Tag Archives: filtre

Pakistan yeni nesli küfürlü kelimelerden korumak için radikal bir adım atarak cepten atılan mesajlarda geçen “kaba” tabirleri yasaklama kararı aldı. PTA’nın belirlediği yasak listesinde 1000’dan fazla kelime ve tamlama bulunuyor. Uzun süren müzakereler sonrası Pakistan telekomünikasyon kurumu PTA, içinde “f.ck” geçen 50, “k.ç” içeren 51 ifadeyi yasak listesine ekledi. Listede sadece küfürlü kelimeler yok. Cinsel bir manaya çekilme ihtimali bulunan tüm ifadeler de (sanırım ne olur ne olmaz denmiş) listede yer alıyor. “Okşamak” (fondle), Tükürmek (Spit) gibi, ya da “quickie” gibi argo anlamı bulunan neredeyse tüm sözcükler ve deyimler de listede. Cep operatörleri bu hafta için söz konusu mesajları engelleme emri aldı ancak yapılan testler bloklama teknolojisinin henüz kusursuz çalışmadığını gösteriyor. Listede 1109 İngilizce, 586 da Urduca kelime ve tamlama yer alıyor. Gelişmekte olan bir ülke olmasına karşın Pakistan’da cep telefonu kullanımı en fakir bölgelerde bile oldukça yoğun. Öte yandan PTA listenin henüz tamamlanmadığını söyleyerek yeni kelimelerle daha da zenginleşeceğinin …

Sosyal Medyaya Güven Olmaz(mış) Eskiden internete güven olmazdı(!) Şimdi “sosyal medyaya güven olmaz” deniyor. Geçtiğimiz günlerde Kütahya’da meydana gelen depremden sonra radyoda yorum yapan bir gazeteci (eleştirel bir tonda) bu anlama çıkacak bir tümce sarfetti! O halde öncelikle şunu sormak gerekir: Sosyal medyadan beklentimiz nedir? Sosyal medyanın güvenilmez “bilgi”ler (doğrusu “enformasyon” olmalı) içermesi eleştirilecekse demek ki sosyal medyadan bir beklenti var! O beklentinin ne olduğu da açıklanırsa sosyal medyayı daha sağlıklı eleştirebiliriz. Örneğin sosyal medyadan beklentimiz akademik düzeyde enformasyon ya da bilgiyi içermesi mi? Eğer öyleyse evet sosyal medya sitelerine (Facebook’a, Twitter mesajlarına, vb) güvenmeyelim. Bir yanda devlet eliyle internetin filtreden geçirilmesine karşı çıkıyoruz, diğer yanda ise bireylerin kendilerini en özgür şekilde ifade ettikleri ortam olan sosyal medya sitelerini güvenilmezlikle suçluyoruz. Örnek alınması gereken alternatifler olarak yaygın medya araçlarını gösteriyoruz. Yaygın medya araçlarında (televizyonda, radyoda, gazetede) ediyoryal bir filtrasyon var ya; ona güvenmemiz gerekiyor! Oysa hiçbir fark yok! Filtreyi ister …

Twitter’ı birçok siyasetçiye göre oldukça faal kullanan Abdullah Gül geçtiğimiz akşam son zamanlarda kapatılan ve kapatılması gündemde olan web siteleri hakkındaki görüşlerini twitter üzerinden dile getirdi. İşte Gül’ün sansür hakkındaki görüşleri: “Özellikle, internet konusunda çok soru var. Bu konuda bir kaç noktayı hatırlatmak isterim.” “Bu tartışmalar başladığında TİB yöneticilerini çağırarak kendilerinden ayrıntılı bilgi aldım.” “Bana verilen bilgilere göre, kimse herhangi bir zorlamaya tabi tutulmuyor. Kimsenin özgürlüğü kısıtlanmıyor.” “Özel sektör, ürünlerini aynı şekilde sunmaya devam edecek. Kamu da, kendi sorumluluğu gereği, alternatif bir ürün sunacak.” “Benim görüşüm, temelde hiç bir özgürlük kısıtlaması olmamalı. İsteyen herkes internette özgürce dolaşabilmeli.” “Öte yandan, unutmayalım ki, internet fırtınalı bir okyanus. Gemisini korumak isteyenlere de güvenli limanlar sunulabilmeli.” Umarız sayın cumhurbaşkanının bu ifadeleri yasakçı zihniyete bir çağrı olur. Abdullah Gül’ün twitter adresi: http://twitter.com/cbabdullahgul Gül’ü twitter’da 330 binden fazla kişi takip etmekte.

22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek olan filtre yönetmeliğinin tartışılacağı toplantıya Sivil Toplum Kuruluşları da çağrıldı. 22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek internette filtre uygulamasına ilişkin yönetmeliğin sahibi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu konuyu tartışmaya açmaya karar verdi. BTK tarafından gönderilen mektupta  İnternetin güvenli kullanımına ilişkin usul ve esaslar hakkında 25 Mayıs 2011 Çarşamba günü geniş çaplı bir toplantı düzenleneceği bildirildi. NOT: Mektuba göre ayrıca ilgili İnternet kurulu üyelerinin dışında da katılımcıların olacağı bir çalışma grubu da oluşturulacak.  

Geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bildiğiniz üzere Kanal İstanbul adlı “çılgın projesi”ni kamuoyuna açıkladı. Beğenen de oldu beğenmeyen de. Ancak nihayetinde, çekinceleri ve eleştirileri bir kenara bırakırsak, İstanbul’u küresel bir merkez ve çekim alanı yapmayı amaçlayan vizyoner bir proje olarak niteleyebiliriz. Ne var ki gerçek çılgın projenin bundan yaklaşık 3 ay önce BTK tarafından uygulamaya konulduğundan haberimiz olmamış. Açık söylemek gerekir ki BTK’nın 22 Ağustos’ta hayata geçecek uygulaması, devleti birey üstünde gören, “sen bilemezsin ben daha iyi bilirim” anlayışının son versiyonlarından biridir. Hele ki bu versiyonun dünyanın her noktası birleştiren dijital dünyaya uygulanmak istenmesini anlamak mümkün değil. Türkiye’yi, internete sansürde Çin, Küba ve İran’la aynı sınıfa sokmaya kimsenin hakkı yoktur, olamazda. Hele ki internetin belirli bir kalıba sokulamayacağı, Ortadoğu ve Afrika’da meydana gelen son gelişmeler neticesinde görülmüşken, Türkiye’de interneti devlet kontrolünde filtrelemek en hafif deyimiyle abesle iştigal etmektir. 22 Ağustos’ta uygulamaya girecek ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nca (BTK) …