Ermeni meselesini tartışırken Ermenilerin Müslümanlara yapmış oldukları zulümlerden de bahsetmek gerekir. Ermenilerin Müslümanlara yapmış olduğu zulüm ve hakaret tarih boyunca devam etmiştir. Her zaman ve heryerde Peygamber ve Kurana yapmış oldukları küfürler halende devam etmektedir. Peygamberi terörist, getirdiği islam dinini ise çöl olarak niyetlendiriyorlar
Müslümanlar Hz. İsa’yı, Hz. Musa’yı, Hz. Davud’u, İncil’i Tevrat’ı Zebur’u onlardan çok sevip ve benimsemişlerdir. Onlar bir kere sevmişseler Müslümanlar bin kere sevmişlerdir.
Dört kitapla Allah tarafından insanlara iyi yolu göstermek üzere indirilmiştir. Kuran’da da insana gösterilen yol budur. Herhangi bir insan Allah’ın indirmiş olduğu kitaplardan birini veyahut peygamberlerden birini inkâr ederse Allah’ı inkâr ediyor demektir. Dünyayı karıştıran ve bozgunculuk çıkaran o insanlardır. İnsanları birbirine kırdıran ve öldüren sebepte budur.
Kuran ne diyor; Dünya Allah’ın mal ve mülküdür. İnsanoğlu Dünyayı karış karış gezse bile bir karıncayı dahi incitmesi lazımdır. Eğer insan hak ve adalet üzere nasıl ki annesinden doğduğu zaman tertemiz ise öldüğü zaman da o kadar tertemiz olacaktır. Dünya hep altın olsa sen ne kadar çalışmışsan o kadar hakkın olur. Kiliselerde, sinagoglar da Allah’ın adının anıldığı mabedlerdir. Ben kiliseye gidiyorum namazımı kılıyorum, oranın taşı da, toprağı da, ustası da Allah’ındır.
Türkiye’de doğan çocuk ister Müslüman olsun, ister Hristiyan olsun, ister Yahudi olsun Türkiye o çocuğundur ona kalacaktır.
Dört kitap bir kelimedir. Kuran içindedir. Diğer kitaplar değişmişlerdir ve karıştırılmışlardır. Allah’tan gelen mesaj Kuran’ın içindedir. Kuran değişmemiştir. Kuran dünyanın tapusudur. Son kitaptır.
Ey insanlar bir sefer dünyaya geliyorsunuz. Kuran’da ne ararsanız bulursunuz. Bu dünyada ızdırap çekmeyin.
Bu konu başkadır. Bazı bilim adamları Allah’ın varlığına inanmıyor. Çok ufak bir soru soracağım. Gündüz oluyor, insanlar hep ayaktadır, güneş batıyor karanlık oluyor. O insanların gözü bir şey görmüyor. Hiçbir yere gidemiyorlar. On iki saat nasıl duracak, hali nasıl olacak hali ne olacak Allah en ufak imtihanı o insanları öldürür. Güneş doğduğu zaman tekrar ayağa kaldırır. Allah’ın imtihanını yazarsan binlerce sene yazsan da yine bitmez. Ey bilim adamları dünya nöbettir. Müddeti kısadır. Koltuğunuza güvenmeyin, nöbetinize güvenin. Şu anda ben dört kitabı ve dört peygamberi kabul etmezsem benim hakkım ağır bir cezadır. Ben cezama razıyım. Ermenilerin yaptığı hakareti ve zulmü ben dünya mahkemesine şikâyet ediyorum. Hakim haksız olursa onun cezasını mahkeme verecek.
Benim babam Rusya muharebesinde Kars’ın içerisinde ilk çarpışmada yaralanmıştır. Savaşta atı ölmüştür.
Yazan: Kerem SANTOR
Ben Bir Gazinin Oğluyum
Türkiye’nin toprağı ve milletin birlik ve beraberlik içerisinde olması için bu yazıyı yazıyorum. Çünkü ben bölücü değilim, partici değilim, ırkçı değilim. Ben Allah tarafından yaratılmış bir kulum.
Benim babam Rusya muharebesinde Kars’ın içerisinde ilk çarpışmada yaralanmıştı. Savaşta atı ölmüştü. Kanlar içerisinde kalmıştı. Ağrı Dağı eteklerinde kanı dökülerek eve kadar gelmişti.
Türkiye’nin bir avuç toprağını benim annemden ve babamdan doğan 10 kardeşime değişmem. Türkiye’de doğan çocuk ister Müslüman olsun, ister Hristiyan olsun, ister Yahudi olsun Türkiye o çocuğundur ona kalacak. Çünkü Allah’ın kitabında yazılan yol budur. Müslüman, Hristiyan, Yahudi bunların hepsi Allah tarafından yaratılmış kullardır.
Türkiye’nin toprakları çok mukaddes topraklardır. Ama içerisinde yaşayan insanların beyni hastadır. Bunların beyinlerinin hastalığının ispatı; bir ülkenin, bir devletin, bir milletin Allah’ı bir, peygamberi bir ve kitabı birdir. Peki, bunlar neden birbirine kurşun sıkıyorlar, birbirilerinin arkasına hançer vuruyorlar. Bunların beyinlerinin hastalığı 2.si; Ordu ne demek? Ordu yetmiş milyon insanın ruhu ve nefesi demektir. Orduda 130 civarı yüksek koltukta oturan amirler ve komutanlar şu anda nerededir ve nerede oturuyorlar? Türk liderleri, Kürt liderleri, Alevi liderlerine soruyorum “Balıklar nasıl havuzda keyif çatıyorlar ki sizler de balıklar gibi keyif çatıyorsunuz? Sabah bal yiyorsunuz, öğlen kebap, akşam baklava yiyorsunuz?”
Türkiye’nin binlerce genci toprak altındadır, binlerce anne, baba ve çocuklar ızdırap içerisindedir. Aslında bunların davaları iki kelime üzerinedir. Binlerce senedir “Daye ave bıdemın” diyor, diğer çocuk ise binlerce senedir “Anne bana su ver” diyor. Peki, bu çocukların suçları nedir? Sizler vurup öldürüyorsunuz… Bu çocuklar bir değil bin dil konuşsunlar. Bu dillerin kar ve zararı yoktur. Bunların beyinlerinin hastalığının3.sü; bir genç kız bir eşarp taktığında kızıyorlar. Bu genç kız bir eşarp değil bin eşarp taksın bunun ne gibi zararı var ki? Bu tür olaylar deli davalarıdır.
Beyin hastalığının ispatının 4.sü; dünyadaki devletlerin üniversiteleri Ay’a ulaştı. Türkiye’nin üniversiteleri ise birbirileriyle kavga ediyor. Bu yüzden hiçbir şey başaramıyorlar.
Mustafa Kemal Atatürk Şapka Kanunu ile şapka takmayı emretti, insanlar şapka takmamak için isyan ettiler ve çoğu öldü. Şu an için şapka içinbabası ölen kişile başlarından şapkayı çıkarmıyorlar.
Sizden ricam şudur ki Türkiye’nin 81 vilayetine ve bütün insanlara söylüyorum. Kanı bozuk insanlara yol ve fırsat vermeyin. Türkiye birlik ve beraberlik, saygı ve sevgi, huzur ve barış istiyor.
Eğer bu yazıyı kabul edip onaylarsanız, Türkiye içerisinde oluşan kavgalar, düşmanlıklar ve ölümler son bulacaktır. Anneler, babalar ve çocuklar artık ızdırap çekmeyecektir.
Yazan: Çoban Ali
Ben Bir Gazinin Oğluyum