Fenerbahçe’ye Bank Asya Liginde Başarılar!!

’Adalet topaldır, ağır ağır yürür, fakat gideceği yere er geç ulaşır.’’ der Mirebau.
Bu açıdan ben adaleti bir parça rahmetli anneanneme benzetirim.
Rahmetli anneannemle de köyde bir yere giderken komşularına uğrar uzun uzun konuşur; çocuk sabrımı zorlar dururdu. Nur içinde yatsın; futboldan anlamasa da anneannem de Trabzonsporluydu.
Fenerbahçe’nin şike soruşturmasıyla ilgili gözaltına alınan başkanı Aziz Yıldırım birkaç yıl önce tıpkı bir siyasi parti başkanı gibi taraftarlarına üç yıl üst üste şampiyonluk sözü vermişti.
Bu durumda biz de Aziz Yıldırım’ın bir futbol dehası olduğunu düşünmüştük.
Ama zamanla servetinin kaynağı şüpheli bu adamın futboldan pek anlamadığını işleri emrindeki kirli işler departmanıyla hallettiğini gördük.
Türk futbolunda çok az kulüp başkanı Aziz Yıldırım kadar spor basınını ve Federasyon’u bir takımın lehine alenen taraf olmaya ve bunun için yargılanamaz gayri ahlaki bir dili kullanmaya mecbur etmeyi başarabilmiştir.
Türkiye’de futbol Fenerbahçe başkanı tarafından ekonomik tazyikle kıskaca alındığında futbolun maceraya ya da bilinmeyene açık ruhu neredeyse öldü.
Adı süper olan ve yüz milyon dolarların döndüğü bir oyun tam anlamıyla bir orta oyununa dönüştü.
Federasyon sadece bir harf değişikliğiyle Fenerbahçe’nin bir üst kurumuna dönüştü.
İkbal beklentisindeki hakemlerin futbola sadakatleri menfaatleriyle köreldi.
Her aleni ahlaksızlığın bazı insanların kalbinde, zihninde ahlakı ve erdemi kışkırttığı düşünüldüğünde bu rolü iyisiyle kötüsüyle Türkiye’de tam olarak üstelenen takım yine Trabzonspor oldu.
Fenerbahçe Trabzonspor’un müzesinden tam üç şampiyonluk kupasını çalmasına ve sert insan profiline rağmen sabırla ahlak dairesi içinde kalmayı bildi ve haklılığından kaynaklanan öfkesini yüksek perdeden haykırmaya devam ettirdi yıllarca.
Şöyle düşünün; şehrinizin onurunuz ve gururunuz olarak gördüğünüz bir futbol takımı var, bir yıl boyunca bin bir türlü zorluklar içerisinde futbol kuralları içerisinde mücadele veriyor ve ligi bir hırsızla burun buruna bitiriyor.
Sırf hırsızla aynı puanda ligi bitirdiği için şampiyonluk kupasından mahrum oluyor.
Ve o şehirdeki en büyük tepki yeni yetme bir delikanlının sırtındaki penyeye yazdırdığı ‘’Aziz Fuck You..!’’
Öte yandan Aykut Kocaman’ın ‘’Tarih sadece şampiyonları yazar..!’’ sözü sinsi bir hırsızlık itirafı olarak arşivlerde yerini alırken Kocaman’ın doğal olarak unuttuğu bir şey vardı; hangi tarih ve neyin tarihi?
Aykut Kocaman’ın bir zamanlar dürüstlük sempatisiyle sığındığı hafızalara aleni ihanetine insanlara şu soruyu sordurtuyor ister istemez?
