Sosyal medya araçlarındaki anlık haber akışlarında doğru ile yanlış, kirli ile temiz birbirine karışıyor. Hatta bazen gazeteciler bile bu dezenformasyonun taşıyıcısı haline geliyor
Fransız İhtilali’ne giden yolun Paris kafelerinde açıldığı söylenir. Bu kafelerde buluşan ihtilalci gençler bir yandan kahvelerini yudumlarken diğer yandan özgürlük, adalet ve eşitlik üzerine tartışıyordu. Habermas’a göre kafeler çevresinde oluşan bu yeni kamusal alan toplumun dönüşmesinde önemli bir rol oynamıştı. Gerçi sonuç insani bakımdan pek de iç açıcı olmadı: Altı cumhuriyet, iki dünya savaşı, kan ve gözyaşı.
Şimdilerde de Twitter’ın aynı rolü üstlendiği söyleniyor. Eleştirel fikirlerin özgürce ifade edilebildiği yeni bir kamusal alan… Gezi Parkı ve 17 Aralık olaylarında da görüldüğü üzere epey etkili. Ama unutmamak gerekir ki bu alandaki göreli özgürlükten sadece ‘iyi adamlar’ değil propagandacılar, provakatörler, terör örgütleri, yalancılar ve dolandırıcılar da yararlanıyor.
Artık hiç şüphe yok ki haberler ‘online’ hale geldi. İnternet ve sosyal medya araçları sayesinde insanlar olaylardan anında haberdar oluyor. Ve bazen sadece olanlardan değil olmayanlardan da. Çünkü bu anlık haber akışında doğru ile yanlış, kirli ile temiz birbirine karışıyor. Bu araçlar kimi zaman toplum düzenini bozmak, yalan haber yaymak ve kullanıcıları kışkırtmak için de kullanılıyor. Hatta bazen gazeteciler bile bu dezenformasyonun taşıyıcısı haline geliyor.
Maske kullanmamak
Bu yüzden bazı önemli ilkeleri, BBC, Washington Post, NPR gibi yayıncıların hazırladıkları rehberlerden de ilham alarak, belirtmem gerektiğini düşünüyorum:
Gazeteci Twitter ve Facebook gibi mecralarda rastladığı haberlere, tıpkı adliyede ya da sokakta rastladığı haberlerde olduğu gibi, şüpheyle yaklaşmalıdır. Twitter’da gördüğü bir veriyi, tanıklık iddiası olsa ve hatta fotoğrafla desteklense bile kendi kaynaklarıyla doğrulamadan haberleştirmemelidir. Gezi olayları sürecinde gördük ki eski tarihli ya da üzerinde oynanmış fotoğraflar algı yönetimi için kullanılabilmektedir.
Gazeteci kimliği belirsiz hesaplara ve avatarlara itibar etmemelidir. Kendisi de sosyal medyada sahte hesaplar açmamalı, maskelerin arkasına saklanmamalıdır. Sosyal medya profillerinde kimliğini açık olarak yazmalı, yaptıklarının ve söylediklerinin sorumluluğunu almalıdır.
Bir tweet’in konusu ya da çok sayıda insan tarafından retweet edilmesi onun doğruluğuna karine sayılamaz. Gazeteci her durumda soğukkanlılığını korumalı, gündeme getirilen iddia ne kadar vahim olursa olsun gazetecilik ilkelerinden ve standartlarından taviz vermemelidir.
Temsil sorunu
Günümüzde, üstelik bu kadar yaygınlaşmışken gazetecilerin haber kaynağı ya da yayıcısı olarak Twitter kullanmamaları düşünülemez. Ama kullanırken diğer meslek gruplarına göre daha dikkatli olmaları gerektiği de bir gerçek. Bu hususla alakalı birkaç ilkeyi de şöyle özetleyebiliriz:
Gazetecilerin Twitter profillerinde çalıştıkları gazetenin adını yazmaları, onlara o gazeteyi temsil hakkı vermez. Teknik olarak bu durum böyle… Öte yandan, bu gazetecilerin Twitter’daki etkinliklerinin kendileri inkâr etse de gazeteye mal edildiği ve kimi durumlarda gazetenin saygınlığına zarar verdiği de bir gerçek. Okur Temsilcisi’ne gelen şikâyetler bunu gösteriyor.
Gazeteciler, sözleşmeleri gereği yaptıkları haberleri öncelikle yazı işlerinin değerlendirmesine sunmakla yükümlüdür. Twitter hesaplarını bir ‘sürpriz bozucu’ olarak kullanmamalıdırlar.
Gazeteciler, gazetede kullanamayacakları bir dili ve üslubu Twitter hesaplarında kullanmaktan da kaçınmalı. Gazeteye veremeyecekleri bir haberi, Twitter üzerinden duyurmamalı. Burada özellikle nefret ve ayrımcılık içeren söylemlere, iç savaş kışkırtıcılığına dikkat etmek gerekir. Özellikle içerisinden geçtiğimiz günlerde.
Gazetecilerin sosyal medya hesaplarında bir siyasi düşüncenin ya da çıkar grubunun temsilcisi gibi davranması onların inandırıcılıklarına, tarafsızlıklarına ve güvenilirliklerine gölge düşürür.
Özel hayat
Son olarak şu soruyu cevaplayalım: Gazetecilerin Twitter’da iş ile zevki birbirine karıştırmaları sakıncalı mıdır?
Çalışanlarına bu konuda son derece sıkı sınırlandırmalar getiren basın yayın kuruluşları olmakla birlikte Türkiye’de bunu uygulamak zor. Gazetecilere, Twitter’da bir özel hayat regülasyonu yapmak uygulanabilir görünmüyor. Aksine kişisel paylaşımların okurla gazeteci arasında bir bağ kurması, bir tür gerçekçilik efekti sağlaması mümkün. Pornografiye kaymamak kaydıyla!
İbrahim Altay-Sabah Gazetesi