Sosyal medya her ne kadar hayatlarımıza hakim olsa da Türkiye’de bir emekleme dönemi yaşıyor. Bu emekleme dönemi atlatıldığında sapla saman ayrılacak ve eli kalem tutan, edepli, iletişimi kuvvetli, hayal gücü geniş, işinde uzmanlaşan, işini gerçekten severek ve en önemlisi iyi yapan ve abuk sabuk polemiklere ihtiyaç duymayan kişilerin varlığıyla Türkiye sosyal medyada devrim gerçekleştirecektir. Burada kendine sade vatandaş gözüyle bakanlara büyük iş düşüyor. Geleneksel medyanın bir lağım çukuruna dönüştüğünü, kaliteden yoksun yayınlarla, yazılarla dimağları zehirlediğini hemen hemen herkesten duymuşumdur. Peki geleneksel medya hakkında bu tür düşüncelere sahip olan kişiler neden sosyal medyaya sahip çıkmıyor? Bu ortamı da (sizin deyişinizle) geleneksel medyanın çürümüş, kokuşmuş yapısına teslim mi edeceksiniz? Ya da sosyal medyayı geleneksel medya anlayışının kötü bir kopyası haline getirmeye çalışanlara dur demeyecek misiniz? O zaman kimse kusura bakmasın medyaya yönelttiğiniz eleştirileriniz inanılırlığını yitiriyor ve gözlerde ”belgesel izlemek istiyoruz” diyen tv seyircisi yalancılığına bürünüyorsunuz demektir.
Sosyal medya en klasik tabiriyle vatandaş gazeteciliğidir. Sosyal medyada rütbelere yer yoktur. Giriş yaptığınız andan itibaren artık başroldesiniz. Ekranların sevgili seyircisi değilsiniz artık. O zaman bu gücün hakkını vermeniz de gerekiyor. Güncel haberlerin ve fikirlerin paylaşıldığı, hem kullanıcıların hem de geleneksel medya aktörlerinin eklemiş oldukları yazılarla ilgili tartışmaların yapıldığı bir ortamdayız. Ve hepimiz şunu rahatlıkla görüyoruz ki bu yapı daha da iyi oturmuş bir şekilde büyüyerek devam edecek. Ama esas sorun şu vatandaş gazeteciliği geleneksel medyanın arka sokaklarını mı örnek alacak? işte o zaman hali harap. Ortalık dedikodudan yalan haberden, goygoyculuktan öteye geçilmez ve sosyal medyayı bilinçli bir şekilde kullananlar bile ömrü boyunca çıkartamayacağı bir lekeyi taşır omuzlarında. Zaten bazı güç dengelerinin istediği de bu. Tüm istekleri Sosyal ağlarda vatandaşın yaptığı işleri yok saymak. onlar yalan haber yapar ceremesini gazetelerini kapatmakla ödemezler belki ama siz bu tarz haberlerle inandırıcılığınızı yitirdiğinizden ve insanı anında ham yapan bir çarkın içinde olduğunuzdan dolayı hesaplarınıza kilit vurmak zorunda kalırsınız o yüzden siz siz olun takipçi getirir mantığıyla ufak hesapların peşinden gitmeyin Sizin arkanızda 50 senelik şirketler yok… Hem zaten yalan, dedikodu, goygoyculuk, kışkırtıcı yayınlar yapmanın getirdiği reyting de yerin dibine batsın. Bu ana kadar söylediğim her şey safiyane düşünceyle yola çıkan ama hataya bulaşma ihtimali bulunan sosyal medya kullanıcılarınaydı.
Bir de geleneksel medyayı tabulaştırıp kendi yaptığı işi küçük görenler var. Yahu bugün geleneksel medya, sosyal medyayı kullanmayı öğreniyor ve sen halen geleneksel medyayı ulaşılmaz bir tabu olarak görüyorsan bir yerlerde eksiklik var demektir. BBC “Dünyadan Haberler” bölümü direktörü Richard Sambrook, uzun vadede sosyal medyada ne olacak sorusuna şöyle bir yanıt veriyor: Sambrook’un emin olduğu noktalardan biri, ilerde medya kuruluşlarının kendi muhabirleri, kendi haberleri olmayacak. Onun yerini haberlerini kamusal alanda paylaşan, gündemin nabzını tutan bağımsız gazeteciler alacak. Bugün pek de ciddiye alınmayan, hesaba katılmayan “vatandaş gazeteciliği” çok önemli bir kavram haline gelecek. Evet tam olarak bunları söylüyor sambrook. Fakat şu haliyle bu imkansız. Zira gazetecilik salt bilgiyi sunmak değildir yani twitter ı açtığınızda yüzlerce haber okursunuz ama o haberi paylaşan kişilere gazeteci diyemeyiz elbette bu haksızlık olur. Fakat günün birinde bu haberleri sunan kişiler (ki yavaş yavaş olmaya başladı) bilgiyi sunmanın dışında disiplin, analiz yeteneği, açıklama ve içerik oluşturmaya da başlarsa işin rengi değişecektir. Yani vatandaş gazetesine sahip çıkacaktır.
Geleneksel medya sakinleri şu an sosyal medyada ”bakın internet medyasını rakip olarak görmüyoruz iç içeyiz, açık fikirlilikle karşılıklı paslaşıyoruz” imajı çiziyorlar. Hatta çizmenin ötesinde bunu bizzat içselleştirmeliler de. Zira onların kaybedecek bir şeyleri yok. Aksine internetin karşısında durmaları onların zararına olacaktır. Bazı dar düşünceli, internet denilince aklına ilk iş olarak sanal alem gelen gelenekçi zihniyetler dışında sosyal medyadaya karşı çıkan da yok. Belki başlarda biraz daha mesafeliydiler fakat bu da kırıldı. Ve bugüne geldiğimizde internetin karşısında durmayanlar internetin yanında yer almanın kazancını yaşıyorlar. Ama bu medyada var olan gelenekçi yapı bunu pek de hoş karşılamıyor hatta sosyal medyaya, interaktif ortamlara uzaktan bile bakmıyor. Birisi onların kulağına vatandaşın klavye tıkırtılarını fısıldamalı ve en azından şöyle söylemeli ” Efendim siz sosyal medyayı küçümsüyorsunuz haklılık payınız da var fakat Sosyal medya sivil toplumda tartışılamayacak kadar merkezi bir role sahip oldu.” cümleyi yumuşatırsa belki bir ışık yanar kafalarında belli mi olur… (Zaten bu tarz insanları geleneksel medya ileride tasviye edecektir gibime geliyor) neyse bakalım bu iş nereye varacak hep beraber göreceğiz.
Said bey vatandaş gazetene sahip çık başlığını kaldırmış bulunmaktayım. Başlıklar konusunda büyük bir körlük yaşamaktayım bu başlığın da tam karşıladığına bir türlü ısınamadım ama aklıma en iyi böylesi yattı ve geleneksel medya karşısında vatandaş gazeteciliği diye attım başlığı.
başlığın tam olarak makale yansıtmadığını düşünüyorum, burada sosyal medya övülüyor mu? geleneksel medya kötüleniyor mu?