Günlerdir medyada dönüp dolaşan, Suriye’nin insan kanını donduracak şekilde acı görüntülerinin paylaşımını görüyoruz. Fotoğrafların paylaşımının Cenevre 2 görüşmeleri öncesine denk gelmesi ne kadar manidarsa, dikkat çekmesi bakımından tamamen doğru zamanlama olduğu düşüncesindeyim ki bu halde bile dünya basınından hak ettiği ilgiyi görebilmiş değil ne yazık ki.. Bu görüntüler olmasa dahi, Esad’ın halkına yaptığı zulmün ve kişilere uyguladığı şiddet taktiklerinin savaş suçu taşır nitelikte olduğu aşikar ve bu görüntüler de bunu tasdikler nitelikte.
Muhaliflerin girişimi sonucu İngiltere’de savaş suçlarının incelenmesi adına uluslararası adli tıp ve hukukçuların birlikte kurmuş olduğu komisyonda savaş suçları bakımından ” güçlü deliller” sayılacak bir karar çıkmıştır. Fakat asıl merak edilen konu, bu kadar delillerin ve bu kadar çabaların nihai sonucu olabilecek mi? Bundan önceki halka belki bir şeyler yapılamadı ya da çabalar sonuçsuz kaldı ancak bundan sonra ki halk bu sefer güvende olabilecek mi? Tabi ki hayır! 22 Ocak Cenevre görüşmelerinin ana temeli ”geçiş hükümeti” amacına dayalı olması, sonuç her ne olursa olsun bilinen bir gerçektir ki mutlak bir sonucun habercisi olmayacaktır ve hatta daha da çok işin içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.
Barış yönünde yapılan çalışmaların da samimiyeti tartışılır bir konu olmasının yanında, ülkelerin tutumları dıştan bakıldığında çok fazla göstermelik içten bakıldığında ise çok fazla Esad yanlısı durumundalar. İran’ın görüşmelere davet edilmesi ve davetin geri çekilmesi, Amerika’nın ve Rusya’nın ortak geçiş hükümeti teklifi sunması, barış görüşmelerine gerçek anlamda katkı sağlar adımlar olmadığını görebiliyoruz.
Büyük planlar ve rantlar uğruna dönen gizli planların bir parçası olduğunu bildiğimiz halde yine de bir umut olacakları bekliyoruz. Öyle sanıyorum ki yine sonuç olarak büyük bir hüsranla karşı karşıya kalma durumunda olacağız. Bundan sonraki gelişmeleri merakla bekliyor ve masum halkın bundan zarar görmemesini temenni edebiliyoruz ancak..