Bazı çizgilerin sonunu yaşamak çoğu kez acı veriyor insana. Ama onlar ne yaparsanız yapın mutlaka yaşanacak… Evet, günün ışığı kayboluyor, yani gündüzün aydınlığı körleşiyor. Hür türlü eylem ve hareketler hep değişmek zorunda. Aydınlık ve karanlığın farklılığı insanı müthiş değiştiriyor, sarsıyor… Gözbebekleri büyüyor insanın, ruh adeta boyut değiştiriyor. Yarın güneş yine doğacak belki ve belki gözlerimiz ufuk çizgisini bir daha yakalayacak… Ama bugün bitmiş olacak ve bugün bir daha yaşanmayacak… Okullarımız bitiyor, derslerimiz, sınıflarımız, mesaimiz, çok mühim işlerimiz birer birer bitiyor… Oysa her şey daha dün başlamıştı, anne karnındaki çocuklar birer birer tekrar geliyor özgürlüğün tartışıldığı garip dünyamıza. Zaman, mahpushane demirlerini eritip bitiriyor adeta. Yapraklar, aylardır, asılı durduklarından düşüveriyorlar yerlere ne çare… Askerin nöbeti, ipekböceklerinin kozaları örülüyor, her bir şeyin sonu var ve bütün çizgiler yavaş yavaş bitiyor… Zamanın sonunu yaşıyoruz örneğin. Henüz niceliği belirlenmemiş yüzyıllarını; maddeye, duyguya insana, eyleme, söze zemin kılmış, bu arada köhnemiş, kirlenmiş zamanın sonunu yaşıyoruz hepimiz. …
Devamı »