https://juragankomik.com
Cumartesi , 7 Aralık 2024

Geleneksel Medya ve Sosyal Medya Birbirini Nasıl Besliyor?

İnsanlar arası iletişim; bilgi, duydu, düşünce, tutum ve kanallarla davranış biçimlerinin kaynak ile alıcı arasındaki bir ilişkileme yoluyla bir insandan (insanlardan) diğerine (diğerlerine) bazı oluklar kullanarak ve değişim amacı ile aktarma sürecidir. İletişim kurmadaki temel amacımız karşımızdaki kişiye anlaşılabilir mesajlar göndermek ve karşı tarafın tutum ve davranışlarında değişiklikler yaratmaktır. Medyanın çıkış noktası da aslında mesaj verdiğimiz kişinin tutum ve davranışlarında değişiklikler yaratma isteğinden gelmektedir. İnsanların varoluşlarından itibaren gereksinim duydukları bir içgüdü olan ‘’iletişim kurma ‘’ isteğinin temelinde bile tutum değiştirme içgüdüsü yatmaktadır. Medya bunun en kolay yapılabilecek yolu olarak düşünülebilir. Geleneksel medya araçlarından radyo, televizyon, gazete, dergi kitlelere ulaşma açısından kullanılan ve insanların bilgi alma isteklerini karşılayan iletişim kanallarıdır.

Bu bağlamda gazeteler ilk ortaya çıkışları itibari ile yereldirler. Ancak taşıdıkları gücün farkına varılması onlara ulus-devletin siyasal sınırları içerisinde birlik ve beraberliği sağlamak üzere ulusal bir dil ile ulusal kimliğin inşası gibi önemli bir misyon yüklenmesine yol açtı. Sonraları aynı misyonu ortaya çıkış sırasıyla radyo ve televizyon üstlendi. (Alankuş, 2005)

Radyo, televizyon, gazete ve dergi kullanımının yaygınlaşması ve ulaşılabilirliğinin kolaylaşması nedeni ile insanların bilgiye ulaşmak, gündemi takip etmek için bu mecraları kullanmaya başlaması geleneksel medyanın gücünü her geçen gün artmasını sağladı ta ki Dünya’da ve Türkiye’de internet kullanımın yaygınlaşmaya başlaması ve yeni iletişim teknolojilerinin ortaya çıkmasına kadar. İnsanlığın geliştirdiği teknolojilerin ciddi maliyetleri vardı ve o maliyetleri karşılamak önemli çaba gerektiriyordu. Örneğin bir televizyon, radyo kanalı yada gazetenin yayın yapabilmesi ve bunun sürekliliğini sağlayabilmesi hatta marka olabilmesi  için gereken maliyetler oldukça yüksekti. İnternet bu bağlamda giderek ucuzlayan bir iletişim teknolojisi olması nedeni ile kendi pazar payını giderek genişletmeye başladı. Bu genişlemeyle birlikte yeni bir medya mecrası ‘’Sosyal Medya ‘’ tanımı da ortaya çıktı. Sosyal medya; özünde diğer kişilerle internet üzerinden sohbet etme becerisi, insanların kendilerini yüz yüze iletişime oranla daha rahat hissetmeleri hatta farklı farklı kimliklere bürünebilmeleri sebebi ile hızla yayılmaya ve yeni bir mecra olmaya başladı. Hatta sohbet ettiğiniz paylaşımda bulunduğunuz insanlar giderek sizin pazarınız, müşterileriniz, meslektaşlarınız olmaya başladı. Sosyal medyanın bu şekilde de kullanabildiğini fark eden şirketler, markalar bu mecrayı hem şirketlerini tanıtmak hem reklam yapmak hem de müşterileriyle empati kurarak ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kampanyalar başlatmaya başladılar. Kendini küçük ölçekli bir işletme olarak tanımlayan bir firma bile sosyal medyanın gücünü kullanarak kendini çok daha fazla müşteriye ulaştırabildi.

Şuanda sosyal medya ve geleneksel medya arasındaki tanımların farklı olmasına, sosyal medyanın geleneksel medya önüne geçtiğinin söylenmesine ve geleneksel medya ve sosyal medya arasında haber paylaşımında bir takım sıkıntılar yaşanmasına rağmen aslında birbirlerini besleyen, destekleyen ve büyümelerini hızlandıran iki medya alanı. Geleneksel medyanın beslenmesine en büyük katkıyı sağlayan televizyon şuanda twitter ve facebook’u  da beslemekte. Özellikle çok fazla izlenen diziler ve tv programları hashtag kullanarak hem sosyal medyada bu programların konuşulmasını sağlıyor izleyici sayısını arttırıyor hem de bu programları izleyen kişilerde bu hashtagleri gördüklerinde sosyal medyada ne konuşuluyor merakından twitter yada facebooka giriyor hata bazen yeni bir hesap açıyor. Köşe yazarlarının da sosyal medyada ilgi görmesi öncesinde yazdıkları gazetelerdeki köşe yazılarından kaynaklanmakta. Zaten var olan okur kitlelerinin dışında sosyal medyada da yazılarını paylaştıkları için hem var olan okurlarına hem de yeni okuyucu kitlesine bu şekilde ulaşabiliyorlar.  Aynı şekilde ünlü kişilerinde tanınırlıkları geleneksel medya ile başlıyor ve sosyal medyada bu sayede bir sıfır öne geçiyorlar. Kimseye sosyal medyada kendilerini tanıtmak zorunda kalmıyor var olan çizgilerini korumaya çalışıyorlar. Sosyal medya erişilebilirliğinin kolay olması, bu mecrayı kullanmak için herhangi bir yeterliliğe sahip olmanın gerekmemesi sebebi ile bir adım önde gibi görünse de geleneksel medyanın beslenmesine en büyük katkısı olan televizyonun yerini alacak gibi görünmüyor ta ki internete bağlanabilen televizyon kullanımın artmaya başlamasına kadar.

 

Kaynakça:

Alankuş, S. (2005). Yeni İletişim Teknolojileri ve Medya. İstanbul: IPS İletişim Vakfı Yayınları.

Stratten, S. (2012). UNMARKETING. İstanbul: Kapital Medya Hizmetleri.

Hakkında Gülay Erdoğan Dönmez

Eskişehir sevdalısı, İletişimci, Kalbi elleri kadar küçük değil. Sosyal medya uzmanı aday adayı:)_İstanbul #SMuzman

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir