İlk olarak, yeni nesil medya ve medyanın hayatımızı şekillendirişine geçmeden önce konunun kökeni olan “medya” kavramına bakmakta yarar var.
Medya; günümüzde televizyon, radyo, gazete, internet ve dergi gibi kitle iletişim araçlarının toplamını ifade eden terimdir. Kitle iletişim araçları ilk dönemlerde sadece kitlelerin haber alma ihtiyacını karşılamak amacıyla hizmet vermeye başlamış ve bu süreç teknolojik gelişmeler ve kitlelerin beklentileri ile şekillenerek zamanla bugünkü halini almaya başlamıştır.
Bu şekillenme sürecinde farklı iletişim araçlarının farklı amaçlara hizmet etmesiyle dallanıp budaklanması da medyanın çok kollu bir içerik olabilmesini sağlamıştır.
Medyanın en önemli işlevi haber ve bilgi vermektir. Hayatın pek çok alanına ait ulusal ve uluslararası bilgi ve haberler medya araçları ile insanlara ulaşır. Medya aracılığıyla bilgilenirken, aynı zamanda yönlendiriliriz. Bu bakımdan medyaya büyük sorumluluk düşmektedir. Çünkü medya bireyin toplumla bütünleşmesini ve toplumsal hayata uyum sağlamasını da kolaylaştırır. İnsanlar üzerinde algı yönetimi yapmayı başaracak kadar güçlü olan bu sektör ile toplumlarda uyum ve refah düzeni korunmuş olur. Bu büyük görevi üstlenen medyaya oldukça ciddi sorumluluklar da düşmekte.
Örneğin medyanın bir diğer görevi; insanların, özellikle gelişme çağındaki çocukların algı, beceri ve bilinç düzeyini yükselterek eğitimlerine yardımcı olmasıdır. Ayrıca medya, insanlara toplumsal hayatın sıkıcı temposundan uzaklaşıp hoşça vakit geçirme imkânı sunar.
Tüm bunlarla birlikte, medya devletlerin, şirketlerin, kurum, kuruluş hatta kişilerin en önemli tanıtım aracıdır. Günümüz ekonomisi pazarlama üzerine kuruludur. Pazarlamanın en önemli aracı da medyadır.
Peki internetin yayılması ile ortaya çıkan “yeni medya” nedir?
Altyapısını internet ve internet teknolojilerine dayandıran tüm gelişmelere yeni medya diyebiliriz. Daha ayrıntılı olarak anlatacak olursak “Yeni medya” bilgi teknolojileri ve iletişim ağları ile medya sektörlerinin birbirlerine yakınlaşarak iç içe geçmeye başlaması sonucu ortaya çıkan (internet, mobil, vb. ağlar üzerinde oluşturulan web sitesi, haber sitesi, arama motoru, blog, wiki, sosyal medya gibi) ve hızla değişen yeni iletişim araçlarını ifade etmekte.
Telekomünikasyon, bilgisayar, internet vb. teknolojilerindeki gelişmeler Yeni Medya endüstrisinin de gelişmesini sağlamaktadır. Bu nedenle bu alanlardaki bir yenilik Yeni Medya alanındaki ekonomik, politik, kültürel ve sanatsal üretim ve tüketimlerde de belirleyici olmaktadır.
Geleneksel Medya ile Yeni Medya’yı ayıran temel özellikler nelerdir?
