Televizyoncu yazar Selahattin Yusuf ile tüm yoğunluğun yanında ilginç sorularla bir anket yaptık. Samimi cevaplarla “19 soruda sen” anketimizi cevaplayan Yusuf, okuyucularının bazı konularda meraklarını arttıracak cevaplara kapı açtı. En son İsa Hanginiz Romanı Turkuvaz yayınlanlarından çıkan Selahattin Yusuf televizyonda yaptığı kültür sanat programlarıyla da adından söz ettirmeye devam ediyor. İşte Anketimiz;
1. Hayattan memnun musun? Değilsen, neden?
Memnun değilim çok şükür. Şiire ve edebiyata yeterince vakit ayıramıyorum. Bu da beni üzüyor ve bu üzüntüyle şiire ve edebiyata vakit ayırabildiğimde, bu vakitle ne yapacağımı biliyorum.
2. Kiminle beraber oturup yemek yemek istersin?
İsmet Özel.
3. Piyangodan en büyük ikramiye sana çıksa, bunu nasıl değerlendirirdin?
Hiç dokunmadan yoksullara dağıtırdım. Angarya olurdu yani.
4. Çok utandığınız anlar oldu mu? Nasıl bir duyguydu?
Olmuştur. Şimdi hatırlamıyorum. Ama en zoru kendimden utandığım zamanlardır.
5-Hep hayalini kurduğun bir şey var mı?
Evet. Geçim sıkıntısı olmadan dünyada sığınabileceğim bir yer bulmak ve orada rahatsız edilmeden, tek başıma, tabiatın başka bütün güzellikleriyle birlikte ölene kadar yaşamak.
6. Türkiye hakkında genel görüşün nedir?
Çok yakınından çok ağır ve çok hızlı bir trenin sürekli geçmekte olduğu, derme çatma bir ev. Çok güzel, sımsıcak, biricik evimiz. Ama o trene bir şey yapamıyoruz. Sarsılmaması için, evimizin ağırlığını artıracak bütün şiirsel tedbirlere milletçe cesaret etmeliyiz.
7. Hiç intihar etmek istedin mi?
Evet.
8. Seni en çok ne keyiflendirir?
Samimiyet.
9. Bundan 100 sene önce yaşasaydın ne iş yapıyor olurdun?
Muhtemelen rençberlik, çobanlık. Şimdi, şu halimle yapsaydım, bir yolu olsaydı da çok iyi olurdu benim için.
10. En sevdiğin yönün hangisi?
Dürüstlük için, her defasında başkalarından önce davranıp kendi gırtlağıma sarılabiliyor olmam.
11. Duvarlara astığın sözler oldu mu? Sevdiğin bir aforizmayı paylaşır mısın?
Evet. “İnananlar omuz omuza!” Bunu neredeyse dalgınlıkla bağırmış olduğumuzu bugün acıyla anlıyorum. Ama yapabileceğimiz çok şey yok maalesef. Bu gün bu sloganı parçalara böldük ve “inanmak” ve “omuz omuza olmak” ifadelerine, yeryüzüne yeni inmiş bir uzay gemisine bakar gibi bakıyoruz. O zamanlar da bir fikrimiz yokmuş bu ifadelerle; bunu şimdi anlamak, yolu daha da uzatıyor.
12. Uzaylılara inanır mısın?
Bir ekmek kapısı olarak, evet. Hatta çok açık. Ama uzayda başka canlıların olabileceğini samimiyetle düşünmeye gelince; biraz daha muğlak, sadece “olabilir, niçin olmasın?” diyorum kendi kendime.
13. Özgürlük deyince aklına ne geliyor?
O dağlara yeniden gitmek, kavuşmak ve kekik sarhoşu olmuş rüzgarı burnumun içine çekerken, çocukluğumdan sonraki hafızamı uzun aralıklarla kaybetmek.
14. En sevdiğin şarkı?
Şarkı değil; ama sitar ve kaval seviyorum bu günlerde. Velayet Khan ve Bismillah Khan gibi olağanüstü ustaları dinliyorum.
15. Bir film önersen?
“Bal” / Semih Kaplanoğlu.
16. Başucu kitapların?
O anda okuduğum kitaplar hep başucumda da durur. Şu anda yeniden Zweig ve onun üzerine yazılmış kitaplar okuyorum.
17. En sık kullandığın kelime?
“Hadi ya!”
18. Kahramanın kim?
Fikirlerinin bir kısmına katılmasam da insani cehdiyle, hayatını şiirinin içine titizlikle ve ölümcül bir dikkatle almış olmaklığıyla İsmet Özel. Yapayalnızlığına öteden beri içim titreyerek hayran olduğum, dilimizin büyük üstadı, Türkiye’nin manevi teminatı Sezai Karakoç.
19. Darağacında olsan son sözün ne olurdu?
Benim için üzülecek olanlara dönüp, neden üzülmemeleri gerektiğine –kendim inanmayarak- onları ikna etmeye çalışırdım herhalde.