Önemli ve dikkate değer birileri öldüğünde, onlarla ilgili eserlerde bir “kör öldü badem gözlü oldu etkisi” ile patlama yaşanır. En son Amy Winehouse ve Michael Jackson örneklerinde olduğu gibi. Bugünkü teknolojinin geldiği yerde mutlak etkisi büyük isimlerden biri olan Steve Jobs’ın ölümü de benzer bir sonuç doğurdu ve yayıncılar akbaba misali birçok kitap basmaya başladılar Apple veya doğrudan Jobs’ın hayatına dair.
İşte bu kitaplardan biri var ki diğerlerinden sıyrılmayı başarıyor. Öyle ki bizzat Steve Jobs’ın işbirliği ve onunla yapılan kırktan fazla mülakat ve birçok aile üyesi, iş arkadaşı vs. ile yapılan görüşmelerin derlendiği tek kitap olarak dikkat çekiyor.
Eser daha önce Albert Einstein, Benjamin Franklin ve Henry Kissenger gibi isimlerin de biyografilerini kaleme almış Walter Isaacson’un çalışması. Dilimize de hızla ve oldukça başarılı biçimde Dost Körpe tarafından çevrilip, Domingo Yayıncılıkca bize kazandırılmış.
Kitabı elinize aldığınızda kapak, dizgi, baskı, fotoğraf seçimi kısaca her şeyiyle sade bir şıklıkla dikkat çekiyor ve sanki bir Apple ürünü hissi veriyor. Steve jobs’ın hayatını anlatan bir eserde de, onun ömrünü verdiği sade estetiklik anlayışı yakışır zaten diyorsunuz.
Kitap çocukluktan itibaren bir roman gibi ilerliyor ve bizlere Steve Jobs özelinde, o yılların California’sı, silikon vadisi ve teknolojide nereden nereye geldiğimizi, ilginç bir hayat örgüsünün fonu şeklinde, hikayeye yedirerek seyretmemizi sağlıyor. Sadece Jobs ve Apple değil, Bill Gates, Microsoft, IBM, Atari ve o dönemden bugüne teknolojide ve kişisel bilgisayar devriminde kimler varsa kitapta onlarda yerlerini almışlar.
Bir önemli özellik ise konunun taraflarının sözlerinin ayrı ayrı kitapta yer alması. Örneğin bir konu hakkında Steve Jobs’ın fikrine yer verilmiş elbette ama şayet muhatabıysa Bill Gates’in veya Jobs’ın eski sevgilisinin eleştirel fikirlerine de yer verilmiş ve kitabın genelinde objektif bir hava yakalanmış.
Kitabın tek olası falsosu konu itibariyle biraz bilgisayar terminolojisini, şirketleri ve bu gelişim sürecini biraz bilmek gerektiriyor (yani bunlar bilinirse daha keyifli). Ama bu konularda yetkin olmayan okuyucu da rahatlıkla bu eseri okuyabilir. Çünkü sonuçta bu kitap doğar doğmaz Suriyeli babası (Abdulfattah “John” Jandalli) ve amerikalı annesi (joanne simpson) tarafından evlatlık verilen bir garip çocuğun da öyküsü.
Üniversiteyi bitiremeyen, zen öğretisi ve budizme merak salan (sırf bu sebeple parasız bir biçimde hindistan’a giden), çıplak ayakla gezip bir haftayı bulan oruçlar tutan, kimi zaman LSD gibi uyarıcılar kullanan, ömür boyu ağır vegan (bizzat hayvansal ürün tüketmediği gibi süt vb. yan ürünleri de tüketmeyen) diyeti uygulayan, felsefe olarak asla maddeselliğe bağlanmamak gerektiğini savunan, Japon zen hocası ile bol bol meditasyon yapan ruhani arayış içinde bir insan.
Ve aynı zamanda çok hırslı, sanat ve estetik tutkunu, elektronik delisi, grafik arayüzlü kişisel bilgisayarların babası, çoğunlukla zalim bir idareci, sorumsuz bir baba, pixar – Macintosh – ipad –ipod – iphone gibi ürünleri dünyaya kazandıran bir insan.
Teknolojiyi sanat ve spritüalizmi harmanlayan bir insan. Ne kadar farklı iki tablo değil mi? İşte ayrıntıları bu kitapta bulacaksınız. Özellikle mühendislik ve işletme bölümü ilgilileri başta olmak üzere herkese ilham verecek ve dersler çıkaracak ilginç bir hayat öyküsü bu. Maksat kitabı özetlemek değil, bilgi verip dikkat çekmekti diyerek yazıyı burada sonlandırıyorum. Iskalamamak gerek notuyla.
Tebrikler, hem gündemde hem de güncel bir kitabı okuyup okurlarınıza sunmanız takdire şayan doğrusu.