜRDAM Müdürü Prof. Dr. Ercan Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜBİTAK desteğiyle yapılan uluslararası ikili iş birliği projesi kapsamında Slovenya ekibiyle çalışmaların detaylarını görüşmek üzere bir araya …

Asırlardır tartışılan uzaylıların varlığıyla ilgili bir NASA yönetici yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyecek gibi görünüyor. NASA yöneticisi olan Thomas Zurbuchen’a göre uzaylıların var olma ihtimali sandığımızdan çok daha yüksek bir ihtimal! Milyonlarca galaksinin içinde insanlık dışında başka canlıların başka galaksilerde yaşadığına dair teoriler çok kez kulağınıza gelmiştir. Hatta işi bir adım öteye götürüp Dünya’da yakalanan uzaylıların ve UFO’ların fotoğrafları da internete sızmış; ancak bu fotoğrafların doğruluğu hiçbir zaman kanıtlanamadığı gibi, asparagas pek çok haberin yayılmasına sebep olmuştur. Hal böyleyken NASA uzmanından gelen bir açıklama, ilginç bir tartışmanın başlangıcı olacak gibi görünüyor. Zira NASA yöneticisi Zurbuchen, uzaylılar konusunda iddialı bir çıkış yapıyor ve onların varlığı kuvvetle muhtemel diyor. Peki Zurbuchen bu görüşünü neye dayandırıyor? Uzmana göre bu koca evrende insanlığın yalnız yaşıyor olma ihtimali oldukça düşük. Boston Üniversitesi’nde katıldığı bir söyleşide konuşma yapan Zurbuchen, Dünya dışında bir galakside daha gelişmiş bir canlı formunun olabileceğine dikkat çekiyor.     Zurbuchen,”Dünya dışında yaşam var …

İnternetin hayatımıza girmesinden son çok şey değişti. Akıllı telefonlar ile yaygınlaşan mobil internet alışkanlığı hayatımızın değişilmez bir parçası olmuş durumda. Her çağa damgasını vuran önemli olaylar vardır. Muhtemelen şimdilerde içerisinde yaşadığımız çağı bilgisayar ya da internet çağı olarak isimlendirmek yanlış olmaz. Çünkü internet, mobil internet ve bilgisayar dünya üzerindeki yaşamı ciddi anlamda değiştirdi diyebiliriz. İnternetin evlerimize girmesi 2000’li yılların başında gerçekleşti. O zamanlar ağ çevirmeli internetler vardı. Öncelikli olarak bir internet paketi satın almalı, sonrasında ise bağlandığınız kadar telefon ücreti ödemeliydiniz. Fakat sonradan hayatımıza ADSL dahil oldu. İlk ADSL tarifeleri kullanıcılara 256 Kbps ile 1 Mbps arasında hızlar sunuyordu. Bu hızlar şimdilerde bizler için çok şeyler ifade etmiyor olsa bile, o zamanlar için muazzam rakamlardı. Çünkü çevirmeli internet hizmeti ile bir sayfanın açılması ve tam olarak yüklenmesi bir kaç dakika sürebiliyordu. Dolayısıyla açtığınız bir mail sayfasının ya da internet sitesinin 10 saniyede açılması o zamanlar için müthiş bir hızı simgeliyordu. İnternet kafeler …

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü, yapay zekaya ilişkin en çok patent başvurusunun Japonya, Güney Kore ve ABD’den şirketlerce yapıldığını bildirdi. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO), yapay zekaya ilişkin en çok patent başvurusunun Japonya, Güney Kore ve ABD’den şirketlerce yapıldığını bildirdi. WIPO’nun yapay zeka alanındaki çalışmalara yönelik yayımladığı ilk raporunda, bu alandaki rekabette Çin ve ABD‘nin dünyadaki diğer rakiplerinin önünde olduğu aktarıldı. Raporda, ABD teknoloji devleri IBM‘in yapay zeka alanında 8 bin 920, Microsoft‘un ise 5 bin 930 patent başvurusu yaptığı belirtildi. Bu şirketleri Toshiba, Samsung ve NEC izledi. Yapay zeka çalışmalarının ilk ortaya çıktığı 1950’li yıllardan itibaren yapay zekayla bağlantılı 340 bin patent başvurusu yapıldığı ve 1,6 milyon bilimsel belge yayımlandığı bilgisine yer verilen raporda, bu alanda en çok patent başvurusunun Japon, Güney Koreli ve Amerikan şirketler tarafından yapıldığı belirtildi. WIPO Genel Direktörü Francis Gurry BM Cenevre Ofisinde düzenlediği basın toplantısında, yapay zeka alanındaki çalışmalarda gerek patent başvuru sayısı gerekse bilimsel yayınlar açısından Çin ve ABD’nin rakipleriyle arayı açtığını söyledi. Gurry, yapay zekanın artık hayatın her …

