Bazen, dijital dünya’nın bize neler kaybettirdiğini düşünürüm. Biz, en fazla 12-13 senelik gazete geçmişini görebiliyoruz internette. Sebebi ise, internet sitelerinin 99-98′den öncesine ulaşamaması. Mesela, edebiyatçıların 1970′li yıllarda yayınlanmış köşe yazılarını dijital dünyaya mahkum olan bizler asla okuyamayacağız. Çünkü hiçbirimiz rahat koltuklarımızı bırakıp saatlerce arşiv araması yapacak insanlar değilizdir. Ya, arşivcilik noktasında “sıyırmış” derecede başarılı olanların yazdıklarına mahkum olacağız ya da o hazineden mahrum kalacağız. İşte bu doğrultuda, geçenlerde bir vesile ile bir blogda okuduğum bir yazıdan sizlere bahsetmek istiyorum. Tarık Buğra’yı hepimiz biliyoruz. Edebiyatımızın usta kalemlerinden Tarık Buğra’nın, 1975 yılında bir gazetede yayınladığı “Her yazara bir yasa” başlıklı yazısını -ya da blog yazısına göre yazı dizisini- haddimi aşarak, hakkım olmayarak sizlere farklı bir biçimde sunmak istiyorum: Her Blogcuya Bir Yasa Blogcular… Yeni Medya Yeni Edebiyat’ı vücuda getirebilecek mi? Blogculuk, mikroblogların sosyal medyayı istilasına rağmen hala revaçta olan bir uğraşı. Genelde, “tuzu kuru”, vakti bol tiki kızların meşhur olduğu bir uğraşı …
Devamı »