Yukarıda yazılı cümledeki hatayı bulunuz. “Kankiler” değil. bi’ süre sonra yerini daha saçma ve çirkin bi’ kelimeye bırakacak elbet, lakin şimdi lisanımızda yeri kavi. “Gergedan döşü” de değil. Afrika mutfağına hakim değilim tabii, yine de bu enfes lezzetin bi’ sofrada yer bulduğunu varsaymak daha kolay. “Hisar” da keyfe göre Anadolu ya da Rumeli… Yukarıdaki cümlede hata, birinin, hem de gergedan döşünün en pişkin yeri ile boğaz manzarasını herc-ü merc ederek çektiği fotograf ile birlikte bu cümleyi yazıp, yedi düvel görsün diye bu sosyal medya denen gayya kuyusuna salması… Biz büyürken, bizi büyütenler “yemekle gösteriş olmaz” dediler hep. “Yediğin içtiğin senin olsun, ne gördün onu anlat” da derlerdi, seyahatten, ziyaretten dönen konuya komşuya. Akşam yemeğinde etli yemek yendiyse “söylemesi ayıp” deyip de girerlerdi söze. Akşam yenilen kavurmanın, tavuğun ahlâkî bi’ bariyere ihtiyacı yoktu, mûzır değillerdi tabi. O adamların, kadınların bu davranışları, ola ki sözü duyan imrenir düşüncesiyle, yokluğu hatırlatmama inceliklerinden kaynaklanıyordu. …
Devamı »