Dünyada, ortaya çıkan bir yeniliği, getirdiği değişim ve dönüşümleri anlatmak her zaman zor olmuştur. Bu durum, bu yenilikle ve konuyla ilgili olması gereken insanlar için, ilk etapta adeta bir öcüdür. Sosyal Medya, bir grup insanın elindeki bir kartopu büyüklüğünden dev bir kartopuna dönüşüp, adeta dünyamızın bir “eşi” olacak kadar büyüyünce, bunun bir kartopu değil de, bermuda şeytan üçgeni falan olduğunu zanneden siyasilerde bir kıpırdanma başladı. Tabi bu, kıpırdanma olarak kaldı. Bunun nedenini iki sebebe bağlayabiliriz: 1- Geleneksel ve bürokratik işleyiş, interaktiviteye en çok başvurması gereken belediyelere bile sirayet ettiği için, geçmişten devralınan bu kötü miras, Sosyal Medyayı bünyesine katmakta zorlanıyor. 2- Korku faktörü. Bu daha da önemli aslında. Etkileşimin anında ve fazla olması, kamu başta olmak üzere, kurumsal bütün yapıları korkutmaya yetiyor. Olumsuz dönüşlerin olması ve bunu diğer bütün kullanıcıların görebileceği gerçeği, onlar için çok kötü bir talihsizlik imajı veriyor. Oysa her iki sebebin de, aslında sadece birer …
Devamı »