Öncelikle Yeni Medya’yı Geleneksel Medya’dan tamamen farklı olarak ele almamak gerektiğini belirtelim. Teknoloji birbirini takip eden bir dönüşüm sürecidir. İhtiyaçlar dahilinde şekillense de bir önceki süreci yansıtır. Ancak Yeni Medya’yı, Geleneksel Medya’dan ayrıştıran en önemli özelliklerden biri etkileşimselliktir. Yani bir iletişim sürecinde gönderici ve alıcının hem eşzamanlı hem de eşzamansız olarak etkileşim içinde bulunabilmesidir. Elbette Geleneksel Medya’da da etkileşim vardı ancak oldukça sınırlıydı ve ilettiğiniz mesajın iletilip iletilmediği bile bilinemiyordu. Geri dönüş almak bazı durumlarda aylar sürebiliyordu. Oysa şimdi istediğiniz her kişi veya kuruma o an içerisinde ulaşabiliyor ve geri dönüşü aynı hızda alabiliyorsunuz. Tam da bu noktada Yeni medya avantajı olarak hızı ele almakta fayda var. İnternet sayesinde bugün olaylardan haberdar olma hızımız tartışılamayacak boyutta. Dünya çapındaki son gelişmeleri öğrenmemiz ve olayların süreçlerini anlık takip etmemiz mümkün. Son dakika haberlerini, basılı yayını bekleyerek ertesi gün ulaşmak yerine, artık Yeni medya’nın nimetlerini kullanarak hemen ulaşabiliyoruz.
Yeni Medya’nın bir başka özelliği ise hipermetinselliktir. Geleneksel Medya’da çizgisel bir okuma akışkanlığımız ve sınırımız vardı ancak Yeni Medya ortamlarında çizgisel olmayan, akış sırasını büyük oranda kendimizin belirlediği bir okuma ortamı var.
Bunların dışında medya sahipliği anlamında aslında Geleneksel ve Yeni Medya açısından çok büyük bir fark yok ancak genellikle Yeni Medya ortamlarını kullanan bireyler sanki ortamlarının bir sahibi yokmuş gibi davranıyorlar. Oysa Google, Facebook, Twitter vb. ortamları yaratanlar şirketler ve bu Yeni Medya endüstrisi de tıpkı Geleneksel Medya endüstrisi gibi devletlerle, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde çalışıyorlar. Bu bağlamda, Yeni Medya ortamlarındaki dijital gözetim ve denetimde oldukça önemli ve mücadele edilmesi gereken sorunlar olarak karşımıza çıkıyor.
Yeni Medya kavramı ile hayatımıza giren “Sosyal Medya” nedir?
Sosyal medya, kullanıcılar tarafından oluşturulan bilginin basit, anlık ve çift taraflı olarak paylaşılmasını ve ulaşılmasını sağlayan yeni bir medya biçimidir. Günümüzde sosyal medya birçok kişi ve kurum tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Bu sayede hızlı erişim kolaylaşmakta, kullanıcılar içerikleri, makaleleri, haberleri, düşünceleri, günlük yaşanan olayları, fotoğrafları sosyal medya aracılığı ile görebilmekte ve paylaşabilmektedir. Sosyal medyayı en kısa şekilde tanımlamak gerekirse akla gelen ilk kavram olan ‘paylaşmak’ kelimesini kullanmak yanlış olmayacaktır. Günümüzde popüler olarak kullanılan Facebook, Twitter, Instagram, WhatsApp sosyal medya platformlarına örnektir.
Yeni nesil medyayı doğru kullanıyor muyuz?
Yapılan araştırmalar insanların, bu sanal gerçeklik içinde gün geçtikçe daha fazla vakit harcadıklarını, gerçek yaşam ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını ve yine bu sanal gerçeklik içinde yeni bir dünya kurarak yaşadıklarını göstermektedir.
2018 yılı itibariyle tüm dünyadaki internet kullanıcı sayısı 4 milyarı geçti. Sosyal medya kullanıcıları ise 3.2 milyarın üzerinde. Akıllı telefonlar başta olmak üzere, mobil cihazların yaygınlaşması ile internet kullanımı giderek arttı. Bugün dünyanın yarısından fazlası online. Buna bağlı olarak neredeyse her cihaz üzerinden sosyal medya kullanımı gerçekleşmekte. Geçtiğimiz yıllara oranla sosyal medya bağımlılığı sebebiyle hastanelere başvuru yapan kişilerin sayısı hızla artmakta. Türkiye’de de internet bağımlılığı klinikleri açılmış bulunmakta.
Aslında “Yeni nesil medyayı doğru kullanıyor muyuz?” sorusunu yalnızca sosyal medya kullanım oranı olarak ele almamak gerekli.
