Sosyal Medya, hadi daha afili adını söyleyeyim, Yeni Medya hayatımızı çepeçevre sarmış durumda. Her alanda sosyal medya karşımıza çıkıyor. Bir çorbacının bile Twitter adresi var artık. Durum böyleyken siyasetin sosyal medya‘dan beri olmasını beklemek anlamsız olacaktır. Siyaset, tüm medya organlarını kullandığı gibi sosyal medyayı da kullanıyor. Dünya genelinde bunu en iyi uygulayanlar ise, sosyal medyanın membaı olan ABDli’ler. Barack Obama’nın korkusuzca bu alanda yürümesi diğer ülkelere ve liderlere ilham kaynağı oluyor. Özellikle, kullanımı basit ve içeriği herkese açık olan Twitter’da bunun çok iyi yapıldığı malumunuz. Twitter dijital siyasette ön plana çıkan en önemli mecra durumunda. Peki, tüm bunları bir kenara bırakırsak, siyasetin sosyal medya ilişkisi nasıl olmalıdır? Bunu bir inceleyelim:
Mekanikleşme mi, Organik bağ mı?
Yeni medya, isminden de anlaşılacağı üzere, medyaya yeni bir soluk getiren bir yeniden doğuştur. Medya, Web 2.0 ile üzerindeki yüzlerce yıllık ölü toprağını ve pası atmış durumda. Bunu da, Web 2.0’ın, Prometheus misali, gücü elitlerden alıp normal vatandaşa ulaştırması ile gerçekleştirdi. Dünyanın bir ucundaki bir insan Yeni Medya ile kendi medya organizasyonunun patronu olup, dünyanın başka bir ucundaki insanlara bilgiyi ulaştırabiliyor. Yeni medya, medyaya yeni bir solukken, bunu kullananların bu yeniliğe ayak uydurması beklenmektedir haliyle. Peki, siyaset bu yeniliğe ayak uydurabiliyor mu? En azından Türkiye için bunun cevabı şu an için hayır.
Siyaset ve siyasetçi hala web 1.0 ve web öncesi kafasında. Gazete ve televizyonların sansürlenebileceğini, dijital medyanın susturulabileceğini düşünen siyaset, sosyal medyanın gücü karşısında dut yemiş bülbüle dönüşmüş durumda. Birkaç siyasiyi bir kenara bırakırsak, sosyal medyayı TSK’nın bilgi notu kıvamında kullanan bir sürü siyasetçi var. Sıfır etkileşim, bülten havasında tweetler, kimseyi takip etmemeler… Siyasetin Twitter’daki hal-i pürmelali bu şu an için. Profesyonellerce yönetilmeyen hesaplardan “RÖ” benzeri abukluklar çıkabiliyor. Bir bakan “rö” yazıyor, diğeri “cv” yazıyor. Bir belediye başkanı, internet dilinde bağırmak anlamına gelen, büyük harfle tweetler atıyor. Bir belediye hesabı TT’deki bir etiketi kullanarak gün içerisinde yüzlerce tweet atıyor… Ülkemizde sosyal medya tabiri caizse, üvey evlat muamelesi görüyor. Arada celallendiği olduğu ve tutmayın küçük enişteyi moduna girdiği olsa da, kartellerin ve büyük medya patronlarının yeni bir sömürü mecrası olarak gördüğü bir gerçek. Bu sebeple, siyasetçilerin, burnundan kıl aldırmadan, vatandaşın şikayetini dinlemeden, bülten kıvamında tweetler atması da kaçınılmaz oluyor. Bu da, mekanikleşmeyi ve bu alanın nimetlerinin kullanılamamasını beraberinde getiriyor. Siyasetçi, sosyal medyanın nimetlerini kullanmayarak bir fırsatı da elinden kaçırıyor: Seçmen artık burada. Sosyal medya, fikir değiştirme mekanı değildir. İnternette hangi tartışma ortamında olursanız olun, sonuç yine “değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” maddelere geliyor ve tartışma, bir sonuca varmadan bitiyor. Bu ortamda fikir çatışması yapılamayacağı işte bu yüzdendir. Bu sebeple, burayı tetikçilik yapmak ve tartışma çıkarmak için kullanmak yerine, polemiklerden uzak, kendini anlatmak ve halk ile iç içe olma hissini yaşamak isteyenlerin “organik” bir şekilde kullanmaları şarttır. Bakınız, cumhurbaşkanı Abdullah Gül dışında, yeni medyayı, “ruhuna uygun” bir şekilde kullanan siyasi neredeyse yok. Cumhurbaşkanı, Youtube üzerinden soruları cevaplamıştı. Gittiği yerlerden fotoğraflar paylaşan, “üstten bakan” bir dil kullanmayan Gül, Yeni Medya ruhunu yakalamıştır diyebiliriz. Bunun aksine, twitter’ı polemik aracı olarak kullananlar, sosyal medya gruplarının işinin, “hashtag çalışması” yapmaktan ibaret olan partiler sosyal medyayı mekanikleştiriyor ve o “halkla iç içe olma” durumunu, yani organikliğini alıp götürüyor.
Gelelim bu yazının yazılma sebebine. Yazının başında dedik ya, Barack Obama bu işi çok iyi yapıyor diye. Obama, geçtiğimiz Cuma günü, twitter hesabından #ff verdi. #FF verdiği kişi, bir dönem dışişleri bakanlığı yapmış olan Madeleine Albright. Bu #ff verme işi, Obama’nın, yeni medyayı “ruhuna uygun” bir şekilde kullandığının da bir kanıtı aslında. Ne diyelim ki, darısı bizim başımıza:
#FF @Madeleine. Welcome to Twitter, Madam Secretary.
— Barack Obama (@BarackObama) September 27, 2013