Şayet hırsızlığın tarihi yazılacak olursa Fenerbahçe ve Aykut Kocaman’ı bu tarihin neresine koymak gerekiyor?
Evet, gerçekten de vicdan içimizdeki Tanrı’dır, ondan sonsuza kadar kaçamayız.
Kurbanımızı haksızca yutmuş olsak bile vicdanımız bize hep bunun bir zafer olmadığını fısıldar.
Zafer rakibinin ve senden en fazla nefret edenin bile ruhunun dehlizlerindeki zerreleri ikna ederek elde edilir Aykut, yarım saatte üç uyduruk penaltıya susmakla değil.
Daha bu yıl süper ligte yaşanan Karabüksporlu Emenike ve Eskişehirsporlu Sezer olayları, Kayserispor kalecisinin degajı, Bülent Uygun’un uygunsuz futbol taktiklerine girip sizi yoracak değilim.
Diyeceğim şey şu;
AKP altın bir kalemle Fenerbahçeli vatandaşlarımızın oylarını sildi süpürdü; genel seçimlerde % 50 aldı. Eh hayrını görür inşallah..!
Ama seçimi kazanan partinin tam ismine bakıldığında farklı bir şey görülüyor; Adalet ve Kalkınma Partisi. Yani adalet, bu açıdan AK Partiye oy veren Fenerbahçeliler kendi ayaklarına kurşun sıkmış oldular.
Trabzonspor yönetimi Türkiye’deki hukuk sistemine ve Federasyon’a güvenmediği için şikayetini FIFA’ya yapmıştı.
Tam da FIFA’ya şikayetin yapıldığı sıralarda dünya futbolunun yönetim organının başkanı Sepp Blatter yolsuzluklar içinde boğuşuyordu. Yani meşruiyeti tüm dünya spor basınınca sorgulanan FIFA’nın Trabzonspor’un Türkiye’deki futbol rezaletlerini deşifre eden mektubunu ciddiye almama gibi bir seçeneği olamazdı. Almış olmalı ki bugün dünya haber ajanslarında yer yerinden oynuyor.
Bu olaylarla ilgili olarak görünmeyen bir diğer faktör ise geçen yıl Galatasaray’ın geçirdiği ve neredeyse süper ligten bir alt lige yuvarlanacağı kötü sezondu.
Galatasaray ligte Fenerbahçe’nin rakibi olamayacağını anladığı andan itibaren tam anlamıyla yelkenleri suya indirdi.
Dolayısıyla ligte küme düşme hattında dolaşarak kirli icraatlar içinde gezinen Fenerbahçe’yi susarak 70 milyona üstü örtülü olarak şikayet etmiş oldu.
Doğal olarak bir sene sonraya harcayacağı meşruiyet küpünü ağzına kadar doldurdu.
Ama bu kadar büyük bir skandalların yaşandığı bir ülkede Türk spor basını çirkeflik çığına erken doğum yaptıramadı.
Yaptıramadı zira Türk spor basını Galatasaray teknik direktörü Fatih Terim’in milli takımı bıraktığı son Ermenistan maçından sonra neden takım çalıştırmadığını sorgulamadı.
Türk spor basını neden Fatih Terim’in Galatasaray ile idmanlara çıktıktan sözleşme imzaladığını sorgulayamayacak kadar olaylara kör atama bir basındı.
Aslında bugün skandalın asıl sahibi Fenerbahçe başkanı ve onun oltaya taktığı düzenbazlar değil tek kelimeyle Türk spor medyasıdır.
