“Biz sözün yumrulaştığı yerde sözü fark edenleriz” Söz gittiği yere kadar bir sürü iz bırakır peşinde. Bu izlerle söz’ün ne tıynette olduğunu anlarız. Söz’ün anlattığı her ne varsa, o kendi izlerinin bıraktığı küçük anlam kovuklarında tek tek saklıdır. Biz insanlar ardından gittiğimiz sözün, bıraktığı izleri izleriz. O küçük anlam kovuklarında gizli-açık bırakılmış ne kadar iz varsa, gücümüz nispetince onları alır inceler, sever ya da onlardan nefret ederiz; başka seçenek yoktur. Çünkü; o izler bizi sözün gittiği yere götürür. *** Hiçbir söz kendi izlerinin gittiği yerden başka bir yere gidemez. İzlerini sevdiğimiz sözün gittiği yeri de severiz; izlerinden nefret ettiğimiz sözün gittiği yerden de nefret ederiz. Biz insanız, söze itibar eder; sözü yereriz. Bu sebeplerle söz gittiği yere gitmeden önce çıktığı yer’i târif eder. Bizler de sözü her iki yönde tâkibeder, sözü duyduğumuz anda, tam orada, orta yerde durur; kendini târif ettiği şekilde onu tartar, onun izlerinden hareketle iz yolunda hem …
Devamı »