Sosyal medya nedir? Herkes ‘sosyal medya uzmanı’ mıdır? ‘Beni
Twitter’da 30.000 kişi takip ediyor’ diyen bu mecraya hakim biri midir? Şu mudur, bu mudur..? diye devam ediyor son zamanlarda bu sorular. Sosyal medya nedir diye burada uzun uzadıya anlatmaya kalkışmayacağım. Ama şöyle kısaca özetleyebilirim; bu yazıyı okurken tam da sosyal medyanın içindesin! Sosyal medya merakı ya da sosyal medya hakkında yazılıp çizilen içerik merakı seni bu yazıya getirdi.
Sosyal medya her yerde! Herhangi bir yeri yurdu yok bu mecranın. Fakat kendimizi sosyal medya içinde hissettiğimiz en yoğun zaman, herhalde ‘itiraz’ seslerinin parmaklara dökülüp herkese yayılmaya başladığı anlardır.
Bir itirazınız mı var, verilen hizmeti mi beğenmediniz ya da şikâyetiniz mi var, işte sosyal medyanın kalbi tam da bu anda atmaya başlıyor. Köşeye sıkışmış, içe kapanmış ve cesaretsiz tüm ruhları canlandırdı ve özgür bıraktı bu mecra. Suskun bir toplumdan ‘yazar’ bir topluma geçiş yaptık. ‘Sesimi sana duyuramadım ama bu yazdığımı görmek zorunda kalacaksın’ diyebildik. TV’de ya da radyo da uygulanan sansüre sessiz kalırken, sosyal medyaya uygulanması düşünülen ya da uygulanan sansüre ‘hayır’ diyebildik. Özgürleştik, sanki biraz daha özgüven sahibi olduk. ‘Bakın bakın nasıl
da kalayladım şunu’ diye böbürlenmeye başladık. Yazarak tabi…
‘Hayır’ demeyi öğretti bize bu ‘özgür’ medya. Fakat eksik olan bir şey kaldı; üslup! Cesaretimizi özgür bıraktığımız sosyal medyada fütursuzca eleştiriyi hak gördük kendimizde…! Kendi kendimize duyurduğumuz küfürleri açıkça yazar olduk. Sosyal medya bu denli etrafımızı sarmadan önce, bize yapılan haksızlığa sessiz kalırken, şimdi hiç düşünmeden şahıslara ya da şirketlere üslubumuza dikkat etmeden ‘yazar’ olduk. Tepkimizi seçilmiş ifadelerle dile getirmek yerine, tabiri caizse yerin debin dibine soktuk.
Sosyal medya sesinizi tüm dünyaya duyuracak kadar ‘özgür’ bir mecra. Fakat sanıyorum, bu özgürlüğe kendi sınırlarımızı koymaya başlamalıyız. Susmayın, yazmaya devam edin. Fikirlerinizi dünya insanlarından esirgemeyin. Bunu yaparken sosyal medyanın olmadığı o günlerde ki ‘kendinizi’ unutmayın!
Haksızlık, ancak, doğru ifadelerle dile getirildiğinde ‘haklı’ olabilir…
‘’bence’’
sosyokur.com’da ilk 10’da tebrikler.