Bu kadar pis bir kokunun yükseldiği yere sadece parfüm sürdüler yıllarca.
Diğer bir açıdan bakıldığında Terim’in Türk futboluna Galatasaray ve milli takım üzerinden ördüğü çelik ağlarının entrikadaki en baskın takım Fenerbahçe aleyhinde kıpırdamaya başladığını bile söyleyebiliriz.
Şimdi Fenerbahçe’nin futbolcusunun ve yöneticisinin şike yaptığı hukuken sabit bulunursa -ki bulunmaması mucizeden de öte bir şey- Fenerbahçe bir alt lig olan Bank Asya ligine düşürülecek.
Ve bu durum geçen yıl mizah konusu yapılan Galatasaraylılar için bir tür intikam gibi algılansa da gerçekte geçen yıl atlattıkları korkuyla ilgili dengeleyici garip bir şey olacak.
Yani Galatasaraylılar ‘’biz futbol beceriksizliğimizden düşüyorduk, siz uyanıklığınızdan düştünüz, Allah kurtarsın hemşerim..!’’ diyebilecekler.
Diğer taraftan Türkiye Futbol Federasyon’unun Emre Belözoğlu’nun mesaj davası henüz karara bağlanmamışken Süper ligi tescillemiş olması final sahnesi öncesindeki son komediydi.
Bu Türkiye’de futbolun ruhunun çıktığının resmi ialnıydı, ahlak sorunlu spor basını bunu pas geçti.
Bütün bu soruşturmalarla ilgili kritik sorular ise şunlardır;
Bu soruşturma AKP’nin Fenerbahçe’yi aklamak için başvurduğu bir hukuk şovu mu; yoksa eski AKP Trabzon milletvekili Kemalettin Göktaş’ın Emre Belözoğlu ile ilgili açtığı davanın kaçınılmaz dalgasının bir sonucu mu?
Yoksa Türkiye’deki hukukun yetersizliği karşısında Trabzonspor’un FIFA nezdinde yaptığı başvurunun lokal siyaseti ve feodal güçleri tasfiye eden soğuk yüzü mü?
Ya da Terimli Galatasaray’ın anlaşılamayan derin entrikası mı?
Bunlardan hangisi olursa olsun Türkiye’de futbolla ilgili insanların kahir ekseriyetinin açık ara beklentisi şudur;
Tartışmasızca Fenerbahçe’nin Bank Asya ligine düşürülmesi…
Fenerbahçe’nin Bank Asya Ligine düşürülmesi şüphesiz maçları yayınlayan devlet kurumu TRT’yi mutlu edecektir.
Bu açıdan bu davanın başka bir kamu yararı taşıdığı bile söylenebilir.
Trabzonspor’un müzesinden çalınmış 1996, 2004 ve 2011’deki şampiyonluk kupalarından en azından birinin resmi bir törenle ona iade edilmesi.
Ve Fenerbahçe’nin başta Trabzonspor kulübünden, taraftarından ve Türkiye’deki tüm kulüp ve taraftarlardan resmi ağızdan özür dilemesi.
İşte o zaman Türk futbolunun Fenerbahçe ve Türk spor basınının işbirliğiyle çalınmış heyecana açık ruhunu ona iade etmiş oluruz.
Aksi takdirde size önerim son yazdığım Temelyon adlı romanı okuyun. İnanın bana takımızın şampiyonluğunda daha fazla zevk alacaksınız.
Son olarak Karadenizli türkücü Cimilli İbonun bir türküsüyle bitirmek istiyorum.