Yapay zeka teknolojisi, her geçen gün hızla büyüyor. Birçok eleştirilere rağmen makine öğrenmesi teknolojik geleceğimizde önemli bir rol oynayacak. Dünyanın en büyük ve en iyi şirketleri yapay zekanın gelecekteki önemini bildiklerinden, bu teknolojiye ciddi yatırımlar yapıyorlar. İşte gelecekte yapay zekayı şekillendirebilecek gücü olan en büyük 10 şirket: AMAZON   Amazon, yapay zekanın hem tüketici odaklı tarafına, hem de kendi iş ve süreçlerine yönelik uygulamalarına yatırım yapıyor. Şirketin Echo hoparlör serisine yerleştirilen yapay zeka destekli Alexa, şirketin en çok bilinen yapay zeka özelliklerinden bir tanesi. Şirketin, bir dizi makine öğrenmesi ve iş için önceden eğitilmiş yapay zeka hizmetleri kümesi olan AWS pek bilinmese de, AWS’nin Siemens, Netflix, Tinder, NFL ve NASA da dahil olmak üzere 10 binden fazla müşterisi var. Apple, geçtiğimiz birkaç yıl boyunca yapay zekaya olan desteğini artırdı. Şirket, yapay zekayı geleceğin kritik aşamlarından biri olarak görüyor. Apple, 2018 yılının Aralık ayında İskoç bilgisayar bilimcisi John Giannandrea’yı Google’dan transfer ettikten sonra, yapay zeka ve makine öğrenmesi başkanı olarak görevlendirdi. FACEBOOK Yapay zekanın gelecekte önemli …

Turkcell’e ilk parti Ulak teslimatı yapıldı, yılın ilk çeyreğinde teslimatlar tamamlanacak. İmzalanmış sözleşmeler kapsamında Vodafone Türkiye ve Türk Telekom teslimatlarına bu yıl başlayacak. Milli baz istasyonu Ulak teslimatları, GSM operatörleriyle hız kazanıyor. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen Dördüncü Nesil (4G/LTE) Haberleşme Teknolojisi Geliştirme Projesi kapsamında ASELSAN’ın ana yükleniciliğinde çok sayıda yerli firmanın katkılarıyla geliştirilen Ulak, Türkiye’yi haberleşme teknolojilerinde önde gelen ülkeler arasına soktu. Üretilen ilk baz istasyonları Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının Evrensel Mobil Kapsama Projesi kapsamında teslim edilirken, milli baz istasyonlarının yaygınlaştırılması çalışmaları Ulak Haberleşme AŞ’nin koordinasyon ve sorumluluğunda sürüyor. Mobil iletişim teknolojilerinin milli tasarımla kazanımında önemli yere sahip olan ve bir mihenk taşı olarak görülen Ulak baz istasyonu­nun Evrensel Mobil Kapsama Projesi’ndeki 834 adetlik teslimat ve bunların 500 noktada hizmete girmesinin ardından, sıra GSM operatörlerinin siparişlerinin karşılanmasına geldi. Buna göre, ASELSAN ve Turkcell arasında imzalanan ASELSAN Ulak Sistemlerinin Tedarikine İlişkin Sözleşme kapsamında ilk partinin teslimatı yapıldı. Geri kalan baz is­tasyonlarının yılın ilk çeyreğinde …