Sosyal medyada günde ortalama 4 saat zaman geçiriyoruz. Bu süreç içerisinde sayısız bilgi ve paylaşıma maruz kalıyoruz. Peki gördüğümüz her şey doğru mu?
Sosyal medya serbest kullanıcı bazlı bir platform olması dolayısıyla pek çok kişi tarafından zaman zaman dikkat çekmek, zaman zaman da beğeni almak ve popüler olmak amacıyla paylaşım yapılan bir ağ. Bu sebeple gündeme bağlı olarak ya da gündem oluşturmak amacıyla yapılan paylaşımların çoğu yanlış ve yalan olabilmekte. Maalesef kullanıcıların çok büyük bir oranı bu paylaşımların doğruluğunu sorgulamadan kişisel hesapları üzerinden bu yanlış ve yalan haberleri paylaşarak çok daha fazla bir kitleye yayılmasına sebep olmakta. Böylece önüne geçilmez yayılım ile bilgi kirliliği de beraberinde gelmektedir.
Peki jenerasyonlara göre Sosyal Medya kullanım oranları nelerdir?
Z Jenerasyonu (13-19 yaş)
Z jenerasyonunun %25’i 2014’te Facebook’u terketti.
• %33’ü kendilerine e-posta yoluyla ulaşan markalardan hoşlanıyor.
%32’si Instagram’ın en favori sosyal medya kanalı olduğunu söylüyor.
Y Jenerasyonu (20-35 yaş)
Y jenerasyonu Facebook’ta her jenerasyondan arkadaşı olan kuşaklar içerisinde en yüksek averaja sahip.
• Millenials olarak da adlandırılan Y jenerasyonun %87’si Facebook kullanıyor.
• %43’ü kendilerine e-posta yoluyla ulaşan markalardan hoşlanıyor.
User generated content yani internet kullanıcıları tarafından üretilen içerikleri %50 daha güvenli buluyor.
X Kuşağı (36-49 yaş)
X jenerasyonunun %48’i Twitter hesabı kullanıyor ancak yarısından daha azı aktif.
• %40’ı online içeriği laptop üzerinden görüntülemeyi tercih ediyor.
• Online alışveriş yapanların %23’ü X kuşağı.
%8’i aktif olarak Instagram kullanıyor.
Baby Boomer Kuşağı (50-65 yaş)
İleri yaşlardaki kadınların %54’ü akıllı telefon kullanıyor.
• %84’ünün Facebook hesabı var.
%58’i marka ile sosyal medyada etkileşim kurduktan sonra web sitesini ziyaret ediyor.
Sosyal medya ile…
hem bireysel hem de kurumsal anlamda olumlu yönde kazandıklarımız da çok fazladır. Her şeyden önce sosyal medya zaman ve mekan sorununu ortadan kaldırmıştır. Bireyin kendisini daha değerli hissettiği bir sürecin içine sokmuştur. Kişinin kendisinin de üretebildiği, düşüncelerini dile getirebildiği bir sürecin yönetimine dahil olduğu bir dönem başlamıştır. Çok boyutlu iletişimsel özelliklerin kullanılabildiği ve sınırlayıcı şartların devreden çıktığı teknoloji destekli bir dünyanın kapılarını açmıştır. Kurumsal anlamda da oldukça fazla avantajları vardır ve hem kurumların kendi aralarındaki hem de üretici-tüketici arasındaki birlikteliği daha güçlü konuma getirmiştir. Dijital teknolojilerin, mobil platformların ve pazarlamanın devreye girdiği çok renkli, etkileşimi yüksek, hızlı ve kolay ulaşılabilir bir yapının oluşmasını sağlamıştır.
Peki Yeni Medya ile hayatımıza giren bazı meslekleri hiç merak ettiniz mi?
Çalışma alanları da oldukça geniş olan yeni medya sektörü ile hayatımıza; Yeni Medya Gazeteciliği, Yeni medya web geliştiriciliği, yeni medya reklamcılığı, sosyal medya uzmanlığı, basın medya danışmanlığı, yaratıcı medya teknisyenliği, dijital pazarlama, internet reklamcılığı, seo uzmanlığı gibi birçok iş tanımı girmiştir.
Kaynak: Intell4