Nöropsikiyatrist Prof. Dr. Belen: “Sosyal medya, derin ve yaratıcı düşünmeyi olumsuz etkiliyor”
Ali Eyvaz- Gazi Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Nöropsikiyatri Merkezi’nden Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay Belen, sosyal medyanın “yaratıcı ve derin düşünme”yi olumsuz etkilediğini belirterek, ilham veren fikirlerin paylaşırken değil, yalnızken ortaya çıktığını savundu.
Belen, TBMM Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu’na sunduğu “Bilgi ve İletişim Çağında Zihin Dönüşümü” adlı raporunda, sosyal medyanın “yaratıcı ve derin düşünmeyi” olumsuz etkilediğini ve “dünya beni nasıl görüyor, kendimi nasıl daha iyi gösteririm” anlayışının egemen olmaya başladığını anlattı.
Belen, internet teknolojisine dayalı iletişim imkanlarının yaratıcı ve derin düşünme açısından büyük risk taşıdığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Verinin içselleştirilip o bireyin zihin süzgeçlerinden geçip özgün bilgiye dönüşmesi gerekir. Karar verme yetisi risk altında. Zihin sürekli yeni veri ve bilginin peşinde hızlı bir koşuda iken sebat edip ayrıntılı düşünemiyor. Öğrenme, hafızada bilgiyi saklama, beyinde protein yapımı ve zaman gerektiren bir süreç.
Herkes internet başında, telefonda, Twitter’da birbirinin ne yazdığına bakıyor, haber takip ediyor ama bu bilgilendirecek, düşündürecek, ufuk açacak bir bilgi değil. İnsan kelimelerle, kavramlarla düşünür ve bunu ifade şekli de önemlidir.”
Belen, sosyal medya sitelerinde 140 karakterle bir düşünce içeriğinin aktarılmasının istendiğini, ancak bunun mümkün olmayacağını ve kavramların, ifade şekillerinin azalmasıyla düşüncenin sığlaşacağını söyledi.
-“İlham, paylaşımsız ortamda yalnızken gelir”-
İnsanın ancak kendi başınayken ortaya çıkan “derin düşünme” yetisinin paylaşım sırasında aynı etkiyi gösteremeyeceğine işaret eden Belen, raporunda şu görüşlere yer verdi:
“Derin düşünme bizi insan yapan, kendimizin ve etrafın farkında olmamızı, kendimizi tanımamızı ve diğerlerinden farklılığımızı anlamamızı sağlayan şey. Biz dünyayı nasıl algılıyoruz, ne istiyoruz, ne düşünüyoruz ve nasıl bir gelecek hayal ediyoruz… Bunlar kendi başımıza iken olan şeyler, paylaşırken değil.
İnsanlara ilham veren fikirler ve yaratıcı düşünce yalnızken ortaya çıkıyor; yürürken, dışarıda, doğada, yolculukta, ev ve işten uzakta, sabah uyanınca, duşta, araba kullanırken, trende, kitap okurken. Dijital teknoloji bağlantı kurma, haberleşme, fikirleri yayma ve geliştirmede önemli ama başlangıçtaki fikir kıvılcımı, bağlantılardan uzakta insan yalnızken ortaya çıkıyor.”
Beynin enerji tüketiminin başka bir organdan 10 kat fazla olduğuna dikkati çeken Belen, bu enerjinin yüzde 80’inin nöronlar ve destek hücreleri arası haberleşmede kullanıldığını belirtti. Belen, tüm beyin işlevleri göz önüne alındığında içsel aktivitenin, uyarılmış aktiviteden daha baskın olduğunu bildirdi.
Kaynak: AA
One comment
Pingback: Sosyal Medyanın Sorgulanması | Hasaka Blog