Huawei, 5G baz istasyonları için dünyanın ilk çekirdek yongası TIANGANG’ı duyurdu. Huawei, 24 Ocak’ta Çin’in Pekin kentinde düzenlediği etkinlikte, 5G baz istasyonları için özel olarak tasarlanan dünyanın ilk çekirdek yongasını tanıttı. Önümüzdeki ay gerçekleşecek olan Mobil Dünya Kongresi öncesi bir ön tanıtım yapan şirket, basitleştirilmiş 5G şebekeleri ve tüm dünyada büyük ölçekli 5G şebekesi dağıtımını destekleyecek yenilikçi yongasını duyurmuş oldu. Bugüne kadar 30 ticari 5G sözleşmesi imzalayan Huawei, 25 bin 5G baz istasyonunu da dünyanın çeşitli yerlerindeki müşterilerine gönderdi. Huawei‘nin uçtan uca 5G yongaları, tüm standartları ve tüm bantları (C band, 3.5G ve 2.6G) destekleyerek, müşterilerin en iyi kablosuz hizmetlere erişmesini sağlıyor. HUAWEI SEKTÖRDE LİDER OLMAK İSTİYOR Huawei Yönetim Kurulu Başkanı Ryan Ding, ”Huawei uzun zamandır temel bilim ve teknolojiye yatırım yapmakta kararlıydı. Büyük ölçekli 5G ticari kullanımı için kilit teknolojilerde ilk atılımları gerçekleştirdik. Huawei şimdi, basitleştirilmiş 5G ağları ve basitleştirilmiş işletme ve bakım (O&M) ile uçtan uca 5G bağlantısı konusunda endüstri lideri yeteneklere sahip ve 5G’nin piyasaya sürülmesine öncülük ediyor.”açıklamalarında bulundu. 5G …

Hindistan’da uzay eğitimi alan bir grup Hint öğrenci tarafından geliştirilen dünyanın en hafif uydusunu Kalamsat-V2 yörüngeye gönderdi. Hindistan, dünyanın en hafif uydusunu yörüngeye gönderdi. BBC’nin haberine göre, uzay eğitimi alan bir grup Hint öğrenci tarafından geliştirilen Kalamsat-V2, Hindistan Uzay Araştırma Örgütü (ISRO) tarafından Sriharikota uzay merkezinden yörüngeye fırlatıldı. ISRO Başkanı K Sivan, 1 kilo 26 gram ağırlığındaki Kalamsat-V2’nin, “bugüne kadar yörüngeye gönderilen en hafif uydu” olduğunu söyledi. Kalamsat-V2’nin, ISRO tarafından fırlatılan ve özel bir şirket tarafından üretilen ilk uydu olma özelliği taşıdığı da belirtildi. Uydunun, telsiz operatörlerine yardımcı olacağı, “öğrencilere geleceğin bilim adamları ve mühendisleri olmaları açısından ilham vereceği” ifade edildi. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, ISRO ve uyduyu geliştiren öğrencileri tebrik etti.

HGM Atlas ve HGM Küre uygulamalarıyla harita alanında dışa bağımlılık ortadan kalkarken, ihtiyaç duyulan coğrafi verinin temini, bilgi ithaline gerek kalmaksızın yerli ve milli imkanlarla sağlanacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete alınan HGM Atlas ve HGM Küre uygulamaları ile harita alanında dışa bağımlılık ortadan kalkarken, bugünden sonra ihtiyaç duyulan coğrafi verinin temini, bilgi ithaline gerek kalmaksızın yerli ve milli imkanlarla sağlanacak. Uygulamayla ayrıca kullanıcılar eczane, okul, kamu binası, otobüs durağı gibi sıkça ihtiyaç duyulan adreslere ulaşabilecek, yer arama, yol tarifi imkanlarından faydalanabilecek. Böylece benzer yabancı uygulamalar vasıtasıyla kişisel verilerin toplanması faaliyetlerinin de önüne geçilecek. Haritalar cadde ve sokak seviyesine kadar görüntülenebilecek Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Müdürlüğü, vatandaşlarla kamu kurum ve kuruluşlarının internet üzerindeki harita ihtiyaçlarını milli imkanlarla karşılamak, veri ve yazılımda dışa bağımlılığı kaldırmak ve dijital dönüşüme altlık sağlamak için HGM Atlas ve HGM Küre uygulamalarını hayata geçirdi. Kara Harp Okulu’ndaki törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kullanıma açtığı uygulamayla Harita Genel Müdürlüğünce üretilen siyasi ve fiziki, topoğrafik …

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadriye Ertekin, bilim dünyasında olay yaratan bir krem geliştirdi. İnsan vücuduna direkt olarak yansıyan güneş ışınlarının zararları biliniyor. Üyesi Prof. Dr. Kadriye Ertekin, güneşin zararlı ışınlarını, insan vücudunda yenilemeye, canlanmaya ve dokularda iyileşmeye yol açacak şekilde değiştirebilen bir krem geliştirdi. Maddelerin ışıkla etkileşimi konusunda uzun yıllardır çalışan Ertekin, 3 yıl önce başlattığı çalışmada sona varmayı başardı. Güneş ışınlarını absorbe eden veya yansıtan bir güneş kremi geliştiren Ertekin, mevcut kremlerin deri tarafından emildiğini ve vücuda zarar verdiğini belirtti. Kan ve idrar yoluyla tahlillere dahi yansıyan bu maddelerin verdiği zararların tam olarak bilinmediğini söyleyen Ertekin, kendi geliştirdiği kremin ise herhangi  bir zararı olmadığını ancak geliştirdiği üründeki gibi pozitif bir etkiye de yol açmadığını söyledi. İşte Ertekin’in açıklamaları: “Diğer kremlerde de bir nemlendirici, emülsiyon oluşturucu, kıvam verici, antioksidanlar gibi etken maddeler var. Prototipimiz diğer kremlerle benzer. Güneş ışınlarını filtre edici etken madde, güneş …

Bilim adamları, bulundukları ortama göre şekil değiştirebilen çok küçük elastik robotlar geliştirdi. Science Daily’nin haberine göre, İsviçre Federal Politeknik Okulu (EPFL) ve Zürih Federal Teknoloji Enstitüsünde (ETH) görevli araştırmacıların geliştirdiği akıllı mikro robotlar, bulundukları çevreye uyum sağlayacak biçimde programlandı. Bilim adamları, bakterilerden esinlenerek geliştirilen robotların, sıvı içinde yüzebildiğini ve ihtiyaç halinde şekil değiştirebildiğini belirtti. Elektromanyetik saha aracılığıyla kontrol edilen mikro robotların, manyetik nano parçacıklar içeren hidrojel nano kompozitlerden yapıldığı kaydedildi. Hız veya manevra engeline takılmadan ince damarlar ve karmaşık sistemler içinde dolaşabilecek robotların, hedefe yönelik ilaç tedavisinde devrim yaratması bekleniyor.

     Satürn gezegeninin milyarlarca yıl boyunca halkasız olduğu bildirildi.   Satürn gezegeninin milyarlarca yıl boyunca halkasız olduğu bildirildi. İtalyan gök bilimcilerin liderliğindeki bir ekibin araştırması, Güneş Sistemi’ndeki diğer gezegenler gibi 4,5 milyar yıl yaşındaki Satürn’ün 3 ana halkasının, 10 ila 100 milyon yıl önce çıkmaya başladığını ortaya koydu. Araştırmada Satürn’ün, nasıl oluştukları hala gizemini koruyan halkaları olmadan milyarlarca yıl varlık gösterdiği sonucu elde edildi. ABD Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) Cassini aracının gözlemleri üzerinde çalışan bilim adamlarının, çekim kuvveti ölçümleri yoluyla kütlelerini hesap ederek, halkaların yaşları konusunda tahminde bulunduğu belirtildi. Ekibin lideri Sapienza Üniversitesinden Luciano Less, bulgularını, “bu harika görevden edindiğimiz bir diğer armağan” sözleriyle nitelendirdi. Less, “Cassini, tüm diğer devler gibi ardında uzun süre devam edecek bir miras bıraktı.” dedi. Satürn’ün halkaları büyük ölçüde buzdan, çok az miktarda toz ve muhtemel organik kirleticilerden oluşuyor. Çalışmanın ayrıntıları, Science dergisinde yayımlandı. Cassini, 13 yıllık keşif yolculuğunun ardından Eylül 2017’de gezegenin halkaları arasına …

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar, “Hakkari’den Edirne’ye her ilimizde artık, böylesine ileri teknoloji eğitimlerinin sunulacağı atölyelerin olması, ülkemiz için çok büyük bir kazanç.” dedi.   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı iş birliğinde İstanbul’da hayata geçirilen “Deneyap Teknoloji Atölyesi” projesinin Türkiye’nin tamamına yayılması planlanıyor. Gelinen aşamada, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfının ortak çalışması sonucu başlatılan projeyle Türkiye çapında “Deneyap Teknoloji Atölyeleri” kurulacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından duyurusu yapılan projenin kapsamına ilişkin AA muhabirine bilgi veren Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, şu an İstanbul’da faaliyet gösteren 15 Deneyap Atölyesi’nde ortaokul ve lise dönemindeki gençlerin geleceğe hazırlandığını söyledi. Bayraktar, atölyelerde, elektronik programlamadan kodlamaya, robotikten üretim tasarıma, siber teknolojilerden yapay zekaya kadar çok çeşitli alanda eğitim verildiğini, …

Çin’in ay başında Ay’ın karanlık yüzüne inen keşif aracı Çang’ı-4’ün, Dünya’nın uydusuna götürdüğü tohumlar filizlendi. Çin’in ay başında Ay’ın karanlık yüzüne inen keşif aracı Çang’ı-4‘ün, Dünya’nın uydusuna götürdüğü tohumlar filizlendi. Komünist Parti’nin yayın organı Halkın Günlüğü gazetesinin Çin Ulusal Uzay İdaresi’ne dayandırdığı habere göre, Çang’ı-4’ün Ay’a götürdüğü pamuk tohumları filiz verdi. Gazete, pamuk filizlerinin görüntüsünü Twitter üzerinden paylaştı ve “İnsanoğlunun Ay’daki ilk biyolojik deneyi tamamlandı” ifadesini kullandı. Keşif aracında suni bir ortamın yaratıldığı kapalı kutunun içinde bulunan tohumların, Dünya’daki kontrol merkezinden sulama komutu gittikten sonra filizlendiği belirtildi. Çang’ı-4, Ay’a pamuğun yanı sıra patates tohumu, maya ve meyve sineği yumurtaları içeren toprak götürmüştü. Astronotlar yörüngedeki Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (UUİ) bitki yetiştiriyor ancak Ay’da bugüne kadar böyle bir deney yapılmamıştı. Deney, astronotların yer alacağı uzun süreli uzay keşifleri açısından önemli bir adım olarak nitelendiriliyor. Şinhua ajansı da Çang’ı-4’ün bugüne kadar Dünya’ya 170 kadar fotoğraf gönderdiğini duyurdu. İnsansız keşif aracı Çang’ı-4, 3 Ocak’ta Ay’ın dünyadan görünmeyen …

Geçtiğimiz yılda bebeklerin genlerini değiştirdiğini açıklayan Çinli bilim insanı, ölüm cezasıyla karşı karşıya. Çin’in Shenzhen kentinde bulunan Güney Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden He Jiankui, 2018’de dünyanın genetik olarak değiştirilmiş ilk bebeğini dünyaya getirdiğini açıklamış ve büyük tartışmaların başlamasına neden olmuştu. Bilim insanı, ikiz bebeklerin HIV virüsünü taşımayacak şekilde genlerini değiştirdiğini söyleyerek, tüm eleştirilerin odağı haline gelmişti. ÖLÜM CEZASIYLA KARŞI KARŞIYA Gen değişikliği yaptığını açıkladıktan sonra bir anda ortadan kaybolan Çinli bilim insanının, daha sonra esir tutulduğu anlaşılmıştı. Yeni gelen bilgilere göre Çinli bilim insanı He Jiankui, idam cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Hong Kong’daki bir etkinlikte konuşan Profesör Robin Lovell-Badge, Çinli bilim insanının Çin’de ölüm cezasını taşıyan yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. ‘YASALARA AYKIRI’ Çin’deki bilim ve sağlık bakanlıklarının yürüttüğü birçok soruşturma olduğunu belirten Profesör Robin Lovell-Badge, birçok insanın da işini kaybedebileceğini söyledi. Çin’deki yetkililer ve kurumlar, gen değişikliğinden sonra üreme amaçlı insan embriyolarına yapılan herhangi bir gen düzenlemesinin, Çin yasalarına ve tıbbi etiğe aykırı olduğunu söylemişti.

    BBC’de yer alan habere göre, Kanada’daki British Columbia Üniversitesinden bilim adamları, yaklaşık 1,5 milyar ışık yılı uzaklıktaki bir kaynaktan gelen radyo sinyalleri saptadı. Sinyallerin, Okanagan Vadisi’ndeki CHIME (Kanada Hidrojen Yoğunluğu Haritalama Deneyi) isimli radyo teleskobuyla tespit edildiği belirtildi. British Columbia Üniversitesinden astrofizikçi Ingrid Stairs, uzayın derinliklerinde bu dalgalardan daha fazla olabileceğini ifade ederek daha fazla kaynak saptadıkça bu sinyallerin nereden geldiği ve bunlara neyin sebep olduğuyla ilgili daha fazla bilgiye sahip olunabileceğini dile getirdi. Güçlü radyo dalgaları ilk kez 2007’de Avustralya’daki Parkes radyo teleskobu tarafından tespit edilmişti.

Rusya, Ay’ın yörüngesine mevcut en büyük radyo teleskopunu göndermeyi planlıyor. Milimetron isimli teleskopla ilgili projenin 2020’l i yılların ortalarında tamamlanması ve teleskopla evrenin daha detaylı fotoğraflarının elde edilmesi bekleniyor. Rusya, 2020’li yılların ortalarında Millimetron isimli, mevcut en büyük radyo teleskopu Ay’ın yörüngesine göndermeyi planlıyor. Uzaydaki en büyük teleskoplardan RadioAstron teleskopundan büyük olacak Millimetron, evrenin daha iyi fotoğraflarını sunacak. Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan Rusya Bilimler Akademisi Uygulamalı Fizik Enstitüsü’nden Vyaçeslav Vdovin’in açıklamasına göre, Millimetron’un çektiği fotoğraflar, öncülü RadioAstron’un çektiklerinden 4 kat daha iyi çözünürlükte olacak. Teleskop aynı zamanda Ay’ın yüzeyindeki bir araçla birlikte çalışacak, böylelikle oluşacak girişim ölçekli ‘görsel teleskop’ 1.5 milyon kilometre kadar uzağı görebilip evrenin en uzak köşelerine erişebilecek. Millimetron projesinin Teknik Müdürü Aleksey Smirnov da RadioAstron’un Millimetron için bir çalışma numunesi görevi gördüğünü söyledi. Smirnov, yeni teleskopun da 10 metre çapta bir anteninin bulunduğunu, ancak daha etkili bir çalışma frekansı, kriyojenik ayna ve başka özelliklere sahip olduğunu ifade etti.

Uzayda bitki ve yiyecek yetiştirmenin yollarını arayan araştırmacılar, yeni bir toprak üretti. Uzayla ilgili çalışmalarına hız veren araştırmacılar, uzayda bitki ve yiyecek yetiştirmenin planlarını yapıyor. Son araştırmalar, bitkilerin, düşük yer çekimi seviyelerinde ve zorlu ortam koşullarında büyümelerini sağlayacak hormonlara nasıl tepki verdiklerini gösteriyor. AMAÇ, SUDA BİTKİ YETİŞTİRMEK Araştırmacılar, ileri teknolojik tesislerde  lav kayalarından ürettiği suni toprakta bitki yetiştirmeyi başardı. Araştırmanın asıl amacı ise bitkilerin doğrudan suda yetişmesi için bir yol bulmak ve topraktan ziyade su yoluyla besin alışverişi gerçekleştirmek. Gezegenlerdeki topraklar besin yönünden zayıf olduğu için, bu besinleri bitkilere aktarmak oldukça önemli hale geliyor. YER ÇEKİMİ BÜYÜK BİR SORUN Çeşitli ülkedeki araştırmacılar bir araya gelerek, uzayda bitki yetiştirmek için çalışmalara başladı. Araştırmacılar, bitkilerin ihtiyaç duyduğu suyu, besinleri, gazı ve havayı düzenleyen ileri teknoloji bitki ekicilerini test ediyor. Ekip, bitkilerin özellikle nitrojeni nasıl kullandığını ve mevcut besin seviyelerinin bitkilerin tükettiği su miktarını nasıl etkilediğini araştırıyor. Uzayda bitki yetiştirmenin bir diğer zorluğu da yer çekimidir. Bitkilerin düşük yer …

Geçiş halindeki Öte Gezegen Araştırma Uydusu TESS, Dünya’dan 59,5 ışık yılı uzakta, büyük bölümü sudan oluşan bir gezegenin varlığını keşfetti.   Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) öte gezegen keşif uydusu TESS, ilk öte gezegen keşfini gerçekleştirdi. “Space.com” internet sitesinde yer alan habere göre TESS, Dünya’dan 53 ışık yılı uzakta Ağcık (Reticulum) Takımyıldızı’ndaki “HD 21749” yıldızının yörüngesinde bir öte gezegenin varlığını belirledi. “HD 21749b” adı verilen “Neptün-altı” kategorisindeki gezegenin Dünya’nın 3 katı büyüklükte olduğu, ancak öz kütlesinin bu büyüklükteki Uranüs, Neptün gibi gaz devi gezegenlerden çok daha yoğun olması nedeniyle Dünya’dan 23 kat daha ağır olduğu belirtildi. Öte gezegenin etrafında döndüğü yıldızın yörüngesindeki bir turu Dünya zamanıyla 36 günde tamamladığı ifade edildi. Boyut ve öz kütle bakımından Güneş Sistemi’ndeki gezegenlere benzemediği için HD 21749b’yi “ucube” olarak tanımlayan gökbilimciler, gezegenin ortalama yüzey sıcaklığının 150 derece civarında olduğunu kaydetti. Neptün ve Uranüs gibi gaz devlerinin büyük oranda hidrojenden oluştuğuna, dolayısıyla öz kütlelerinin yoğun olmadığına …

  Yapay zeka kullanımının artması sonucu, bazı mesleklerde insanlara ihtiyaç duyulmayacak. İşte yapay zekanın yapabileceği ve yapamayacağı meslekler. Günümüzde yapay zeka teknolojisinin kullanımı bir hayli arttı ve her geçen gün artmaya da devam ediyor. Yapay zeka kullanımı arttıkça insan gücü ihtiyacı da azalıyor. Çinli yapay zeka uzmanı Kai-Fu Lee, 15 yıl  içinde yapay zekanın, mesleklerin yarısını ele geçireceğini ifade etti. İNSANLARI YAPAY ZEKAYA KARŞI UYARDI Yapay zeka konusunda 30 yıllık bir deneyime sahip olan Kai-Fu Lee, yapay zekanın, insanlara yaratacağı işsizlik sorunlarına karşı uyardı. Bu konuda aşırı derecede karamsar olunmaması gerektiğini de belirten Lee, yapay zekanın her işi yapamayacağı ifade etti. LEE: ”BAZI MESLEKLER YOK OLACAK” Lee, yapay zekanın karmaşık stratejik planlama, kavramsallaştırma, el-göz koordinasyonu gerektiren işleri yapamayacağını belirtti. Lee, bazı mesleklerin yapay zeka tarafından yok edileceği, bazı mesleklerin ise bu durumdan etkilenmeyeceğini açıkladı. Ayrıca Lee, yapay zekanın insanlarla tam olarak empati kuramadığını ve iletişim yapamadığını sözlerine ekledi. Kai-Fu Lee’ye göre yapay zeka …