Karadeniz’de doğdum
Büyüdüm adam oldum
Yeri geldi bağırdum
Yeri geldi mum oldum

Hayat felsefesini
Gurbet ellerden aldum
Gırtlağa kadar doldum
Yeter artuk patladum

Eheehe eheehee ehee hee..!
Ohooho ohohoo hohhoooho..!

Hakkında Metin Kondel

Eski bir İngilizce Öğretmeni, Ekonomist ve bağımsız popülist (halkçı) bir yazardır.

10 comments

  1. Herkes Fener’in Trabzon’dan caldigi 3 sampiyonluktan bahsediyor ama eksik bir bilgidir. Calinan her sampiyonluk, o sampiyonlugun rüzgari ve getirisi ile 3-5 yil icinde kazanilabilecek muhtemel iki sampiyonlugun da calinmasi demektir.Bu zaviyeden bakildiginda, Fener Trabzon’un en az 9-10 yilini götürmüstür.

  2. vallaha ben bu yaziyi okumamis olsaydim keske ben fenerden nefret eden bir adammin ama yinede bir trabzon sporlu yazarin cikipta yargic gibi ceza kesici bir yazi ile buyuk bir takimi alcak dusurlesi olmadi aga, ben besiktas taraftariyim ve biz cok kotu senerler yasadik cok yorumlara magdur kaldik ama yinede alin akiyla kazandik ve kaybettik. simdi trabzon son bes alti senedir daha ilk kez ligi zorladi ve artik dort buyukler olmadigi icin pekte yorum yapmasin bence.fenere cok ayip eger dogru ise ve bencede dogru cunku nasil uc yil garanti sampiyonluk sozu cikabilir bir baskanin agzindan??? ama yinede bir maci nasil seyrediyorsak bu mahkeme sonucunada seyirci gozu ile bakip cok konusayalim ve yazicaksakta tarafsiz yazalim. Herkese iyi gunler.

  3. fenerli arkadaşlar üzgünüz üzgünüz üzgünüz üstadım ağzına sağlık

  4. Fenerbahçeli olarak küme düşürelim.Razıyım.madem adalet diyorsunuz şu yazınızla ne kadar adil bir kafa yapısına sahip olduğunu gördüm.Tamamen Fanatik ve odaklı bir yazı.Fener düşsün kupa sizin olsun Lig tertemiz olur dimi herşey dümdüz olur vay vay vay.ya denizli-ya papermoon-ya 8-0 lık maçlar?

  5. “bağımsız popülist (halkçı) bir yazardır” bu tanıma çok uygun bir yazı yazmışsınız. aksi ispatlanmadıkça kimse suçlu değildir kaldı ki henüz açılmış bir dava, sanık ya da hükümlü dahi yoktur ortada galatasaraylıyım temiz bir lig elbetteki hepimiz isteriz ki varsa da zaten en büyük ceza verilsin ama yine ucu bucağı olmayan bir dava ve cezasız insanlar olacaksa ya da insanlar aklanacaksa bu yazıyı nasıl savunursunuz merak etmiyor değilim..

    “Ve Fenerbahçe’nin başta Trabzonspor kulübünden, taraftarından ve Türkiye’deki tüm kulüp ve taraftarlardan resmi ağızdan özür dilemesi.”

    Eğer bir aklama olursa ve tüm iddalar çürütülürse siz aynı şekilde fenerbahçe’den de değil kamuoyundan özür diler misiniz bu yazdıklarınız için? bence tabi ki dilemezsiniz..

  6. Fenerli arkadaşlar geçen yıl şampiyonluğa 2 dakika sevinebildiler bu yıl 2 ay sevinecekler galiba:)

  7. bütün fenerliler turlasın etrafınızda inşallah! bi tane adam da çıkıp faruk özak’ın “ben bişiy bilmiyrum” tavrını konuşmuyo. adaleti mi arıyorsunuz siz bu ülkede? istediğiniz adalet mi? polis, devlet… siz kuyruk acınızla uğraşırken önünüzden iş çeviriyorlar haberiniz yok! trabzon şampiyon olsun fener küme düşsün. siz rahatlarsınız, biz daha da rahatlarız. belki o zaman asıl temizlik nerde yapılıyor anlarsınız metin bey. popülizme devam, böylesi tutuyor zaten.

  8. Takım tutmam, Aziz Yildirimi da sevmem, ama yazdiginiz yazi tamamen fanatik bir taraftar kafası ile yazılmış. Daha hiç bir suç sabitleşmeden bir anda yargıç kesilip bunları yazmanız son derece yanlış. Kaldı ki Trabzonsporda da polisler araştırma yapıyor, orada da teşvik iddiaları var. Ayrıca Fenerbahçenin Denizlide kaybettiği maça ne diyeceksiniz, bu kadar muktedir bir başkan niye o işi halledemedi?

  9. şarkı cimilli ibo’ya değil recebim’e ait.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir